17
Haziran
2024
Pazertesi
ANASAYFA

Güvencemiz Türk Ordusu...


Türk ordusu kuruluşundan bu yana sosyal ve kültürel yaşantımızda yanımızda olduğu kadar iç ve dış siyaseti de yakından izleyen güzide bir kuruluşumuzdur. Dünyadaki diğer ordulardan farklı olarak en büyük özelliği de durumdan görev çıkarmasıdır. Türk kültür yaşamına ordunun sayısız hizmetleri ve katkısı olmuştur. Türk ordusunun çok uzun bir geçmişi vardır. Disiplin, öğrenim ve öğretim yönünden kendine özgü ayrı bir değeri vardır. Türk ordusu ve onu meydana getiren askerler için çok şey söylenmiş, yazılıp çizilmiştir. Bu konuda en güzel tanımı da Ahmet Hikmet Müftüoğlu yapmıştır:

“Bu sağlam vücut yalnız asker elbisesi giymek, bu sert pençeler yalnız silah kullanmak, bu kalın ses yalnız kumanda vermek için yaratılmamıştır. Senin o tabur halinde bir pulad kitlesi katılığında yürürken takındığın o salabet, o vakarı görüp de sana güvenmemek, seni sevmemek kabil değildir.”

Tarih boyunca Türkler asker olarak doğmuş, asker olarak yaşamış ve asker olarak ölmüştür. Tarihin tanıdığı en eski kültürü oluşturan Türk ırkı da yaşamının her döneminde asker millet olduğunu her zaman göstermiştir. Bunun en somut örneği de, yoktan var edilen bir ordu ile Atatürk’ün önderliğinde Kurtuluş Savaşı’nı başarmasıdır. Bu ordu tarih boyunca sayısız savaşlara katılmış, savaşmış, bazen yenmiş, bazen de yenilmiştir. Ancak Türk oluşunun özelliğini, yaradılışının gereğini hiçbir zaman bırakmamıştır. Türk ordusu askerce yaşamış, insanlık için silahını hiçbir zaman zulme alet etmemiş ve satmamıştır. Rahmetli dostum, Prof. Dr. Necmettin Hacıeminoğlu’nun deyişiyle “Kuvvetli ordu, çok sayıda ve üstün değerde silahı olan ordu değildir. Cesur, disiplinli, bilgili ve imanlı ordu kuvvetli ordudur. İşte, Türk ordusu böyle bir ordudur.”

Türk askeri ile karşılaşmam çok küçük yaşta, dünyaya yeni yeni baktığım günlerde başladı. II.Dünya Savaşı’nın zorlu, kaygılı, sıkıntılı günlerinde, uzak akrabamız Alb.Talat Bey fırsat buldukça bize gelir ve ben de onun kucağından inmezdim. Manevra kayışı, parlak yıldızları ile oynar, çizmelerini, kendisine çok yakışan üniformasını hayranlıkla izlerdim. O günlerde Alman ordusu Yunanistan’ı işgal etmiş, Trakya’da sınırlarımıza dayanmıştı. Bu nedenle de ordumuzun büyük bir kısmı Trakya’da mevzilenmişti. Bu nedenle bir iki günlük izin alan subay komşularımız İstanbul’a gelirlerdi. Alb.Talat Bey’in yanı sıra komşularımız Albay Cemil Bey,Yrb.Dr.Kemal Bey ve Tğm. Mehmet Alp sürekli gördüğüm, kendilerine o yaşta hayran olduğum subaylardı. Ardından babam askere alındı, önce Kırklareli, ordumuzun Çatalca hattına çekilmesiyle Büyükçekmece’ye gitti. Savaş biraz bizim sınırdan uzaklaşınca veya Alman tehlikesi biraz ortadan kalkınca annem, aile büyüklerinin tepkisini dikkate almadan beni de alır ve birkaç günlüğüne babamın yanına götürürdü.. O günlerde İstanbul’daki komşularımızın yanı sıra ordu mahfelinde gördüklerim de hep subay ve askerlerdi.

Kuzguncuk Nakkaştepe’deki evimizin karşısında bir uçaksavar birliği vardı. İlkokula da bu birliğin yanındaki 25.İlkokulda başlamıştım. Birliğin ikmal kamyonları her gün evimizin önünden geçer ve okula gitmediğim günlerde onların gelişini pencereden bekler ve konvoy başındaki Yzb.’ya askerce selam vermeyi adet edinmiştim. Nitekim birkaç kez , Yzb. Beni kamyona almış ve yolunun üzerindeki okuluma götürmüştü. Yzb.nın yanında askeri kamyona binmek, yaşamım boyunca unutamadığım en güzel anılardan biri olarak belleğimde yer etmiştir.

Aradan yıllar geçti, lise öğrenimimi Özel İstiklal Lisesi’nde yapmaya başlamıştım. Hocalarımızın çoğu Kuleli Askeri lisesi ile Deniz Lisesi’nden gelen subaylardı. O subaylar bizi normal derslerimizin dışında asker olarak yetiştirdiler. Biyoloji hocamız Alb.Hakkı, cebir geometri hocamız Alb.Hüseyin Ayar, Fizik hocamız Alb.Kamil ve İngilizce hocamız Dnz.Alb Tayyar Uçak’tan gerçekten çok şey öğrendik, daha doğrusu hepsi ayrı ayrı görüşümüzü, ufkumuzu açtılar. Liseyi bitirdikten sonra Harp Okuluna gitmeyi çok istedim, ancak babamdan izin alamamıştım. Babam II.Dünya Savaşı’nın zorlu günlerini yaşamış,Yzb olarak terhis edilmişti. Çaresiz Hukuk Fakültesi’ne devam ettim; o yıllarda lise mezunları Yd.Sb olduğundan bir punduna getirip, sınıfta kaldım ve askere gittim. Niyetim tezkere bırakıp orduda kalmaktı. Ancak askerde kaldığım takdirde Harp Okulunu okumadığımdan ötürü orduda ikinci planda kalacağımı sezinledim ve verdiğim dilekçemi iptal edip terhis olduktan sonra yeniden üniversiteye devam etmeğe karar verdim. Benimle beraber tezkere bırakan iki arkadaşım bir süre önce Alb. olarak emekli oldular.

Yd.Sb. olarak görev yaptığım birlik 14.Sv.Tümeni,14.Sv. Alayı idi. Orada da şans benden yana oldu; Tüm.Gen.Celal Erikan, Sv.Alb.Sadettin Erokay ve Sv.Yrb.Haydar Çağlayan’ın yanında görev yaptım. Tanrı’dan hepsine rahmet dilerim. Bu tümenin Kurtuluş Savaşı sırasında büyük yararlılıkları olduğunu biliyordum ama, Turgut Özakman’ın “Şu Çılgın Türkler” isimli kitabında 14.Sv.Tümeninin başarılarını okuduğumda, böyle bir tümende yıllar sonra da olsa görev yapmaktan büyük onur duyduğumu söylemek isterim. Yd.Sb’lığım sırasında üniformamı hastanede yattığım 20 gün dışında hiç çıkarmadım, terhis olduğum 31 Mayıs gecesine kadar da onurla giydim.Görevim icabı yabancı diplomatik resepsiyonlarda eşimle birlikte çok sık bulundum. Davet edildiğim resepsiyonlarda onur duyarak gittiklerim ise, özellikle Orduevlerinde ve Askeri Müze’de olan davetler olmuştur.

Bizler böyle bir ortamda yetiştik. Aradan yıllar ve yıllar geçti. Devir değişti ama bizim kuşak hiç değişmedi. Ne var ki, Türk Ordusu için bazı kendini bilmezlerin söylediği sözler bizleri gerçekten etkiliyor.TBMM’de Atatürk’ün Mareşal Üniformalı resminden rahatsız olanlar, TBMM yanındaki Muhafız Taburunun buradan alınıp Harp Okuluna taşınmasını istemiş, birliğin komutlarından şikayetçi olmuşlardı. Ardından da askeri birliklerin Ankara dışına gönderilmesini istemişlerdi. Geçmişi ve bugünü iyi değerlendirmekten aciz olanların bu istekleri gerçekten çok üzücüdür. Ne var ki, Genelkurmay’dan “Endişe ve hayretle karşılıyoruz. Bu sözler hezeyandır” diye çok sert bir tepki gelmişti.

Yakın komşularımızın yönetimlerine, bazı İslam devletlerinin bugünkü konumuna baktığımızda böyle bir orduya sahip olmanın bizler için ne denli bir mutluluk ve güvence olduğunu anlayamamak gerçekten büyük bir gaflettir. Günümüz Türkiye’sinde demokrasi içerisinde yaşıyorsak bunun da en büyük nedeni yine ordumuzdur. Bu konuda, bazılarının dilinden düşürmediği, ancak ne derece inandıklarını bilmediğimiz Avrupa normlarındaki ordu ile ilgili görüşleri tartışmak bile yersizdir. Avrupa acaba Türk ordusuna nasıl bakıyor diye hiç düşündünüz mü? Düşünmeye fırsat bulamadınızsa sanırım bunun yanıtını da birkaç gün öncesi AB-Türkiye Karma Parlamento Komisyonu Eş Başkanı Joost Lagendijk verdi. Gazetelerden öğrendiğimize göre Orhan Pamuk’a destek vermek için gelen AB yetkilisinin bu konudaki yorumu; “Türk Ordusu provokasyona geçti. PKK buna cevap verdi. Ordu PKK ile savaşmaya bayılıyor. Bu durum orduyu gündemde tutuyor.” Kuşkusuz bu sözler hezeyandan da ötedir...

Acaba bu açıklamada dostluk mu yoksa düşmanlık mı var? Yoksa AB Türkiye’yi güdümünde sanıp her işimize karışacağını mı sanıyor?

Yanıtını düşünüp siz verin...



erdemyucel2002@hotmail.com


Yayın Tarihi : 23 Aralık 2005 Cuma 19:43:16


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
yuksel GİDER IP: 85.100.195.xxx Tarih : 26.12.2005 22:49:12
ELBETTE ORDUMUZ DÜNYA'NIN EN MÜKEMMEL ORDUSUDUR.BAŞKA SÖZ SÖYLEMEK BOŞ SÖZ OLUR. NE DALGALANIRSIN EY NAZLI AL BAYRAĞIM. KOPSADA ELLERİM,VAR İKİ BACAĞIM. ONLARDA KOPARSA,KORKMA HALA SAĞIM. DİŞLERİMLE EN YÜKSEĞE,DİKERİM SENİ... TÜRK ASKER DOĞAR,ASKER YAŞAR VE ASKER ÖLÜR.ÜLKESİ'NİN ÇAKILINA GÖZ DİKENİNDE HATTİNİ BİLDİRİR. ORDUMUZA 'DA BİR KITA ŞİİRİM YAKIŞIR BAŞKA BİR ŞEY SÖYLEMEK İSTEMİYORUM. YÜKSEL GİDER

mehmet ersindigil IP: 84.62.62.xxx Tarih : 25.12.2007 16:54:12

TÜRK ORDUSUNU ALLAH TÜRK MILLETI;NIN BASINDAN EKSIK ETMESIN: ULU ÖNDER ATATÜRK,TEN SONRA TEK GÜVENCIMIZ;DIZ ORDUMUZ OLMASA IDI VAY BASIMIZA GELECEKLERDEN ALLAH KORUSUN TÜRK DIYE BIR INSAN KALACAGINI ZANNETMIYORUM. BUGÜN TÜRKIYE CUMHURIYETI VAR ISE ODA TÜRK ORDUSUNA AITTIR. SEREFIMIZIN ONURUMUZUN NAMUSUMUZUN GURURUMUZUN HAYSIYETIMIZIN BEKCILIGINI YAPAN TÜRK ORDUSU. NE MUTLU TÜRK ORDUSUNDA ASKERLIK YAPAN TÜM KOMUTANLARIMIZA BUNA ER VE ERBAS DAHIL. SELAM VE SAYGILARIMLA....