22
Mayıs
2024
Çarşamba
ANASAYFA

İsmail Cem’i de Yitirdik...


Geçtiğimiz hafta yazar ve diplomat olan İsmail Cem’i yitirdik. İsmail Cem’in ölümü tüm Türkiye’yi ayağa kaldıran Hrant Dink’in katledilmesiyle aynı zamana geldi. Bu nedenle de yazılı ve görsel basında İsmail Cem’in aramızdan ayrılışı, hakkı olan yeri tam olarak alamadı. Ne garip rastlantıdır ki, Cem’in ölümü, Uğur Mumcu’nun öldürülüşünün 14.yıldönümüne de rastladı.

İsmail Cem ile Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu’nun Kapıkule’de yaptırmış olduğu tesislerinin açılışında ve ardından Kültür Bakanı olduğunda konuşma olanağını bulmuştum. O günlerde Kültür Bakanlığı’nın siyasal, hukuk ve iktisat konusunda yeterli eğitimi almamış, çok daha önceleri her nasılsa müfettiş olan art niyetli kişilerle bazı sorunlarımız olmuştu. Sayın Cem, benim ve arkadaşlarımla ilgili teftiş konusunu bildiğini, bizlerin haklı olduğunu söylemiş, ardından da bakan olarak kaldığı süre içerisinde üstü kapalı olarak da üzülmememizi, işleme koymayacağını ima etmişti. Kısacası İsmail Cem, tanıdığı, güvendiği bürokratlarını bakanlık müfettişlerine harcatmamıştı. İsmail Cem’in üç ay gibi kısa süreli Bakanlığından sonra yerine gelenler müfettiş raporlarını işleme koymuş ve biz de yargıda aklanmıştık. O zamanki Kültür Bakanı Ercan Karakaş,”Ben zaten aklanacağınızı biliyordum,
onun için işleme koydum” demişti. Aklanacağımızı bile bile yargıya gitmiş ve temize çıkmıştık. Kültür Bakanlığında yakın tarihlere kadar yapılmış olan teftişleri müzeciler, kütüphaneciler, devlet opera, bale sanatçıları bir araya gelip başlarından geçenleri anlatmış olsalar ortaya kara mizah niteliğinde cilt cilt kitaplar çıkar...

İsmail Cem’in pek çok gazeteci ve diplomattan üstün meziyetleri vardı. Robert Kolej’den sonra Lozan Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde öğrenim görmüş, Paris Siyasal Bilgiler Enstitüsü’nde siyaset sosyolojisi konusunda da yüksek lisans yapmıştı. İngilizce ve Fransızcaya tam olarak vakıftı. “Türkiye’nin Geri Kalmışlığın Tarihi” isimli eseri ile 1970’li yıllarda büyük fırtına koparmıştı. Belki de o yılların önde gelen gazetecilerinden Abdi İpekçi’nin yeğeni oluşundan ötürü Milliyet Gazetesi’nde yazma olanağı bulmuş ve böylece meslek olarak gazeteciliği seçmiştir. Sosyal konulu araştırmaları ile insanları düşünmeye yöneltmiş ve basında kısa zamanda sivrilmiştir. Milliyet Gazetesindeki köşesi en çok okunan köşe yazılarından birisi olmuştu. Yazılarında hiçbir zaman küçük polemiklere girmemiş, sosyal ve siyasi konuları seviyeli olarak okuyucularına aktarmayı bilmişti. İsmail Cem’in gerçek soyadı İpekçi olmasına rağmen yazılarında, Abdi İpekçi ile yakınlığını gizlemek için “Cem” soyadını kullanmıştır.

İsmail Cem uzun süre Milliyet’te yazılarını sürdürmüş, Türkiye Gazeteciler Sendikası İstanbul Şube Başkanlığından sonra 1973 seçimlerinden sonra kurulan CHP-MSP koalisyon hükümeti sırasında TRT Genel Müdürlüğüne getirilmiştir. TRT’yi 500 günlük görev süresi içerisinde aydın bir görüş doğrultusuna yönetmiştir. O sırada İsmail Cem 34 yaşında olup, TRT’nin başına geçen en genç genel müdürdü. Onun TRT’de koyduğu ilkeler uzun yıllar sürmüşse de günümüzde onların çoğu kaybolup gitmiştir. TRT’den sonraki günlerinde dönemin popüler gazetelerinden Güneş’te bir süre yazmıştır. 1987 ve 1991 seçimlerinde İstanbul milletvekili seçilerek üç dönem milletvekilliği yapmıştır. Deniz Baykal ile SHP’den ayrılarak yeniden yapılanan CHP’nin kuruluşunda görev almıştır. CHP-DYP Koalisyonunda Kültür Bakanlığına 1995 yılında getirilmiş, ancak Bakanlığa gerçek bir kültürel kimlik kazandıramadan üç ay sonra ayrılmış ve Dışişleri Bakanı olmuştur. Eğitim ve kültürel kimliği ile çok başarılı bir Dışişleri Bakanı olmuştur. Bu arada Yunanistan ile Türkiye arasındaki buzların çözülmesinde büyük payı vardır. Yunan Dışişleri Bakanı, Pasok Partisi lideri Yorgo Papandreu ile birlikte barış güvercinleri uçuracak kadar yakınlık kurmuştur. Başka bir deyişle Türk-Yunan dostluğunun bir bakıma mimarı olmuştur.

İsmail Cem, Deniz Baykal ile anlaşmazlığa düşmüş olacak ki, 1995 de partisinden ayrılarak DSP’ye katılmıştır. Belki de seçilmemesi için DSP’den Kayseri milletvekili adayı gösterildi. İsmail Cem Kayseri’yi kasaba kasaba, köy köy dolaştı ve halkın büyük çoğunluğu ile temas sağladı ve beklenmedik şekilde 1995‘de milletvekili seçildi, ANA-SOL Hükümetinde Dışişleri Bakanlığını sürdürdü.

Bazı siyasi ve yazarların deyişi ile İsmail Cem’in görüşüne diğer partilerin liderleri hiçbir zaman uymamıştır. Ecevit’in rahatsızlığı, Rahşan Ecevit’in partiye hâkim olması Onu rahatsız ediyordu. DSP içerisindeki Hüsamettin Özkan ile birlikte Rahşan Ecevit’i karşı başlatılan ve “Troyka harekâtı” denilen muhalefetin içinde yer almıştır. Sanırım ne CHP, ne DSP ve ne de SHP’de aradığı ortamı bulamamıştır. Bu nedenle DSP içerisindeki muhalif siyasiler ona destek vermişlerdir. Bunların başında da Kemal Derviş ile Hüsamettin Özkan geliyordu. Aydınları bir araya getirecek bir partiye Türkiye’nin gereksinimi olduğunu düşünmüş ve “Yeni Türkiye Partisi”ni kurmuştur. Ne var ki, onu bu yöne itenler veya cesaretlendirenler bir anda Cem’i yarı yolda bırakmışlardır. Yakın dostları dışında bu sıkıntılarını pek az kişiye söylemiştir.

Kanser, tıbben sıkıntının tetiklediği bir hastalıktır. Birbirini izleyen sorunlar, sıkıntılar kanserin vücudunda yayılmasına neden oldu. Böylece Türkiye, gurur duyacağı gerçek bir aydınını yitirdi. Akıl, bilim ve özgürlüğe inanmış gerçek aydınlar için büyük bir kayıptır. İsmail Cem aynı zamanda iyi bir fotoğraf sanatçısıydı. Bu fotoğraflarını Oktay Duran tarafından yayınlanmıştır. Oktay Ekşi’nin deyişiyle “ Siyaset yaşamımızın bir zenginliği idi. Sosyal demokrasi kavramını bilimsel ciddiyetle ele alan ilk politikacımız yanılmıyorsak o idi.”

Tüm yazı yaşamında iki şiir yazdığı söylenir. Bunlardan birinin ilk ve son dörtlüğü acaba yaşama veda niteliğinde miydi? Bilinmez...

Çok ileri bir tarihte
Çok yaşlı olarak
Sessizce ayrılmalıyım
Kimseye pek gözükmeden
Ve kimseyi rahatsız etmeden.

Boşa geçmedi hayatım
Daha fazlası olabilirdi ama
Buna da şükür demeliyim
İşte sevgili dostlar
Ben böyle veda etmeliyim. 



erdem@kenthaber.com
Yayın Tarihi : 29 Ocak 2007 Pazartesi 00:45:51


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
ILHAN YÖNDEM IP: 80.140.110.xxx Tarih : 1.02.2007 20:42:11
ALLAHTAN RAHMET DILYORUM YATTIGI YER CENNET OLSUN COK ÜZÜLDÜK.

Sumru Atuk IP: 213.139.199.xxx Tarih : 1.02.2007 16:16:33
Bir Siyaset Bilimi öğrencisi olarak bu ölümle ilgili ne kadar üzüldüğümün yanısıra tek bir şey söyleyebilirim: umarım Türkiye İsmail Cem gibi aydın! eğitimli! kültürlü! başka siyasetçiler de yaratabilir ve yaşatabilir!!!Yoksa korkarım ki durum bugünkünden çok daha kötüye gidecek.