20
Mayıs
2024
Pazertesi
ANASAYFA

Kravat Üzerine!..


Kırk yıl düşünsem kravat üzerine bir yazı yazacağım aklıma gelmezdi. Televizyon kanallarında haberleri ve bazı şarkıcıların görüntülerini gördükçe birden aklıma kravat takıldı. Toplumun bazı kesimlerindeki insanların kravat takmamak ve ona karşı koyan davranışa kapıldıklarını izliyorum. Başta şarkıcılar olmak üzere çoğu kişi, ekranlara yaka paça bir yanda yayına geliyorlar... Hadi onlar kendilerince, akılları sıra radikal bir görüntü sergilemek istiyorlar diyelim ve geçelim.

Benim üzüldüğüm veya daha doğrusu hiç yakıştıramadığım bir davranış biçimi de, şimdi isim vermek istemiyorum siyasilerin de bu modaya uyarak kravatsız kendilerini dinleyenlerin karşısına çıkmaları, televizyon kanallarında boy göstermeleridir.

Toplumun karşısına neden kravatsız çıkarlar?

Yaz aylarında tatil yörelerinde olsalar anlarım!..

Ama değil...

Kravatsız toplum karşısına çıkmak İran özentisi mi?

Bilemeyiz.

Yakasız gömlek diyerek, televizyonlara arzı endam edenlere, kendilerini Müslüman sananlara, İslam yazarı! havasına bürünenlere sormak isterim; Acaba Hz. Muhammet ve diğer halifeler döneminde kravat olsaydı, o büyük adamlar kravat takarlar mıydı?

Bence her şeyden önce bu bir görgü kralıdır. Karşısındaki insanlara, kendisini dinleyenlere bir saygıdır. Başka bir deyişle ben sizi takmam mı demek istiyorlar? Anlayan beri gelsin!..

Her şeyden önce kravat takmak, çağdaş insan görüntüsüdür. Karşısındaki topluluğa değer vermek, saygı göstermektir. Çocukluk yıllarımdan hatırlarım; Beyoğlu’ndaki Saray sinemasında Türk Müziği konserleri verilirdi. O günlerin ünlü yorumcusu Münir Nurettin Selçuk ve ondan sonraki yıllarda Zeki Müren de ilk konserlerinde smokinle sahne alırlardı. Sonraki yıllarda her şeyde olduğu gibi bu da yozlaştı, sahneye saçma sapan kıyafetlerle çıkanlar türedi. Son noktayı da rahmetli Özal koymuş, şortla askeri birliği selamlamıştı!.. O günün basını bu olayı epeyce yermişti...

Televizyon kanallarındaki bazı programlara bakıyorum; devlet umuru görmüş olanlar, düzgün kıyafetleri ve kravatları ile diğerlerinden hemen ayrılıyorlar.

Şimdi sormak isterim; kravat nedir ve nereden çıkmış ve tüm dünyayı nasıl sarmıştır?

Kravat, gömleğin yakasının altından geçirilerek önde özel bir biçimde düğümlenen ve gömleğin yakasından sarkıtılan iki ucundan arkadaki dar, öndeki daha enli olan kumaş, deri veya örgüden uzun şerittir.

Kravata boyunbağı da denilir.

Etimoloji yönünden bakıldığında Fransızcadaki “cravate” sözcüğünden geldiği bilinir.

Bu konuda Enis Batur’un Sel Yayınlarının yayınladığı “Kravat” isimli mizahi dille yazılmış bir roman-öyküsü bile vardır.

Kravat erkek zarafetinin, giyiminin tamamlayıcısıdır. Onun dışında hiçbir giyim aksesuarı kravat kadar güçlü, çarpıcı olmamıştır. İnsanların bakışını değiştirir; çapkın erkeklere hatırlatırım, kadınların erkeklerde ilk baktıkları yer de yine kravattır.

Günümüzde kravatın üretildiği memleketin başında İtalya gelir. İlk kez İtalya’da Milano’nun kuzeyindeki Vomo’da üretilmiştir. Gucci, Zegna, Versace, Raffaello Excellence, Armani, Ferragomo, Cavalli, Krizia ve Burberg en ünlü kravat markalarıdır. Bizim ünlü iş adamları, entel geçinenler ve siyasiler bile bu marka kravatları takmaktan hoşlanırlar. Yanılmıyorsam Erbakan bile başbakanken bu ünlü markaların kravatlarını takardı.

Kravatın ilk ortaya çıktığı yer olarak Fransa gösterilirse de bu yanlıştır. Kravatı ilk kez Hırvatlar kullanmıştır. Yaklaşık 400 yıllık geçmişi olan kravatı, Hırvat kadınları savaşa giden erkeklerin boyunlarına başlarından çıkardıklar örtüleri özel bir düğümle bağlamışlardır. Bu örtülerin onları koruduğuna, uğur getireceğine inanmışlardı. Diğer taraftan da erkekler bu örtüler sayesinde aile bireylerinin kendileriyle birlikte oldukları inancını taşımışlardır. Sonraki yıllarda da kravat Hırvat asker üniformalarının bir parçası olmuştur. O yıllarda Hırvat askerleri Fransız ordusunda yer alınca bu özel boyun bağları Fransa’ya da girmiş ve “a la croate” denilmiştir. 30 yıl savaşlarının sonrasında Fransız subayları, kendilerini diğerlerinden farklı kılan boyunbağlarını günlük yaşamlarında da kullanmaya başlamışlardır. Kısa sürede de Fransız aristokrasisinde kravat moda olmuştur. Fransa Kralı XIV. Louis her sabah uyandığında hizmetkârları seçmesi için rengârenk kravatlar getirdiğini kaynaklardan öğreniyoruz.

Kravat, Osmanlıya batılılaşma hareketiyle, Tanzimat’ın ilanından sonra girmiştir. Osmanlı padişahları arasında Abdülmecit ilk kravatı takan padişah olmuştur. Başlangıçta İstanbul’da ilk kravatları devletin önde gelenleri ve aydınlar kullanmış, I.Dünya Savaşı sonrasında, alışılmış ve devlet memurları arasında yaygınlaşmıştır. Cumhuriyetin ilanından sonra kıyafet devrimiyle birlikte Türkiye’de kravat takanlar büyük çoğunluğa ulaşmıştır. Bununla beraber kravat takmayı zorunlu görenlerle reddedenler arasında çekişme de olmuştur. Kısacası her yeniliğe karşı çıkan, her şeyi Arabistan çöllerine bağlayan geri kalmış zihniyet kravat takmada bile ortaya çıkmıştır.

Türkiye’de 1970’li yıllardan sonra otoriteyi ve düzeni kabul etmeyenler çıkmış ve bunlar kravat takmayı reddetmişlerdir. Bunun önderliğini de ne gariptir ki, İtalya’da ayakkabı devi Suparga Başkanı Franco Bossisa başlatmıştır. Onun deyişiyle “ Kravat hiç bir işe yaramaz. Erkeklerin çoğu ilginç bir kravat seçeyim derken rezil oluyor. Beş yıl sonra kimse kravat takmayacak!”

Ne gariptir ki, kravatı reddedenler arasında kendilerini aydın sanan, entel geçinenler! ile bağnaz kesim! Bir araya gelmiştir.

Kravat takmanın da bazı kuralları vardır. Kravat bağlamak ciddi bir beceri ister. Oysa günümüzde bunu bile beceremeyenler, hazır bağlanmış kravatları boyunlarından geçiriverirler!

Kravatın ucu pantolon kemerinin alt hizasına gelmelidir. Ne uzun ve ne de kısa olmalıdır. Kravatın düğümü kolayca açılmalıdır. Astarı önden hiçbir şekilde görülmemelidir. Ayrıca ceketin cebine konulan süs mendiliyle de uyumlu olmadır.

Günümüzde dünyada 700.000.000’a yakın insan kravat kullanmaktadır. Bu yönde yapılmış istatistiklere göre yılda 800.000.000 kravat satılmaktadır.

Kısacası kravatın öyküsü üç aşağı beş yukarı böyledir. Ancak bazılarının kravatı reddetmesini ise hiçbir zaman anlayamıyorum. 



erdemyucel2002@hotmail.com  

Yayın Tarihi : 4 Aralık 2008 Perşembe 13:21:39


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
mehmet ersindigil IP: 84.62.11.xxx Tarih : 4.12.2008 18:28:17

Gençlik yillarimi hatirlattin hocam sen sagol.O tarihlerde tarlada bahcede gündüz calistiktan sonra,Genelde aksamlari yazlik sinamalarina giderdik.Tabiki Banyomuzu sakal trasimizi olduktan sonta temiz elbiselerimizi giyer birde kravatimizi taktik,mi keyfimize diyecek yok.Bütün gün calisip yorgunluk stresi üzerimizden atip sinama yolunu tutardik.Bence bu kravat meselesi insanin is gücü ile ilgilidir.Tabiki tarlada calisirken kravat takilmaz veya isci olarak zor sartlar altinda calisanlar kravat takmaz.Ha bu arada Turbana sahip cikan beyler neden kravat takar takim elbise giyerler onu anlamis degilim.Seriat ugruna Laik Türkiye Cumhuriyetini yikmak isteyen kesim her kim ise seriat giyseleri giyseler bence daha dogru olurdu.Hic olmazsa kim olduklarini daha iyi anlardik.Hem Türbana sahip cikacaksin hemde Laik Ülkelerin giysisini giyeceksin,Olacak sey degil.Kravati cok güzel tarif etmissin tesekkür ederim saygilarimla.


erdal geyikçi(köçek)..! IP: 78.186.14.xxx Tarih : 4.12.2008 19:22:34

merhaba erdem abi..köşenizi okuyunca bugün başımdan geçen bir olay aklıma geldi..sevdigim bir avukat abim,a.k.p den belediye başkan aday adayı olduğunu duydum.bende bayramlık takım elbisemi giydim hem kutlamaya,hemide yanında oluyumda belki birşeyler yaparım diye düşündüm.takım elbise kıravatsız olma biliyorsun erdem abi.birde belediye başkan aday adayının yanına gidiyorsun,ilk görünüş önemli.belki belediye başkanı olursa işe alır dedim:))beni tanıyanlar bu ne hal erdal dediler.bende eşşek aynı eşşek yalnızca semeri degişik dedim:))belki okul okumadım erdem abi.belki bir yerlerde koltukdada oturmadım.ama nerde nasıl davranacağımı ve nasıl giyinecegimide biliyordum:))inanın belediye başkanlığına aday adaylığını açıklıyab sn:av halis biçer abim,benim kişiliğimi zaten biliyordu.çünkü daha öncede PAKİSTAN için her evden bir battaniye kampanyasınada öncülük etmişti.benim gibi karşılıksız 1 ay boyunca,battaniye kampanyasında ekipte olan arkadaşlarımda yanındaydı..karşılıksız bende yanında olmalıyım diye düşünmüştüm..ama adam gibi giyinip,kıravatımıda takarak gitmiştim..saygılarımla.erdal geyikçi(köçek)...!