18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Emeklinin Çilesi!..

Çoğu insanın hayali olan emekliliğin ne olduğunu bilmeyenimiz yoksa da yine de merak edip sözlüklere baktığımızda şöyle bir tanımlamayla karşılaşırız;

Yasaların belirlediği süre ve yaşa kadar çalıştıktan sonra işten ayrılan kişiye bu isim verilir. Bundan sonra da kendilerine emekli aylığı bağlanır, bunu her ay veya üçer ayda bir alırlar. Emekli Sandığı, Sosyal Sigortalar Kurumu ve Bağ-Kur, çalışma sürelerini ve yaşlarını dikkate alarak emekli olma hakkını kazananların işlemlerini yapar, aylıklarını belirler. Ayrıca emekliye ayrılanlara hizmet sürelerine ve maaşlarına göre toplu bir ödeme yapılır ve buna da emekli ikramiyesi adı verilir. Ancak emekli ikramiyesi devletin onlara verdiği bir lütuf olarak düşünülmemelidir; ödenen her ay maaşlarından, sigortalıların da primlerinden kesilen kendi paralarıdır.

Eski dilde emekliye mütekait, tekaüt derlerdi. Uzun bir süre önce Türk Dil Kurumu bazı sözcüklerle oynayarak acayip tanımlamalar yapmış, asansöre iner çıkar denildiği gibi emekliye de oturak gibi yersiz, aşağılayıcı, insanın arayıp ta bulamayacağı acayip bir söz bulmuşsa da tutulmamış, sonra da unutulup gitmiştir…

Türkiye’de emekliler hükümetin yeni mali yıl bütçesi yapılırken gündeme gelir bir takım tartışmalar yaşanır, insanlar umutlanır ve sonra her şey unutulur…

Bu yıl da böyle oldu. 2011 yılı SSK ve Bağ-kur emeklilerine verilecek zammın günler öncesinden Başbakan tarafından açıklanacağı söylendi. Seçime yakın bir süre kaldığından bazı emekliler yüklü bir zam (!) alacağını sandılarsa da yine hüsrana uğradılar.

Kısacası ağızlarına bir parmak bal çalındı!..

Başbakan, bu konudaki açıklamasında son sekiz yıl içerisinde emeklilere ne büyük zamlar (!) yapıldığını anlatırken, aynı zamanda zamların enflasyonun çok üzerinde olduğunu da ileri sürdü. Sonunda beklenene zammın %4+4 olduğunu öğrendiler. Buna göre en düşük emekli aylığı 60 TL artacakmış… Emekliye zam yapılınca piyasa yeniden hareketlenecek, %4’lük zam eriyip gidecek… Türkiye tarım ülkesidir diye bize yıllar öncesi okulda öğretilenlerin, domatesin 8–10 TL arasında oynamasıyla masal olduğunu (!) bugünlerde anlamış olduk… Bu arada temel yiyecek maddelerinin, peynirin, etin, yağın ne olacağını da memur zammından sonra öğreneceğiz…

Türkiye zengin mi yoksa fakir ülke mi buna bir türlü karar veremiyorum. Kendi insanımız açlık sınırında becelleşirken doğa felaketine uğrayan yabancı ülkelere koştura koştura yardım götürüyoruz!.. Bunun reklâmları günlerdir yapılıyor… Pakistan’daki sel felaketine uğrayanlara yapılan yardım, 15.000.000 TL, 10.000.000 $ nakitmiş… Daha şimdiden 100.000.000 Euro da banka hesaplarındaymış… Pakistan’a yıllar öncesi görevli gitmiştim; söylenildiği gibi kardeş ve bize yakın bir ülke ama nedense Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini tanımaktan kaçınıyor…

Acaba vatandaşımız bu konuda ne düşünüyor; dışarıya yardım yapacağımıza kendi fakir vatandaşımız, emeklimiz neden bazılarının aklına gelmiyor?

Son zamlardan sonra bazıları da emekliye yine sadaka verildi derken, bazıları da daha ne istiyorsunuz, sizi açlıktan öldürmüyorlar, sırası gelince hediye paketleriniz, torba torba kömürlerinizi alacaksınız demeye getiriyorlar!..

Emekli enflasyona eziliyor ezilmiyor mu?

Bu ne yaman çelişki…

Şili’de göçük altında kalan işçiler teknoloji harikası sistemle kurtarılırken, Zonguldak’ta patlayan kömür madeninde ölen işçilerimize bir yetkili “Onlar güzel öldüler, Fizik olarak da güzel öldüler” demişti…

Emekli ve dar gelirli de açlık sınırında yaşama veda ederken acaba emekliler için de güzel öldüler mi denilecek!..

Bilemeyiz…

Sanki Tanrı, bal tutan parmağını yalar örneği bazılarına yürü yağ kulum derken bazılarına sen bununla yetin, senin hakkın bu kadar diyor…

Garip bir ülkede yaşıyoruz; bazıları hiç yoktan sağlanan kredilerle yaşamlarını sürdürürken, dahası da gelsin derken emeklilerin hali pür melali ortada!...

Türkiye İşçi Emeklileri Derneği Başkanı ise yapılan zamları beğenirken emekliden mi, yoksa hükümetten yanı mı olduğu merak ve tartışma konusu…

Türkiye’de en kısa tanımıyla emekli olanların bazıları çile çekerlerken, emekli aylığını nasıl denkleştireceğiz derken, bundan yararlanan bazıları da kıyak emekliliğin tadını çıkarıyor…

Bu ne çelişki diye düşünmeyin…

Rahmetli Özal vaktiyle ne demişti; benim memurum işini bilir…

Şöyle bir empati yapacak olsak, görevdeyken işini bilen memurlar ve işini bilemeyen veya işini bilecek konumda olamayan emekliler…

Batı ülkelerinin emeklileri ile bizim ülkemizin emeklilerini karşılaştırsak arada ne büyük uçurumlar olduğunu görürüz. O ülkelerin emeklileri yaşamlarının büyük bir bölümünü görevleri için vermenin mutluluğunu yaşarlarken bizimkiler lütuf veya sadaka kabilinden zamlarla yaşam savaşı veriyorlar!...

Gerçekten garip bir yazgı!...


erdemyucel2002@hotmail.com
 

Yayın Tarihi : 20 Ekim 2010 Çarşamba 13:10:25


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Mehmet E. IP: 84.62.11.xxx Tarih : 20.10.2010 18:15:32

Sayin Hocam emeklinin cilesi mezarda biter.Türkiye,de ileriye dönük politika üretmedigi müddetce emekci hep cile cekecek ve cekecektir.Örnegin yakin bir zamana kadar Türkiyede hayvancilik yapiliyordu ve de boldu.Simdi ise dis ülkelerden kücük büyük bas hayvan ithalati baslamistir.

Simdi Tarim Bakanimiz ne is yapar veya yapiyor sahsen bilmiyorum.Cünkü adı var kendisi yok demektir.Yakin bir gelecekte ise yas sebze ve meyve ithalatina baslanilirsa kimse sasirmasin.Bu sene Türkiye,de üc aydan fazla uzun bir izin cukurovada gecirdim.

O güzelim  sebze ve meyvelerin bahcelerde gezerek görme firsatini yakaladim.Ne yazik ki üreticiye bir dokun bin işit.Haziranin yirmisinden eylül ayinin sonlarina kadar gördüklerime sahsen inanmak istemedim.Fiyat bakimindan bir kac ürün siraliyacam Patlican 20 ile 30 kurus,Domates ayni fiyatlarda biber 30 ile 40 kurus.Fasülye assagi yukari ayni fiyatlarda,Karpuz 10-15 kilo civarinda 25 ile 40 kurus erik seftali assagi yukari ayni fiyatlarda.

Bu yukarda yazdigim hal fiyatlari,dir.Üretici bu fiyatlarda sattigi zaman iflas ediyor anlamina gelir ve geliyor.Üreticilerin yüzde doksanbesi borcludur.sebze ve meyve narenciye yetistirmek icin ilac lazim su lazim gübre lazim mazot lazim isci lazim.Burda isciler haric hangisine elini uzatirsan ates pahasi.Üretici böyle kelepir fiyatina sattigi zaman zarardan baska birsey yapamiyor.

Bu sefer ürününü toplamadan tarlada bahcede cürümege terk ediyor.Ve borcunu ödemeden borc üzerine borc ekleniyor.Ve yeni mahsul ekmekten korkarak ya vaz geciyor yada eski usüle dönerek pamuk bugday misir ekimlerine dönüyorlar. Cogu narenciye agaclarini söküyor.cünkü oda para yapmiyor.

Tarim Bakaninin yerine bence hal bakani olmasi daha iyi olur.degil yurt disina ihracaat yapmak Türkiye geneline dagitilirsa hem üretici hemde tüketici rahat edecegine inanmaktayim.O zaman üretici malim satiliyor deyip ekecek,Tüketici,de hersey bol ve ucuz oldugu icin bol bol alip yiyecek.Tüccarin elinde burakildigi müddetce hep cile cekecektir.Üretende yiyende,Tüccar fiyatini kirmamak icin istedigi kadar istenilen yere götürmemektedir.Bu konuya degindigin icin cok cok tesekkür ediyorum saygilarimla.


Turhan Karagülmez IP: 88.236.159.xxx Tarih : 22.10.2010 15:52:15

sayın hocam bizlerin derdine derman oldunuz.Şu anda emeklinin hali içler acısı.Ama bende emekliyim bize müstehaktır.AKP iktidarı hala %47 ve %58 oy alıyorsa bu konuda çene yormaya değmez.Bugün gazetelerde C.Baş.2011 yılı bütçesi tam 116. Milyon Tl Sayın A.N.Sezer zamanında 2007 yılı itibarı ile 34 milyon aradaki farkı siz hesaplayın artık Partilere verilen paralarda cabası.Onun için bu kadar yedikten sonra emekliye-Memura -işçiye para kalırmı ama dedim ya bize müstehak çünkü biz böyle yönetilmeyi hakediyoruz.Yani sizin anlayacağınız herkesin tuzu kuru bu ülkede(emeklilerde dahil) Onun için yorum yapmaya bile değmez.Saygılarımla


Mehmet E. IP: 84.62.11.xxx Tarih : 21.10.2010 17:43:27

Almanyada,ki emeklilik Türkiye,ye nazaran daha degisiktir.Almanya,da normal emekli hakkini elde etmek icin 35 sene calismak lazim.Yalniz 35 sene calisipta 65 yasini doldurmamissa emekli olamiyor.65 yasini doldurancaya kadar calismasi gerekiyor.Bu arada fazla calismis oldugu yillar icin prim fazlalasiyor ve emekli ayligi daha fazlalasiyor.

Almanya,da emekli ikramiyesi yoktur.Bir is yerinde 10 sene,den fazla calisan bir emekci emekli oldugu zaman is yerinden,de emekli maasi baglaniliyor.Buda calismis oldugu yillarin cokluguna bakilarak alacagi emekli maasi belirleniliyor.Almanya,da emekli yasam Türkiye,ye göre en az yüzde yetmis daha karentilidir.

Örnegim 35 sene calismamis bir emekli hastalik dolayisiyle erken emekli olmussa tabiki alacagi emekli maasi azdir.Eger alacagi maas gecim icin yeterli degilse sosyal yardim devlet tarafindan almaktadir.Belediye,den olsun kiliseler bile yardim etmektedir.Kira yardimi elektrik yardimi telefon vergisi televizyon vergisi gibi seylerden muaf tutuluyor.

Ayriyeten calisyormus gibi bütün saglik sigortasindan a,dan z,eye kadar fazlasiyle faydalanmaktadir.Anlasilacagi gibi bir emekli para biriktirmese,de insan gibi yasayarak gecimini saglamaktadir.Ne yazik,ki Almanya,da emekli yas sinirini 65 ten 67 ye kademeli olarak cikarmislardir.Neymis tip cok ilerledi ve yasam süreci uzadi diye.Emekli hakkinda simdilik diyecegim bu kadar ilerde,ki yillarda neler olur bilinmez saygilarimla.


boşver ! IP: 88.232.177.xxx Tarih : 21.10.2010 23:24:28

boşver bu konuyla ilgili yorum yapmaya ! değişecek birşey mi olacak ?


konaklı gazeteci (veya ilk kurşun) IP: 88.232.177.xxx Tarih : 21.10.2010 23:59:55

anadolunun çilesi konusunda bir yazı yazmanızı dilerim


KEMAL ÖZKAN IP: 85.105.182.xxx Tarih : 20.10.2010 15:59:08

sayın YÜCEL yine kanayan bir yaraya parmak basdınız basdınız ama o yaraya merhem bulmak zor ve neredeyse imkansız birileri emekliye yapılan zammın eflasyonun üsdünde olduğunu söyliyorsa o  doğru söylemiyor.

 bir kere gerçek enflasyon nedir ona bakmak lazım  öyle at nalı nal çivisi  zincir ne bileyim akla hayale gelmiyecek halkın bırak kullanmayı adını bile unutduğu maddeleri enflasyon sepetine koyupda enflasyon düşdü diyenlerin aklına şaşarım sen piyasadaki gerçek enflasyona bakacaksın fakirin emeklinin işçinin yediği içdiği giydiği harcama yapdığı sağlık giderine yol giderine aydınlanmasına ısınmasına bakacaksın esas kriter bunlar olmalı at nalı nal çivisi zincir deyil ben birilerine yalancı derken ne kin güderek nede işkembeden atarak söylüyorum resmi kuruluşların resmi belgeleriyle ortaya koyuyorum bir zamanlar başbakanın yapdığı hesapla ortaya koyuyorum aynı yöntemlede benim ikna edilmemi bekliyorum ve ekmeğimi çalan hırsızı arıyorum en altdakinden en tepedekine kadar kimse bu hırsız meydana çıksın işde basit hesap 2003 ekim ayı itibariyle  emekli sandığından 657 ye tabi 26 yıl 8 ay hizmet karşılığı o günün parası541.000.000 maaşla emekli oldum belediye fırınında belediye ekmeği 420 gram 350.000 lira idi yani 1545 ekmek alabiliyordum bugün maaş 890 lira ekmek seksen kuruşve 400gramgramajdan her20 ekmekden bir tanesini çalmışlar ve 400 gramlık ekmekden ancak 1112 ekmek alabiliyorom yani yaklaşık 500 ekmek kayıp et 12 lira idi bu gün 30 lira o gün45 kilö aldığım et bu gün30 kilöya inmiş bu gün yarın temel gıdalara yapılacak zamlarda cabası peki yalancı  benmiyim beni aldatanlar halka yalan söyliyenlermi bazıları atıp tutuyor yok efendim paradan altı sıfır atmışlar peki atdında benim kasapdan aldığım etmi artdı bakkaldan aldığım grnın miktarımı artdı yoksa verdiğim ev kirasımı düşdü cebimdeki paranın üsdünde yedi tane sıfır olsa ne yazar hiç olmazsa ne yazar o gün 10 dolar aldığım parayla sıfırlar atılınca 15 dolarmı aldım  yoksa maaşım ikiyemi katlandı sadece göz boyamak   o gün bol sıfırlı enbüyük para 50.000.000 milyonduson anda 100.000.000 milyonluğun çıkıp çıkmadığını anımsayamadım bu gün 200 liralıklar piyasada dolaşıyor yani 200.000.000. aynısı sadece sıfırları azalmış ekonomik bedeli yine aynı onca parayı toplayıp imha etmeğe uğraşacağına sıfırları atılmış parayı yavaş yavaş piyasaya sürsen zaten yıpranan eski para kendiliğinden ortadan kalkardı yasdık altını düşünüyorsan onuda saklayan çaresini bulurdu  ve emekliye çok verdik diyen  zatı şerifler emekliyi ne kadar düşündüklerini emekliye gayri milli hasıladan pay verilmez dediklerinde renklerini belli etmiş ama sözüm ona bizim birçok emeklimiz bunu idrak edemedi bu durumda biz emeklilerin çekdiği bu çile az bile zaten çalışırken kafasını kullanan emeklilerin tuzu kuru görüyorum aynı statüden emekli olan bazı arkadaşların 2/3 dairesi var çoluk çocuğunu iş güç sahibi yapmış biz hala sürünüyorsak bu dürüstlüğümüzden deyil iş bilmediğimizden abdallığımızdan dir  döner sermaye saymanıyla bir münakaşada öyle demişdi sen bu kafayla bir halt olmazsın şimdi onun altında son model araba kirada mülkü benim altımda kırık dökük bir bisiklet  bize bu bile çok  neyin ne olduğunu anladık ama çok geç kaldık  rahme4tli özal benim memurum işini bilir demişdi ama biz bilmeyenlerden çıkdık ne yapalım her mesleğin bir becerisi vardır rahmetli dedem derdi ki oğlum hayatda en adi en şerefsizlik hırsızlıkdır onu da bil ama asla yapmamaya çalış  belki birgün olaki lazım olur ama biz onu ne yazıkki öğrenmedik  işde çekdiğimiz çileler bazı şeyleri öğrenmediğimizdendir yoksa elimize fırsat geçmediğinden deyil benim gibi emeklilere selam çile çekmeğe devam bu dünyada yaşamak isdiyorsan verenden alacaksın düşene vuracaksın üçbeş zaman  seni aşağılasalarda aldırma yükü tutunca adın  ahmet ağa mehmet bey kemal efendi olur  birde kutsal topraklara gidersin seni herkes tövbekar hacı efendi sanır ha YAHU  ALLAH  ne der dersen boşver onu da oraya gidince düşünürsün derim.