20
Mayıs
2024
Pazertesi
ANASAYFA

Her Şeyin B.k'unu Çıkardık!...


Yazılı, görsel ve internet ortamındaki yayın organlarını incelediğinizde karamsarlığa düşmemeniz elde değil... Olup bitenlere çoğu zaman hayret ediyor, çoğu zaman da sinirleniyorsunuz. Günlük basını okumayı, televizyon izlemeyi bırakıp, klasik eserlere yöneleyim diyorsunuz, o da olmuyor... Daha doğrusu içinizde bir şeyler kıpırdıyor...

Bir savcı suçlanan bir generale ne de güzel sormuş; neden balık tutmuyor, resim yapmıyorsun, diye!..

Demek ki, o da yetersiz kalıyor...

Günlük yayınları, siyasetteki iç çekişmeleri, dış dünyayı saran kara bulutları, uzaydan gelen tehlike sinyallerini, deprem riskini bir kenara bırakıp balık tutmak, resim yapmak da güzel bir uğraş... Belki, üst yönetimden emekli olsaydık, yaptığımız resimler peynir ekmek gibi gider, yazıdan kazanamadığımızı fırçamızdan kazanırdık... Ama gelin görün ki, ne resim yapma tekniğini ne de nasıl balık tutulacağını öğrenmeye vaktimiz ve önümüzde zaman var!..

Mademki, yazmayı önce hobi, sonradan da iş edinmişiz; oturup siyaseti de, basını da izlemek zorundayız. Bu işte sıkılmak yok, bıkmak yok diye ara sıra kendimi şöyle bir güzel dürtüklemem gerekiyor...

İşte, bu hengâme içerisinde yuvarlanıp giderken zaman zaman kendi kendime söyleniyorum; “her şeyin b.k’unu çıkardık”…

Aaa! Sonra bir bakıyorum, sohbet ettiğimiz dostlarımda bunaldıklarında aynı sözü söylüyorlar. O zaman doğru yolda olduğumu anlıyorum.

Her şeyin B.k’unu çıkarıyoruz !..

Sözcük çirkin ama gelin görün ki doğru... Yerine başka bir sözcük koymak da olası değil...

Televizyon ekranlarında önde gelen siyasilerimiz memleket sorunlarını açıkça ortaya koyup, nasıl çözüm üretileceği yerde, sürekli birbirleri ile atışıyorlar. O zaman elde olmadan insanoğlu düşünüyor; acaba bizde siyaset, rakipleri ile kavga etmek midir?

Şimdi gelelim; nelerin b.k’nu çıkarıyoruz;

Eski İstanbul ve İzmir yaşantısında yeni evlenen çiftlere ve sünnet olan çocuklara hediye vermek adettendi... Herkes gücüne göre bir şeyler verir ve kimse de kimsenin ne verdiğini bilmezdi. Oysa günümüzde bu adet de yozlaştırdıklarımızın başında geliyor. Bu tür düğünler kişilerin birbirleri ile hediye verme konusunda yarıştıkları bir ortama dönüştü. Günümüz düğünlerinde gelin ve damat pistin ortasında duruyor, boyunlarına taktıkları kuşaklara herkes bir şeyler takıyor. Aileden birisi de mikrofonda falancadan bilmem ne... Filancadan şu… diye ilan ediyor. İyi hediye verenler veremeyenlere aşağılayıcı bakışlar fırlatıyor...

Düğün sahibi hatırlı veya ola ki siyasi ise durum daha da değişiyor. Salonun gösterişli yerine konulan sandığın kapağı açık tutuluyor. Davetliler getirdiklerini oraya bırakıyor. Ancak düğün sahibinin nüfuzundan yararlanıp bir şeyler koparmayı düşünenlerin hediyeleri de ona göre oluyor?

Kısacası düğünlerde de hediye vermenin b.k’unu çıkarmayı başardık...

Bazılarının mevduat dışı paraları ortaya çıkınca, bunlar nedir diye sorulunca, ninemden kalan yastık altı parası veya oğlumun düğününde takılan takıların parası deniliyor. Kimsede bu işin üstesinden gelemiyor. Malum; serbest ekonomi piyasası...

Kaçak elektrik kullananları ihbar edin deniliyor. Özellikle doğudaki yerleşim alanlarında hemen herkes kaçak elektrik kullanılıyor, sonra da bunlara af getiriliyor? O zaman faturasını ödeyenler acaba keriz mi oluyor?

Demek ki, elektrik kullanımının da b.k’unu çıkardık!..

Doğanın bir lütfu olan kıyılarımızda zaman zaman çıkarılan yasalarla kıyı yağmacılığının en yüksek boyutlara erişmesine neden göz yumuluyor? Ege’nin en güzel koylarında, büklerinde balık çiftliklerine kimler izin veriyor?

Ege ve Akdeniz bölgelerinde turizm diye diye doğayı tahrip etmekte neyin nesi? Özellikle Bodrum ve Marmaris’te yeni yapılanma adı altında, mimari yönden tatil siteleri kirliliğinin önüne neden geçilemiyor. Acaba buradaki rant sahiplerinden nemalananlar mı var?

Türkiye’deki kültür varlıklarını kurtarmak için bir nevi sübap rolünü üstlenen Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulları bile yozlaştı. Konusunun uzmanı bilimsel kişilerden oluşması yasa gereği olan kurullarda ağırlık yerel belediyelere dönüştü. Bilimsel, akademik kişiler onların karşısında azınlık durumuna düştü... Böyle olunca da sit alanlarında, örneğin Sultanahmet Meydanında arkeolojik kalıntılar üzerinde yükselen bir otelin inşaatı, basında ayyuka çıkmasına rağmen sürüyor. Kültür ve Turizm Bakanı bile bu konuda aciz duruma düştü.

Kısacası kültür varlığı korumacılığının da b.k’unu çıkardık...

Futbol takımlarımızın dış ülkelerde başarılı sonuçlar almasından çoğu insanımız tedirgin... Ya maçı kazanır ve şampiyon olursak, ne olacak diye kara kara düşünüyorlar. Eğer takımımız galip durumdaysa patlayacak silahlardan ve serseri kurşunlardan korunmak için evlerin en muhkem yerlerinde sipere yatıyorlar.

Kas gücünün bilim gücüne üstün geldiği memleketimizde bazı futbolcular astronomik düzeyde para kazanırken, akademik ve bilimsel kişiler ay sonlarını zar zor getirebiliyor.

Kısacası sporda da bu işin b.k’unu çıkarmayı becerdik..

Bizler her Türk asker doğar sözleriyle büyüdük. Bu söz gerçek mi? Yoksa gaza mı getirildik onu da pek kestiremiyorum. Ne var ki, ben ve oğlum Güneydoğuda aslanlar gibi askerliğimizi yaptık. Her türlü zorluğa göğüs gerdik. Bir gün dahi şikâyet etmedik. Ama gelin görün ki, sonradan devran değişti. Yeni yeni yasalar ortaya çıktı; bedelli askerlik, kısa dönem gibi... Bu yasaların kapsamına giremeyen gencecik askerlerimiz, onları yöneten rütbeliler yine aslanlar gibi Güneydoğu’da çarpışıyorlar, şehit düşüyorlar, gazi rütbesine erişiyorlar. Ne var ki, bazıları çürük raporları ile işin içinden sıyrılırken bazıları da onbeş gün askerlik yapıyor, yalnızca resim çektirmek için. Kas gücünün beyin gücüne üstün olduğu memleketimizde bir futbolcu askerlik yapmamak için yurt dışında futbol oynamayı tercih ediyor, tâki hakkında özel, yeni bir yasa çıkıncaya kadar!..

Askerliğin de şeyini çıkardık demek içimden gelmiyor; yine de her Türk asker doğar sözünü içimden atamıyorum. Bu söze inanmışım bir kere...

Maganda kurşunlarının havalarda uçuştuğu, bazen de can alıp insan yaralayan düğünler ise ne yazık ki, ülkemizde çoğunlukta...

Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesinde Oğuz Alpözen her yıl yeni bir bölümü ziyarete açardı. Müzeciler ve arkeolojiye meraklı kişiler bu yıl hangi bölüm açılacak diye beklerdi. İşte, o günlerde yeni açılan bir bölümü Müze Müdür yardımcısı Aykut Özet bana gezdiriyordu. Bölümün çıkışına geldiğimizde; “Bu bölüme gelenler çoğu kez burada bir b.k yok! diyorlar. Bunu duyarsak hemen oracıkta bulunan bir sahanın kapağını açar, işte o da var derdik.” Demişti. Sahanın içerisinde ise yapma, plastik bir b.k vardı.

Bu, Oğuz Alpözen’in düşündüğü harika bir espri idi...

Kısacası öyle bir karmaşa yaşıyoruz ki; değerlerimizden tutun da günlük yaşantımıza kadar her şeyin b.k’unu çıkarmayı çok güzel başarıyoruz!...

Meşhur bir İspanyol atasözü vardır; “Dünyada dürüst insanı kandırmaktan daha kolay bir şey yoktur”

Bilmem bu söz bizlere bir şeyler anımsatıyor mu? 



erdemyucel2002@hotmail.com  

Yayın Tarihi : 25 Temmuz 2008 Cuma 10:34:24


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
salih AK IP: 85.96.236.xxx Tarih : 28.07.2008 21:52:56

başka nelerin b.kunu çıkardık söyleyeyim. aslında çoook uzun bir liste Birdefa delinmekle birşey olmaz denilen Anamızla başladı herşey. Birdefa delmekle rahat duramadı büyüklerimiz b.kunu çıkardı Delik deşik oldu şimdi dünya delikanlılarının sözünden çıkamıyor. Anamız varmı yokmu belli değil her gelen devlet Devlet işlerimize Karışıyor. Tambir sömürü altına alındık. Kanımızı emiyorlar Kırım Kongo kenesi gibi aslında onlarda b.kunu çıkardı. Bazılarıda b.kunu çıkaramayınca gazını çıkarıyor. Kı.ından birşeyler uyduruyor yeni terör mesleleri vs korku bu başa bela aslında Terör yarattık kendimize teröründe b.kunu çıkardık. Elhamdülillah müslimanız dedik tarikatlar kuruldu yeni adetler çıktı şeyler milletin azına şeker yerine başka birşeyler verdi. Seyhler ve tarikatlarda b.kunu çıkardı. Acentalar Kurduk turizm için komisyonlar alınmaya başlandı turist düdüklendi acentalardan çıktı iş herkes komisyon alır oldu. sadece turistten değil birbirindende komisyonunda b.kunu çıkardık.Dahası arkadaşlar edindik arkadaşlar nasıl yatağa atarız diye baktık yani arkadaşlığında b.kunu çıkardık. ANAYASA'nın delinmesi Çıkmaya başlayan b.k şimdi Durmaz Oldu. Bizim Memurumuz İşini bilir dediler b.kunu çıkardılar. Şimdi son birşey daha söyleyeyim bunları yazdım ama sanırım bende b.kunu çıkarıyorum... ASIL BENİM HALKIM İŞİNİ BİLİR. ÇIKAN B..KU YEDİRİR DELİNEN DELİĞİ MERMİ İLE TIKAR YERİ GELİR YIKAR YERİ GELİR KURAR


erdal geyikçi(KÖÇEK)... IP: 88.231.11.xxx Tarih : 25.07.2008 11:31:24

MERHABA ERDEM ABİ..KÖŞENİZİ OKUDUM.BEN RESİM YAPMASINI BİLMEM.AMA GÜZEL ŞİİR YAZARIM.İYİ OLDUĞUMU SÖYLEYEMEM,AMA İYİ OLMAK İÇİN KANDIRILMAYI DAHİ GÖZE ALIRIM.GEÇEN HAFTA KIRIKKALEDE YAPILAN BİR DÜĞÜNDE ATILAN MAĞANDA KURŞUNU ,BİR ÇOCUĞUMUZUN CANINI ALDI.BİLİYORSUNUZ BEN KÖÇEKLİK YAPIYORUM ERDEM ABİ..GİTTİĞİM DÜĞÜNLERDE,SAHNE ALMADAN ÖNCE,SİLAH ATMAYIN DİYE UYARIYORUM.ELİMDEN GELDİĞİ KADARIYLA DUYARLI DAVRANIYORUM.ÇÜNKÜ KURŞUNUN ADRESİ YOK.HZ:ALİ EFENDİMİZİN SÖZLERİYLE YORUMUMA SON VERİYORUM ERDEM ABİ..Akıl gibi zenginlik, cehalet gibi yoksulluk yoktur. Edebe uymak bir kazanç, danışmak bir güçtür."Azla yetinen kimse zengindir".SAYGILARIMLA ERDAL GEYİKÇİ...