30
Mayıs
2024
Perşembe
ANASAYFA

CHP Strateji Değiştiriyor


CHP’nin politikasında ana hedef, Atatürk ilkelerini korumak ve laikliğe ödün vermemektir. Kuşkusuz, CHP bu politikasından taviz vermiyor. Ancak yaklaşan yerel seçimler nedeniyle de partinin yeni bir politika izlemesi gerekiyordu. AKP’nin tutumu, ortaya çıkan yeşil sermaye, Deniz Feneri, Şaban Dişli, Dengir Fırat olaylarının yanı sıra yerel belediyelerdeki yolsuzluk iddiaları, ekonominin olumsuzluğu, çeşitli il ve ilçelerde sürekli değişen imar planlarının kimlere rant sağladığının araştırılması ve son olarak da Kemal Kılıçdaroğlu’nun ortaya attığı iddialar, CHP politikasında yeni bir değişim olduğunu ortaya koymuştur. Özellikle CHP, belki de ilk kez AKP’nin zayıf karnını keşfederek oraya yöneldi. Bu nedenle de yolsuzluklar ve sağlanan çıkar hesapları üzerine yüklenmeye başladı. Bazı şirketlerin kamuoyu araştırmaları ise AKP’nin toplumun belirli kesimlerinde güvenini yitirdiğini gösteriyordu.

CHP bu durumda yaklaşan yerel seçimlerden başarılı çıkabilmek için ne yapmalıydı?

Sorun da buradan kaynaklanıyordu.

CHP’nin şimdiye kadar yapmış olduğu en büyük yanlışlık, solu bir türlü birleştirememiş veya birleştirmek istememesinden kaynaklanıyordu.

Bunda kişisel çekişmelerin payı var mıydı?

Bunun altında Deniz Baykal’ın tek adam olma isteği mi yatıyordu?

Aynı görüşü paylaşan pek çok siyasetçi CHP’de belirli zamanlarda saf dışı bırakılmıştı.

Son seçimlere baktığımızda CHP dışında ne DSP’nin ve ne de SHP’nin tek başına başarılı olamadığını görmüştük. Bugün bunda da bir değişim olduğunu sanmıyorum.

CHP, DSP ve SHP birleşmedikleri takdirde, yerel seçimlerde de başarılı olmaları çok zordur. Hatta imkânsızdır. Bu durum son iki seçimde olduğu gibi yine AKP’nin ekmeğine yağ sürülecektir.

Yerel seçimlerde CHP’nin stratejisi büyük illeri kazanmak olmalıdır. Nitekim bu gerçeği gören Deniz Baykal, Türkiye’nin kalbi sayılan Ankara’nın yanı sıra İstanbul ve İzmir’i kazanmak zorunda olduğunun bilincindedir. Bunun için de ilk adım olarak Deniz Baykal ile SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın CHP Genel Merkezinde bir araya gelerek Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı için anlaştılar. Bu olay günlerdir Ankara siyasi kulislerinde daha önceden de konuşuluyordu. Geçmişe dönüp baktığımızda Ankara yerel seçimlerinde CHP, DSP ve SHP ayrı ayrı adaylar göstermiş, oylar dağılmış ve aradan Melih Gökçek sıyrılıvermişti. Oysa o zaman üç parti ortak bir aday üzerinde anlaşabilmiş olsalardı, Melih Gökçek seçilemezdi.

Murat Karayalçın’ın CHP’den Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı için aday olması şaşırtıcı değildir. Eğer bu üç parti Melih Gökçek’in Ankara’daki hegemonyasına son vermek istiyorlarsa birleşmek zorundadır. Aksi durumda Melih Gökçek’in yine başkanlığını sürdürmesi kaçınılmaz olacaktır.

Nitekim Deniz Baykal’ın; “Ankara hâlâ Karayalçın’ın başkanlık dönemini özlemle arıyor. Hedefimiz açıktır. Bunun gerçekleştirilmesi gerekiyor” sözünün üzerinde durulmalıdır. Bu buluşmaya DSP ile DPT’nin de sıcak baktığı, “CHP’nin çağdaş demokrat isimlerine destek vereceğiz” gibi sözlerinden onlardan da destek geleceği anlaşılmaktadır.

Kuşkusuz, seçim takviminin belirlenmesinden sonra tarafların bu yöndeki çalışmaları daha da hız kazanacaktır. Ne var ki, karşılıklı yerel seçim tartışmaları şimdiden başlamış bulunuyor. Bunun örneğini de yine Karayalçın veriyor;

“Sayın Gökçek’e diyorum ki, tüneli kazdınız ama metroyu bitiremediniz. Ankara’nın kirli suyu, havası temizlenmeli, metro tamamlanmalı. Sayın Gökçek’te bir panikleme havası var. Böyle bir birlikteliği tahmin etmiyordu. Biz ANAP iktidarında metroyu yaptık. Çok sayıda icraat gerçekleştirdik. Gökçek altı yıldır AKP hükümetiyle neler yapabildi? Ortada…”

Buna karşılık Gökçek, “Karayalçın kazanırsa siyaseti bırakacağım. Ben kazanırsam Baykal ile Karayalçın bırakacaklar mı?” diye karşılık veriyor!..

Meşhur bir söz vardır; korku dağları bekler.

M.Gökçek, “Murat Karayalçın’ın gayesi belediye başkanı olmak değil, CHP’ne Genel Başkan olmaktır” diyerek havayı bulandırmaya çalışıyor. Bu da gösteriyor ki, Karayalçın’ın adaylığından epeyce rahatsız. Diğer taraftan DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, desteğini bağımsız aday olma kaydına bağladı.

Politika gerçekten tuhaf; bunu yapabilmek her kişinin harcı değil. Zeki Sezer’in bu sözlerine ise bir anlam verebilmek olanaksız. DSP, CHP çatısı altında seçime giderek TBMM’ne girebilmiştir. Bizde ahde vefa diye bir söz vardır!..

Türkiye kendine özgü bir ülkedir. Önceden kazanamazsam, hakkımdaki iddialar gerçekse siyasetten ayrılacağım diyenleri bu ülke çok gördü. Başarısızlıklardan ve karşılarına konulan gerçek iddialar karşısında koltuklarına daha da sıkı sarıldılar!..

CHP’nin Murat Karayalçın’ın Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı için aday göstermiş olması partinin geçmişte yapmış olduğu yanlışları bir daha yinelemeyeceğinin bir işaretidir. Belki de CHP’nin silkinmesidir.

Murat Karayalçın, başkanlığı döneminde Ankara’da şehircilik açısından önemli projeleri gerçekleştirmiş ve olumlu izlenimler bırakmış bir politikacıdır. Gerçekte CHP, DSP ve SHP tam bir işbirliği içerisinde çalışırlar, susturulmuş solu canlandırabilirlerse başta Ankara olmak üzere büyük şehirleri almaları işten bile değildir. Ancak bu birliktelik sağlam ayaklar üzerine oturtulmalıdır. Bu üç partinin birbirleriyle çekişmesi hem kendilerine hem de Türkiye’ye zarar vermiş, AKP’nin aradan sıyrılmasına yol açmıştır. Önümüzdeki yerel ve genel seçimde solun başarısı AKP’nin büyük ölçüde huzurunu kaçıracaktır. Ancak buna karşı taarruz olarak, tarikat örgütlenmeleri, yoksul semtlere hediye paketleri gibi yardımların gönderilmesi, oy verecek olanları elleri mahkum duruma düşürülebilirse oylar ne yöne kayar bilinmez!..

Deniz Baykal’ın Murat Karayalçın’ın adaylığı ile başlattığı bu adım büyük olasılıkla CHP adına atılmış önemli bir adımdır. Belki de soldaki birleşmenin ilk adımı Ankara’da atılıyor. CHP ve diğerleri bu fırsattan iyi yararlanmak zorundadır.

Türkiye’nin büyük bir değişim sürecine girdiği, bazı kesimlerin olaylar karşısında daha da duyarlı olduğu da akıldan uzak tutulmamalıdır. AKP karşıtı olan partilerin bir çatı oluşturması bir ittifak anlamına da gelmemelidir. Başka bir deyişle alaturka particilikten uzaklaşılmasının zorunluluğunu da ortaya koyuyor. Aksi bir durumda hepsi bir araya geldiler, yine yendik sözünü sineye çekmek zorunda kalırlar.

CHP’nin yerel seçimlerdeki stratejisi yalnızca Ankara ile sınırlı değildir. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın yanı sıra Çankaya, İstanbul, İzmir, Şişli, Gaziantep, Antalya, Kocaeli, Adana ve Kocaeli başta olmak üzere diğer şehirlerde de kazanmaya yönelik çalışmalar yapması, halkın oy verebileceği adayları saptaması gerekmektedir. Bu konuya da bir başka yazımda daha geniş yer vereceğim... 



erdemyucel2002@hotmail.com  

Yayın Tarihi : 21 Ekim 2008 Salı 15:41:45


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Gökhan IP: 88.240.68.xxx Tarih : 21.10.2008 17:18:33

Sayın Yücel,size içtenlikle katılıyorum.Özellikle DSP ve SHP nin tamamen kapanıp CHP çatısı altında birleşmeleri bir gereklilik değil zorunluluktur.Başta Laiklik olmak üzere Atatürk ilkelerini temel alan ve bu konuda sıfır töleransta olan ya da olduğu bilinen partilerin birleşmemesi liberal anlayışta olan partilerin işine gelmektedir.Sayın Murat Karayalçın Ankara nın doğal Belediye Başkanı olduğu görüşündeyim.Yerel ve genel seçimlere, Laik Cumhuriyet taraftarı partilerin kesin bir şekilde birleşerek girmesi halinde büyük bir üstünlükle işbaşına geleceklerine inanıyorum.


Yılmaz Ergüvenç IP: 88.233.194.xxx Tarih : 22.10.2008 12:10:36

Siyasal Partiler ve Seçim yasalarının körüklediği 'lider sultası' devam ettiği sürece partiler arasında birleşme (aynı amaca hizmet etseler dahi) gerçekleşemez. Ayrıca, adı geçen partilere verilen SOL niteliği hangi eylemleri ile kanıtlanmıştır acaba?


erdal geyikçi(köçek)...! IP: 88.224.71.xxx Tarih : 22.10.2008 11:31:49

merhaba erdem abi..güzel bir konuya deyinmişsiniz köşenizde..sn:melih gökçek bey,ankara için çok güzel çalışmalarda bulundu.ama ankaranın projesini sn:murat kara yalçın çizmişti..projeyi yapmaksa sn:melih gökçek beye nasip oldu...ankara büyükşehir belediye başkanı kim olur bilmiyorumda erdem abi..ama c.h.p nin yeni beyinlere vede yeni bir başkana ihtiyacı olduğunu düşünüyorum..sn:deniz baykalda onursal başkan olarakta,emekliye ayrılma zamanı geldiğini düşünüyorum..sn:melih gökçek beyinde dedigi gibi..solcular sırf gitmesi için sn:melih gekçeke oy verecege benziyor..saygılarımla.erdal geyikçi(köçek)....!


Teoman Törün IP: 85.103.109.xxx Tarih : 23.10.2008 17:16:39

Sayın Karayalçın'ın bilimsel temele dayanan usta belediyeciliğini elbette takdir ediyor ve başkent'in sorumluluğunu eline almasını gönülden diliyoruz. Ancak, Sayın Ergüvenç'in değindiği gibi, Sol'un ne olduğu gerçekden unutuldu. Kendilerini sol kategoride gören partilerin, farz-ı muhal (olmayacak şeyin varsayımı ile), kitle halinde iktidarı alsalar bile ne yapacaklarını çok merak ediyorum.


mehmet ersindigil IP: 84.62.40.xxx Tarih : 22.10.2008 11:40:51

Saygi ve selamlarimi sunar Türkiyenin cikari icin kaleme almis oldugun bu güzel yazi icin tesekkür ederim.Yazina aynen katilyorum ve daha dogrusu DSP ile SHP hic vakit gecirmeden CHP,nin catisi altinda toplanip tek parti olduklarini kamu oyuna aciklamalari lazim.Demokrasilerde Hürüm özgürüm demek her seyi yaparim yikarim anlamina gelmez.Sayin DSP Genel baskani Sezer yolu uzatmak istedigi gibi görülüyor. SHP Genel baskani Karayalcina karsi olmadigi anlasiliyor yaliniz sart kosuyor Bagimsiz olursa destekleriz diyor.ne tez unuttu genel secimlerini CHP ile beraber hareket etmemis olsaydi acaba Mecliste Milletvekilleri olurmuydu.Lafi fazla uzatmaga gerek yok Türkiye Cumhuriyeti icin ne Hayirli ise o tecelli olur insallah saygilarimla.