28
Mayıs
2024
Salı
ANASAYFA

Erbakan’ın Kişiye Özel Kanunu Köşkten Geri Döndü


Necmettin Erbakan’ın televizyon ekranlarına yansıyan görüntüleri, nedense bende bir acıma duygusu uyandırdı. Türkiye’nin yakın siyaset tarihinde rol oynamış, Tansu Çiller’in çıkarları doğrultusunda Başbakanlığa kadar yükselmiş bir kişinin görüntüleri hiç de hoş değildi. Erbakan yaşlanmış, bitkin ve 80 küsur yaşında hapse girme korkusu içerisinde idi. Kısacası ömrünün son günlerini, Başbakanlığa kadar hasbelkader de olsa yükselmiş bir kişinin hapiste geçirme olasılığı üzüntü vericiydi... Ne var ki, bu kişi siyasete atılması ile birlikte Türkiye Cumhuriyeti devrimlerine, laikliğe karşı bir tutum izlemiştir. İş bununla kalmamış, Türkiye’de bağnaz bir kesimin ortaya çıkmasına, tarikatların yeşermesine de yol açmıştı.

Necmettin Erbakan İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Fakültesi’ni bitirmiş, Almanya’da Aachen Teknik Üniversitesi’nde doktorasını yapmış, İTÜ’de doçent (1954), Prof (1963) olmuştur.Sonra da öğretim üyeliğini bırakıp, Gümüş Motor Dizel Motorları Fabrikası genel müdürlüğüne getirilmiştir. Ardından Odalar Birliği Sanayi Dairesi Başkanlığına (1966), Odalar Birliği Genel Sekreterliğine (1967) ve Odalar Birliği Genel Başkanlığına (1969) seçilmiştir. Adalet Partisi seçimleri iptal edince de başkanlıktan uzaklaştırılmıştır.

1969 seçimlerinde Konya’dan bağımsız milletvekili seçilmiş 1970’de Milli Nizam Partisini kurmuştur.Yanılmıyorsam o günlerde Konya’da laikliğe aykırı bir tutum sergileyen bir de yürüyüş yapılmıştı. Milli Nizam Partisi programında laikliğe aykırı hükümler bulunmasından ötürü de partisi kapatılmıştır. Bundan sonra bir süre yurtdışında kalmış, 1972’de yeniden kurduğu Milli Selamet Partisi’nden milletvekili seçilmiştir. Türkiye, bu dönemde ondan kaynaklanan çalkantıları yaşamıştır. CHP-MSP koalisyon hükümetinde Devlet Bakanı ve Başbakan yardımcısı olmuştur. Ecevit Başbakanlığındaki bu hükümetin dağılması ile l975’de kurulan AP-MSP-CGP-MHP koalisyonunda I. ve II. MC hükümetlerinde yine aynı görevi üstlenmiştir. Bülent Ecevit, siyasetteki en büyük yanlışını MSP ile kurduğu koalisyon ile yapmıştır. Kıbrıs harekatının (1974) ardından başlayan çekişme zaman zaman Erbakan’ın ağzından çıkan “Kadayıfın altı kızardı” sözleri ile ortağını zora sokmuş, adeta dediğim olmazsa siyasetten çekilirim diyerek Ecevit’i sürekli baskı altına almaya çalışmıştır.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin 12 Eylül 1980 darbesinde gözetim altına alınmış, 1981’de serbest bırakılmış, hakkında verilen hüküm bozulunca da beraat etmiştir. 1982 Anayasası gereğince 10 yıl süreyle siyaset yapma yasağı bulunan Erbakan 1987’de bu yasak kaldırılınca bu kez kurduğu Refah Partisi genel başkanı olmuş ve ardından da Doğru Yol partisi ile koalisyon yaparak önce Başbakan yardımcısı ardından da Başbakan olmuştur. Sonrada işler iyi gitmeyip, Kaddafi’nin çadırında aşağılanmış, sarıklı.cüppeli, tarikat şeyhlerini Başbakanlıkta toplamış ve işte o zaman gerçekten kadayıfın altı kızarmıştı. Başbakanlıktan yine bir muhtıra ile ayrılmak zorunda kalmıştır. Ardından yargıya düşmesi devrimlere aykırı davranışlarından ve toplumun bazı kesimlerini buna yönlendirmesinden olmamış, devletin 11 trilyonunu ne yaptığından kaynaklanmıştır.

Necmettin Erbakan’ın siyasi kişiliğini ve dönemini kısaca gözler önüne sermeğe çalıştım.

Günümüzde eski başbakanı hapisten kurtarmak isteyen AKP milletvekilleri alelacele bir yasa taslağı hazırladılar. Yargının verdiği hapis cezasını kaldıramayacaklarına göre, hiç olmazsa evinde geçirmesine olanak sağlamaya çalıştılar. Meclisten geçirilen yasada Erbakan’ın ismi geçmiyordu. Ancak “Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına dair 5462 sayılı kanununu Erbakan için hazırlandığı hemen herkesçe biliniyordu. Bu kanun ile 75 yaşını bitirmiş kişilerin 3 yıl veya daha az süreli hapis cezasını konutlarında çekmesini sağlanıyordu. Bunun için de sağlık kurumlarından rapor alınması şart koşuluyordu. Türkiye’de en kolay işlerden birisi de sağlık kurullarından istenildiği biçimde rapor alınabildiğinden, işin o tarafında bir zorluk bulunmuyordu.

Ne var ki, bu yasanın kişiye özel hazırlandığını dikkate alan Cumhurbaşkanı tarafından Köşkten geri döndürüldü. Dönmesi gerekirdi, ortada bir hukuksuzluk vardı ve döndü. Türkiye’de yargı karşısında kişilerin eşitliğinden söz edenler şimdi neden susuyorlar?

TBMM konuyu yeniden inceleyecek ve büyük olasılıkla aynen köşke iade edecektir. CHP Cumhurbaşkanının veto gerekçesine aynen katıldığını belirtti. Gerekirse de Anayasa Mahkemesine konuyu götüreceklerini söylediler.

Erbakan ve ekibi neden mahkum olmuştu?

Erbakan ekibi devletin 11 trilyonluk lirasının hesabını verememekten mahkum olmuştu. Erbakan cezasını hapiste veya evinde geçirirse bu para ne olacaktı. Ondan söz eden birkaç gazeteci dışında nedense herkes sus pus..

Emin Çölaşan haklı olarak soruyor; Erbakan’ı özel yasa ile çıkarıp kurtaranlar, iş devletin parasını kurtarmaya gelince hiçbir şey yapmıyorlar!.. Diğer taraftan Erbakan’ın kurmayları, yakın çevresi ve eski dostları ona rahat bir evde hapis hayatı yaşatabilmek için daha şimdiden önlemler almaya başladılar. Evinin daha iyi güneş alabilmesi için ağaçları buduyorlar, cuma namazına gidebilmesi içinde bahçesine bir mescit yapmayı tasarlıyorlar. Başbakanlığı döneminde de Altınoluk’daki yazlığına rahat gidebilmesi içinde bugün çalıştırılamayan Edremit Hava Alanı yapılmıştı.

Bir zamanlar basını “Gulu Gulu! dansı yapmayın” diye azarlayan Erbakan için üzülüyoruz. Acaba doğru mu, yoksa yanlış mı yapıyoruz. İşte ona bir türlü karar veremiyoruz.




erdemyucel2002@hotmail.com

Yayın Tarihi : 13 Mart 2006 Pazartesi 12:09:57


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
mustafa yucel IP: 85.106.191.xxx Tarih : 15.03.2006 13:41:39
Tabı haksız degıl söylenen vede yapılan yorumlar lakın bırde tc tarafından bakılması lazım gerektrılmesı lazım gerekır bence. bu ulkenın vatandası, bu ulkenin zamanının bas bakanı, bu ulkenin okuttugu yetiştirdiği gercek bir zekilerden, idealistlerden bunu inkar etmek yanlış olur. dış mihrapların sevinip kendimizin üzülecegi işlerden uzak durmamız. sagduyumuzu dinlemek gerekır.vicdansızlıklar karsısında vıcdansız olmamalı vıcdanımızın sesını dınlemelıyız. bırbırımızı degıl dısa karsı mucadelemızı guclendırmeli bu ugurda mücadele etmelıyız. unutmayalımkı dısardakı komsular evın temelını sarsmak için ellerınden gelenı yapıyor bunları unutmamalı asıl davadan sapmamalıyız. fıkrı hur vıcdanı hur nesıller ıcın. mustafa yucel

hakan IP: 77.116.229.xxx Tarih : 31.10.2008 03:17:47

1994 yilinda dyp hükümeti ülkeyi 1 bucuk katrilyon borca sokarken erbakan ne diyordu youtubeden izleyebilirsiniz. Erbakana laf atanlarda Allah korkusu ne kadardir söylemeye gerek yok.