20
Mayıs
2024
Pazertesi
ANASAYFA

Kınalı Ali’nin Öyküsü

Seçim sonuçlarından sonra bir süre siyasi içerikli yazmayacağımı daha önce belirtmiştim. Meşhur sözdür; tavşan dağa küsmüş, dağın haberi olmamış!... Benimkisi de o hesap… Yazsam ne olur, yazmasam ne olur? Seçmen bildiğini okuyor, inandığına, güvendiğine oyunu verdi. Seçim sonrası yeni meclisin biraz daha huzur getireceğini sanıyordum… Yine yanılmışım…

Seçilen bazı milletvekilleri yine tutuklu… CHP, tutuklu iki milletvekili salınıncaya kadar yemin etmemekte kararlı… BDP destekli bağımsızlar meclise gelmedi, grup toplantılarını Diyarbakır’da yapacaklarmış… MHP yemin etti!.. Milletvekili seçilmiş Alan Paşa hapiste… Televizyonlara bakıyorum sayıları beşi onu geçmeyen, önceden programlanmış konuşmacılar kanal kanal geziyor, iktidardan yana görüş bildiriyorlar… Kendi özgür düşüncelerini mi, yoksa başkalarının fikirlerini mi söylüyorlar?

Onu da kestiremiyorum…

Geçenlerde Habertürk ekranlarında bir tartışma programı rast geldi izledim; baktım ki ben hukukçuyum, gazeteciyim diyenler bile hukukun üstünlüğünden habersiz… Hele içlerinde biri var ki, gülmemek elde değil; CHP milletvekili ve hukuk profesörü Süheyl Batum ile aşık atmaya kalkıyor. Ben hukukçuyum kanuncu değilim diyor!... Demek ki, hukukta kanuncu diye bir ihtisas varmışta da bizim haberimiz yokmuş!..

Her şey bir yana; emekli veya muvazzaf kaç general, amiral ve subayın tutuklu olduğunu artık bilmiyorum… Bu yüzden de siyaset içeren yazılar yazmayı canım istemiyor... En iyisi bugün sizlerle Kınalı Ali’nin öyküsünü paylaşacağım…

Gerçekte Kınalı Ali’nin öyküsü demek de pek doğru değil… Çanakkale Arkeoloji Müzesinde bulunan bir şehit babasının mektubu bakın insanlara neler anlatıyor;

Çanakkale Savaşının en şiddetli günlerinde Üsteğmen Faruk cepheye yeni gelen askerleri incelerken bir yandan da onlarla konuşuyormuş… Asker ocağında en çok sorulan soruların başında hemşerim nerelisin gelir… Askerlerin arasında saçının ortası sararmış bir asker dikkatini çekmiş ve yanına gitmiş;

—Adın ne senin evladım, nerelisin?

—Ali, komutanım.

—Peki, evladım bu kafanın hali ne?

—Anam cepheye gelirken kına yaktı komutanım…

—Neden?

—Bilmiyorum komutanım…

O günden sonra herkes ona Kınalı Ali der… Herkes kafasındaki kınayla alay etmeye çalışır!.. Kınalı Ali kısa sürede cana yakın ve savaştaki cesur davranışlarıyla komutanlarının ve arkadaşlarının sevgisini kazanır. Savaşın biraz duraksadığı bir gün ailesine mektup yazmak ister… Ancak Ali’nin okuma yazması yoktur, onun söylediklerini arkadaşlarından birisi yazar… Kınalı Ali mektubunun sonuna şöyle bir not düşer:

Anacağım kafama kına yaktın burada komutanlarım ve arkadaşlarım benimle dalga geçtiler. Sakın arkamdan askere gidecek kardeşim Ahmet’e kına yakma, onunla da alay etmesinler.”

Aradan bir süre geçer. İngilizler kati sonucu almak için tüm güçleriyle Gelibolu’ya yüklenirler. Buradaki cepheyi savunan erlerimiz teker teker şehit düşer. Onlara takviye olarak giden yedek kuvvetlerimiz de yeterli olamamış sayıları git gide azalmaya başlamıştır. Neredeyse Gelibolu düşmek üzeredir. Kınalı Ali’nin komutanı savaşın gidişatını görüyor, yerinde duramıyordu. Emrine verilen askerler henüz sıcak temasa hazır değildi. Onlar yeni gelmişlerdi; insanların süngü ve mermilerle biçildiği yere göndermek istemiyordu. Ancak çaresizdi…

Komutanlarının düşünceli halini gören ve durumun acil olduğunu bilen Kınalı Ali ve arkadaşları adeta yalvarırcasına ateş hattına katılmak istediklerini söylerler. Komutan çaresiz, onları göz göre göre ölüme göndereceğini bile bile, Kınalı Ali ve arkadaşlarını cepheye sürer… Kınalı Ali’nin bölüğünden hiç biri sağ kalmaz… Hepsi şehit olur… Bir süre sonra Kınalı Ali’nin ailesine yazdığı mektubun cevabı gelir. Komutan buruk, gözleri dolu dolu mektubu açar ve okur:

Oğul Ali nasılsın iyi misin, gözlerinden öper selam ederim. Bir öküzü sattık, paranın yarısını sana yarısını da cepheye gidecek kardeşine veriyoruz. Şimdi öküzün yerine tarlayı ben sürüyorum. Artık zahireye fazla ihtiyacımız olmadığı için yorulmuyorum. Bizi merak etme, düşünme…”

Kınalı Ali’nin annesi mektubu bitirirken şöyle der:

Oğul Ali yazmışmışsın ki, kafamdaki kınayla alay ettiler, kardeşime yakma diye… Kardeşine de yaktım. Komutanlarına ve arkadaşlarına söyle seninle alay etmesinler. Bizde üç şeye kına yakarlar:

1-Gelinlik kıza… Gitsin ailesine ve çocuklarına kurban olsun diye…

2-Kurbanlık koça… Allah’a kurban olsun diye…

3-Askere giden yiğitlerimize… Atama kurban olsun diye…

Gözlerinden öper, selam ederim. Allaha emanet olun.”

Kınalı Ali’nin komutanı ve diğerleri mektubu okurken hıçkıra hıçkıra ağlarlar…

Bugün çoğu kişinin hatırlamadığı, bilmek istemediği Sarıkamış, Galiçya, Çanakkale cephelerinde, Sina çöllerinde, Balkan Savaşında, İstiklal Savaşında, Kore’de, Kıbrıs’ta binlerce gencimizi Kınalı Ali yapmıştık… Türk askeri ve onların aileleri öylesine asildir ki, hiçbir güç onların inancını, vatan sevgisini bir kalemde silip atamaz…

İçimden daha çok şeyleri yazmak geliyor ama nedense yazamıyorum… Belki de ne yazmayı düşündüğümü anlamışsınızdır…

Şimdilik hoşça kalın…


erdemyucel2002@hotmail.com
 

Yayın Tarihi : 3 Temmuz 2011 Pazar 10:14:24


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
yasar ertas IP: 94.135.148.xxx Tarih : 3.07.2011 18:58:09

eski bir öykü eski bir yasam tarzini belki ancak bu  yolla anlatabilinirdi gel zaman git zaman yagmurlar yagmis seller olmus  seller her sey almis götürmüs o öyküden bir iki sey kalmis biri vatan biri o vatanda yasayan insanciklar simdi o yasayanlarin  %90 mutsuz esitsiz haklari yenen mutsuz insanlarla dolmus yanlis idareler onlari bu hale sokmus %10 insanciklarda masallah iyi olmus diyor kinali alide anasida bu durumun böyle olacagini  %90 rezil % 10 vezir yasayacak bilseydi acaba  ben ne yaptim biz ne yaptik diye düsünmezlermiydi  onun icin  onlara allah rahmet eylesin deyip biz saglar islerimize kuralarimiza %10 lar   cogalsin %90 lari azalsin asagi ceksek cekerkende bu iste millet vekillerimiz birer kinali ali gibi olsa  tam tamina olmasa kurban olmadan cagimiza uygun  calismalar yapsa gelinlerimizde kinalansa ama kurban olmasa güzel bir yasam onlara bizlere yaratabilseler ne iyi olur kurban meselesinde bile allahimiz bile insan olmaz demis  kurbanlik icin koc demis havanlari kocu kinalayalim kurban edelim ama kurban bayramindaki gibi kötü görüntülerle de  etmiyelim milet vekillerimizden ricamiz bir iki hatali vekiller olmustur  buna ragmen tek noktaya takilmamak islerine bakmak en birinci vazifeleridir bu yapilan hatalar simdi böyle oldu bir daha ki sefere olamasi icin calismalilar calismalilar calısmalilar


Erdal Geyikçi-Sanatcı... IP: 83.66.170.xxx Tarih : 3.07.2011 13:46:41

Merhaba erdem abi.Köşenizi okuyunca kendi saçlarım geldi aklıma.Benim saçlarım doguştan kınalıdır.Küçükken saçımın altın sarısı olmasından olsa gerek"ALTIN KAFA"diye lakap takmışlardı.Kına bizim buralardada yakılır.1-KURBANLIK KOÇ'A YAKILIR:ALLAHA KURBAN OLSUN DİYE...2-SÜNNET OLAN ÇOCUĞA YAKILIR:KOÇ GİBİ ERKEK OLSUN DİYE...3-ASKERE GİDEN  DELİKANLIYA YAKILIR:VATANINA KURBAN OLSUN DİYE.4-GELİN VE DAMADA YAKILIR:BİR BİRİNE KURBAN OLSUN DİYE...Sünnet çocuğuna yakılan kınayı kendi kafamdan böyle ben uydurdum erdem abi.belkide sünnet çocuğuna yakılan kınada böylelikle sıralamaya girmiş olur...Konu asker kınalı ali den başlamışken..Dün Kırıkkalemize şehit geldi.Kırıkkalemizin şirin kasabası HASAN DEDE KASABASINDA YAŞAYAN ŞEHİDİMİZİN AİLE EVİNE ATEŞ DÜŞTÜ...ATEŞ DÜŞTÜGÜ YERİ YAKAR DERLER...KISACASI:Canlardan bir can gitti..Adındanda anlaşıldığı gibi:ALEVİ kasabası hasan dede...Türkiyemiz 7 bölgedir ve ayrı ayrı renktedir erdem abi...Bizim İç ve Orta anadolu alevileri"VATANINI,BAYRAĞINI VE MİLLETİNİ SEVEN MİLLETTİR.Aleviler kendilerine CANLAR DERLER.Bende katılıyorum:CANLAR CAN VERİR,CAN ALMAZLAR.!!Yıllardır aleviler için söylenenleri siz gazeteciler daha iyi biliyorsunuz....Alevilerin  dili türkcedir,dinide islamdır.TÜRKMENDİR ALEVİLER...Geçmişini bilmeyenlerin gelecegi olmaz...Ev alma komşu al diye bir tabir vardır ...Bu sözden yola çıkarak:İçimize aldıklarımızada dikkat etmek gerektigini düşünüyorum.!!Her hayırda bir şer,her şerdede bir hayır vardır derler...Zamanında hayırlı gördüklerimizin şer olduklarınıda görmüş oluyoruz..HERŞEYEDE HAYIRDIR DEMEMELİYİZ BUNDAN SONRA..ALLAH HAYIRLI GÖRÜNEN  ŞERLERDEN KORUSUN  BİZLERİ....HAYIRLI GÖRÜNENLERİDE İYİ GÖRMELİYİZ...Senin herzaman söyledigini söylüyorum ...KISSADAN HİSSE OLSUN ...Saygılarımla.erdal geyikçi-sanatcı..


Dr. S. IP: 88.229.234.xxx Tarih : 4.07.2011 22:34:26

Sayın Erdem Yücel; Kahraman Kınalı Ali'nin Türk milletini gururla ağlatan bu öyküsünün yanısıra, bu savaşlarda milletine kan ağlatan Enver Paşa ile ilgili olarak da - takdirlerinize sığınarak- bugünkü gençliğimizi aydınlatacak bir öykü belirtmenizi diler, en derin saygılarımı sunarım.


Mehmet Ersindigil IP: 84.62.38.xxx Tarih : 3.07.2011 18:04:01

 Merhaba Hocam"Ellerine saglik;Biz okurlarina bir tarih sayfasi acip sundugun icin,de tesekkür ederim.Dogru lafa söz edilmemesi gerekir.CHP tutuklu iki Milletvekili icin salinıncaya kadar yemin etmiyeceklerini kararini aldilar.Burda bir Anayasa boslugu oldugunu düsünmekteyim.Madem,ki bu secilen iki tutuklu milletvekili serbest birakilmiyacakti neden secime gidilmeden önce böyle bir yasak getirilmedi.

BDP ye gelince Türkiye,de huzursuzluk yaratmak icin ellerinden ne geliyorsa yapmak pesindeler.Örneğin  Istanbul Milletvekili Sabahat Tuncel Ankarada  apoyu övmekten yargilaniyor.Ve hakkinda görüldügü yerde tutuklama karari vardir.Ayni Milletvekili 1996 da 8 Askerimizi  sehit eden PKK canli bombacisi Zeynep Kinaci,yi 1-7-2011 diyarbakirda anma etkinliginde övüp kahraman ilan etti.Oysa bütün Asayis gücleri tarafindan taniniliyor nasil yakalamiyorlar. Düsündürücü onun icin kayiran bir yasami var.

 MHP ise neye veya kime siyaset yaptigi hizmet ettigi %50 olsa bile belli degil.Bir bakiyoruz hükümet karsiti muhalefet ediyor,Bir bakiyoruz Hükümet yanlisi olmus sanki kendisi iktidar olmus gibi davraniyor.Burda baraj asma sorusu olup olmadigi bundan kaynaklaniyor herhalde.Kesin siyaset cizgisini belirtmesi gerekiyor.Aksi takdirde her secimde böyle baraji gecer,mi gecmez,mi sorunu ile karsi karsiya kalacaktir.

Genaral Amiral ve Subaylara,Yapilan bu haksiz sorgulama ve tutuklamalar hepsi birer soru isaretidir.Hayatlarini Vatan icin adamis ve Vatan sevdasi ile büyüyen bu sanli üst düzey  Askerlerimiz,Nasil oluyor,da bu duruma düsürülüyorlar.Erinden tutup en üst düzey Askerlerimizin Vatanimizin bir sac telini vermemek icin seve seve canini verecek kahramanlardir.Hepsi vatan icin savasa hazir beklemektedir.

Uzun bir dört yil süren birinci dünya savasi ve bugün kullandigimiz Vatanimiz Türkiye Cumhuriyeti,Kolay kurulmamistir.Bunun tarih kitaplarinda da mevcuttur.Örnek Kinali Ali veya tek kelimeyle Mehmetcik diyelim.Sarikamis Canakkale istiklal savaslari vs.vs.diger savaslar,da hep sehit ve gazi olunarak bugün Türkiye Cumhuriyeti kurulmustur.

Bu savaslara katilirken hicbir zaman din dil irk ayirimi yapilmamistir.Onun icin Dahi Mustafa Kemal Atatürk,ün Ne mutlu türküm kelimesi ordan kaynaklanmistir. Bizleri yöneten değerli siyasetcilerimiz bu zorlu dört yil süren savastan sonra kazanilmis olan bu durumu göz önünde bulundurarak bizleri bugün böyle yönetmenlerini arz ve talep ederim saygilarimla.