27
Mayıs
2024
Pazertesi
ANASAYFA

Erbakan Gündemden Düşmek İstemiyor!..

Hepimizin bildiği, sırası gelince de söylediğimiz bazı atasözlerimiz vardır. Kuşkusuz, bunları söyleyenler insan psikolojisini, toplumun sosyal niteliklerini enine boyuna tarttıktan sonra onları dile getirmişlerdir. Her biri birer ibret vecizesidir.

İşte size iki örnek;

Kırk yıllık Kâni olur mu Yani!..

Huylu huyundan vaz geçmez!..

Türkiye’nin o günkü koşullarında Tansu Çiller ile yapılan koalisyonda, anlaşma gereği altı aylık başbakanlık yapacak olan ve sonra, falsolarından ötürü zinde güçlerin “yeter artık” demesiyle koltuğunu bırakmak zorunda kalan Necmettin Hocamız, Altınoluk’taki yazlığının yakınındaki camiden cuma namazı çıkışında, yine kendince menkul sözleri basına söylemiş, bazılarına da göndermeler yapmış…

Necmettin Erbakan’ın söylediği sözler her zaman bazı muhabir arkadaşlarımızın ilgisini çekmiş, dikkati çeken bir haber bulamayınca da hocaya yönelmişlerdir.

Geçmiş günlere baktığımızda; “Kadayıfın altı kızardı!”, “Glu Glu! Dansı!”, "İncikleyip cıncıklamayın!” gibi sözlerini anımsamamak olanaksız…

Hocamız! yine gündemde… Birkaç gün öncesi Uluslar arası Gençlik Formu’nun (IYF) organize ettiği 4. Uluslar arası Müslüman Gençler Kültürel İşbirliği Toplantısı için İstanbul’a geldi. Toplantının ikinci gününe Milli Görüş işareti ile katılarak dünya gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu. Ancak ondan önce Altınoluk’ta Cuma namazı sonrası yaptığı açıklamalar vardı ki; evlere şenlik!..

Hoca Efendi, günün siyasi ortamında tartışılan, askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasını, siyasi parti liderlerinin devlet işlerini bir yana bırakıp televizyonlarda karşılıklı atışmalarını kendince hicvetmek istemiş, bekli de ben daha varım demek istemiş!..

Öncelikle CHP ile AKP’nin fuzuli işlerle uğraştığını, birbirleriyle sözde kavga ederek suni gündem yarattığını söylemiş… Bunda Hoca Efendi’ye hak vermezsek kendisine haksızlık etmiş oluruz… Biz de, Türkiye’nin iç ve dış politikasında, ekonomi dar boğazında kıvranırken suni gündem oluşturulmasını ve bu ortamda karşılıklı kavgaların yeri olmamalıdır diye düşünüyoruz. Ancak bunların ardından öyle bir söz söylemiş ki, tek kelime ile sanki 28 Şubat’ın, kendisini Başbakanlıktan alaşağı indirenlere kin kusmaktan öteye gidemiyor. Tek kelime ile korkunç ve yersiz sözler…

Askerlerin sivil mahkemelerde yargılanması konusunda; “Ağacın yapraklarını yıkasan ne olur, yıkamasan ne olur? Ağacın kökü kurumuş be kökü…”

Burada neyi ve kimleri kastettiği açıkça ortada… Türkiye’nin güvencesi, güneydoğuda büyük zorluklarla dış destekli terörle mücadele eden, şehitler ve yaralılar veren askerimizin kökünün kuruduğunu söylemek tek kelime ile edep dışıdır. Kaldı ki, askerlerin sivil mahkemelerde yargılanması konusu Anayasa Mahkemesi’nin vereceği karara kalmıştır. Kısa süre de olsa talihsiz bir Başbakanlık yapmış, Kaddafi’nin çadırında aşağılanmış kişinin söylediği bu tutarsız sözleri yaşlılığına vermek, üzerinde durulmaya bile gerek olmamalı diye düşünenler olabilir.

Bu garip sözlerinin ardından Şincan Uygur Türklerinin katledilmesine sözü getirmiş… Gündemde Şincan Özerk Uygun Bölgesi var ya!...

Dünyadaki ülkeler otomobil farını nasıl yerleştirirlerse daha çok ışık alabileceklerini tartışırken biz ne ile uğraşıyoruz? Dünyada Filistin’de kan gövdeyi götürüyor, Doğu Türkistan’da kan gövdeyi götürüyor. Her tarafta Müslümanlara zulümler yapılıyor. Her türlü sömürü içindeyiz. Bu sömürü içerisinde neyle meşgulüz biz? Askerler sivil mahkemede mi yargılansın, askeri mahkemede mi yargılansın? İşiniz gücünüz bu. Yahu arkadaş ağacın yaprağını yıkasan ne olur, yıkamasan ne olur?”

Hoca efendinin incileri bitmiyor ki bu kez de eski talebelerine saldırıya geçiyor;

Bunlar fuzuli işlerle uğraşıyor. Yahudi’nin faizci düzenini sen daha iyi tasnif edersin, ben daha iyi niçin? İkisi de faizci, ikisi de IMF’ci, ikisi de AB’ci… AKP’deki şaşmış olan kardeşlerimizi uyardık ama dinlemediler. Bize düşen, bunları bir kez daha uyarmak. Bak yanlış yollardasınız, Türkiye’nin ve insanlığın felâketine sebep oluyorsunuz. Kendinize çeki düzen verin, böyle milli görüş olmaz dememiz lazım…”

Necmettin Hoca’nın buraya kadar söyledikleri ne gündemdeki siyasete ve ne de dış politikaya ışık tutuyor. İşkembeyi kübradan atıp tutuyor… Bir de ”Bunlar İsrail’in hoşuna gitmeyecek hiçbir işi yapamazlar” diyor!..

Bütün bu sözlerin altında yatan gerçeği ise bir türlü söyleyemiyor…

Acaba, başbakanlık koltuğundan paldır küldür indirilişi mi?

Yoksa, boynuz kulağı geçer örneği eski talebelerinin (Bu kendisinin sözü) Onu saf dışı bırakıp iktidara yürümeleri mi?

Faizi değişik isimlerle, katakullilerle kullanıp IMF’ye yüklenmenin ve bugün dostluk ilişkileri içerinde olduğumuz İsrail’e yüklenmenin altında yatan bir şeyler mi var?

Arap, Arap diye yeri göğü inleten hoca, Osmanlının çöküşünde İngilizlerle işbirliği yapan Arapların payının ne olduğu biliyor mu? Tarihçi olmasa bile Prof. olduğuna göre biraz yakın tarihi okumuş olmalı, ama nedense işine gelmiyor…

Hepsi bir yana insanın biraz olsun sıkılması gerekir. Devletin partisine verdiği trilyonların hesabını veremeyip, bazı evraklarda sahtecilik yaptıktan sonra yargılanıp, çarptırıldığı iki yıllık hapis cezasını çekmemek için her yolu denedikten sonra kendisi için özel infaz yasası çıkaran, yazlığında oturarak cezasını çekmesini sağlayan eski talebelerine şükran beslemelidir. Kaldı ki, eski talebeleri bununla da yetinmemiş, kimseye tanınmayan böyle bir ayrıcalığı da az bularak affı şahaneye mazhar olmuştur. O sırada kocamış görüntüsü çizerken, af olur olmaz, birden canlanarak, siyaset arenasında boy göstermeye başlamasına ne denir bilemem…

Hoca’nın karakteri böyle, toplumun yaptıklarını unuttuğunu sanıp, konuşma cesaretini kendinde buluyor diyelim ama ya kendisine biat! edenlere ne demeli


erdemyucel2002 @hotmail.com  
 

Yayın Tarihi : 21 Temmuz 2009 Salı 13:10:05
Güncelleme :21 Temmuz 2009 Salı 13:09:08


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
mehmet ersindigil IP: 84.62.54.xxx Tarih : 19.07.2009 12:29:12

Hocam Allahtan dilegim, ellerine kalemine ve beynine saglik versin.Sayin Necmettin Erbakan ancak bu kadar yazili olarak tarif edilir.Ben hep söylemisim Türkiyede Hürriyetin ve Özgürlügün ne oldugunu dogru dürüst bilen yoktur diye.Ister Profesör ister bakan kim olursa olsun disiplinsiz hareket ederek Türkiye bu zorluklari yasamaktadir.

Evet haberlerde bende Sayin Erbakanin  o ağacın yapraklarini yikasan ne olur yikamasan ne olur agacin kökü kurumus be kökü kelimelerini söylerken hayretler icinde kalmistim.Ne demek istedigini sen deyerli kaleminle dile getirmissin sagol.Sincan Uygur Türklerine gelince meşhur bir Ata lafi var kedinin ulasamadigi ciğere mundar dermis.

Sincan Uygur Türkleri uzak oldugu icin sahiplenmek istiyorlar ve ha boyuna demec vermektedirler.Oysa Türkiyede olan bitenlerle dogru dürüst ilgilenen yoktur.Gene bir Atalafimiz önce can sonra canan demisler.Biz kendimizi düzeltmedikten sonra nasil dis ülkelerdeki soydaslarimiza sahip cikacagiz.

Birde Sayin Erbakan böyle Milli görüs olmaz diyor,Hangi milli görüsten bahsediyor onu merak etmekteyim.Trilyon davasindan muaf olduktan sonra masallah Hocamin iyilesti ve Siyaset Arenasinda boy göstermege basladi.Sırtını Arap ülkelerine dayamasi bence kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez misalidir.

Bugün internet haberlerinden de okudugumuz Çinde soydaslarimiza karsi katliama baslamislardir,Buyur Sayin Erbakan ve talebeleri ve diger bakan ve milletvekilleri bu katliami durdurun nasil durduracaksaniz hep birlikte görelim ve o zaman sizleri takdirle göklere cikaralim.Lafla hicbir is olmaz ihracaat lazim.Aslinda daha yazilacak cok sey var bu konuda simdilik yeter saygilarimla.


kalender IP: 109.250.229.xxx Tarih : 12.03.2010 09:40:31

sayin erbakan sizlerin görüslerine ters geldigi icin yoksa kötülügünde erbakan bu ülkeye ne zarar verdi arkadaslar söylermisiniz yillardir agir sanayi dedi durdu adam leopar tanklarini projesini üretti türkiyeyi yönetenler o zamanlar kabul etmedi  simdi almanlardan satin aliyoruz devrim arabalarini cikardi o da da cikardilar bir ali cengiz oyunu keske bizler kadar erbakan kadar bu ülkeye faydamiz dokunsa