2
Mayıs
2025
Cuma
ANASAYFA

Kas Gücü mü? Beyin Gücü mü?


Erken veya öne alınmış seçim tarihinin belirlenmesinden sonra partiler yoğun biçimde aday belirleme çalışmalarına başladılar. Bugünkü TBMM üyelerinin yarısından çoğunun değişeceği ve yeni adayların kimler olacağı gündemi işgal etmeye başladı. Milletvekili olmanın dayanılmaz nimetlerinden yararlanmak isteyen pek çok kişi de partilerin kapılarını aşındırmaya başladı. Partilerden teklif gelmeden devlet memuriyetinden istifa edenler de işin cabası.Yeni lacivert elbiseler satın alındı; sıcakların eni konu kendisini hissettirdiği şu günlerde aday adaylar sırtlarına lacilerini! çekerek ulaşabilirlerse liderlere, onlar olmazsa kademe kademe daha aşağıya inerek il, bucak başkanlarına ve sonunda delegelere ulaşmaya çalışıyorlar.

Türkiye’de her seçim zamanı yinelenen seçim oyunlarına, komedilerine daha önce köye yazarlığı yaptığım bir gazetede uzun uzun dile getirmiş, “Karmaşık Düzen” isimli kitabımda da o yazılara yer vermiştim. Önümüzdeki günlerde bu konuyu güncelliğinden ötürü bir kez daha gündeme taşımak istiyorum.

Bugün sizlerle TBMM’de kas gücünün mü? yoksa beyin gücünün mü? ağırlıklı olmasının ülkemiz açısından daha yararlı olabileceğini tartışmak istiyorum.

Hepinizin bildiği gibi milletin seçtiği, milleti temsil edileceği millet meclisine seçimle girebilen üyelere milletvekili denilmektedir. Bu bakımdan TBMM’de yer alacak milletvekillerinin toplumda kendilerini bilgisiyle, ortaya koyduğu eserleriyle kanıtlamış kişiler olması gerekir. Ayrıca seçmenler tarafından da bu kişide bizi temsil edecek yetenek var düşüncesinin de hakim olması gerekir. Ne yazık ki, toplumumuzda ne siyasi liderler ne de seçmenler böylesine bilimsel ve siyasi görüşü olanlara nedense pek sıcak bakmıyorlar. Toplumumuzda kendisini yetiştirmiş, çevresine kanıtlamış, devlete millete yararlı olabilecek bir yığın beyin var; ancak onlar partilerin kapılarını aşındırmıyor, bunu onurlarına yediremiyor. Öyle olunca da meydan daha başkalarına kalıyor... Gün gelir, bilimden, kültürden, sanattan söz ederiz. Bu konuda hükümette bir birleşen, bir ayrılan Kültür ve Turizm Bakanlığı var. Oysa hiçbir parti liderinin,yönetiminin aklına aday listelerine bilimsel yönü ağırlıklı, kendisini yurt dışında da tanıtmış, mimar, arkeolog, sanat tarihçi, tarihçiye ve sosyologu katmak nedense akıllarına bile gelmez. Kültür nosyonu eksikliği mi, umursamazlık mı, bilgisizlik mi; bilemem...

Siyasi partilerin seçim hazırlıkları arasında aradıkları ve teklif götürdükleri adaylara bakıyorum da değişen yeni bir şeyin olmadığını üzülerek gözlemliyorum. Örneğin AKP’yi ele alayım,milletvekili yapmak istedikleri arasında, bir başkasının eserini kendisinmiş diye ortaya koyan, daha doğrusu intihal eden, bu yüzden de profesörlüğü geri alınan bir öğretim üyesi var. Hadi onu geçelim, intihal mintihal! adam yine de okuyup yazmış...

Ya diğerlerine ne demeli?

Kas gücünün, gırtlak gücünün beyin gücüne tercih edilmesine ve bundan oy beklenmesine ne demeli? Nedense siyasi partiler; bilim adamının, yazarın, çizerin, diplomatın, askerin, daha doğrusu konusunda uzmanlaşmış olanın değil de topçunun, güreşçinin, şarkıcının, türkücünün kendilerine daha çok oy kazandıracağı yanılgısına düşüyor.

Acaba halk onlara diğer uzmanlaşmış kişilerden daha çok değer verir, oy atar mı denmek isteniyor? Toplumun fertlerini böylesine basite indiren siyasi partilere ise batı dünyasında rastlamak öyle kolay değildir...

Basından öğrendiğimiz kadar AKP spor ve şarkı, türkü dünyamızın ünlü isimlerine (!) milletvekilliği teklifi götürmüş veya götürmek üzereymiş...AKP öyle yapınca diğer partiler de onlardan aşağı kalır mı? hep birden spor, şarkı, türkü alanlarını taramaya başlayıp ünlü isimleri(!) ortaya çıkarmaya koyulacaklardır.

Bizim öğrendiklerimiz arasında Galatasaraylı milli futbolcu Hakan Şükür, Dünya ve Olimpiyat Güreş şampiyonu Hamza Yerlikaya, şarkıcı Nurdan Torun, Zennube’nin isimleri geçiyormuş. Bu arada Şanlıurfa’da İbrahim Tatlıses’i TBMM’ne göndermenin hazırlığını yapıyormuş... Yalnız daha dansöz ve mankenler ortaya çıkmadı. Merak etmeyin eli kulağındadır onlarda yakında çıkarlar ortaya...

Önümüzde seçime biraz daha vakit var; bekleyeli ve görelim...

İnşallah topçusu şarkıcısı da seçilir de Türk milleti onların devlet yönetimindeki derin bilgilerinden, tecrübelerinden yararlanırlar...

Sakın onların eğitimleri nedir gibisinden safça sorular sormaya kalkmayın. Sabah akşam televizyonlarda izleme zorunda bırakıldığımız ünlüler (!), futbolcular, şarkıcı ve türkücülerin eğitimlerini hep birlikte görüyoruz.

Bu aday adaylarından Hakan Şükür’den biraz söz etmek isterim. Hakan, Türkiye’nin en iyi golcülerinde birisidir. Galatasaray ve Milli Takıma attığı gollerle ünlenmiştir. İtalya’da Torino ve İnter’de spor yaşamını sürdürmek istemiş, ancak orada başarılı olamamış ve Türkiye’ye dönmek zorunda kalmıştır. İtalya’da futbol takım oyunudur, orada takıma uyum sağlayana forma verilir. Türkiye’de ise tüm takım Hakan’nın üzerine oynadığından burada gol atma şansı fazla olmuştur. Günümüzde Hakan ilerleyen yaşından ötürü futbolunun son günlerini yaşamaktadır. Milletvekili seçilecek olursa, Galatasaray ile mukavelesi devam ettiğinden hem sahada hem de TBMM’de onu görebiliriz!... Aksi tesadüf, tam bu sırada basında onunla ve kardeşi ile ilgili borsada manipülasyon iddiası gündeme geldi. İnşallah seçilir, dokunulmazlık zırhına bürünerek bu suçlamadan pek çok kişi gibi o da yakasını sıyırır. İnsanın aklına elde olmadan bir diğer golcü Tanju Çolak geliyor... Yıllar öncesi ona da dokunulmazlık zırhı uzatılmış olsaydı Kırklareli’nin Saray ilçesi cezaevinde yatmazdı. Tanju’nun Hakan’dan üstünlüğü Avrupa’da altın ayakkabı ödülünü alan, ancak mikrofonda İngilizcesi olmadığından konuşamayan bir Türk futbolcusudur...

Hamza Yerlikaya’da Dünya ve Olimpiyatlarda şampiyonluk kazanmış, kasları güçlü bir sporcumuz. Elbette TBMM’de böyle güçlü badigartlara da gereksinim olacaktır. Hamza Yerlikaya’nın seçilmiş olsa bile minderi bırakmayacağı, önümüzdeki olimpiyatlarda Türkiye’yi temsil edeceğini söylemiş. Ne kadar güzel, dünyada ilk kez bir milletvekilinin minderlere çıktığı görülecektir!..

Şarkılı, sözlü alemden Nurdan Torun, Zennube gibi sanatçılar (!) da herhalde yeni yasama yılına bilgi ve görgülere ile renk katacaklardır. Nitekim başı kapalı olan Zennube, seçilirsem başımı açacağım dediğini yine basından öğreniyoruz. Ne denir, daha meclise girmeden takiyyenin sinyallerini veriyor. Geçmiş yıllarda gerçek birer sanatçı olan Ediz Hun ile Gencay Gürün’de milletvekili olmuşlar, ancak orada aradıkları ortamı bulamadıklarını ve bu yüzden de yapmak istediklerini yapamadıklarını dile getirmişlerdi.

Yeni mecliste olaki Hakan Şükür ve Hamza Yerlikaya ve daha sonrada onlara eklenecek sporcuların olduklarını düşünelim. Bunlar hangi eğitim tecrübe ve siyasi görüşleri ile kürsüye çıkıp Türkiye’nin önemli konularında konuşabileceklerdir ? Ayrıca bazı konularda söz sahibi olabileceklerdir? Yoksa pek çoğu gibi parti başkanlarının dilediği doğrultuda oy kullanmaktan öteye gidemeyecek, oy verme makinesi mi olacaklardır? Her ne kadar izleyici localarından stadyumlara benzer sözler yankılanıyorsa da yine orası spor sahası olmayıp Türkiye’nin kaderinde rolü olan TBMM’dir...

Bilim yerinde ağırdır. Kas gücü ise spor alanlarında ağırdır. Her ikisi birbirine karışırsa işte o zaman karmaşık bir düzenin ortaya çıkması kaçınılmaz olur...

Önceki yıllarda da siyasete soyunan ve kendilerine siyaset sunulan futbolcu, halterciler de olmuştur. Ne var ki, halkın sağ duyusu onları spor sahalarında alkışlamış, aynı sevgiyi siyasette göstermemiş, oy vermemiştir.


erdem@kenthaber.com

Yayın Tarihi : 14 Mayıs 2007 Pazartesi 11:46:23


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
süreyya IP: 195.87.18.xxx Tarih : 17.05.2007 12:54:35
Bence milletvekili olacak adayları öncelikle ösym sınav yapmalı gerçekten bu görevi yapacak bilgi ve birikime sahipmi? mantığa bakın vali ve kaymakam olmak için birçok sınavlara girilirken bunların üzerindeki milletvekili olmak için parti başkanının dediği oluyor. Bu durumdada parti başkanına bağlı birçok vekil ortaya çıkıyor ki anlamsız,istisnalarla birlikte ayda 8 milyar gibi bir maaşı alıp sonrada süper emekli olan ama ülkeye ne kattığı şüpheli 570 kadar vekille ülke yönetiliyor. Vekil sayısının bu kadar olmasıda ayrıca düşünülmeli Türkiye 7 bölgedir ve bölge bazında vekil çıkarılarak bu sayıda azalır, sanki her şehirden vekil çıkınca bu vekillere halk ne kadar ulaşıyor. Ben vekil seçiyorum ama adını bile bilmiyorum. Hadi bilmiyelim ösym seçerse ben zaten yetenekli vekiller çıkacağına eminim

Süleyman KARAEL IP: 85.102.179.xxx Tarih : 17.05.2007 01:01:05
Bazıları Kas Gücü ve Beyin Gücü'nden önce Para Gücü'ne güveniyor gibi geliyor bana...Ancak her şeyden önce hayırlısı ile TÜRKİYE'NİN GÜCÜ ön plana çıkarılırsa, Şanlı Tarihimize gölge düşürülmeyecek bir strateji izlenirse, Şehitlerimiz, Gazilerimiz, Yüce Milletimiz göz ardı edilmeden,Bayrağımızın Şanla-Şerefle Dalgalanacağı Adil bir ortam yaratılırsa herkes çok mutlu olacaktır sanırım. Çünkü; vatandaş artık her şeyden nasibini aldı, vatandaşımız artık ülkesine ve insanına sahip çıkacak bir siyaset ve hakkaniyet çerçevesinde hareket eden siyasiler istiyor. Siyasi Arena'daki yarışlar bir şarkı yarışması, bir dans yarışması ile karıştırılmasın bu iş BEYİN İŞİDİR, bu iş MANTIK İŞİDİR...