18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Bu uçağı kim düşürdü?

Suriye karasuları içerisinde veya dışarısında olduğu tam netlik kazanamayan yerde, bir savaş uçağımız düşürüldü ve gencecik iki pilotumuz şehit oldu. Tanrı rahmetini esirgemesin, ışıklar içerisinde yatsınlar.

Ancak uçağımızı kim düşürdü?

Müfredat programlarının son derece ağır olmasına rağmen bugünün üniversite öğrenimine yakın bilgiler veren eski liselerin matematik derslerinde çok bilinmeyenli denklemler okutulurdu. Uçağımızın düşürülmesi de aynen eski liselerde okutulan çok bilinmeyenli denklemler gibi… Olay sıcakken konunun üzerine gidildi, her zaman olduğu gibi hamasi demeçler verildi. Şehitlerimiz toprağa verildikten sonra bu olay tavsamış görünüyor. Basın üzerine gitmiyor, iktidar bir şey söylemiyor, CHP son kurultayda olduğu gibi gündemde tutmaya çalışıyor. Hepsi o kadar…

Gidenler gitti, uçak düştü. Bir süre sonra da unutturulacağa benziyor…

İlk anlarda Suriye hava sahamızı geçti bizde düşürdük gibi laflar etti. Ardından bizimkiler yaparız, ederiz; bu olay karşılıksız kalmaz gibisinden konuştular. Her zaman olduğu gibi gözdağı vermek amacıyla sınıra askeri birlikler sevk edildi. Olay uluslararası siyasette yer aldı. Batı ülkeleri yine kendi menfaatlerine dokunmadığından işi sürüncemede bıraktı.

Yakın tarihlere kadar dost olduğumuz Suriye ile aramız neden açıldı? Suriye ile dostluğumuz devam etmiş olsa, onların iç işlerine karışmamış olsaldık bu uçak düşürülür müydü?

Dış politika, uluslararası ilişkiler ve hukuk, kendine özgü bir bilim alanıdır. Ben biliyorum demekle bu işler çözülmez. Öncelikle bunun eğitimini alan deneyimli büyükelçilerin görüşleri önemsenmelidir. O kişiler monşerler diye küçümsenip bir köşeye atılırsa böylesine bir karmaşa içine düşer ve bu işin üstesinden nasıl geliriz diye düşünürüz…

Büyük olasılıkla Obama’nın yönlendirmesiyle Suriye’yi karşımıza aldık. ABD kendi başkanlık seçimi kaygısına düşünce de yalnız kaldık. Suriye’nin yanında Rusya ve Çin’in olduğunu bir türlü düşünemedik. Rus donanması şimdi Suriye yakınlarında…

Şimdi ne olacak?

Savaş çığlıkları atacak mıyız? Yoksa susup bu beladan nasıl kurtulacağız diye düşünecek miyiz?

Suriye karasularında düşen uçağımızdaki şehit pilotlarımızı çıkaran Nautilus gemisinin raporuna göre, 1260 metre derinlikteki uçağın yüzlerce parçaya ayrıldığı tespit edilmiş. İşin garibi toplanan parçalarda herhangi bir patlayıcı maddeye, kısaca füze veya uçaksavar ateşi izine rastlanmadığı görülmüş. Uçağın gövdesi su yüzüne çıkarılırsa belki o zaman düşüş nedeni aydınlanacak…

Acaba gerçek kamuoyuna açıklanacak mı? O da işin başka bir yönü…

Patlayıcı yok!

Füze izi yok!

Peki, bu uçak neden düştü?

İster misiniz aklı evvelin biri çıkıp pilotlar panikleyip uçağı düşürdü desin!..

Bir başkası da aşka gelen bir bedevi sapan taşıyla düşürdü desin!..

Kısacası çok bilinmeyenle denklem gibi bir olay…

Ortada olan gerçek iki yetişmiş pilotumuzun en verimli çağında şehit olduğudur…

Buna benzer olaylarla yakın tarihlerde de yaşamıştık. Akdeniz’de 1992 yılında yapılan NATO tatbikatında ABD’nin Saratoga uçak gemisinden atılan iki füze Muavenet Muhribimizin köprü üstünü, savaş harekât merkezini ve telsiz bölümünü parçalamış beş şehit ile yirmi iki yaralı vermiştik. Yunan uçaklarıyla it dalaşına giren bir uçağımız düşmüş, şehit yüzbaşının naaşı bile bulunamamıştı. K.Irak’ta Süleymaniye’de özel harekât askerlerimizin başına gerilen çuvallar da bir başka örnekti…

Sonra ne olmuş; olayların üzerine fazla gidilmemiş, her şey zamana bırakılıp unutulmuştu. Gönül ister ki, düşürülen uçağımız da onlar gibi olmasın…
 

erdemyucel2002@hotmail.com
 

Yayın Tarihi : 18 Temmuz 2012 Çarşamba 10:37:09


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
yasar ertas IP: 94.135.148.xxx Tarih : 19.07.2012 11:33:03

memleketimde  birileri ölmüs birileri kaza yapmis ölmüs birileri  yolda giderken ölmüs birileri düserken ölmüs vs. ölümler oluyor ölüm allah"in emri de deniliyor bir tek ortada kalan ölüm sebebleri bizde cok kimse kusura bakmasin ama cogu pisi pisine ölüyor geride kalan saglarda pisi pisine bu sebeblerden sadece laf la laflasiyor zaman icinde her sey unutuluyor olmamasi icin bir adim sorumlular bir calisma yapmiyor adeta öteki gelsin diye ellerinden geleni yapiyorlar dersem yalan demis olmam her ne olursa olsun ölenlere saygim sonsuz allahrahmet eylesin sag kalanlarinada allah sabir versin

cocukken bir hatirami yazmak geldi icimden 60 yillarda beygir kilindan kücük top yapardik bu topla arkadaslarla oyun oynardik bir arkadasimizda vardi  Gözü tam görmezdi  o zamanda gözlük te yoktu yok yok demek yanlis vardida biz bilmezdik ona biz kör ibram lakabi vermistik onunla ve bir kac arkadas bu top oyununu oynarken sakadan kör ibramin yanina topu atar hadi ibram topu bul at derdik ibramda yav tup...! etti buraya düstü derdi topu göremezdi arar dururdu bazen bizde sakadan topu yaninda vurur tup sesi ettirirdik arar durdururduk o yine ayni tup.. etti buraya düstü derdi bu düsmelerde biz bir eglenirdik zaman geldi öyle oldu böyle oldu düsmeler degisti teknik kuvvetli her sey kuvvetli bu düsmelerde nasil nereye düstü bilemiyoruz bu düsmelerde cok cok canimiz yaniyor  hani yani biz oynarken kör ibrama bile bile yapiyorduk topu düsürüyorduk ibramda tup etti buralara düstü diyordu duyuyor ama göremiyordu acaba bizim bu islerle sorumlular ayni oyunumu oynuyorlar külfeti agir ise genede bir sey dememek gerek ama hic olmassa bu oyunlari bastan yapmiyalim gelecekler de olmamasi icin önlem alalim