22
Mayıs
2024
Çarşamba
ANASAYFA

Bürokrasi de Görgüsüzlük!..


Türkiye’nin altı içeriden ve dışarıdan oyuluyor mu?

Aydın Türk insanın en büyük sıkıntısı da bu yönde...

Gün geçmiyor ki, yazılı ve görsel basında bununla ilgili bir haber gündeme getirilmesin. Birkaç gün öncesi Hürriyet Gazetesi’nin manşetinde “Mevlana’nın kemikleri sızladı” başlığı altında akıl almaz, bir haber ve fotoğraf yer alıyordu.

Paris’ten Muammer Elveren’in haberinde, Mevlana’nın tanıtım etkinlikleri çerçevesinde Konya İl Kültür ve Turizm Müdürü Abdüssettar Yarar, toplantıda hazır bulunanların şaşkın bakışları altında arkasına bastığı ayakkabısını çıkarmış, ayağındaki beyaz çorapları ile protokol sırasındaki koltuğuna bağdaş kurarak oturmuş.

Mevlana’nın 800.doğum yıldönümü nedeniyle Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu” Paris’te UNESCO’nun toplantı salonunda düzenlenen sema gösterisinde, bu görgüsüzlükten kaynaklanan çirkin olay meydana gelmiş... Bu kültürel toplantıya katılanlar arasında Devlet Bakanı Mehmet Aydın, Afganistan Kültür Bakanı Abdülkerim Huram, İran Bilim Teknoloji Araştırma ve Kültür Bakanı Mehdi Zahed, Türkiye Kültür eski Bakanı Prof. Talat Halman, UNESCO Büyükelçimiz Ali Tuygan, Prof. Kenan Gürsoy ve Prof. Mahmut Esat Kılıç da bulunuyor. Muammer Elveren’in haberinden öğrendiğimiz kadarıyla görgülü Kültür ve Turizm Müdürü! protokol sırasında oturduğundan salondaki görevliler tarafından uyarılamamış!.. Abdüssettar Efendi! de kendisini Arabistan çöllerindeki bedevi çadırında sandığından olacak istifini bozmadan gösteriyi izlemiş...

Türk hükümeti, diplomasisi için büyük ayıp...

Türkiye Kültür ve Turizm Bakanlığı için fiyaskonun daniskası...

Her şeyden önce maneviyatın biliminde önünde geldiğini söyleyenler bir an durup düşünsünler. Mevlana gibi barışı hoşgörüyü ve sevgiyi felsefesinde öne çıkaran, O ulu kişiyi manevi yönden rencide ettiğinin farkında bile olamayan zavallılar...

Bu görgüsüzlüğü yapan Türkiye Cumhuriyeti’nin Kültür ve Turizm müdürlerinden birisi... Maganda kültürü olarak nitelenen beyaz çoraplarla Paris’in merkezinde uluslararası bir toplantıda bağdaş kurup oturuyor.

Bedevi çadırında oturmuyor. Artık bedeviler bile batı ile olan ilişkileri sıklaştığından nasıl oturulup kalkılacağını, nasıl konuşulacağını öğreniyorlar. Bizde ise nanay!..

Aslında Konya Kültür ve Turizm Müdürü’nü bu işte çok fazla sıkıştırmaya da gerek yok. Demek ki, adamın kültürü, görgüsü o kadar... Daha fazlasını ondan istemeye de kimsenin hakkı yok. Bu kapasite meselesi...

Ancak ortada bir suçlu var; o da Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığıdır. Daha doğrusu onu oraya atayan güçtür.

Kültür ve Turizm Müdürlüğü önemli bir görevdir. Özellikle Konya gibi Mevlana kültürü ile odaklanmış bir yere atanacak kişinin ince elenip sık dokunması gerekir. Meram Anadolu Lisesinde Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenliğinden bir adamı Kültür ve Turizm Müdürü yaparsanız olacağı budur.

Bu görgüsüzlük örneği aynı zamanda İmam Hatip Lisesi mezunlarına vurulmuş bir darbedir. Şimdi toplum bu okullardan görgüsüz, toplumdan uzak, protokolden bihaber gençler yetişiyor diye bir iddia ortaya atılsa ne diyeceksiniz?

Kuşkusuz, bu çirkin örneğin İmam Hatipli gençleri yaralamasını istemeyiz. Kendisi bir şeyleri bilmeyen bir kişi şimdiye kadar nasıl öğrenci yetiştirmiştir. Şaşkınlığımız buradan da kaynaklanıyor. Ne derseniz deyin iki ucu da pis bir değnek...

Yeni Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın bu olayı nasıl değerlendireceğini bilemeyiz. Bu adam koltuğunda kalacaksa diyeceğimiz yok...

Eski Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç’un atadığı bu müdür Konya’ya gelen yabancı yerli bakanları, devlet misafirlerini gezdirmiş, sözüm ona onlara bilgi de vermiş olmalıdır. Ama neler anlattı...Gerçekten duyanlar varsa bildirsinler...

Kültür ve Turizm Bakanlıkları birleşmeden önce yanılmıyorsam 1978’li yıllarda Kültür ve Turizm Müdürlükleri kurulmuştu. O zamanlar bunların başına konusunun uzmanı kişilerin getirileceği sanılıyordu. Ama olmadı... Siyasi partilere yakınlığı olan veya Milli Eğitim’de sorunlu olan öğretmenler çeşitli illere kültür müdürü olarak atandı. Böyle olunca da arkeoloji, sanat tarihi, tarih, filoloji eğitimi almış müze müdürleri ile kütüphanecilik eğitimi almış kütüphaneciler arasında çeşitli sorunlar yaşandı. Bundan da zararı yıllar yılı müzeler ile kütüphaneler gördü. Halen de görmeye devam ediyor. Atilla Koç döneminde bazı müzelerin başına imza yetkileri olmayan müze başkanları getirildi. Bu da kültürdeki karmaşanın tuzu biberi oldu.

Paris’teki görgüsüzlük olayının hemen ardından bir başka çirkin görüntü de Sakarya Kaynarca’da yaşandı. Kulaklı İlköğretim Okulu Müdürü, oturan, meyve sularını içen iki AKP milletvekili önünde diz çökerek okuluna öğretmen isteğinde bulunuyor. Olayın geçtiği yer Kaynarca Eğitim ve Kültür Merkezi... Okul müdürü öğretmenlik mesleğinin onurunu ayaklar altına aldığının bilincinde bile değil.Yalnız milletvekilleri, okul müdürü değil herkes ayakkabılarını çıkarmış... Kuşkusuz, tarikat gelenekleri kültür merkezinde uygulanıyor!..

Atatürk’ün, öğretmen cumhurbaşkanından önde gelir sözünü ise anımsamamak elden gelmiyor.

Paris’te uluslar arası bir toplantıda ayakkabılarını çıkarıp bağdaş kuran bir Kültür ve Turizm Müdürü, Sakarya’da ayakkabısız milletvekilleri önünde diz çökmüş dert anlatan bir okul müdürü!..

Cumhurbaşkanı’nın Çankaya’da verdiği eşiz resepsiyona davet edilen Genç Siviller Hareketi lideri davete Converse ayakkabı ile katılmış!..

Diplomasiden frak, smokin ve papyon kravat kalktığına göre isteyen istediğini giyiyor. Neden diye sorulduğunda kimi ayakkabım yeni idi ayağımı sıktı, kimi oturan ile aramızda boy farkı olmasın diye diz çöktüm, Convers ayakkabılı da “İnsanlar orada kendileri olarak var, kıyafetleriyle değil” diyor. Kimisi de...

Al birini vur ötekine...

Türkiye nereden nereye getirildi?

Devletin onuru, öğretmenliğin onuru, kültürün düzeyi yerlerden kaldırılmalıdır. Bunu kimler yapacak? Seçilenler mi? Atandıkları görevleri kaldıramayacak düzeydeki görgüsüzler mi?


erdemyucel2002@hotmail.com

Yayın Tarihi : 10 Eylül 2007 Pazartesi 23:46:52


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?