29
Mayıs
2024
Çarşamba
ANASAYFA

Dengir’in Dengesiz Sözleri!..


Siyasilerimizin zaman zaman yersiz çıkışlarını gördüğümde çocukluk yıllarında yaşadığım mahalledeki bakkalın duvarına astığı bir levhayı hatırlarım;

“Önce düşün sonra konuş”

Nedense siyasilerimiz sözün nereye gideceğini düşünmeden konuşuyorlar veya içlerindeki gizlenmiş, üzeri örtülmeye çalışılan duygularını bir anda ortaya çıkarıveriyorlar... Sonra da istediğin kadar tevil etmeye çalış; olmuyor. Ok bir kere yayadan çıkmış...

Cumhuriyetimizin ilk yıllarında, Demokrat Parti’nin iktidara gelişine kadar geçen zaman süreci içerisinde böyle desteksiz atışlara pek değil hiç rastlanmamıştı. Bu tür desteksiz atışların başlangıcı merhum Adnan Menderes ile başlamış ve sonra da sürüp giderek günümüze kadar gelmiştir.

Bizim siyasetçiler, düşünmeden konuşmalarını nedense çoğunlukla yurt dışında yaparlar; kim bilir belki de Türkiye’den duyulmaz diye düşünürler. Oysa bir türlü akıllarına gelmeyen de elektronik çağı yaşamakta oluşumuzdur.

Bunun son örnekleri de Atatürk devrimleri travma yaratmış ve İmam Hatip Okulları için söylenen “Zıkkımlar” ile verildi.

Ancak bu sözlerden birincisi diğerinden çok daha önemli, Türkiye Cumhuriyeti laik düzenini kabul etmeme anlamın geliyor. Diğeri ise hasbelkader söylenmiş, yerini hak etmeyen bir adamın düşüncesiz lafları...

Anayasa Mahkemesinde AKP’nin kapatılma davası sürerken ve bazı siyasiler yargıyı hedef alan ithamlarda bulunup, devletin temelini sarsarken, söylenen bu söz pişmiş aşa soğuk su katmaya benzedi. Belki de biz buyuz; şimdiye kadar takiyye yaptık. Sizi aldattık, laik düzeni hazmedemiyoruz demek istediler...

Atatürk devrimleri travma yaratmış sözünü söyleyen sıradan bir siyasetçi değil; halen hükümette bulunan ve kapatılma davası süren AKP’nin Genel Başkan Yardımcısı...

Cehaletimi hoş görün ama, ben bu kişinin ismini ilk kez Aysun Kayacı’nın “Benim oyum dağdaki çobanın oyu ile bir olur mu ?” sözüne verdiği yanıtla duymuştum.

Bu da gösteriyor ki, bizler yalnızca siyası parti liderleri ile onların sözcülerini tanıyoruz. Diğerleri çoğunlukla parti başkanlarının iradesine göre davrandıklarından pek tanıyamıyoruz. Oysa tanıyıp tanımamakta öyle çok büyük bir kayıp değil...

Müjde Ar bile televizyon programında bu milletvekilinin ismini doğru dürüst söyleyememişti. Demek ki, bazılarını tanıyıp tanımamak yalnızca benim kusurum değilmiş.

AKP’nin Genel Başkanından sonra gelen bu kişinin ismi Dengir Mir Mehmet Fırat...

Oldukça uzun ve akılda tutulması biraz zor bir isim... Ne anlama geldiğini de merak edip araştırmadım.

AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat, siyasetçiliği bırakıp toplum bilimciliğe soyunmuş ve New York Times’e verdiği demeçte bakın ne cevherleri ortaya koymuş:

“Bugünkü kavgalar Türkiye’nin 1920’lerde başlayan olağanüstü tarihinin son halkası. Mustafa kemal (Atatürk demekten bile kaçınıyor) yüzünü Avrupa’ya dönmüş, Latin alfabesine geçmiş, camileri devlete bağlamış ve dini kurumları ortadan kaldırmıştır. Türk toplumu bir travma yaşamıştır. Bir gece içinde kıyafetlerini, dillerini değiştirmeleri istenmiştir. Dini yaşama biçimleri ortadan kaldırılmıştır. Bu travmayı yaşamayan toplumlar, insanların nasıl giyindiklerine ilişkin tartışmaları anlamazlar.”

Dengir Mir’in bu sözleri başta TBMM Başkanı Köksal Toptan olmak üzere mensubu bulunduğu partisinde de tepkilere yol açtı.

Deniz Baykal; “Bugün karşı karşıya bulunduğumuz, 1920’ler de ortaya atılan modernleşme projesinin yol açtığı tepkilerin istismarı anlayışına dayanan, o tepkileri siyasette kullanma, o modernleşme projesine karşı rövanş arayışını sürdürme özlemleriyle beslenen bir mücadeledir.”

Devlet Bahçeli’de Dengir’in sözlerine sert tepki gösterdi. Sözlerinin her yönüyle yüz karası ve utanç vesilesi olduğunu söyledi. Bunun dışında “Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kuruluş esaslarına meydan okuyan bu şahıs; Türkiye’de bugün yaşanan kaosun sorumlusu olarak Atatürk dönemini suçlamak cüretini göstermiş ve ümmetten milli devlete geçiş sürecini bir travma olarak nitelendirerek, Cumhuriyetle sorunlu ve kavgalı geçmişinin hıncını bu hezeyanlarla dışa vurmuştur. Bu sözler Atatürk devrimlerine karşı yöneltilen bir karşı devrim tehdididir.”

Başbakan ise grup toplantısında yaptığı konuşmasında Bahçeli’ye yüklenirken toplumun tepkisini çeken Genel Başkan Yardımcısı ile ilgili bir söz söylemekten kaçındı. Belki de bu densiz sözün unutulmasını istedi. Dengir Fırat partisinin MYK toplantısında söz alıp konuya açıklık getirmek istediyse de konuşması, biz zaten televizyonda ne söylediğini biliyoruz gibi sözlerle engellendi.

Bir okuyucumuz ise bu sözleri Atatürk ilkelerinin içini boşaltmayı çalışanların ayıbı olarak niteledi.

Dengir’in sözleri talihsiz, yersiz ve partimizi kapatın, bizler bu görüşteyiz. Şimdiye kadar laiklikten yana söylenenler hep yapmacık der gibiydi… Açıkçası; devrimleri, laiklik ilkesini kabul etmiyoruz havası içerisindeydi.

Kuşkusuz, başta Nutuk olmak üzere Cumhuriyet Tarihi ile ilgili hiçbir kitap okumadığı, düşünmediği, olgun yaşına rağmen açıkça anlaşılıyordu. Halil İnalcık’ın, Niyazi Berkes’in, Cemal Kutay’ın, Prof. Dr Suna Kili’nin, Bedia Akarsu’nun ve en son olarak da Prof. Dr İsmail Kara’nın bu konudaki kitaplarını okumasını tavsiye ederim. Belki o zaman ufku açılır, Cumhuriyetin bizlere sağladığı nimetlere biraz daha objektif bakabilir...

İlk andaki şaşkınlığımız geçip aklıselim ile düşündüğümüzde, Mir Dengir’in sözlerinde doğruluk payı olduğu da açıkça görülüyordu.

Atatürk devrimlerinde travma yaşanmıştır. Doğru…

Ama bu travmayı kimler yaşamıştır?

İşte, asıl mesele burada...

İstanbul’da batı emperyalizminin kuklası konumunda bir saltanat, onların her dediğine evet diyen, Atatürk’e idam fermanı çıkaran bir hükümdar...

Ekonomisi tamamen dışa bağlı, Galata’daki yabancı bankerlerden ödünç aldıkları paralarla devleti yönetmeye çalışan ve sürekli borçlanan bir yönetim şekli...

Memleketin üç tarafını kuşatan denizlerinde bile gemilerini yüzdüremeyen, tüm deniz ve demiryollarının yabancı devletlerin kontrolüne bırakmış olan bir Osmanlı devleti...

Halkının okutulmamasına, kara cahil bırakılmasına özen gösteren bir yönetim...

Kafaları hurafelerle dolu, kerametleri kendilerinden menkul şeyh efendilerin, din bezirgânlarının, din sömürücülerinin kontrolünde olan bir halk... İşte bu halk, Cumhuriyetle birlikte bilime, aydınlığa kavuşturulmaya çalışılmıştır.

Bilimsel dini öğreti dışında hurafelerle şaşkınlaştırılmış bir toplum...

Kurtuluş Savaşından sonra Türkiye üzerinde kendi çıkarlarına yönelik emelleri olanlar travma geçirmiştir.

Türkiye laik olmakla dinsiz olmadı. Tam tersine hurafelerden yalan yanlış bilgilerden uzaklaştırılarak dininin özünü öğrendi Modern Türkiye laik temeller üzerine oturtuldu.

Çağdışı giysiler içerisinde, kara çarşaflı, peçeli, poturlu sarıklı, cüppeli insanlar...

İşte Atatürk devrimleri bu gibi satılmış, akılsız ve çağ dışı kişileri travmaya sokmuştur.

Büyük Atatürk Türk insanına uygarlığın yolunu açmaya çalışmış, ona haysiyetini kazandırmıştır.

Büyük Atatürk bütün bu zincirleri kırmış, ortaya onurlu, bağımsız ve kendi kendine yeten bir toplum koymuştur. Sayın Dengir merak edip şöyle bir eski kaynaklara, belgesellere baksa da Büyük Atatürk’ün adım adım gezdiği Türkiye’de halkın onu nasıl karşıladığını bir görebilse, anlayabilse...

Merak ettiğim bir konu da; Dengir’in Cumhuriyete yönelik Nakşibendî, Delibaş Mehmet ayaklanmaları, Menemen olayları başta olmak üzere Çerkez Etem’in Yunanlılarla anlaşmasından neden söz etmediğidir.

Harf devrimini ise Türk milletinin konuştuğu dili değişime zorlaması olarak algılamıştır.

Dengir’in sözleri ile bir süre önce televizyon ekranlarına çıkan “Atatürk’ü sevmiyorum, Humeyni’yi seviyorum. İnançlarımı yaşayamıyorum, işgal kuvvetlerini bile tercih ederim” diyen biçare kızın hezeyanları ile arasındaki bağlantı olup olmadığını düşündünüz mü?

Atatürk devrimlerinden gocunanlar, borularını her zaman öttüremeyenler, menfaatleri zedelenenler bu ülkede her zaman olmuştur ve olacaktır da...

Eğer bu milletin içerisinden Büyük Atatürk çıkmamış olsaydı, O büyük adama karşı olanlar asıl travmayı o zaman görürlerdi.

Gerçekte Büyük Atatürk Türkiye’de reform ve Rönesans yaratmıştır. Tabii anlayana...

Bugün bir Fransız devlet adamı, Fransız Devrimi bizde travma yarattı diyebilir mi?

Ne tuhaftır ki, bu yersiz sözlerinden sonra Dengir Mir, düzenlediği basın toplantısında, kendisini eleştirenleri yanıtlarken ben sözlerimin arkasındayım diyebiliyor.

Bakın neler demiş:

“ Devrimler nedeniyle travma yaşandı dedim. Yalan mı, yanlış mı? Ben kötü niyetle o sözleri kullanmadım. Devrimler kötü demedim ama bir gecede tekke ve zaviyeler kapamadı mı? Dünyanın her yerinde devrimler böyle yapılıyor. Türkiye’de böyle yapıldı. Türkiye’de bir travmaydı. Devrim Kanunları konusunda söylediklerimden ötürü beni eleştiriyorlar. Devrim konusunda konuşanlar eğer bunların tamamını okuduysa bin Meclis’in ortasında eşek gibi anırırım.”

Sözüm ona savunmaya bakın; aksi ispatlanırsa Meclis’te anırmak!...

Pes vallahi, hem de ne pes!...

Kuşkusuz, bir insanın kendi isteği ile anırmasına kimse bir şey diyemez. Ancak her şeyin bir yeri ve ortamı vardır. Bunun yeri de Meclis değildir. Unutulmasın ki, o Meclis Büyük Önder Atatürk ve arkadaşları tarafından çok zor koşullarda kurulmuştur... 



erdemyucel2002@hotmail.com

Yayın Tarihi : 27 Haziran 2008 Cuma 10:33:46


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Gökhan IP: 85.100.254.xxx Tarih : 27.06.2008 13:16:23

Ellerinize sağlık sayın Yücel.Altına imza atılacak bir yazı.Bu yapılan dengesiz,saldırgan konuşmalar uzun zamandır bir meydan okuma niteliğinde görülmektedir.Milletimiz Atatürk'ümüze yapılan her türlü haince saldırı ve hakaret içeren sözleri hafızasına kazımaktadır.Elbet bunların hesabı sorulur....


aytekin IP: 85.110.53.xxx Tarih : 27.07.2008 05:33:37

son yıllarda ülkemiz karmakarışık bir yola girdi.herkes değişti.malüm parti pervasızca kadrolaşıyor.herkes onlardan olmaya başladı.ama şu an çok mutluyum çünkü yıllar önce edirne deki hocam erdem yücel beyefendinin halen atatürk devrimlerinin yanında olduğunu gördüm.bu benim için tarif edilmez bir mutluluk.sayın hocam bir de şu ilim yapıyoruz adıyla saçma sapan konuşan ve müslüman katili amerikaya sığınan gericilere birşeyler deseniz çok hoş olacak.ilim yapıyorlarmış sanki treni icat etmişler sanki ampülü bulmuşlar.sizin iliminizi yiyeyim ben bilmem ne efendilerinin çok takdire şayan ilim mecmuaları varmış.neyse ki halen MUSTAFA KEMAL ciler var bu ülkede.arap kültürüne bu kadar yakınlaşmaya çalışanlara soruyorum o araplarınız ingilizlerle birleşip satmadı mı kurtuluş savaşımızı.defolun iran a gidin.çanak yalayıcılar.kültür sanat ve medeniyetin iktidarında hlen atatürk çüler var.siz pirinçle iktidardasınız.ATATÜRK bulgur la sizi kurtardı.adam olun be adam olun yeter artık ne zaman akıllanacaksınız.sizin gibi gericiler yüzünden bu ülke daha kaç şehit verip kaç kurtuluş savaşına girer bilmem ama gericiliğinizin hesabını şimdiden vermeye başladı vatan evlatları.satın güzel ülkemizi dengir bey.amerikada bozulan abdestinizi gelin çanakkale de tazeleyin.devam edin iyice alevlenin çünkü kül olmanız için alev almanız gerekiyor.iyice yanın ki kül olun.asil büyüyüşünüzü izliyoruz hep beraber.amerikada demeçler vermeye devam edin wilson prensipleri cemiyeti.arada bize pirinç dağıtın ki sizi daha çok sevelim.amerika nın ırak ve afganistana yağdırdığı bombalar da travma yaratmıyor mu sizde.kutsal kitabımız kuran da okuduklarıma göre kesinlikle günahkarsınız.


DENİZ IP: 88.249.54.xxx Tarih : 30.06.2008 09:39:00

SAYIN HOCAM. BU İNSANLAR,ÖNÜMÜZÜ GÖRMEMİZİ SAĞLADI.BİZ YILLARCA HAİN İLAN ETTİĞİMİZ İNSANLARIN VATANSEVER,VATANSEVER İLAN ETTİKLERİMİZİN BU ADAM GİBİ HAİN OLDUKLARINI GÖRDÜK.BU ÇÖZÜLMELER ASLINDA HAYIRLIDIR.TEK DİLEĞİM VATANDAŞ DA BUNUN FARKINA VARSA...


mehmet ersindigil IP: 84.62.32.xxx Tarih : 28.06.2008 11:41:22

Sayin Hocam Tek kelimeyle ellerine saglik,Kalem tutan ellerin dert görmesin Bu tür cikisli söylentiler bence sadece bir yoklamadir.Anayasamizda Kanunla belirlenmis degismeyen maddeler sayesinde ayakta durdugumuza inanmaktayim.Ne yazik,ki rendice edici sözleri siradan bir vatandas degilde TBMM Türk halkini temsilen bulunan ve büyük bir görevde bulunan Bakan söylemektedir. Görsel yayin ve yazili basin vasitasiyle bugün dünyanin her yerinden haberdar olmaktayiz.ATATÜRK Önderligiyle kurulmus Laik Türkiye Cumhuriyeti gibi veya daha iyisi hangi islam ülkesinde vardir. Türkiyede,ki demokrasi Türkiyede,ki Hürriyet ve Özgürlük hangi islam ülkesinde vardir,Veya daha iyisi hangi islam ülkesidir.Türk halkina Cumhuriyetin sagladigi nimetleri göz önünde bulundursaydi bu Travma kelimesi veya diger yikici söylevler olmazdi.Ögle anlasiliyor,ki bir amac veya cikar karsiliginda söyletiliyor gibi geldi bana. Fazla uzaga gitmege gerek yok,Komsumuz Irak,ta olan bitenlerden bir cok vatandasimiz bilmektedir.Orda savasin basladigindan bu yana Müslüman kadin kiz cocuk demeden Yabanci askerler tarafindan tecavuz edilip çocuk dogurttular,ve halen ordalar ve daha ne olacagi belli degil. Ben sahsen Annemi Babami Taniyorsam bu da ATAMIZ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK Önderliginde olmustur.Iste böyle bir Cumhuriyeti birakam bir lider bir önder bir ATA icin hic kimsenin süphe uyandiracak tek bir kelime söyleme hakki yoktur.Bunca yabanci uluslara karsi savasmis ve tertemiz bir Türkiye cumhuriyetini bizlere hediye eden Önderimize saygi duyalim vede kusur etmiyelim saygilarimla.


kiris n IP: 82.215.30.xxx Tarih : 7.07.2008 17:55:28

Bugun radyodan duydugum bir konu aklima takildi.Yuksek seviyedeki bayan diyordu ki. Siyasetciler pek zeki degiller hatta 6 aydan otesini goremiyorlar. Dusunuyorum da acaba haklimiydi?


MSİN IP: 85.98.129.xxx Tarih : 28.06.2008 01:39:21

Dingili gerçekten kutluyorum!adam içinden geçenleri konuşuyor,diğerleri aynı cesareti gösteremiyor.Bu adam cukkayı duldurmuş kimseden korkusu yok,diğerleri daha acemi bir dönem sonra onlarda fikirlerini kusarlar.Fetullah gülende aklandı artık kim tutar akp'yi.Bu ülkede gerçek bir temizliğe hijyene ihtiyaç var ve milyonlarca temizlik elemanı görev bekliyor.saygılarımla.