20
Mayıs
2024
Pazertesi
ANASAYFA

Hoş Geldin Türban!..


Türban ile başörtüsü arasındaki farkı bilemeyenler veya bilip de bazı insanları yanlış yönlendirenlerin çabasıyla türban ile ilgili iki maddelik Anayasa değişikliği TBMM’den AKP’nin dayatması, MHP’nin de onlara stepne (!) olmasıyla yıldırım hızıyla geçti. Bu karar Milli Görüş gömleğini çıkardık diyenlerin, o gömlek altındaki derinin değişmediğini de bir kez daha kanıtlıyor. Türkiye’yi belki de kaos ortamına sürükleyecek bu karar 108’e karşı 411 oyla kabul edildi. Kuşkusuz, Cumhurbaşkanı’nın onayından sonra da yürürlüğe girecek.

Cumhurbaşkanı onaylar mı onaylamaz mı?

Ben ne olacağını tahmin ediyorum da, acaba siz ne dersiniz ?

TBMM’de Türkiye’nin ekonomik, güneydoğu, batı dünyası ile ilişkilerinden, yapılan zamlardan, İran’ın bir verip bir vermediği doğal gazdan, güneydoğuda kullanamadığımız petrol yataklarından çok daha önemli (!) olan türban, TBMM’de tartışılırken ona yaklaşık 1.5 km. uzaklıktaki Sıhhiye Meydanında toplanan on binlerce aydın ellerindeki Türk bayrakları ile “Türkiye laik kalacak”, “Şeriata geçit yok” sloganları atıyor, meclisteki görüşmeleri dev ekranlar yansıtırken protesto ıslıkları yükseliyordu. Tepki mitinginde yaşlı bir kadın “Kahrolsun şeriat, biz Atatürkçüyüz diyerek” başörtüsünü çıkarıyordu. Bunun yanı sıra başta İzmir, Edirne, Denizli, Muğla, Sinop, Antalya, Giresun, Samsun, Bolu ve Çorum başta olmak üzere çeşitli illerde de protesto mitingleri yapılıyordu.

Genç yaşlı bu insanların ortak düşüncesi, Ortaçağın karanlığına gömülmek istememelidir.

Aydınlanma felsefesinden geçmiş, aydınların yanı sıra bir çok kara cüppeli aymaz da bütün bunlara ellerini sıvazlaya sıvazlaya gülüyordur.!..

Şimdi ne olacak?

Batı dünyası Türkiye’ye kaygı ile bakıyor.

CHP, laikliğe aykırı olduğu gerekçesiyle bu kararın iptali için Anayasa Mahkemesine gidecek.

Üniversitelerde rektörler ne yapacakları konusunda kararsız, daha şimdiden ikiye bölünmüş durumdalar. Aydın olanlar türbana geçit vermeyecek, onların dışında kalan, iktidara yakın olmayı çıkarlarına uygun görenlerin tutumunun ne olacağı ise bilinmiyor.

YÖK’ün başında sen sus konuşma denilen bir YÖK Başkanı var. Görüşünün ne olduğu açık kalan mikrofonlardan daha önceden öğrenilmişti. Maliye Bakanı da yine açık kalan mikrofonda “300 milyon YTL vereceğiz, onlar susar biz işimize bakarız” gibisinden sözler söylememiş miydi?

Bu ortamda Prof. Dr. Erdoğan Teziç aydınlar tarafından öylesine aranıyor ki...

Acaba şimdi AKP’li bazı milletvekilleri ile milliyetçi geçinen MHP’li milletvekillerinin koltuk değneği olmalarından ötürü gönülleri rahat mı?

Aynanın karşısına geçtiklerinde kendi iç muhasebelerini yapıp, bazı itiraflarda bulunuyorlar mı? Yoksa milletvekilliğinin dayanılmaz nimetleri bunu yapmaya engel mi oluyor?

Bilinmez!...

Bilinen o ki, TBMM’den çıkan bu karar, Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyeti 84 yıl sonra bir kaos ortamına sokmuştur.

Önümüzde bütün iç ve dış politikamızdan, geçim sıkıntımızdan çok daha önemli bir sorun var; türban nasıl bağlanacak?

Çene altından mı? Çene üstünden mi?

Bizans kaynaklarından, Osmanlı ordusu İstanbul surlarına dayandığında, din adamlarının meleklerin cinsiyetini, erkek mi kadın mı tartışması yaptıklarını öğreniyoruz.

Atatürk’ün sayesinde, ikinci sınıf vatandaşlıktan, erkeğin kölesi, esiri olmaktan kurtulan aydın Türk kadınının önü karanlık mı?

Kendilerini yeniden erkek esareti, ikinci sınıf vatandaşlık mı bekliyor? Türk kadını buna layık mı?

Belki de Cemil İpekçi başta olmak üzere bazı modacılar bilgisayarlarının başında yeni türban, çarşaf, burka modelleri çiziyorlardır.

Üniversitelerde türban serbestisi tanınınca ona karşı tarikatlardan maddi yönden nasiplenmeyen veya bunu kabul etmeyen aydın kız öğrencilerinin tepkisi ne olacak?

Bazı aymazlar, “baş örtüsü bizim geleneğimiz; analarımız, ninelerimiz başlarını örterdi” diyorlar. Söylenen bu sözler doğru, kırsal kesim kadınları bugün de olduğu gibi başlarına eşarp, yemeni bağlıyorlar. Siz hiç tarlada çalışan, kırsal kesimdeki bir kadının şeriat simgesi türbanı başına taktığını gördünüz mü? Ardından da hiç utanmadan Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım ile eşi Latife Hanım’ın başlarının bağlı olduğunu, bir takım fotoğraflarla ortaya koyuyorlar. Akıllarınca aymazlıklarını kanıtlamaya çalışıyorlar.

Onlara verilecek tek bir yanıt var; hadi oradan, hadi oradan!..

O resimler Cumhuriyetin ilanından, kılık kıyafet devrimi yapılmadan öncesine aitti.

Türkiye’yi yıllardır bölmeye çalışan ve bunun için çeşitli senaryolar ortaya koyan, sağ-sol, milliyetçi-komünist, Alevi-Sünni, Türk-Kürt ayrımcılığı senaryolarını sahneye koyanlar bu kez onlara bir yenisi daha eklediler.Türbanlı-türbansız mücadelesi...

Türkiye’nin okuyup yazan, bilimsel düşünmeyi bilen aydın kesimi sıkıntılı ve karamsar...

Türkiye nereye gidiyor? İran, Afganistan, Suudi Arabistan modeline mi, yoksa batı uygarlığına mı?

Türban toplumda yasallaşırsa türbanlıların aydın Türk kadınına baskısı olur mu? Başka bir deyişle İran’da kadınlara kök söktüren, dayak atan din polisleri ortaya çıkar mı? Bazıları fahri din polislerinin daha şimdiden ortaya çıktığını, Ankara’nın göbeğinde “ bu yaşta hanım niye başın açık” dediğini söyleyenler var...

Aydınlık mı, kaos mu?

Demokrasilerde oy çoğunluğu hiçbir zaman aşırı baskı ve bazı çevrelerin egemenliğini ön görmez. Görürse bunun adı demokrasi değil demokrasinin ortaya koyduğu diktatörlük olur.

Bazıları AKP’nin bu kararı çıkarmasında toplum veya mahalle baskısının büyük payı olduğunu söylüyor. Oysa buna en güzel yanıtı bir televizyon programında yılların deneyimli politikacısı Hüsamettin Cindoruk verdi. Ortada bir mahalle baskısı falan yok. Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar ile bazı milletvekillerinin eşleri türbanlı onlar evlerine gittiklerinde, bu işi ne zaman çözeceksiniz diyorlar. Mahalle baskısı yerini bu kez aile baskısı alıyor.

Şimdi gözler ve kulaklar yargıda... Ne var ki, Türkiye’nin güvenilir kaleleri peş peşe düşüyor. Milli Eğitimde başlayan bu düşüş, yerel belediyeler, kamu kurumlarına kadar indi. Devlet dairelerinde ve bazı okullarda siyasal simgeli türbanlı kadınlar çoğalıyor. Bununla beraber direnen bazı kaleler daha tam olarak ele geçirilemedi; Yargıtay, Anayasa Mahkemesi , Türkiye Barolar Birliği,başta olmak üzere... Türkiye’de hukukun üstünlüğünü benimsemiş yargıçlar da hiçbir zaman göz ardı edilmemelidir.

Onlar da düşerse ne olur?

Ama son bir kale daha var ki, onun düşmesi olanaksız, işte bütün güvence de orada.. O kale düşerse her şey bitti demektir...


erdemyucel2002@hotmail.com  

Yayın Tarihi : 12 Şubat 2008 Salı 00:37:30


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
hüseyin gedik IP: 88.236.177.xxx Tarih : 12.02.2008 02:51:52

sevgili üsdatım çok güzel çok yerinde izahla konuyu işlemiş oldunuz bu sözlerin üzerine diyecek pek bir şey kalmamasına rağmen şunu öncelikile belirtirimki MHP siyasal tarihindeki en büyük hatayi işlemiş siyaseti bir sitrateji savaşi bir satranç müsabakası olarak düşünürsek partisini mat olmaya getirecek derecede yanlış bir hamle yaparak açmazlarla karşi karşiya kalmıştır dolayisi ile TARİHİ BİR yanlış yapmıştır. bu konulara sizde teferuatı ile değindiniz bir vatan sever kişi olarak MHP den böylesine büyükbir yanlış beklemiyordum henüz böylesi bir tarihi yanlışın hayretinden ve şokundan kurtulmamişken şuna inanıyorumki BİRİLERİ VAR BU VATANI BİRİLERİNE EMANET EDEN BİRİLERİ VAR ve onlar gereğini eryada geç yapacaklardır sizleri yürekten saygı ile selamlıyorum .hüseyin.


Arif TATLI IP: 80.217.206.xxx Tarih : 12.02.2008 04:20:18

Aferin be erdem sen ne demokratmissin. Helal sana.


mehmet ersindigil IP: 84.62.42.xxx Tarih : 12.02.2008 15:13:31

Selamlar Hocam Zevkle okunacak yazi gene dilini ve kalemine saglik. Hos geldin Turban diyorsun Bence bu bir kaos,tur.Hocam Osmanli Imparatorlugu neden parcalanarak kayboldugu ortadadir. O Zamanlarda Din altinda Krallara yalakalik yapan vezirler mollalar ve buna benzer hurafeler oldugunu tahmin ediyorum. Bugün Türkiye Cumhuriyetini yikmak icin ayni oyunlar oynaniliyor, Aklim almadigi konu Atatürk Türkiye Anayasa kanununda Kadinlara vermis oldugu özgürlük secme ve secilme hakkini neden kullanmadigina sasiriyorum. Niye kendi kimligine sahip cikmayip Erkege karsi kendisini köle olarak kabullenmistir. Bence yasamimda gördügüm kadari ile bu sadece Aile ve Cevre baskinindan baska birsey degildir.Dinle imanla namusla ahlakla hic alakasi yoktur. Dünyada nasip olmayan hürriyete sahip olan bir TÜRKIYE CUMHUTIYETI Türk kadini böyle olmamasi lazim diye düsünüyorum. Atatürk,ten önce ikinci sinif olan kadin bugünkü Cumhuriyet,te Esit olmasi gerekirken kendisi 21 rinci yüzyilda sinif atlamayarak halen ikinci ücüncü sinif gibi kendini gösteryordur. Efendim Turbani Atatürk,ün Annesi ve hanimi da kullaniyordu deniliyor dogrudur,Cünkü o zaman Cumhuriyet daha dogmamisti.Benim Annem bacim halam teyzem ve Muhallemin yüzde 90 ni Tülbent kullaniyor neden Tarlada bahcede bagda bostanda Calisirken sicaklardan beyni zarar görmesin diye kullanyordur.Sehre indiginde Basi acik olmasi gereken yerde basini aciyordu,Eyer Din Polisligi kurulursa hic sasirmayin bu din Polisligi Suudi Arabistanda neler yaptiklarini az veya cok biliyorum. Dünkü basindan edindigim bilgiler dahilinde alinan karar dogrutusunda iran sevinmistir deniliyor elbet,te sevinecek.Cumhuriyet rejimini yikmak icin yillarini verdi.bunun icin bir servet,te harcadi.Bundan sonra Türkiyenin gazi kesilmez,bakarsiniz hudutlari kaldiririz yakinda.


özcan turgut IP: 77.132.229.xxx Tarih : 12.02.2008 02:49:18

iyiki gecenin bu vakti uyku tutmadi.Kalkip siz gericilere ilericiligi din düsmanligi yaparak insanlarin din ve vicdan hürriyetindan yoksun atmeye kalkan yobazlar.sözüm size Atatükü önünüze alarak insanlarin hak ve özgürlüklerini kisitlayan yobazlar.okusaniz ne olucak siz. bosa okumussunuz.sizki islamin sadece bir metre basörtüsünden korkuyosunuz.su ana kadar Türkiyede basörtüsü takan kimse yokmus sadece simdi takilmaya baslamis gibi gösteri laiklige ve Atatürkün arkasina gizlenen medeni cesareti olmiyan beceriksizler.memleketi 40 yildir getirdiginiz yer belli.bakin adamlara basbakanin esi cumhurbaskaninin esi bir sürü milletvekilinin ve bakanin esleri basörtülü,ne oldu yani onlar basörtülü oldugu icinmi Türkiyede ilerleme var tabiki ilerleme var sizin gibi öküzün altinda buzagi aramiyorlar onlar memleket menfeyti neyi gerektiriyorsa onu yapmanin pesindeler.cesaretiniz varsa hodri meydan Türkiye cumhuriyetinin halkina soralim onlar karar versin.siz degil örümcek kafalilar.CHP tek basina bir sefe hükümet olamamanin acisini cikartmanin pesinde burakin iclerini döksünler.korkunun ecele faydasi yok.Korkmayin TC devleti kurumariyla güclü bir devlettir kimse onu yikmaya gücü yetmez.Ben hayret ediyorum miting alanlarinda DTP haklarimizi vernmezseniz daglara cikar terör estiririz diyor TC Devletinin hic bir kanun adami sen ne diyosun resmen PKK sin sen demiyor sorgu sual etmiyor.kadinlarimizin basindaki örtü Pkk dandami tehlikeli sayin baykal cevap ver bana .korkmayin sevinin sizinde özgürlüklerinizi verecek birileri cikar siz nasil pkk ya sempatizanlik yapanlari bünyenizde barindiriyosaniz sizide barindiranlar cikar.insanca yasamk herkesin hakki.biz sizin eslerinize bikinili dolasma haklarina saldirmiyosak sizde bizim kadinlarimizin basörtüsüne karisma hakkina sahip degilsiniz.gerci size ne desek az gelir allahin cezalari


kiraz IP: 163.156.240.xxx Tarih : 13.02.2008 14:08:16

nedir sizdeki bu korku hala anlamis degilim. basi ortululeri yillarca cahil biraktiniz okutmadiniz .kendi memleketlerinde 2. sinif vatandasi yaptiniz.bu memleket savasa giderken unutmayin basi kapalilarin atalari dedeleri gittiler. din elden gidiyor vatan elden gidiyor diye. ya allah ya bismillah allah allah diye diye silahlarini ellerine aldir . sirf din ve vatan ugruna .yatttiklari yer nur olsun hepsininde vatani kurtardilar. ama malesef dini kurtaramadan sizin gibi dusunenlere biraktilar.aydin olmak basindaki ortuyle hesaplanmaz.beyninin icindeki bilgi ile olur , teknoloji ve ilim ile olur.siz insanlarin okumasini engelliyceksiniz sonrada bunlardan aydinlik bekliyceksiniz.insanlarla konularda uzlascaksan ,tartiscaksak bunlar fikir icin olmali,kilik kayafeti icin degil.yaziklar olsun turkiyenin geri kalmis aydinlarinaki, hala kendi vatandasinin ozgurluk haklarini kisitliyor.


Gökhan IP: 85.100.249.xxx Tarih : 13.02.2008 11:18:55

Sayın Yücel,elinize sağlık diyorum bir kere daha.İnanın bu sorduğunuz soruları hergün en az bir kez aklımızdan geçiriyoruz.İnsan nasıl olurda kendini insan vasfından çıkaran bir uygulamaya razı olur anlamıyorum?Bir programda türbanlı bir kız öğrenci çıkıp ben laik değilim diyebiliyor.Buna şahsi düşüncedir diyen de var,nasıl konuşuyor bu diyen de.Düşünelim bakalım bu zihniyetteki kişiler fikir özgürlüğü maskesi altında resmi kurum ve kuruluşları ele geçirirse ne olur?Şeriat gelir.Olacağı budur.Ardından tüm laikler takip edilir, sindirilir,terörist durumuna düşer,Atatürk resimleri ve heykelleri de kaldırılır.Yok yahu bunun düşüncesi bile adamı sinir etmeye yetiyor.Ama böyle olursa terörist olup dağa çıkmak zorunda kalırız.Halkın tepkisi ve meydanlara dökülüp rejimi demokratik haklarını kullanarak savunmaya çalışması sevindiricidir.Bu yasa değişikliği biryerlerden dönmezse bizi daha sıkıntılı günler bekliyor bunda hemfikirim.Zira Ülkenin en iyi sosyologlarının başında gelen Sayın Emre Kongar da,her fırsatta konunun önemine dikkat çekmektedir.Ülkemizin geçmişinden ve dünya tarihinden verdiği örnekler paylaştığımız endişelerimizi haklı çıkarır niteliktedir.Umarım bizi bölüp birbirimize düşürmek isteyenler muvaffak olamazlar.Bunun için elimizden geleni yaptıkça inanıyorum ki olamayacaklar.


TeomanTörün IP: 85.107.6.xxx Tarih : 13.02.2008 17:58:30

Kiraz Hanım, Aydınlanma dönemi gelsin de kızları okutmamak olur mu. O devirlerin kaymakamları, öğretmenleri zorla okutalım diye ev ev gezerlerdi. Ama gene o devrin yobazları, kesinlikle müspet bilim eğitimine karşı idi. İnançları dışındaki bilgilerin (dünyanın yuvarlak oluşu, evrim kuramı, reform ve rönesans hareketleri gibi) öğretilmesine tahammülleri yok idi. Laik öğretimden nefret ederlerdi. Faili meçhul bir cinayet olduğu zaman Üniversite talebesinin üstüne atarlardı. Ne zamanki, hâli ile aynı cehalet ve fakrü zaruretten kurtulamadılar, bu sefer ortaya din bezirgânlığının çok yağlı bir rant kapısı olduğunu bilen okumuşlar ortaya çıktılar. Seçkin bir gruba, başarılı olmaları için mutlaka gerekli laik bilgi verip bir Ruhanî Aristokrası sınıfı yaratmaya soyundular. İşte kavga budur. Elbetteki Üniversiteye, bilimsel kuşkucuğun gerektirdiği bir anlayışla girmek lâzımdır. Aksi hâlde hem alacağın bilgiden hayır gelmez hem de isteyen kippası, Davudun yıldızı ile, isteyen İsanın ıstavrozu ile, isteyen orak-çekiç'i ile, isteyen gamalı haç'ı, isteyen Sih sarığı ile, isteyen Buda tasviri ile girerse o irfan yurdu mezbahaya döner. Bunları kabiliyetiniz varsa şimdi anlamaya çalışın; yoksa çok geç kalmış oluruz.


TeomanTörün IP: 85.107.6.xxx Tarih : 13.02.2008 12:39:27

Öfkesi topuğunda Özcan Turgut dostumuz, "yobazlık" ve "örümcek kafalılık" nitelemelerini silah olarak aydınlanmacıların elinden alma cin fikirliliğine kalkışıyorsun. Kitabet tarzından mürekkep yalamış, fakat yobazlık konusu ile çok yakın bağlantısı bulunan biri olduğun anlaşılıyor. Kırık dökük ifadeleri ile fikir serdetmeye çalışan garibana benzemiyorsun ve elbette, örümcek kafalı olmadığına ben de inanıyorum. Yobazlık, cehennem korkusu ve huriler, gılmanlarla kucak kucağa kevser şaraplarının içildiği, beslenmenin sırt üstü yatılarak tuba ağacı dallarının ağza hazır gelen meyveleri le gerçekleştirildiği ebedî sefahat vaadleri ile batıla saplanmış, bu uğurda (31. Mart olayından başlayıp, Menemen, Maraş, Madımak olayları, Gaffar Okkan, başı örtülü Fatma Kuriş, Danıştay, Baro Başkanlıkları, yabancı din adamları, azınlıklar ve daha sayılamıyacak insanlık dışı cinayetler, oruç bozdu, saçının şekli beğenilmedi diye keza bıçaklama, öldürme gibi) vahşetlere hazır olmakdır. Yobazlık ve örümcek kafalılık bağlamında dayanışma halinde iki kesim vardır. Çıkar uğruna yobazlığın tahrikçileri ve onların, aydınlıkdan yoksun ederek yobaz olmak durumunda bıraktıkları zavallı, kurban cahil kesim. Birinci kesim evlâdını, yaranını armatörlük, tekelcilik, hiper ticaret merkezleri, ihale mamaları ile âbâd ederken zavallı kitleleri ebedî gaflete ve yobazlığa mahkûm etmektedirler. Sen elbette ki bu ikinci kesimden değilsin.


erdal geyikçi(köçek)... IP: 88.232.51.xxx Tarih : 12.02.2008 10:17:41

YORUMUMA BAŞLAMADAN ÖNCE,ANNENİZİN VEFATINDAN DOLAYI BAŞINIZ SAĞALSUN ERDEM ABİ.KÖŞENİZİ OKUYUNCA,DÜNYAYA GÖZLERİMİ AÇTIĞIMDA ANNEMİN BAŞINDAKİ DÜLBENTİ AKLIMA GELDİ.ASLINDA ÜLKEMİZİN TÜRBANLA BOŞA ZAMAN KAYBETTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM ERDEM ABİ..NEYİ KAPATMIYA ÇALIŞIYORLAR?ÜLKEMİZİN EKONOMİSİNİN GİDİŞİ İYİ DEGİLDE GÜNDEMİNMİ ÜSÜNÜ KAPATIYORLAR.YOKSA ANNEMİM BAŞINDAKİ TÜLBENTİDE MODAYA UYDURMAYA ÇALIŞIYORLAR.GEÇENLERDE ÇALIŞTIĞIM İŞYERİNDE DE TARTIŞILIYORDU TÜRBAN ERDEM ABİ..TÜRBANI MANASTIRDA YAŞAYAN RAHİBELERE BENZETENLER VARDI ERDEM ABİ..ASLINDA ŞEKİL OLARAK BELKİ RAHİBELERİ ANDIRABİLİRLER "AMA"RAHİBELER GİBİ YAŞAYAMAZLAR ERDEM ABİ..NEDENİNE GELİNCE,RAHİBELER MANASTIRA KAPANDIKLARINDA ERKEK YÜZÜ GÖRMÜYORLARMIŞ ERDEM ABİ.EGER BİRGÜN TESETTÜR SATAN MAGAZAYA YOLUNUZ DÜŞERSE FİYATLARA BAKIN ERDEM ABİ...TESETTÜR SEKTÖRÜNDEN KİMLER NELER KAZANIYOR..ANNEMİN BAŞINDAKİ TÜLBENTİNİ,ANNEM KENDİSİ DİKER,KENDİSİDE GİYER..BİZİM ANADOLUDA İNANÇ GİYİNMEKLE ÖLÇÜLMÜYOR VE PARAYLADA SATIN ALINMIYOR ERDEM ABİ..İSLAM KAPANMAKLA VE ANLATMAKLA OLMUYOR ERDEM ABİ..İSLAMI YAŞAMAK VE YAŞAMAK LAZIM..EGER İSLAMIN ÜSTÜNÜ ÖRTERSEK ERDEM ABİ..BİRGÜN BİZİDE"MANASTIRA"KAPATA BİLİRLER ERDEM ABİ.DİPNOT:ANNEM HALEN TÜLBENTİ DİKİYOR VE DE GİYİYOR,İŞE GİDERKEN ÇIKARIYOR....SAYGILARIMLA.ERDAL GEYİKÇİ(KÖÇEK)...!


Gökhan IP: 85.100.249.xxx Tarih : 13.02.2008 19:44:15

Sayın Törün,biraz da sinirden gülerek izliyorum bu Kiraz hanım ı.Çünkü anlamamakta direniyor.Anladığım kadarı ile Ülke dışında yaşıyor bu bayan.O yüzden olan bitenin farkında olmaması gayet doğal geliyor.Gözleri ile görmezse inanmayacaktır.Dediğiniz gibi gördüğü zaman da geç olacak.


süreyya IP: 195.87.18.xxx Tarih : 13.02.2008 13:07:48

Tarihimizde 31 Mart ve Menemen Olayları olmuşken kimsenin şüphesi olunmasın demeye hakkı yoktur.