17
Mayıs
2024
Cuma
ANASAYFA

Emekli maaşına da göz diktiler!..

Mecliste bütçe görüşmelerinin sonuna gelindi. Devlet kurum ve bankaların satışından, yap işlet devret modelinden, uzun vadeli kiralanmalara rağmen bütçe yine denkleşmiyorsa hayret ki, ne hayret!..

Son olarak köprüler ve karayollarının ihalesi yapıldı, sigara başta olmak üzere tüketim mallarına zam kapıda.

Deniz bitti kara göründü!..

Maliye Bakanı, bakmış ki, sata sata elde bir şey kalmadı, bütçeye yeni kaynaklar arıyor. Bu kez gözünü emekli maaşlarına dikmiş! Kendince malum ama bizlerin bilmediği bir cevheri ortaya atmış (ayıp olur diye yumurtladı) demiyorum; “Türkiye’nin OECD ülkeleri arasında, çalışırken alınan maaşa oranla en yüksek ülke. Bütün dünyada çalıştığınız zaman daha fazla, emekli olduğunuz zaman daha az maaş alıyorsunuz. İngiltere’de çalışırken 100 lira alıyorsanız emeklilikte 25 lira alıyorsunuz. Fakat Türkiye’de durum çok farklı. Hatta OECD ülkeleri arasında, çalıştığı dönemde aldığı paraya oranla emeklilikte alınan para en yüksek olan ülkedir. Türkiye, çalışma döneminde aldığı maaşa oranla en yüksek emeklilik maaşı veren ülkedir. Zaten ondan dolayı bu bu yıl bütçeden sosyal güvenlik sistemine 73 milyar lira para aktarmış olacağız.”

Maliye Bakanı’nın n bu sözlerinden ne anlıyorsunuz?

Meğer Türkiye en yüksek emekli maaşını veren ülkeymiş!..

Türkiye’deki emekliler işçisinden en yüksek bürokratına kadar refah içerisinde yaşıyorlar ve acayip yüksek para (!) alıyorlarmış da bizlerin haberi yokmuş! Bakanın sayesinde bunu da öğrendik…

Ancak İngiltere’yi örnek gösteren ve aynı zamanda İngiltere vatandaşı olduğu söylenen Bakanın bu saptamasına karşı Mustafa Mutlu köşesinde somut bilgiler verince benim aklım iyiden iyiye karıştı.

"Fransa’da ortalama emekli maaşı 1.400 Euro Bizim kura indekslerseniz 3.300 Lira…
Yunanistan’da 1.200 Euro Bizim kura göre 2.800 Lira...
Almanya’da 1.500 Euro. Bizim kura göre 1.650 Lira...
Türkiye’de ne kadar derseniz, üç aşağı beş yukarı 1.000 Lira.
Türkiye’de resmen ilan edilen açlık sınır 1.071 Lira
.”

Avrupa’da emekli olanın maaşı azalıyor ama azalan maaşı bile bizim emeklinin üç katı daha fazla.

Kısacası Türkiye’deki emekliler Avrupa ülkelerine göre geçim yönünden en çok sıkıntılı çeken insanlardır. Bütçe görüşmelerinden sonra işçi ve memur konfederasyon ve sendika yöneticileri hükümetin temsilcileriyle pazarlık masasına otururlar ve orada başlı başına bir komedi yaşanır. Hükümetin ne vereceği ve diğerlerinin ne alacağı önceden bellidir. Günlerce tartışılır, pokerdeki gibi karşılıkla restleşilir ve sonunda taraflar anlaşır. Bu komedi yıllardır sürüp gider. Öte yanda emekliler de umutla bekleşirler. Her zaman olduğu gibi sonuç emekliler için hüsran olur… Geçen yılki uzun tartışmalardan sonra bazı emekçilerin eline 45-50 TL arasında bir zam geçmişti.

Bu arada kapıda bekleyen zamlar devreye girerek emekliye yapılan zam bir yana, cebinden daha çoğu uçar gider…

İngiltere’de daha önce görev yaptığından olacak OECD ülkeleri ile Türkiye emeklilerini karşılaştıran Bakan acaba turizm mevsimlerinde başta İstanbul olmak üzere hiç müzelerimizi gidip gördü mü?

İnşallah yanılmışımdır; Gördüğünü de hiç sanmıyorum. Ola ki gidip görmüş olsaydı sözünü ettiği o ülke insanlarının, Japonya başta olmak üzere bazı Asya ülkelerinin (ABD’yi hiç saymıyorum) emeklilerinin dünyayı gezdiklerini ve rahat bir yaşam sürdüklerini görürdü.

İngiltere’den örnek verdiğine göre; acaba oradaki milletvekillerine bizdekilere sağlanan ayrıcalıklar ve ömür boyu kıyak emeklilik var mı?

Devleti yönetenlerin bizim Dışişlerinde olduğu gibi özel konutlarına ödenen kira bedelleri acaba ne kadardır?

Bütçe denkleştirilmek isteniyorsa öncelikle devletin üst kademesinden tasarrufa başlanmalıdırlar. Uçaklar, son model zırhlı-zırhsız araçlar, aile boyu yurt gezileri, yurt dışı hastane masrafları, yolluklar bunun başında geliyor… Bu arada bizim milletvekillerimizin telefon giderleri bile devlet tarafından karşılanıyor. Ne gariptir mecliste bir türlü anlaşamayan iktidar ve muhalefet milletvekilleri kendi maaşlarına, yolluklarına sıra geldi mi anında anlaşıyor, can ciğer kuzu sarması oluyorlar!..

Unutulmasın ki; yıllar öncesi; bugün bazılarının hedef tahtası yaptığı İsmet İnönü başbakanken makam aracı olarak yerli ve küçük bir otomobili kullanıyordu.

Yeri gelmişken Maliye Bakanının açıklaması gereken bazı noktalar da olmalı… Örneğin Alman yargısının kısa sürede karara bağladığı Deniz Feneri’nin bizdeki uçları neden bulunmadı? Kimlerin ceplerinden paraları lüpletildi, sınırlarımızdan içeriye buyur ettiğimiz Suriyeliler bize kaça patladı?..

Yoksa gariban emeklilerimizin maaşına göz dikmek ve bunu konu etmek biraz ucuz politika değil mi?

Biz maliyeci değiliz ama yine de bu konularda kendimizce bildiklerimizi açıklamakta yarar var diye düşünüyorum:

Gelişmiş ülkelerde çalışan beş kişi bir emekliye destek olmaktadır. Onların düzeni böyle… Türkiye’de ise çalışan her iki kişi emekliyi besliyor. Gerçekte en verimli çağlarında kendisini devlete adamış bir işçi veya memurun çalıştığı süre içerisinde aylıklarından kesilen paralarının, keseneklerinin doğru yatırımlara yönlendirilmesi gerekir. Bu işlem doğru yapılacak olursa çalışan emekli maaşlarından hiçbir ek katkı olmadan kalan ömürleri boyunca kendilerine ödenir. Kısacası emekli aylığı bir lütuf değil çalıştığı sürece kendi aylıklarından kesilen paralardır. Günümüzde bazı sigorta şirketlerinin de yaptığı bunun doğru uygulanmasıdır.

Maliye Bakanı İngiltere’de çalışmış ve bu makama paraşütle getirildiği(!) düşünülecek olursa, Türkiye’nin bazı gerçeklerini bilmediği de açıktır. Bilmediği için de geçmişte yapılan bazı yanlış uygulamalara değinemiyor.

Süleyman Demirel hükümetleri pek çok kişinin genç yaşta emekli olmalarına olanak sağlamış, çalışanlardan kesilen paraların da Ziraat Bankasına %5 faizle yatırmıştı. Oysa o günlerin enflasyonunda bu paralar %70-80 gibi faiz getiriyordu. İşin garabeti burada başlıyordu; Ziraat Bankasında biriken bu paralar emekliye değil de seçim öncesinde karşılıksız olarak çiftçiye, köylüye dağıtılmıştı. Bundan sonra da emekli maaşları devlet bütçesine yük olmaya başlamıştır. O günlerde maliye konusunda doğru politikalar yürütülmüş olsaydı bu gün aldıkları göze batan emekli aylıkları çok daha fazla olacaktı. Bugün emeklilerimizin aldıkları maaşlar fazla değil, hak ettiklerinin çok altındadır.

Akıllı para politikalarına örnek olarak askerlerin 1961’de kurmuş oldukları OYAK’ı (Ordu Yardımlaşma Kurumu) gösterebiliriz. OYAK subaylarından kestikleri paraları piyasada değerlendirerek emekli olduklarında, devletin verdiğinden çok daha fazla katkı payı ödeyebilmektedir. Bu durumda emekli olan bir subay 500 bin Lira, general ise 800-900 bin Lira ikramiye almaktadır. Kendilerine ödeneni devlet değil OYAK vermektedir.

Şimdiye kadar göz ardı edilen bir başka noktayı da açıklamakta yarar var sanırım. Bazı bürokratların, milletvekilleri özellikle birer makam olan müsteşar, genel müdür, yüksek dereceli yargıç veya üst rütbeli subayların aylıkları veya emekli aylıkları açıklanırken nedense yan ödemelerine değinilmez!.. Resmi Gazetede ise yayınlanıp yayınlanmadığını bilmiyorum. Biraz garip değil mi? İnsan elinde olmadan düşünüyor; Maliye Bakanı bizim üç kuruş aylıkları olan, geçim sıkıntısı içerisindeki gariban emeklimizi değil de, bunlardan neden söz etmez?

Bence mademki, bu konuya girdi kimlerden söz etmek istediğini de açıklamalı Acaba çalıştıkları sürelerde devlete hizmet etmiş, diğer emeklilerin tepkisini çekmesin diye mi?


erdemyücel2002@hotmail.com
 

Yayın Tarihi : 22 Aralık 2012 Cumartesi 12:11:59


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Mehmet Ersindigil IP: 84.62.48.xxx Tarih : 22.12.2012 13:58:25

Hocam ellerine saglik"Önce sunu belirtyim kur hesaplamanda yanlislik var,göz gezdirirsen ortaya cikacaktir.Ayriyeten emekli maasina göz dikmeyen kim var,ki.Bunu devletler isci calisirken yapmis olduklari hatalardan kaynaklandigini tahmin ediyorum.Emekli olan isciler,Devletler tarafindan bu kadar yasayacaklarini tahmin etmemisler.Onun icin zamaninda calisirlarken yeteri kadar kesenek yapmamislar.

Bunu iddia ederim,ki Avrupada,belki,de islam ülkelerde,de ögle hicbir devlet,bir emekli kisinin iki seneden fazla yasamasini istemez. Avrupada insanlarin asagi yukari hepsinin sigortali oldugu icin,kendilerine has emeklilik icin kesintileri vardir.Bir emekli ne kadar erken ölürse,o emeklilinin emekli parasi devlete kalmaktadir.Belki,de emeklilinin ölmesi icin dua eden devletler,de vardir,ki devlet emeklinin parasindan faydalansin.

Uzun lafin kissasi vurun abaliya misalidir.Eceli gelipte,Erken ölen bir emekli devlet tarafindan iyi bir emekli vatandasi demektir.Cünkü emekli maasi hazineye,yani devlete kalacaktir.Hal böyle iken,anliyacagimiz devlet,te en büyük faso agalarindan biri sayilmaktadir.Bunun icin üzülmeye gerek yok,her gören sorar ,Anan güzelmi,Hic kimse babayi sormaz saygilarimla.


Mert IP: 92.74.0.xxx Tarih : 8.08.2013 15:24:44

Müstahak tüm emeklilere müstahak neyi hak etmislerse aldilar, neyimi aldilar oy verdikleri AKP Hükümetinden cezalarini aldilar 10 Milyon oy sürüm sürüm sürünsünler umurumda bile degil herkes ne ekerse onu bicer hadi Selamunaleyküm