31
Mayıs
2024
Cuma
ANASAYFA

Cehalet Üzerine!..


Cehalet, bağnazlık, taassup ve fanatizm gibi sözcükler çoğu kez günlük konuşmalarımızda, okuduğumuz kitaplarda, makalelerde geçer. Bu sözcüklerle ne demek istendiğini hiç düşündünüz mü?

Ansiklopedik bilgiler bir yana bunun en güzel tanımını Murat Ö.Ayfer yapmıştır. Ona göre bağnazlık, cehalet; bir inancı, bir ülküyü, bir geleneği, bir göreneği, bir ilkeyi, bir bilgiyi, bir düşünüyü, bir yorumu ya da bunların birkaçına körü körüne bağlılıkta ve aşırı ölçüde inatla savunarak, ondan başkasını veya başka türlüsünü de benimseme eğilimini kesinlikle gösterememe olgusudur.

Kuşkusuz, cehalet toplumumuzun en büyük olumsuzluklarından birisidir. Cehalet, bilgisizliğin ve değişmezliğin en büyük destekleyicisidir. Gelişmeye, değişime, evrime karşıdır. Bunun yanı sıra bilimsel tartışmaya, eleştiriye ve hepsinden öte tolerans ve hoşgörüye karşıdır. Bunun da nedeni korku, yeteneksizlik, beceriksizlik, kendine güvensizlik ve tembelliktir. Daha başka bir görüşle bazı insanların içerisinden bir türlü sıyrılamadığı olumsuzluktur. Onlar yapmış oldukları yanlışlığın farkına varmış olsalar bile kendilerini bu olumsuzlukların içerisinden kurtaramazlar. Bu tür insanlar aydın düşüncelere karşı adeta saldırganlaşır ve kendi çarpık düşüncelerini diğerlerine kabul ettirmeye çalışır. Böyle olunca da aydınlaşma felsefesini aşmış kişilerle ayrılık ve çatışmaların başlaması da doğallaşır.

Peygamberimiz, “Cehaletten, vebadan kaçar gibi kaçın” diye buyurmuştur. Kur’anın Alak Suresi “Oku ” anlamına gelen “İkra” sözcüğü ile başlamaktadır. İlk vahyin oku emriyle başlaması ve bu emrin beş kısa ayet içerisinde iki defa tekrar edilmesi, okumanın insan yaşamında ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.

Bundan güzel bir buyruk olabilir mi?

Ama ne gezer ; kara cehaletin ağır baskısı altında ezilen toplumun belirli kesimindeki insanlar Tanrı’nın, Peygamberin buyruklarını ne dikkate alıyor ve ne de uyguluyorlar. Daha doğrusu cehaletten kaçacakları yerde onun katran karası girdabı içerisinde kayboluyorlar. Kur’anın ilk ayeti olan “İkra” Oku sözünü ise yalnızca Kur’an okumak olarak algılıyorlar. Onu da bilerek okusalar ne âlâ ...Bilmedikleri, anlamadıkları bir dilde Kur’anı okuyup sevaba girdiklerini sanıyorlar. Kur’andaki ibret alınacak, insanı yönlendirecek sözleri düşünmüyorlar bile...Kaldı ki, Peygamberin o zamanlarda bilim ve sanatta ileri düzeyde olan Çin ile ilgili hadisinde “İlim Çin’de de olsa gidip öğrenin” diye buyurmuştur.

Gerçekte cehalet kavramı ile cahil insan çok kötü bir olgudur. Koskoca Osmanlı İmparatorluğunun çökmesine siyasi ve ekonomik koşullar kadar cehaletin de büyük etkisi olmuştur. Din uleması sayılan bir takım kişiler (!) verdikleri fetvalarla aydın padişahların tahtan indirilmesine, hatta öldürülmelerinde pay sahibidirler. Bu cehalet ve onun ortaya çıkardığı çekememezlik ve çıkarcılıktan kaç aydın sadrazamın, vezirin kafası kesilmiş veya boğdurulmuştur.

Bunu hiç düşündünüz mü?

Cehaletin yok ettiği aydın devlet adamlarının tam bir araştırılması yapılıp yayınlandı mı?

Bilgisizlik ve bilmezliğin son örneklerinden birisi de birkaç gün öncesi Erzurum’da yaşandı.

Yazılı ve görsel basından öğrendiğimize göre Erzurum’un Şafiler Camisinde öğle namazın kılmaya giden yetmiş yaşlarındaki Hilmi Gürsoy isimli bir vatandaşımız namazın üçüncü rekatında birden fenalaşarak yere yıkılmış. Bir insan yerde can çekişirken ne İmam Efendi (!) ve ne de cemaatten hiç kimse namazı durdurmayarak yaşlı adamın yardımına koşmamış... Namazın dördüncü rekatı beklenmiş, selam verildikten sonra yerde yatan, kâlp krizi geçiren adamın yanına gidilmiş ve sonrada 112 Acil Servis’e telefon edilerek ambulans istenmiştir. Camiye gelen sağlık görevlileri Hilmi Gürsoy’u solunum cihazına bağlıyarak Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Aziziye Araştırma Hastanesine kaldırmışlarsa da geç kalındığından ötürü vatandaşımız yaşamını yitirmiştir.

Bu cehalete ibret gösterilecek olaydan sonra İmam Efendi (!), “Üçüncü rekattayken bir ses duyduk. Cemaatten birinin arkadan düştüğünü fark ettik. Namazın son rekatını kılıncaya kadar bekledik. Namaz bittikten sonra cemaat müdahale ettiyse de bir sonuç elde edemedik. Allah’ın takdiri neyse o olur!..”

Cemaatten bazılarına televizyon ekranlarında, ne mutlu ölüm, camide öldü demekle yetiniyorlar.

Burada durup, düşünmek gerekir...

Bir insan ölüm ile burun buruna gelmişse, namazın bitirilmesi mi beklenir?

Yoksa namaz bırakılıp o insan mı kurtarılmaya çalışılır?

Başka bir deyişle; insan canı mı,yoksa namaz mı önemlidir?

Böyle bir durumda nasıl davranılacağı konusunda din adamlarının görüşlerine ihtiyaç yoktur; insanın aklı varsa onun öngördüğü şekilde davranmalıdır. Burada verilecek olan insanın gönül fetvasıdır. Namaz sırasında meydana gelecek acil bir olayda selam verilip namaza son verilir. Yardıma muhtaç kişinin yardımına koşulur ve böyle yapılınca da Tanrı katında daha sevap kazanılır. İmam Efendi (!) öncelikle yardıma koşmak zorundadır. İmamın arkasında bulunan daha tecrübeliler namazı devam ettirebilirler.

Cehalet tüm çıplaklığı ile Erzurum’da bir kez daha karşımıza çıkıyor.

Kenthaber’de de yayınlanan bu haber üzerine bir okuyucumuz, haklı olarak yorumunda soruyor; eğer deprem olsaydı yine namazın bitmesini mi bekleyeceklerdi?

Bunun yanıtını ben bilirim diyenlerle din uleması geçirenler versin!..

Yeri mi değil mi bilmiyorum ama bir okuyucumdan gelen maili sizlerle paylaşmak isterim.

Almanya’da 70.000 sağlık kurumu, 8.000 de kilise varmış...
Fransa’da 60.000 sağlık kurumu, 9.000 kilise varmış...
Türkiye’de 7.000 sağlık kurumu, 77.000 cami varmış...

Onlar tahsilli ve sağlıklı olarak yaşayacaklar ama gavur (!) olacaklar... Halbuki biz cahil ama dini bütün olarak ölünce cennete gideceğiz. Zaten bu dünya geçici, hiçbir şeyi dert etmeğe değmez. Boşu boşuna eğitime niye para harcayalım, nasıl olsa ölünce bir işe yaramayacak, bu bilgiler...

Eh hastane dersen boşu boşuna... Ölümü, yani cennete gitmeyi geciktirmenin anlamı ne? En iyisi o paraları okul, hastane gibi gereksiz yerlere harcayıp çarçur etmek yerine cami yaptırmaya harcayıp daha çok Müslüman gönderelim cennete. Orada seçim olursa biz kazanırız.

Varsın bizi AB’ye almasınlar, biz de onları cennete almayız!..

Okuyucu ardından eklemiş, beni ararsanız; camideyim!..

Kıssadan hisse bir istatistik ve bir fıkra... 



erdemyucel2002@hotmail.com

Yayın Tarihi : 31 Ocak 2008 Perşembe 10:57:31


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
feride kayhan IP: 88.241.14.xxx Tarih : 31.01.2008 20:52:53

sadece bu güzel yazınız için teşekkür etmek istedim..sağolun,eliniz dert görmesin..


Gökhan IP: 85.107.229.xxx Tarih : 31.01.2008 12:41:13

Sayın Yücel,gerçekten bu yüzyılda bunları tartışmak konuşmak aslında utanç verici ama,durumumuz ortada malesef.Size tamamen katıldığımı belirtmeliyim.İşaret ettiğiniz üzere,dünya üzerinde kendi dili dışında ibadet eden tek millet biziz.Acaba neden?Ulema dedikler zevat,Türkçe ibadet kabul edilmez ya da sevap değildir dedikleri için.Halbuki,onlar da çok iyi biliyorlar insanlar Tanrı'nın emrini kendi dillerinden okuyup anlarlarsa yalanları ortaya çıkacak.Çıkmasın diye ha bire baskı ve hurafelerle şişirip duruyorlar inancı. Zamanında Napoleon Bonaparte bile Mısır'a girince,yaptığı ilk işlerden biri Kur'an ı Fransızca ya çevirmek olmuş.Peki neden?Anlamak için tabii ki.Aksi takdirde düşünmek,yani Kur'an ın başka dilde okunmasının kabul olmayacağını düşünmek Tanrı'ya inanmamak demek olur.Canlı cansız tüm kainatı yaratanın böyle bir kural koyması düşünülemez,akla,mantığa ve inanca aykırıdır.Hatta her dile çevirilecek ki daha çok kişi olusun anlasın.Ama dediğim gibi bu,sözümona ulema sınıfının çıkarlarına dokunur,nüfuz kaybederler.İşte cehaleti körükleyenler başta bunlar.Hallac-ı Mansur hazretlerini de bu zihniyet yok etmiştir.Nice ilim,bilim adamı bu karanlık kişilerin vahşetine kurban gitmiştir.İlerici Osmanlı padişahlarından 2.Osman ve 3. Selim ile,birçok sadrazam bu güruhun kurbanı olmuştur.Daha sonra ise,Kubilay ve en yakın tarihte 1993 te Sivas ta katledilenler.Saygılarımla...


mehmet ersindigil IP: 84.62.40.xxx Tarih : 31.01.2008 13:40:47

Kalemine,de diline.de saglik esenlik diliyorum Sayin YÜCEL. O kadar güzel dizmissin kelimeleri katilmamak mümkün degil. Yaliniz sunu belirtmek isterim 21 rinci yüzyilin Cahili kalmadi diyorum, Sebebi,de eskiden belirli bölgeler icin meskun denirdi,yani orada seytanlar cinler vardir. Ama bu asirda meskun sirli diye bir yer kalmadi,Cünkü o cinler seytanlar insanlarin arasina karisti. Ögle günlere gelindi,ki bugün o cahil dedigimiz kisi veya kisiler o kadar cok sey bilyorlarki okumadan yapmadan bir Egitimcinin mühendizin yapmadigini yapiyorlar. Nasil olur demegin yalana vergi yok ögle olsa daha iyi böyle yapilsa daha iyi olur diye akil veriyorlar,Birsey yapmadiklari gibi yapanlara,da sira birakmazlar. Ilim cinde olsa ara bul demistir peygamberimiz. Simdi bir alim cine gidip ilim aramaya kalkarsa o zaman cami ne olacak camiye namaz kilmak icin vakti kalmiyacak namaz,da kilmazsa cennete gitmiyecek. Bosverin ilimi milimi halk erken ölsün ve erken cennete kavussun. Anlamadigim sey cennete gitmek o kadar ucuz,mu, Her türlü pisligi yapacaksin ondan sonra namaz kilip cennet ile gendini andlandiracaksin,Nerde o yogurdun bollugu demezlermi. Bu tür ahkam kesenler elbet,te insan sagligi ile degil namazla ilgilenecek,Ölen kisi ile bir daha namaz kilmayacaklar nasil olsa saygilarimla hosca kal.


erdem erfes IP: 78.160.42.xxx Tarih : 19.03.2008 08:49:17

sayın erdfem bey peygamber efendimizin oku dediği ABC değildir oku dediği KURAN'I KERİMDİR bu ahiret için tabiki ilim öğrenmek okumak bu dünya yaşantısı için lazım ama şunu unutmayın kişi KURAN'I hatim ediyor ama ABC okumamış veya okuma yazması yok cahil oluyor yapmayın beyler ibrahim tatlıses okul okumamış ama bu gün iş adamı ve kimse cahil demiyor demekki zengin kültürlü fakir cahil size göre ben ilkokul mezunuyum ama bütün gazete ve tv leri takip edrim ve iş yeri işletiyom


erdal geyikçi(köçek)...! IP: 88.252.163.xxx Tarih : 1.02.2008 22:46:37

MERHABA ERDEM ABİ.KÖŞENİZİ OKUYUNCA ÇOCUKLUK YILLARIM VE MUHABİRLİK YAPARKEN İNTİHAR EDEN BİRİSİNİ TUTARAK İNTİHARI ÖNLEDİĞİM GÜN AKLIMA GELDİ,İNTİHAR EDENİ NEDEN KURTARDIĞIMI YORUMUMUN SONUNDA ANLATACAĞIM ERDEM ABİ..ÇOCUKKEN MAHALLEDE AYRDIM TOPLARLARDI CAMİİYE YARDIM ADI ALTIDA,AHA YAŞ KAÇA GELDİ HALEN TOPLUYORLAR..30 YILDIR TOPLANIYORSA BU PARALAR ERDEM ABİ,KAÇTANE CAMİİ YAPILMASI LAZIM??SAKIN İBATETE VE CAMİİ YAPILMASINA KARŞI OLDUĞUMU SANMAYIN ERDEM ABİ..BELKİ 5 VAKİT NAMAZIMI KILMIYOR OLABİLİRİM.NAMAZ KILARKENDE ÖLMÜYECEGİMİDE BİLİYORUM"AMA"BİRGÜN CAMİİDE CENAZE NAMAZIMIN KILINACAĞINI BİLİYORUM ERDEM ABİ..ŞİMDİ MUHABİRLİK YAPARKEN,İNTİHAR EDENİ TUTMAYIPTA ÖLMESİNE NEDEN OLSAYDIM,ACABA ŞİMDİ SİZİN GİBİ GAZETECİ VE KÖŞE YAZARI OLA BİLİRMİYDİM ERDEM ABİ??ÖLMÜŞ BİR İNSANIN CENAZE NAMAZINI KILARIM!!!!GAZETECİ OLSAYDIM,DÜŞECEGİNİ GÖRÜGÜM BİR İNSANIN,BİR KARE FOTOĞRAFINI ÇEKECEGİME İNSANI TUTARIM,ALLAHIMDANDA SAĞLIK İSTERİM ERDEM ABİ..SAYGI VE SEVGİLERİMLE ERDAL GEYİKÇİ(KÖÇEK)....!


selim NAMER IP: 88.239.86.xxx Tarih : 2.02.2008 19:12:36

Yorum yazmaya karar verdim,lakin camidemisiniz,kurumdamı karar veremedim. Konu çok iyi yazılmış tarafınızdan ama cahiller gene anlamaz hocam,çok kişinin ölmesi gerekirki dank etsin.Bu gidişle din devleti oluruz ve sonra cumhuriyet ATATÜRK,ilkeleri ve LAİKLİ'ği aramaya başlarız. Sizin gibi gazetecilerde olmazsa vay halimize.


kubilay ozturk IP: 91.64.12.xxx Tarih : 13.10.2008 11:56:09

Alak Suresi'nde: 1)"Oku" dan amacin sadece "kur'an oldugu" ayetin devamindan belli. Bosuna uzatmaya kalkmamali. 2) "İlim Cinde de olsa.." seklindeki hadis "sahih" lerden mi? Kubilay