17
Haziran
2024
Pazertesi
ANASAYFA

Kubilay Olayını ve Sarıkamış Faciasını Toplum Yeterince Biliyor mu?


Geçtiğimiz günlerde Türk devrim tarihi ve askeri tarih yönünde iki acı olayı peş peşe yaşadık. Bunlardan biri Menemen’de Asteğmen Kubilay’ın şehit edilmesi, diğeri de Enver Paşa’nın kaprisi ve kış şartlarını bilmemesinden kaynaklanan Sarıkamış Faciası idi.

İzmir’in Menemen ilçesinde, mehdi olduğunu ileri süren Derviş Mehmet öncülüğünde bir yobaz güruhu 23 Aralı 1930 sabahı “Ey ahali din elden gidiyor. Şapka giyen kâfirdir.Yakında yine şeriat gelecektir .Bize kurşun işlemez” diyerek kasaba sokaklarında dolaşmaya başlamışlardı. Bu güruhu sözle ikna etmek isteyen Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay ile Hasan ve Şevki isimli iki bekçiyi şehit etmişti. Gözü dönmüş yobazlar yaralı Kubilay’ın başını keserek camiden aldıkları yeşil bayrağın sopasına geçirerek sokak sokak dolaştırmışlardı. Kısa sürede olay yerine gelen askeri bir bölük duruma hakim olmuş, failleri yakalanarak 18 gün süren mahkeme sonunda idam edilmişlerdi. Bazıları ağır hapse mahkum olmuş 40 kişi de suçsuz görülmüştü.

Bugün Menemen’e hakim bir tepe üzerinde Kubilay ve iki bekçi anısına bir anıt bulunmakta, bu anıtın altında da “İnandılar, dövüştüler, öldüler. Bıraktıkları emanetin bekçileriyiz” yazılıdır. Menemen’den geçerken her zaman bu olayı hatırlar, sebep olanlara lanet okur, Şehit Kubilay’ı rahmetle anarım.

Yakın tarihimizin ikinci faciası ise, I.Dünya Savaşı sırasında Sarıkamış’ta Allahuekber ve Sarıkamış dağlarında yaşanmıştır. Rus işgali altındaki Kars, Batum ve Ardahan’ı kurtarmak amacıyla, Osmanlı ordusunun başlattığı Sarıkamış Harekatında yazlık giysiler içerisinde on binlerce askerimiz silah atmaya bile fırsat bulamadan dağlarda açlık ve soğuktan şehit olmuştur. Enver Paşa Doğu Cephesi komutanlığını üstlenmiş, harekatı yönetmiştir. Buna rağmen dağları aşan 60.000’den 10’e düşen askerimiz Sarıkamış’a girmişse de bu başarı bir iki saat sürmüş ve 9.Kolordu teslim olmuş, Enver Paşa da geri çekilmişti. Bunun ardından Ruslar Erzurum ve Erzincan’ı ele geçirmiş. Doğu Anadolu’yu sürekli baskı altında tutmuştur. 1917 Rus Devrimi’nin gerçekleşmesi ile Ruslar geri çekilmişlerdir.

Niyetim tarih dersi vermek ve bilgiçlik taslamak da değildir. Bu olayların yıldönümünde, şeytan dürttü derler ya onun gibi bir şey merak edip birkaç kişiye Kubilay kimdir? Sarıkamış olayı nedir diye sordum. Aldığım cevaplar beni gerçekten çok üzdü. Tanığım bir usta, Atatürk’ün askeri dedi ve sözünün arkasını getiremedi. Bir hanım ise zabit mi, polis mi bilmiyorum dedi. Bu üzücü cevaplar karşısında sorumu değişik çevrelerde on, on beş kişiye yönelttim. Aldığım cevaplar üç aşağı, beş yukarı hep aynı idi. Bu kez açık öğretimi bitirmiş bir lise mezununa, bir de ortaokul öğrencisine sordum. Onlar biraz konuya yaklaşır gibi oldularsa da uzun uzun düşündükten sonra verdikleri cevap hiç de doyurucu değildi. Sonunda bizim apartmanın kapı görevlisi, beni şaşırtan yanıtlar verdi. Yanıtları doğru idi. Bunları nasıl öğrendin dediğimde ise; ben belgesel seyrederim, eşimi de bu konuda zorlarım dedi.

Bu örnekler gösteriyor ki, toplumun bazı kesimleri geçmişi ve tarihi ile hiç ilgilenmiyor. Kitap, gazete okumamasının yanı sıra bu konularla ilgili bilgiler veren televizyonların bazı programlarını da izlemiyor. Televizyonların topladığı eğitimsiz kadınlardan oluşan programlar, falan filan şarkıcıların showları ve pembe diziler şeklinde uzayıp giden düzeysiz diziler, magazin adı altında rezaletleri içeren olaylar onlar için çok daha önemli...

Cumhuriyetin ilk günlerinde Atatürk eğitimsizliğin bilinci içerisinde, toplumu aydınlığa kavuşturacak çareler arıyordu. Kurtuluş Savaşı’nın zor günlerinde Öğretmenler Kongresini toplamış ve öğretmenlere şöyle seslenmişti;

“Bu savaş günlerinde bile dikkat ve özenle işlenip çizilmiş bir milli eğitim program yapmaya emek sarf etmeliyiz. Milli eğitim programı derken, hurafelerden, yabancı fikirlerden, doğudan ve batıdan gelebilen bütün tesirlerden, uzak tarihi ve milli seciyemize uygun bir kültürü kastediyorum.”

Kurtuluş Savaşı’ndan sonra toplumun kültürünü arttırmak, onları eğitmek için halkevleri açıldı, Köy Enstitüleri kuruldu, yurt genelinde okuma yazma kursları düzenlendi. Ne yazık ki, Atatürk’ün ölümünden sonra, l950 yılında iktidara gelenlerin ilk yaptığı da onları kapatmak oldu. Oy uğruna kültür devrimi büyük ölçüde sakatlandı ve bu günlere gelindi. Böylece tarihini bilmeyen, televizyonların saçma sapan programlarına esir olmuş bir toplum, uygarlık adına yaratıldı.

Atatürk’ün “Çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkacağız” sözünü sık sık kullananlar, öncelikle o sözün anlamanı kavramaya çalışmalı, sonra da akıl ve bilimi ön plana almış olanların sözlerine kulak vermelidir.


erdemyucel2002@hotmail.com

Yayın Tarihi : 31 Aralık 2005 Cumartesi 12:49:49


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
ceyhan alkan IP: 81.213.176.xxx Tarih : 27.12.2006 19:15:22
bence söylediğiniz şeyler doğru.maalesef halkımızda milli şuur yok.bunu küçük yaşlardayken aşılamak gerekiyor ama okullarda tarihimizle ilgili bazı önemli konular geçiştiriliyor ve ya önemsenmiyor.ben tarihimize önem veren bir birey olduğumu düşünüyorum.4 yıl sonra inşallah öğretmen olabilirsem bunu öğrencilerime de aşılamak istiyorum.Saygılar...

ali kulakulkalaka IP: 88.252.135.xxx Tarih : 2.10.2007 13:39:32

aslında daha kısa bil giler isterim ben ögrenciyim cok uzunlar kısa ve öz olan ları yaa lütven


Hüseyin seyfi IP: 85.106.184.xxx Tarih : 20.08.2007 18:43:45
Her şeyden önce toplumu aydınlatacak olan, yerel ve ulusal basının yanında, görsel ve işitsel diğer yayn organlarıdır. Son zaman içinde buna internet de dahil olmuştur. Bu sayılanların,bilinçli yurtseverlilik ve sorumluluk içinde olmaları gerekir. Meselenin özü halkın biliçlendirilmesi ve aydınlatılmasıdır.Cumhuriyetin ilk yıllarını düşündüğümüzde,en kıt olanaklar içinde nice çabalar sergilenmiş, Türk halkı aydınlanma seferberliğine hep birlikte katılmıştır.Medyanın eğitici programlarına acilen ihtiyaç vardır.Değilse uyuşukluğun içine çekilmek istenen Türk halkı bedelini pahalı ödeyebilir.

Cem MANSUR IP: 88.228.70.xxx Tarih : 23.12.2007 11:22:47

Merhaba; ben bu mesajı size İskenderun'dan yazıyorum.Sayın Erdem YÜCEL tarihimizin iki önemli olayını çok güzel bir şekilde ifade etmeye çalışmışsınız bunun için size çok teşekkür ederiz.Sizin de belirttiğiniz gibi insanlarımız maalesef kadın programları ile,bizi her fırsatta en iyiyiz denilerek(tabiki çok iyiyiz ama)olayı farklı yönlere saptırıp yerimizden etmeye zorlayan dış güçler ve onların içeride ki destekçilerini göremiyor ve/veya görüyor ama bazı menfaat(ler)uğruna görmezlikten geliyor.Yani toplumca tarihimizden,kültürel değerlerimizden,sanat,bilim kısacası her alanda yabancılaştırılıyoruz.Sonunda doğru söylenilen bazı şeyler yanlış anlaşılıyor.Bir beyin göçü yaşanıyor açıkçası.Dilerim herkes bilinçlenmeye biraz daha aşık olur.Yazımı bitirirken size bu güzel yazınız ve düşünceleriniz için sonsuz teşekkür eder devamını dilerim.Ve ATATÜRK DİYOR Kİ: TARİHİNİ BİLMEYENİN COĞRAFYA'SINI BAŞKALARI ÇİZER.Coğrafyamızın yeniden çizilmemesi dileği ile SAYGILAR...


büşra büyükaydın IP: 88.240.183.xxx Tarih : 19.11.2008 18:10:48

bence biraz daha kısaltın


şenay bıdak IP: 88.252.175.xxx Tarih : 31.07.2008 11:05:03

sarıkamış olayında şehit olan binlerce askerimiz şimdi uğruna savaştıkları vatanının bu halini görseler eminim yaşamak istemezlerdi.discolarda köpük banyoları yapan kızlarımızı görmedikleri için çok şanslılar bence.O insanlar bile bile ölüme gittiler kimin için?sarıkamış romanını okuduğumda bir askerin gözleri kör olduğu ve arkadaşlarına,komutanlarına yük olmamak için intihar ettğni biliyrm kimin için tabiki de vatanı için lütfen onlar bizim için ölüme gittiler en azından onları anarak yaşatmak bizim boynumuzun borcu


fahrettin ASLAN IP: 88.229.9.xxx Tarih : 14.10.2010 00:03:44

sayın erdem yücel ben rizeden yazınızı okudum yazınızda dört konuya degınmış oldunuz .bunlar tarıhte yaşanan iki olay birde toplumun tarıhe olan ilgisizlıgı.ve televizyon programları.bunlar hakkında yazdıklarınıza katılıyorum.fakat tarıhin bilinmemesi ve  nedenleri ben sahsen osmanlı döneminden sonra yazılmış tarıhe inanmıyorum çünki dedelerimizin anlattıklarıyla kıtaplarda yazılanlar arasında daglar kadar fark oldugu kanatındeyim.cumhuriyet kurulmadan önce yaşanan bir çok olay ve hadiseler malesefki şaibelerle doludur.bakınız tarıhte en acı olay olan sarıkamış olayları hakkında şü bir gerçektır evet enver paşa komutasına baglı askerler yazlık elbiselerle idi bu dogru fakat enver paşa kış şartlarını önemsemedigi yanlıştır.enver paşa kış şartlarının o bölgede çok çetın oldugunu düşünerek istanbuldan 3 sivil gemiyı kışlık giyecek erzakla doldurtup yola çıkartmıştır.ancak gemilerı rus deniz kuvvetleri batırmıştır buraya bir nokta koyup anlatacagım mevzuya dikkat çekmenizi rica ediyorum.olaydan önce ruslar  turk limanlarına sürekli şü uyarıyı yapmaktadır.kara denize rast gele mayın bırakmışız bu nedenle geçe gemilerle seyır yapmayın aksine mayına çarparsınız.bu uyarı belgeleri turk sivil liman iderelerınden istegim üzerine okumam saglanmıştır belgelerdeki tarıh 1914.5.6.ve .17 yani dört yil boyunca ruslar sürekli bu uyarıyı yapmışlardır.şimdi rusların bu dostane uyarısi karşısında neden enver paşanın erzak taşıyan 3 sivil gemisini vurup batırdı?gemilerın askeri erzak taşıdıgını kim ruslara bildırdi.şünü söyleyebiliriz rus ordusu ile savaş halindeydik evet bu dogru ancak ruslar işgal altına aldıgı turk topraklarında asla sivillere zarar vermemiş ve vermekte istemezdi ancak her nedense ilk defa ruslar sivil gemilerımıze saldırdı ve batırdı.işte şaibeler bundan sonra başlıyor.edindigim bilgiye göre sarı amış olayı öncesi enver paşa ingilizlerle anlaşmak için masaya oturur ingilizler şartlarını sıralamaya başlarlar bunlardan biride turk ordusunda görevli musatafa kemalı lider yapılmasıydı ingilizlerın bu şartına evet diyen enver paşa yine ingilizlerın şartlarını sirasiyla evet demektedir ancak iş turkiyeye verilecek olan cografya harıtası konusunda tartışma başladı anlaşma saglanamayınca enver paşa kızarak harıta konusu asla kabul edilemez diyerek tüm şartalanizi iptal ediyorum diyerek toplantıyı terk etmıştır.ve hiç bir anlaşma yapılamamıştır ingilizler bıyık altı gülerek sen görürsün gibi tavırlar yapmışlardır.yıllar sonra enver paşa sarı kamış olayı patlak vererek imajının sıfıra düşması saglanmıştır.ingilizlerın ilk istegı olan mustafa kemal turkiyede lider yapılmıştır.daha sonra mustafa kemal komutasındaki ordu ege sakarya savaşları sonrası bu ülkeye çagdaşlık getırebilmesı için osmanlıdan kalma 400 bin imanlı askerı ortadan kaldırabılması için çanakkale savaşını ingilizlerle anlaşmalı olarak başlatmıştır bu savaşdan sonra artık ona karşı çıkacak hiç bir güç kalmamışitır ve ilke ve inkılaplari yürülüge sokmaya başlamıştır.ülkede kalan nufusun çogunlugu yaşlıdır ve bundan sonra gelişecek olayların yaşlı nufusun algılayamaması için arapça yazı kaldırılmış yerine turkçe yazı getırılmıştır.ve millet artık ne gazete okuyabiliyor nede başka haber kaynaklarına ulaşma imkanları olmamasi ilke ve inkılapların ülkeye rahatlıkla sokulması saglanmıştır.ilke ve inkılaplara karşı çıkan orta yaşlı bazı kişilerınde başını kopartmışlardır.tüm bu olayların başlaması taki osmanlı devletının yıkılmasından başlamaktadır.çünki osmanlı gittıgı her yere islam dinini yaymakta adalet ve özgürlük gertırmekte idi bu durum karşısında yahudi ve hiristıyan olan devletler osmanlının bu şekilde ilerlemesi ve hiristıyanlıgın zamanla ortadan kalkaçagı düşüncesiyle osmanlının yıkılması gerektıgını düşünmüşlerdır.ve bunu yıkmayı başarmışlardır.bu başarının arka yüzünde çok sayıda turk vardır.