19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

DSP, Öğrenilmiş Güçsüzlük Deneyini Biliyor mu?

DSP’de büyük bir kaynama var!..

DSP’nin kaynayan kazanındaki fokurtular, iç ve dış politika da gelişen olaylardan ötürü pek su yüzüne çıkamıyor!.. Kuşkusuz, bunun asıl nedeni, partinin başında Bülent Ecevit gibi bir liderin olmayışı kadar meclis çatısı altında grubunun bulunmayışından kaynaklanıyor. Her ne kadar mecliste partinin grup kurmaya yetmeyecek sayıda on üç milletvekili bulunuyorsa da onların, DSP çabasından çok CHP’nin yardımı ve yapılan işbirliği sonucu geldikleri biliniyor. Kaldı ki, son yerel seçimlerde de Eskişehir’de Büyükerşen’ın yanı sıra Şişli dışında da varlık gösteremedikleri açıkça görüldü. Onlar da kendi kişisel çabalarıyla seçilmiş kişiler...

Bülent Ecevit’in Genel Başkanlığında 1999’da, %21 ile iktidar olan DSP’nin neden, 2002’de oy oranı %1’e inmiş ve gün geçtikçe parti niçin eriyor? Parti içerisinde bunu önleyebilecek siyasetçiler yok mu?

Sorun da buradan kaynaklanıyor. Öncelikle Zeki Sezer, hiçbir zaman Bülent Ecevit gibi kitleleri peşinden sürükleyecek liderlik vasıflarına sahip değil. Hataları ve sevaplarıyla Ecevit’in ardından Genel Başkanlığa gelmesiyle beraber iyi niyeti yeterli olamadı. Belki de istediği ortamı bulamadı, kendisine bu ortam sağlanamadığı gibi, destek olanlar da çok azdı... Parti üzerinde Rahşan Ecevit’in baskısı ve etkisi vardı. Bu baskıdan bir türlü sıyrılamadı veya kendisine yardımcı olunmadı. Zaman zaman da parti içerisinde bunun sinyalleri verilmişti...

Zeki Sezer’in Genel Başkanlıktan ayrılmasıyla DSP içerisinde bir takım çalkantıların olduğu da artık su yüzüne çıkmıştır. Zeki Sezer, DSP’nin Ankara’da düzenlenen il ve belediye başkanları toplantısında yapmış olduğu seçim sonrası değerlendirmesinde “Bugün DSP Genel Başkanlığından istifa ediyorum. Ama daha öncede söyledim iliklerime kadar demokratik sol siyaseti benimsemiş, bu ülkeyi, toplumu seven birisi olarak demokratik solcu öleceğim” diyerek duygusal bir konuşma yapmıştır. Bunun ardından da parti kasasında bulunan 29 trilyonluk paranın incelenmesini ve denetlenmesini de talep etmiştir. Oysa Rahşan Ecevit, yerel seçimlerden sonra başlayan parti içi tartışmalarda maddi ve manevi birikimlerinin hovardaca harcandığını ileri sürmüştü.

Zeki Sezer’i bu noktaya getiren sebepler neydi?

Yerel seçimlerde DSP oy oranında az da olsa bir yükselme olsa bile bunun yeterli olmadığını veda konuşmasında vurgulamıştı.

DSP’nin yerel seçimlere umutlu girdiği büyük umutlarla girdiği gazetelere verdiği ilanlarla anlaşılıyordu.

“2001’de krizi biz çıkarmadık ama biz bitirdik. AKP’ye kaya gibi bir ekonomi bırakıp gittik,
Yedi yılda ne oldu?”

“Ben hala yoksulum, bana bir şey olmadı, diyenler, bu sefer DSP’de.”

“Elim kopsaydı da bu arsızlara oy vermeseydim diyenler, bu sefer DSP’de”

“Geçen seçim sandığa gitmeyen küskünler, bu sefer DSP’de”

“En başarılı belediyeler, en azimli adaylar her zaman DSP’de”

“Haydi, Türkiye; bu sefer DSP’de”

Biraz kaba tabirle seçim öncesi söylenen, toplumu gaza getirmeye yönelik ilanlar bir işe yaramadı. On üç milletvekilinden beşi yerel seçimleri kaybetti. Bu beş milletvekili İstanbul Belediye Başkanlığı için Zeki Sezer’e karşı tavır aldılar ve büyük olasılıkla da Kemal Kılıçdaroğlu’nu desteklediler. Sezer’in yanlışlarından birisi de daha önce birkaç partiden aday olan birisini İstanbul’a aday göstermesiydi. Bu olay DSP’nin siyasi saygınlığını yitirmesinde de etkili olduğunu parti içerisinde düşünenler vardı...

Cumhuriyet Mitinglerinde CHP’yi destekleyen beş milletvekillinin disiplin kuruluna verilmesi de çok yanlıştı. Ama DSP en büyük yanlışı, CHP şemsiyesi altında meclise giren on üç milletvekilinin seçildiklerinin ertesi günü CHP’den ayrılmakla yapmışlardı. Acaba CHP’den ayrılan veya ayrılmaya zorlanan o milletvekilleri CHP şemsiyesi olmasaydı meclise girebilirler miydi?

Hayal yalnızca...

DSP’de demokrasi tarihimizin garipliklerinden biri yaşanıyor. Parti liderleri partilerini kendi malı olarak görüyorlar.

Aynen şirket patronları gibi... Peki diğerleri, milletvekilleri, yetkili kurullar ne oluyor? Onlar yalnızca figüran mı?

Onların söz söylemeye hakları yok mu?

DSP solun partisi olarak yola çıktı ama solu bölmek için elinden geleni yaptı. Sol örgütlenmeleri toparlayamadı, daha da kötüsü sol düşüncesinin arkasında kaldı. Büyük umut CHP ile birleşmekti, onu da yapamadı. Parti içerisine demokrasi düşüncesini diğer partiler gibi onlar da getiremedi.

CHP ile birleşmeyi taban istese bile partiyi yönetenler yapamazdı...

Bu kez ortaya liderlik kavgası çıkacaktı; parti üzerinde Rahşan Ecevit gölgesini Deniz Baykal ve ekibi haklı olarak kabul etmeyecekti. Ne yazık ki, DSP küçülmüş, parçalanmış bir parti olarak, siyasi hayata veda edecektir. Yazılı, görsel ve internet basınına bakın DSP ile ilgili haberler sayfalarında ne kadar yer alıyor?

Görünen köy kılavuz istemez...

Psikolojide “Öğrenilmiş Güçsüzlük” diye bir deney vardır. Buna göre büyükçe bir balık ile birçok küçük balığın bulunduğu bir akvaryum ortaya konulur. Büyük balık acıktıkça küçük balıkları yemeye başlar. Bir süre sonra akvaryum bir cam ile ikiye ayrılır. Büyük balık bir yerde, küçük balıklar diğer yerde toplanır, büyük balık acıktıkça diğer tarafa hamleler yaparsa da aradaki cam bölme buna engeldir. Büyük balık sonunda mücadeleyi bırakır. Bu deney otuz saate yakın gözlemlenir. Deneyin son safhasında aradaki cam bölme kaldırılır. Bundan sonra büyük balığın küçük balıkları yemek için hamle yapmadığı görünür.

DSP de bu psikolojik deneyde olduğu gibi “Öğrenilmiş Güçsüzlüğünü” artık anlamalıdır.


 


erdemyucel2002@hotmail.com

 

Yayın Tarihi : 25 Nisan 2009 Cumartesi 11:10:34


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Metehan Metehanoğlu IP: 88.242.152.xxx Tarih : 25.04.2009 23:15:55

Bana göre DSP'nin siyasal misyonu bitmiştir. Hiç çalışmadan ve beş kuruş harcamadan meclise 13 milletvekili soktular. Ama ilk yaptıkları icraat meclise gelerek Gül'ün Çankaya'ya çıkmasına katkı vermek oldu. Bugün geldikleri nokta sen-ben kavgası ve 29 milyon TL'nin varlığıdır. Yapacakları en akıllıca iş, kendilerini feshederek CHP'ye katılmaları olacaktır, aksi takdirde tarih onları affetmezzzzzzzzz!


Teoman Törün IP: 85.103.124.xxx Tarih : 25.04.2009 15:21:14

Geçekden DSP, Rahmetli Ecevit'in sağlığında onun coşkun liderliğine ve erdemine gösterilen saygı sonucu "Eceviti Sevenler Kulübü" olarak ortaya çıkmıştı. Artık gerek öyle karizmatik lidere sahip olamaması ve programının depasse oluşu ve yetersizliği ile hayat vadetmiyor. Sosyal demokratların yeni bir ruh ve çağa uygun anlayışla birleşmeleri gerekiyor. 


mehmet ersindigil IP: 88.76.87.xxx Tarih : 26.04.2009 18:51:10

Ellerine saglik Hocam"Yazi Politika ile ilgili oldugu icin yazarken biraz zorluk cekecem herhalde.Ben Politikayi sevmem cünkü Politikaci olmak kendisinden olmayani asagilamaktan baska birsey yaptiklari yoktur.Politika para gibidir bugün var yarin yok.Ayriyeten yurt disinda yasadigim icin bu yasa kadar kimseye Türkiyede oy vermis degilim.Ama Türkiyede yasamis olsaydim belki oy pesinde kosanlar gibi bende kosanlardan biri olabilirdim.DSP ye gelince neden CHP ile birlesmediklerine sasiriyorum.CHP sayesinde 13 milletvekiline sahip oldular. Yanilmiyorsam CHP ile birlesmezlerse gelecek secimde baraji bile asamiyacaklar.Her iki Partinin görüsleri ayni gibi görülüyor,Daha neyi bekliyorlar,Yoksa Parti baskanliginimi paylasamiyorlar.Burda bir ata lafini anmadan gecemiyecem Bir elin nesi var iki elin sesi var.Yani birlikten güc dogar diye düsünüyorum saygilarimla.