15
Mayıs
2024
Çarşamba
ANASAYFA

Kaçırılan Askerler!..


Hakkari Dağlıca’daki hain PKK saldırısı sırasında on iki şehidin ardından sekiz askerimizden haber alınamaması tüm yurda büyük üzüntü yaratmıştı.

Güvenlik güçleri kayıp askerlerimizi her yerde aradı.

Sanki yer yarılmış onlar yok olmuştu...

Kayıp askerlerin evlerine ateş düşmüştü. Yaşlı gözlerle sevindirici bir haberi bekliyorlardı. Ellerinden gelen yalnızca dua etmekti...

Sonunda ROJ. TV. devreye girdi ve kaçırılan askerlerin sağ ve keyiflerinin yerinde (!) olduğunu gösteren görüntülerini yayınladı. Kaçırılan askerlerimizden birisinin ulu orta PKK lehinde konuşması sevinci bir anda infiale dönüştürdü. Bir başka asker ise kendilerine kötü muamele yapılmadığını, iyi davranıldığından söz ediyordu.

PKK’nın eline bu sekiz asker nasıl düşmüştü ?..

Nasıl kaçırılmışlar ve kaçırıldıkları anda neler yaşamışlardı!..

Tam olarak bilinmiyor...

Çaresizlikten mi, yoksa yapacakları bir şey mi yoktu? O da henüz tam olarak netlik kazanamadı...

Bütün bu sorular insanın zihnini karıştırırken, bir anda fısıltı gazetesi her zaman olduğu gibi yayınına başladı.

Gerçekte fısıltı gazetesi en tehlikeli yayındır. İnsanın kafasını karıştırır, gerçek olmayan bilgiler verince, insan yanlış düşüncelere yönelir.

Askerlerden ikisinin PKK’ya haber sızdırdığı, onlara yataklık yaptığı ileri sürülüyordu... Meclis Bütçe ve Plan Komisyonunda Adalet Bakanlığı bütçesi tartışılırken CHP İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürek tarafından bu konu ortaya atıldı. Bu arada Internet sitelerinde de bu askerlerden bazılarının Mersin, Gaziantep, Cihanbeyli, Ağrı, Adana ve Hatay DTP Gençlik Kolları üyelerinden oldukları haberleri dolaşıyor.

Ancak bu il ve ilçelerde DTP’nın gençlik kuruşları var mı? Onlar araştırıldı mı? Bu askerler o kuruluşlara üye mi?

Bu askerlerin PKK’ya haber sızdırdıklarını bir an düşünelim... Peki sormazlar mı; PKK’ya sıcak bakan sekiz asker nasıl bir araya gelmiş ve aynı birliğe düşmüş?

Bunu düşünen yok; vur abalıya hemen askerlerimizi suçlayalım... Sıcak evinde PC klavyesi başında atıp tutmak çok kolay...Onları suçlayanlara sesleniyorum; sizler hiç ateş altında dağlarda kaldınız mı? Can korkusu yaşayıp, ailenizin bir anda bütün fertleri gözlerinizin önünden geçti mi?Yaşam ile ölüm arasındaki ince keskin hattan geçtiniz mi?

Kenthaber’e gelen yorumlara bakıyorum; bazıları neden şehit olmadılar diyor!.. Mutlak şehit olsunlar, bayrağa sarılı tabutları gelseydi daha mı iyi olurdu?

Savaşlarda şehit düşmek kadar kaybolmak veya esir düşmek de kaderdir. Tarihe baktığımızda pek çok ünlü kişinin savaşta esir düştüğünü görürüz. Örneğin ünlü Türk denizcisi Turgut Reis de Venediklilere esir düşmüş,onların gemisinde forsa olarak kürek çekmiş, Bodrum Kalesindeki zindanda kalmıştır. Ama sonra kurtulmuş ve Osmanlının ünlü denizcilerinden biri olmuştur.

Bu bakımdan esir düşmek gocunulacak bir durum değildir. Bir asker elinden geldiğince, gücü yettiğince savaşır, şehit de olur esir de... Bu savaşın o andaki koşullarına bağlıdır.

II.Dünya Savaşında uçakları düşerken paraşütle atlayan pek çok pilot karşı tarafa esir düşmüştür. Kimse bunlara neden uçağın düştü sen esir oldun dememiştir.

II.Dünya savaşında en şiddetli çarpışmaların yapıldığı Stalingrad’da Sovyet kuvvetleri kıskaç hareketiyle Almanların 6.Ordusu ile 4. Panzer Ordusu’nun bir bölümünü kuşatmış, General Paulus kuşatmayı yarma girişiminde başarısız kalmıştı. Sonunda General Paulus malzeme yardımından yoksun kalan ordusundan arta kalan 91.000 askeri ile Hitler’in emrine karşı gelmiş ve daha çok askerinin kırılmaması için teslim olmuştur.

Bunlar savaşın ortaya koyduğu olaylardır. Askeri tarihe baktığımızda, hemen her devletin askerlerinin esir düştüğünü görürüz Bunlar savaşın bir bakıma cilveleridir. Bu nedenle esir düşen askerler her şey netlik kazanıncaya kadar aşağılanmamalıdır. Ancak onun ne şekilde esir düştüğü, görevini yapıp yapmadığı araştırılmalıdır. Silahı yetersiz kalmış, atacak kurşunu bitmişse o zaman yapacak bir şey yoktur.

Sırası gelmişken bir yanlışı da düzeltmek isterim. Hakkari’deki olayda askerler esir düşmemiş, kaçırılmışlardır. İki veya ikiden fazla devlet arasında yapılan savaşlarda karşı tarafın eline geçen askerlere esir denilir ve Cenevre Antlaşması hükümlerine göre davranılır. Hakkari Dağlıca’daki olayda esir düşme değil, kaçırılma vardır. Türk Silahlı Kuvvetleri orada yabancı bir devletle değil Türkiye’nin bağımsızlığını bozmaya yönelik asiler veya çapulcularla uğraşıyor.

Kaçırılar askerlerin Türkiye’ye getirilmeleri ise olayları başka bir boyuta dönüştürdü. Bu konuda çeşitli senaryolar yazıldı ve bunlar Internet sitelerinde dolaşmaya başladı. En ilginç senaryoyu da Fatih Altaylı yazdı. Altaylı gibi deneyimli bir gazetecinin böylesine bir yanılgıya düşmesi ise oldukça şaşırtıcı idi. Ona göre komandolarımız ile peşmergeler iş birliği yaparak askerlerin bulunduğu yere gidilmiş, kendilerine direnen PKK’lıları öldürülmüş ve askerler kurtarılmış!..

Askerlerin kurtarılması için K.Irak’ta bazı yapılanma işlerini yürüten İlnur Çevik “Tolerancy International” arabulucu ile bazı girişimlerde bulunmaya kalkmış. Bu işin nasıl olacağı Cumhurbaşkanlığı makamına kadar iletilmiş... Önceki yıllarda Internet sitelerinde görüntülenen, Apo ile dağda birlikte görülen Doğu Perinçek bile devreye girmeye çalışmış...

Olaylar böylesine gelişirken bir bakıyorsunuz; Aysel Tuğluk, Fatma Kurtulan ve Osman Özçelik isimli üç DTP milletvekili K.Irak ve Barzani yöneticileri ile birlikte PKK’nın kampına giderek, on beş gündür ellerinde rehin olan askerleri teslim alıyor. Onlara Dağlıca’ya saldırı emrini veren Yücel Halis de katılıyor.

PKK’nın nerede kümeleştiğini bilmiyoruz diyen K.Iraklı hükümet yetkililerinin, Barzani İstihbarat Şefi Kerim Sincari ve Talabani ile Barzani’nin yalanları böylece bir kez daha ortaya çıkıyor... Daha doğrusu kimin kiminle birlikte olduğu ortaya konulan fotoğraflarla belgeleniyor. Böylece oynanan oyunlar bir bakıma suçüstü denilecek biçimde açıklık kazanıyor.

Bu olaylar gelişirken bu kez PKK’lıların kaçırdığı 8 askerimizi alan DTP heyetinde bulunan Van Milletvekili Fatma Kurtulan’ın “Piro” kot adlı eşi Salman Kurtulan’ın 9 yıldır PKK dağ kadrosunda bulunduğu ve 3 askerimizin şehit edilmesi, 1 kişinin öldürülmesi olayında DGM ve Ağır Ceza Mahkemesinde gıyaben yargılandığı ortaya çıktı. Basının grup toplantısında bu konuda kaçamak cevaplar verdiği gözden kaçmıyorsa da bu olayın gerçek olduğu anlaşılıyor.

Vatan Gazetesine çarpıcı açıklamalar yapan Şeyh Sait’in torunu Abdülmelik Fırat, DTP, PKK’nın sen otur sen kalk dediği bir parti olduğunu söyledi. Ardından da DTP siyasi parti olsa bile kendi iradesini kullanamayan bir siyasi harekettir. Onlara imkan verilse yavaş yavaş PKK’dan sıyrılırlar demekten de kaçınmıyor.

Bu arada bir başka kızılca kıyamet kopuyor. Ne yazık ki, TBMM’de Türkiye’nin bölünmez bütünlüğü üzerine ant içen DTP’li milletvekillerimiz! K.Iraklı ve Barzani’nin adamları ile birlikte PKK’lıların ihtiram kıtasını teftiş etmeleri, öpüşüp koklaşmaları görüntülendi. Görüntülerin en çirkin yanı da Apo’nun posterinin bulunduğu bir masada devir teslim protokolü imzalamalarıydı. Bu arada kaçırılan askerlerimiz keyifli biçimde bu törene (!) katıldılar. İçlerinden bazıları her Türkün kanını donduran sözleri Roj Tv. ekranlarında söylemişlerdi. Bu görüntüler çeşitli basın organlarınca dünyanın pek çok ülkesine dağıtılmıştır.

Burada DTP, PKK’nın yasallaşması, siyasallaşması yolunda bir adım atarak sözcüğün tam anlamıyla bir gösteri yapıyordu.

Hükümetten habersiz kendi başlarına, kaçırılan askerleri almak üzere K.Irak’a giden DTP’li milletvekilleri hakkında savcılık incelemesi başlatıldı. Buna karşılık DTP Grup Başkanı Ahmet Türk, “Siyasi hesaplarının bulunmadığını, DTP Grubu olarak insani sorumluğumuzu yerine getirdik” demekle yetindi. Oysa bu durum egemen bir devlet için onur kırıcı bir davranıştı.

DTP’li üç milletvekilinin davranışı ve ona arka çıkan diğer DTP milletvekilleri aslında bir gerçeği su yüzüne çıkarmışlardır. DTP ile PKK arasındaki bağlantı bir kez daha gözler önüne serilmiştir.. DTP’nin Kuzey Irak Barzani yönetimi ile de yakın ilişkileri yinelenmiştir. Kuşkusuz, DTP milletvekillerinin yapmış olduğu protokol Türkiye’yi bağlamamaktadır. Akla takılan bir soru da bu milletvekillerinin ettikleri yemine rağmen kimden yana olduklarıdır?

Türkiye Cumhuriyetinden mi?
PKK’dan mı?

CHP lideri Deniz Baykal ise bu olayın ayrı bir noktasına parmak basmıştır; “sekiz askerimizin yurda sağ salim dönmesinden büyük mutluluk duyuyoruz. Ancak karşılaştığımız tablo üzücü. Şu açıkça ortaya çıkmıştır ki sekiz asker propaganda amacı ile kaçırılmıştır. Oradaki manzara herkesi yüreğinden yaraladı.”

Askerlerimizden haber alınamadığı günlerde Kenthaber’in yorum köşesi adeta yorum bombardımanına tutulmuştu. Askerlerin kurtuldukları öğrenilence bu yorum bombardımanı aynı şekilde sürdü... Halen de sürüyor...

Bu kez esir askerlerimizin sağ olarak bulunduklarına değil de neden şehit olmadıkları tartışılmaya başlandı. Bazılarına göre askerler tek bir kurşun bile atmamışlardı (!)
Askerlerin ne şekilde kaçırıldıkları yukarıda da belirttiğimiz gibi henüz açıklığa kavuşmuş değil...

Bu askerlerin silah tehdidi altında mı televizyonda bu sözleri söyledikleri de henüz tam netlik kazanamamıştı.

Genel Kurmay askeri savcıları askerleri sorguladı. Soruşturmaları tam bir gizlilik içerisinde yürütüldü ve tutuklandılar. Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesinde bu askerler yargılanacaklar. Suçlu görülürlerse “Milli Müdafaaya Hıyanet” suçlaması kapsamında emre itaatsizlikten, görevi yerine getirmemek, bunda ısrar etmek ve yurt dışına firar etmekten cezalandırılacaklar.

Onur kırıcı bir durum...Tabi anlayana... Hiç kimsenin can korkusu olsa da TSK’ni bu hale düşürmeye hakkı yoktur... Basına yansıyan bu askerlerin savunmalarına bakıyorum; hepsi fotokopi gibi birbirinin eşi... Silahım tutukluk yaptı, havan tutukluk yaptı, mermim bitti, arkadaşım tüfeğimi almıştı, bize çok yaklaşmışlardı yoğun ateş açtılar, tepe düştü teslim olun dediler...

Bu savunma çoğu insanı ikna etmiyor...

Askeri yargıda süren bir dava için ulu orta konuşmanın doğru olmayacağı bilincindeyim. Ne var ki, bir Bakanımız bile onların kurtarıldıklarına sevinemiyorum gibisinden sözler söylemiş ve büyük bir gaf yaptığı basında yer almıştı.

Bakan doğru mu söylemişti; bilemiyoruz...

Şehit olsaydınız şimdi kahraman olacaktınız diyen aklı evveller de bu ülkede yaşıyor...

Ancak bilinen bir gerçek, bu memleketin insanı korkakları ve hainleri affetmez...

Askeri Ceza Kanunu’nun bir maddesinde “Vazife ve hizmette şahsi tehlike korkusu cezayı hafifletmez” deniyor.

Bekleyelim ve yargının kararını görelim...


erdemyucel2002@hotmail.com

Yayın Tarihi : 12 Kasım 2007 Pazartesi 12:39:34


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
ERDAL GEYİKÇİ(KÖÇEK)...! IP: 81.213.101.xxx Tarih : 12.11.2007 14:18:06

MERHABA ERDEM ABİ.ÖNCEDENDE SÖYLEDİGİM GİBİ,BEN FAZLA SİYASETTEN ANLAMAM.GEÇEN HAFTA TELEVİZYONDAN 32 GÜNÜ VEDE SİYASET MEYDANIN ARALIKLI SEYRETTİK.KIZ KARDEŞİMİN EŞİYLE İZLEDİK.KIZ KARDEŞİMİN EŞİDE O BÖLGEDE ASKERLİGİNİ YAPMIŞTI.AYNI ZAMANDADA AMCAMIN OĞLUDUR.BENİM KÜÇÜK KARDEŞİMDE O BÖLGEDE ASKERLİGİNİ YAPMIŞTI.ARACICIN MAYINA BASMASI EVİMİZE ATEŞ GİBİ DÜŞMÜŞTÜ,ALLAH BİZE BAGIŞLADI YAŞIYOR.ASKERLERİMİZE ESİR DENMESİNE TAKILMIŞTIK.ESİR ÜLKELER ARASI YAPILAN ŞAVAŞLARDA ALINAN ASKERLER DENİR.BUNUDA TELEVİZYONDAN İZLEDİGİMİZ FİLİMLERDE GÖRÜYORUZ.BU FİLİMLERİ KİM ÇAVİRİYOR DİYE SORARSANIZ ERDEM ABİ.TABİKİ AMERİKA,ESİR ALINAN ASKERLER SUÇLU BULUNDUKLARINDA,ALAN ÜLKE TARAFINDAN KURŞUNA DİZİYORLARDI.EGERKİ ÜLKELERİNR İADE EDİLİLERSE,ÜLKELERİNDE YARGILANIYORLAR.SUÇLU BULUNDUKLARI TAKDİRDE,YA HAPSENEYE,YADA İLKELERİNE İHANETTEN KURŞUNA DİZİYORLAR.BU ANLATTIKLARIMI.AMERİKANIN SAVAŞ FİLİMLERİNDEN İZLEDİM ERDEM ABİ..YILLARDIR,AMERİKAN FİLİMLERİNİ İZLERİM.NE ZAMAN SAVAŞ FİLİMLERİ ÇEVİRSELE AKLIMA HEMEN DÜNYADA BİR KARIŞIKLIK ÇIKACAĞI GELİYOR ERDEM ABİ..ÇÜNKÜ AMERİKA FİLİMLERİYLE VEDE SİLAHLARIYLA,EKONOMÜSİNİ AYAKTA TUTUYOR.HEM FİLMİ İZLETTİRİYOR,HEMİDE SİLAHINI TANITIYOR ERDEM ABİ..8 ASKERİ ALMAYA GİDEN MİLLET VEKİLLERİNE TEŞEKÜRMÜ ETMEMİZ GEREKİYOR.YOKSA NİYE GİTTİNİZ DİYE,ARAŞTIRMAMIZMI GEREKİYOR.ÜLKELER ARSI ŞAVAŞ YAPMADIĞIMIZA GÖRE ERDEM ABİ...REHİN ALINAN ASKELER NEDEN REHİN ALINDI.BEN İNANMIYORUM,BİR TÜRK ASKERİNİN ÜLKESİNİ SATACAĞINA VE İHANET EDECEGİNE..EGERKİ BUNLAR DOGRUYSA,BAŞBAKAN YARDIMCIMIZ SN:CEMİL ÇİÇEGİNDE DEDİGİ GİBİ,BENDE SEVİNMEDİM GELDİKLERİNE...HANİ BİR ATA SÖZÜMÜZ VARYA ERDEM ABİ,"GÖRÜNEN KÖY KILAVU İSTEMEZ"DEMİŞLER.BANA BU ATA SÖZÜMÜZ BİR HİKAYEYİ HATIRLATTI...ADAMIN BİRİSİ 99 KİŞİYİ ÖLDÜRMÜŞ.BİRDAHA KİMSEYİ ÖLDÜRMEYECEGİM DİYE TÖVBE ETMİŞ.ÜLKENİN İLERİ, GELENLERİNDEN VEDE ALLAHIN SEVDİGİ KULUNDA AKLI SORMUŞ.ŞEHRİ,N İLERİ GELENİDE KENDİSİNE DAGDA KURU BİR AGAÇ GÖSTERMİŞ.BU AGACI SULAYARAK YEŞİLLENDİRİSEN,GÜNAHLARIN AF OLACAK DEMİŞ.ADAMDA DAGDAKİ KURU AGACI SULAMAYA KOYULMUŞ.GÜNLERDEN BİRGÜN HIZLA BİR ATLINI GELDİGİNİ GÖRMÜŞ.ATKLIYI DURDURMU.YORULMUŞUNDUR,BİR BARDAK SUYUMU İÇ DEMİŞ.NERDEN GELİRSİN NEREYE GİDERSİN DEMİŞ.ATLIDA AŞAGIKİ KÖYDEN BİR HABER GÖTÜRÜYORUM,KARŞIKI KÖYE DEMİŞ.AGACI SULAYAN ADAM,ATLIYA NASIL BİR HABER DEMİŞ.GÖTÜRDÜĞÜM HABERLE İKİ KÖY ŞAVAŞACAK,BANADA BÜTÜN TOPRAKLAR KALACAK DEMİŞ.ADAM ALLAHIM BENİ BAĞIŞLA,99,DU,100 OLSUN DER,ELİNDEKİ KÜREGİ ATLINI KAFASINA VURARAK ÖLDÜRÜR.SONUÇ:ADAMIN GÜNAHLARI AF OMUŞ.ÖLDÜĞÜNDEDE CENNETLİK OLMUŞ.BU ANLATTIĞIM BİR HİKAYE NE KADAR DOGRU BİLMİYORUM ERDEM ABİ..EGERKİ KAÇIRILAN ASKERLERİN SUCU VARSA ERDEM ABİ,ÖNCE BU DÜNYADA YÜKSEK TÜRK YARGISINA..YARGIDAN KAÇANLARDA,ÖLDÜKLERİNDE YARADANIMIZA,ALLAHA HESAP VERECEKLER ERDEM ABİ...


derya büyükada IP: 212.175.112.xxx Tarih : 15.11.2007 19:57:53

ben bu sekiz askerin kaçırıldıklarını değil tam tersi kendi istekleri ile gittiklerini düşünüyorum. bence bu askerlerde