Yerel seçimlerden sonra siyasi partilerin çalışmaları iki yıl sonra yapılacak genel seçimlere yavaş yavaş odaklanıyor. AKP yerel seçimlerde beklediği sonuçları alamayışının, CHP ile MHP’nin oylarını yükseltmelerine rağmen önümüzdeki genel seçimde, yine de hükümeti iktidardan indirebilecek güçte değiller. Bunun aksini söyleyen olsa bile onlar hayal görüyorlar derim!.. CHP şemsiyesi altına girmediği sürece DSP’nin de milletvekili çıkarabilesi hayal... Yeni genel başkanları ile Saadet Partisi, ancak AKP’nin, DSP’de CHP’nin biraz altını oyabilir; hepsi o kadar.. Onların dışında kalan tabela partileri ise atılım yapabilecek güçte değiller...
Bu durumda ortaya topluma güven verebilecek deneyimli insanlardan oluşan, daha doğrusu orta sağı toparlayacak bir partiye gereksimi var. Bu olmadığında ise AKP’nin bir iki seçimde daha işbaşında kalması olasıdır. AKP’ye karşı olarak ortaya çıkan ve yeni parti kurma çalışmaları yapan Abdüllatif Şener’in nedense sesi soluğu çıkmıyor. Bir süre önce girişimlerde bulunan Mesut Yılmaz’dan da bu konuda hareket görülmüyor. Gerçekte yeni bir parti kurarak, teşkilatlanmak ve seçimlerde söz sahibi olabilmek maddi yönden de oldukça güçtür. Yakın tarihte bunun örneklerini Genç Parti ile Yeni Türkiye Partisinde görmüştük. Ne var ki, beklenmedik anda Demokrat Parti ismini Hüsamettin Cindoruk ile siyasi çevrelere duyurdu.
Demokrat Parti Türk siyasetinde bir zamanlar söz sahibi olmuştu. Celal Bayar, Adnan Menderes, Refik Koraltan başta olmak üzere o yılların önemli siyasilerini bir çatı altında toplamış, iyi veya yanlış icraatları olmuş ve 1960 ihtilali ile yıkılmıştı. Sonradan o kadrolardan arta kalanlar, daha doğrusu ikinci takımları Adalet Partisini kurmuş ve siyasetimizde söz sahibi olmuşlardı. Demokrat Parti kısa süre öncesine kadar tabela partisi konumundaydı. Son seçimlerde yalnızca yüzde 3,8’lik bir oy toplayabilmiş, böyle olunca da parlamento dışında kalmıştı.
Hiç beklenmedik anda ortaya deneyimli siyasetçi, aynı zamanda iyi bir hukukçu olan Hüsamettin Cindoruk çıktı. Cindoruk’un ortaya çıkışı sağ kanatta telaş yarattı. Bazılarınca hemen boy hedefi haline getirildi. Kuşkusuz, Cindoruk yalnız değildi, O’nu destekleyenler vardı. Önce Cindoruk’u kimlerin desteklediği merak edildi. Oysa kimlerin olup olmaması da önemli değildir. Bir zamanlar DYP’nin iktidar olduğunda genel başkanlık önerisini geri çeviren Cindoruk şimdi neden siyasete dönme kararı aldı. O’na bu kararı aldıran nedenler neydi?
İşte bütün mesele de bundan kaynaklanıyor...
Hüsamettin Cindoruk olayı siyasi çevrelerde ciddiye alınmalıdır. Nitekim TBMM Başkanlığını yaptıktan sonra kenara çekilmemiş, bir bakıma omdusman, bir bakıma da akil adam olarak televizyon programlarında ciddi konuşmalar yapmış, basına demeçler vermiştir.
Kısacası Hüsamettin ilerleyen yaşına rağmen siyasetten ayrılmamıştır. Bunca siyasi geçmişinin ardından yeni bir siyasi hırs içerisinde, koltuk sevdalısı olacak kişi değildir. Nitekim geçtiğimiz Pazar günü yapılan DP kongresinde genel başkanlığa seçilmesi de boşuna değildir.
Bazı çevreler O’nun emanetçi mi olacağını tartışıyor. Büyük olasılıkla bu durum bir kişi adına siyasi emanetçilik değildir ve dağılmış sağı Türkiye adına yapılıyor. Merkez sağı yeniden kazanmaya çalışanlar, merkez sağ çöktü diyenler, Onunla bu işi başarabilirler. DP’de dağılmış, bazıları AKP’ye gitmiş isimler yeniden bu çatı altında toplanmaları da büyük olasıdır. Kuşkusuz onların yanında Türkiye’nin yetiştirdiği, ancak bugün parti liderlerinin ve delege hegemonyasından ötürü siyasete girememiş, çok sayıda değerli insanlar bulunmaktadır. Onlar DP. Çatısında yer bulmalıdırlar.
Engin siyasi bilgisinin ve geçmişinin yanı sıra deneyimli Hüsamettin Cindoruk, bir ışık görmemiş olsa böyle bir maceraya atılmazdı. Demek ki, bildiği bir şeyler var...
Hüsamettin Cindoruk’un arkasında kimler var diye düşünülürken ilk destek Süleyman Demirel’den geldi. Kuşkusuz, O’nu diğerleri de izleyecektir.
Süleyman Demirel ağırlığını koyarak bir zamanların vefakâr dava arkadaşına desteğini vermekte gecikmedi.
“İktidar partisi orta sağ parti değildir. İktidar partisi Milli Görüş’ün geliştirilmiş şeklidir. Kurucularına, önderlerine bakın hiçbirinin orta sağ ile alakası yok. İktidar partisi Saadet Partisi’nin bir başka versiyonudur. Cumhuriyet değerlerine Atatürk ilkelerine, Türkiye’nin geleneklerine sahip çıkan bir siyasi harekete ihtiyaç var. Biz Cindoruk’la 1960’lı yıllardan beri bu mücadelenin içindeyiz. Sayın Cindoruk orta sağda bu toparlanmayı yapabilecek olan kişidir.”
Hüsamettin Cindoruk da yeniden aktif siyasete dönme kararını, iktidar felsefesi ahaliyi böldü, kurumlar iktidarla çatışma halinde dedikten sonra biz denge partisi olacağız, birleşmeyi sağlayacağız, Türkiye’nin risk haritası beni siyasete dönmeye zorladı diyerek açıkladı.
AKP’ deki son yerel seçimlerdeki düşüş ortanın sağına hareket getirmiştir. Yaklaşık yedi yıldır bu alan boş kalmıştır. Mehmet Tezkan’ın deyişi ile “Nadasa bırakılmış tarla gibi...”
Türkiye çok geç olmadan dengeleri sağlayacak, kişisel kavgaları bir yana itecek bir merkez partisine büyük gereksinim duyuyor. Cindoruk’un genel başkanlığa seçilmesiyle DP’ye ilginin artacağı da açıktır.
Hüsamettin Cindoruk’un yaşını ileri sürerek Ona tepkide bulunanlara Friedrcih Klinger’in sözünü hatırlatırım;
“Dünya yaşlıların tecrübesi ve gençlerin çalışması ile idare edilir.”
erdemyucel2002@hotmail.com
Hocam sen sagol,Ellerine saglik" Yaliniz Türkiyede siyasetciler emekli degil,de mezara kadar politika yapma sevdasindalar.76 yasinda olan Sayin Hüsamettin Cindoruk Basbakan oldugunu kabul edelim,Devlet hizmetinde ne kadar aktif olabilir,ki.Oysa Sayin Demirel,Sayin Cindoruk,ve onlar gibi deyerli Politikacilarin kendilerini fahri Baskan olarak görerek sececekleri genc dinamik Türkiyenin her kösesine yorulmadan yetisebilecek bir Baskan adayi secip desteklemelerini beklerdim.
Böyle genc bir aday cikarsinlar ve onun propagandasini Türkiyenin her kösesine yaysinlar ve yapsinlar böylelikle rahat bir sekilde iktidar olurlar diye düsünüyorum.Cünkü Halk artik tecrübeli degil genc is yapacak ve is pesinde kosacak baskan arayisindadir.Dost ve arkadas sohbetlerinde ögrendigim ve konusulan konulardan biridir.
Yumrugu masaya vurma zamani gecmistir,Siyaseti dogru bilen, agzi güzel laf yapabilen, inandirici yönü yüksek olan, verdigi sözlerin takipcisi olan, genc dinamik bir baskan adayina ihtiyac vardir.Bu genc Politikaci CHP, denmi, MHP, denmi veya diger bir partiden,mi olur.Ancak o zaman AKP,ye karsi rakip olabilir saygilarimla.