2
Haziran
2024
Pazar
ANASAYFA

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda Korsan VCD Satışı!..


Kültür Bakanlığı’nın Turizm Bakanlığı ile birleştikten sonra bakanlıkta akıl almaz olumsuzlukların birbirini izlediğini yazılı ve görsel basından hayretle, ibretle izliyoruz. Ortaya çıkan her yeni olay bir öncekini bastırıyor. Müze ve kütüphanelerde çalışanların sıkıntıları, ulusal ismi altında müzeler arasında ayırım yapılması, bazılarının valiliklere ve yerel yönetimlere devredilme çalışmaları bunların başında geliyor. Bilimsel kuruluşlar olan müzelerden, ulusalların! başına, müze başkanı ismi altında müze-bilim eğitimi almamış olanların atanması tartışılırken, bu kez de yeni gündem yaratıldı; bakanlığın koridorlarında korsan VCD satışları yapılıyormuş!..

Kanal D Televizyonu akşam haberleri sırasında, Kültür ve Turizm Bakanlığındaki çay ocağında korsan VCD satışının el altından nasıl yapıldığını gösterdi. Ertesi gün de birkaç gazete konunun üzerine eğildi. Televizyon görüntüleri inanılacak gibi değildi, kameraman ve muhabir bakanlığın koridorlarında dolaşıyor, karşılaştığı memurlara, nerede VCD satışı yapılıyor diye soruyordu. Hepside bakanlığın yasal bir birimini tarif edercesine, “ikinci katta çaycıda” diye yanıt veriyordu. Ardından Kanal D kameramanı çay ocağına yöneliyor, çaycı da çekmecesinden istenilen VCD’yi çıkarıp veriyordu. Böylece bakanlık çaycısından istediğiniz VCD’ yi, bandrollü olanlar bir yana piyasada korsan olarak satılanlardan çok daha ucuza satın alınıyordu!.. İşin garip yönü de korsan VCD’leri önlemekle yükümlü olan bakanlık personelinin de buradan alış veriş yapması idi.

Kültür ve Turizm Bakanlığı, fikir ve sanat eserlerini üretenleri korumak, korsan satışlarla mücadele etmek gibi bir görevi üstlenmişti. Piyasada bu işle uğraşanlar, alın teri dökenler yıllardır korsan üretimden şikâyetçiydiler. Bakanlık bunun için, birkaç yıl öncesi bir bandrol sistemi ortaya koymuş ve böylece korsan yayıncılığın, önünü keseceğini sanmıştı. Bunun içinde İl Kültür ve Turizm Müdürlüklerine bu konuda çıkan yasa gereği bazı yükümlülükler getirmiş, güvenlik güçleri ile birlikte bu haksız kazancın önüne geçilmesini, sanatçı, yazar haklarının korunmasını istemişti. Gelin görün ki, sokaklarda korsan yayınlar CD ve VCD’ler yine de peynir ekmek gibi satılıyordu. Bazıları han odalarında, dükkânlarda toplu halde tutuluyor, simsarları sokaktaki insanın önünü keserek “Abi şu var, bu var, porno filmi var” diye işin pazarlamasını bile yapmaktadır.

Fikir ve Sanat Eserleri Yasası ve yasanın uygulanması için çıkarılan yönetmeliklere rağmen korsan CD ve VCD’ler Kültür ve Turizm Bakanlığı içerisinde serbestçe satılıyordu. Akıl alacak iş değildi ama bunlar gerçekti!.. O zaman insanın aklına herkesin söylediği bir söz geliyordu; burası Türkiye, her şey olur!..

Gerçekten bu kadarına pes!... Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda kaçak VCD satışları!...

Bu arada aklımıza bir soru takıldı; acaba piyasadan arada sırada toplanan VCD’leri bakanlık bünyesi içerisinden birileri el altından satıp köşeyi mi dönüyorlardı!.. Hemen herkesin bildiği gibi Türkiye, Özal döneminden sonra işini bilenlerin köşe döndüğü bir ülke olmuştu. Ne var ki, daha bu yazıyı yazmaya başlamadan yanıldığımı anladım. Bakanlıktan aldığım duyumlara göre, toplanan VCD ve kaçak yayınların hemen imha edildiğidir. Bu imha işleminin nasıl olduğunu bilmiyorum ama satılanlar, anladığım kadarıyla piyasadan toplananlar değilmiş...

Bakanlıkta VCD satışlarını yapan çaycı da uyanık biri olmalı; O da köşe dönme yarışına çay kaynatarak başlamış. Adamcağıza kızmamalı, belki de gördüklerini yapmaya çalışıyordur. Devlet dairelerinde çay ocağı işletmek öyle kolay bir iş değildir. Çay paralarının toplanması da ayrı bir derttir. Devlet bürokrasisi ile uğraşanların acaba çay parasını ödemeyi düşünecek, zamanı mı var!.. Sırtı kalınlardan çay parası istemek ayrı bir cesaret ister; işin içerisinde “Hadi lan ne parası” diye azarlanmakta vardır. Bu nedenle de çaycının kendisine yan gelirler sağlamasını da ayıplamamalıdır. Sanırım bu tirajı-komik olayda kabak çaycının başına patlamış veya patlamak üzeredir.

Basından öğrendiğimiz kadarı ile bu satışların yapıldığı çay ocağı Bakanlığın Müsteşar Yardımcısının odası ile aynı koridorda bulunuyormuş. Ayrıca bu müsteşar yardımcısına da Sinema ve Telif Hakları Genel Müdürlüğü bağlıymış..

Dünyada en baba hortumcuların, çıkarcıların olduklarını farz ettiğimiz ülkelerde bile böyle bir komedi olmaz. Bir bakanlık düşünün; korsana karşı etkin olmak, yazar, sanatçı haklarını korumak için bir yasa çıkaracak, yönetmelikler hazırlayacak. Sonrada kadrosuna, atadığı kişilerin kapasitesine, bilgi dağarcığına bakmadan, kaçak kitap ve DVD, VCD satanlarla mücadeleye kalkışacak. Sonra da kendi koridorlarında bunların kaçak satışı yapılacak!..

Şimdi gel de Aziz Nesin’in aramızda olmadığına hayıflanma... Emin Çölaşan’ın sık sık kullandığı bir sözü, zaman zaman yaptığım gibi yinelemek isterim; Pes vallahi!..

Geçmiş günlerin tarikat yaşantısında tevhidhanelerin, semahanelerin kapıları üzerine koca koca harflerle “Edep Yahu” diye ibareler vardı. Bu sözcük, lâubalî davranışları görünen dervişlere bir nevi ihtar anlamını taşırdı. Günümüz bürokrasisinin ehli tarikata biraz yakınlık duyduğunu farz edersek, Kültür ve Turizm Bakanlığı koridorlarına da böyle bir levha asılsa acaba nasıl olur diye düşünmekten kendimi alamıyorum.

Gerçekten Edep Yahu!..



erdemyucel2002@hotmail.com
Yayın Tarihi : 25 Mart 2006 Cumartesi 11:28:30


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
selim namer IP: 85.104.5.xxx Tarih : 27.03.2006 23:08:46
SN:Erdem bey,yazılarınızı dikkatle okuyorum.çok beğeniyoruz.AİLECE,değindiğiniz porno cd satışları çok gerçekçi,bu arada değinmeden geçemiyeceğim,internette çocuk oyunları diye KANAL D nin sitesinde 06-12 yaş oyunları var ve burada porno oyunlar,da var birazda bunlara engelleme koysalar. Daha sağlıklı toplum ve edepli çocuklar yetişmez mi?Birazda bu konuyu lütfen irdeleyin. TEŞEKKÜRLER.