15
Haziran
2025
Pazar
ANASAYFA

Kurban Kim?

Kurban Bayramında başta büyük şehirlerimiz olmak üzere yine bildik, ancak istenmeyen görüntüleri izledik; bazılarına güldük, bazıları üzerinde acı acı düşündük.... Cehaletimiz bir tokat gibi yine yüzümüze acımasızca vurdu. İslamiyeti bilmeyen, kendilerini Müslüman sanan canavarlar yine ortaya çıkıp etrafı kan gölüne çevirdi. Hayvan hakları, Hayvanları Koruma Kanunu yine din uğruna katledildi. Birbirlerini acımasızca öldüren insanları her zaman yazılı, görsel ve internet basınında görüyor, nasıl da acımasızca bazılarını öldürüyor, testere ile başını kesiyor diye düşünüyoruz. Küçük yaşlarda, sadist duygularla hayvanları öldürenleri, kan göllerini gören çocukların ilerideki yaşlarda neden canavarlaşıyor diye hiç düşünmeyin. Sorunun kaynağı apaçık ortada…

Yinelemeye hiç gerek yok ama biz yine basından gördüklerimizden birkaç örnek verelim;

İstanbul’da kurbanlıkların kanları Boğazda her zaman olduğu gibi çirkin görüntüleri yineledi. Deniz kana bulanmış, o güzelim mavinin yerini kan kırmızıları almış!..

Kızgın boğa ile bir buçuk saat süren bir düello yapılmış, sonunda uyuşturucu iğnelerle boğa etkisiz hale getirilip boğazlanmış… Aslında boğa basının yazdığı gibi düello etmiyor, can pazarı yaşıyor. Bu arada kasabı değil cellâdını da yaralıyor. Helal olsun boğaya…

Canavarın biri kaçan boğayı yakalayamayınca önce arka ayaklarına dizlerinden, sonra da ön ayaklarından keserek boğazından bıçaklıyor!..

Gerçekte büyük şehirlerde görülen bütün bu çirkin görüntüler, kırsal kesim yaşantısını göç ettikleri yerlerde uygulamaya çalışan, ikilem içerisinde kalmış insancıkların işi… Başka bir deyişle büyük şehirlerde yaşamayı bilmeyen, kırsal kesimi şehirlere taşıyanlarca yapılan çirkin olaylar. Kuşkusuz, onlara göz yuman oy avcıları da en az onlar kadar bu çirkinliklerde pay sahibidir.

Acemi kasaplar arasında kurban yerine her yıl olduğu gibi kendini kesenler, hacamat edenler de var. Bayramın ilk günü bıçak, satır, balta ile 2365 kişi kendisini yaralamış. Bu arada çeşitli illerde dört kişi de kurban kesilirken kalp krizi, beyin kanaması geçirerek hakkın rahmetine kavuşmuş…

Artvin’de emekli bir öğretmen (yıllarca nasıl öğretmenlik yapıp öğrenci yetiştirmiş!) oturduğu evin 11. katında beslediği ineğini aşağı indiremeyince oracıkta kesivermiş… Allah gecinden versin, bir gün emri-hak vaki olduğunda mutlak cennette mekânı hazırdır!..

Kurbanını elinden kaçıranlara ise vatandaşlar topyekûn yardımcı olmuş, canla başla canını kurtarmaya çalışan hayvanları helak etmiş… Hayvanları koruma Kanunu’na göre kurbanlıklara kötü muamelede bulunanlara 336–672 TL arasında ceza kesiliyormuş. Çevre Kanunu’nun 8. maddesince de kaçak kesim yapan kişiler 69-775 TL arasında değişen para cezalarına çarptırıyormuş!..

Gazetelerin birisinde ilginç bir fotoğraf vardı; iki genç kız aralarına aldıkları ve boynuzlarından tuttukları bir kesik başı götürüyorlar…

Birkaç gün önce televizyon ekranlarına çıkan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı kesilen ceza miktarını ilan etti. Çiğnen yasalara rağmen devede kulak!..

Hayvan boğazlayanlar da kendi açılarından haklı; kurban benim değil mi ister keserim, ister beslerim diyorlar!.. Bazıları küçük çocuklarını bile kesilen kurbanlığın başına götürüp onlara kan kokusu aldırmış… Uzmanlar istedikleri kadar çocukların gözleri önünde kesim yapılmamasını söylesinler. Kim dinler!.. Küçük yaşta kesici aletle tanışan, ileriki yaşlarda karşılaştığı olaylarda şiddete başvuranlara hiç kızmayalım…

Kurban bayramının ilk gününde bayram namazından çıkanlar, çevresindekilerle bayramlaştıktan sonra arsalarda, caddelerde, otoyol kenarlarında kurbanlıkları kesmeye başladılar. Oysa daha birkaç gün öncesi geçim sıkıntısından söz edenler, kurbanlık fiyatlarının yüksekliğinden dem vuranlar yanılmışlar. Zengininden yoksuluna kadar çoğu insan ne yapıp edip kurbanını kesmeyi başarmış. Bayram öncesi kurbanlıklar da kriz kurbanı diye başlık atan gazeteci arkadaşlar anlaşılan bir kez daha atlamışlar… Aferin onlara… Bu arada kurban parası bulamayanlar bayram öncesi nafile orucu tutup kurban kesmişçesine huzura kavuşmuşlar.

Kısacası yasak dinlemeyen bir toplum olmakla ne kadar övünsek azdır. Bu arada kurban görüntülerini bizler gibi gören Avrupa Birliği üyeleri bizleri nasıl birliğe kabul edecek doğrusu çok merak ediyorum…

Sırası gelmişken Kurban Bayramında asıl kurbanlıkların kim olduklarını sorgulamanın da zamanı geldi sanırım.

Kurban Bayramında buruk bir bayram geçiren, yakınların mezarları başında terör şehitlerinin aileleri gözyaşlarını akıtırlarken asıl kurbanların kim olduğunu acaba düşündüler mi?

Açılım diye K.Iraktan, PKK üniformaları ile gelenlerin karşılanışlarını, yargılanışlarını, daha gelecekler için hazırlanan barınakları düşündüler mi? Açılım olacaktı da bizim çocuklar neden kurban oldular diye kafalarında soru kıvılcımları çaktı mı?

Ne olduğu hala anlaşılamayan açılım tartışması yapılırken İstanbul Küçükçekmece ‘de PKK’lıların attıkları Molotof kokteyli ile vücudu yanan, hayatı kararan 17 yaşındaki Serap Eser kurban sayılmaz mı?

Sıkıntı ve geçim zorluğu içerisinde meydanlara çıkıp yarım yamak grev yapan kamu çalışanları birer kurban değil mi? Onların dışında bayrama parasız, işsiz girenler kurban değil mi?

Batılı ülkelerin emeklileri, rahat koşullarda aldıkları emekli aylıkları ile dünyayı gezerlerken, yiyecek, yakacak, faturalarını ödeyememe sıkıntısındaki bizim emeklilerimiz de kurban sayılır mı?

Her bayram yaşanan, her yıl daha da ağır bilânçonun ortaya çıktığı ve çoğu cehaletten kaynaklanan trafik kazalarında yaşamlarını yitirenler kurban sayılmaz mı?

Devleti yönetenler arasında aşı olalım mı, olmayalım mı tartışması yaşanırken domuz gribinden ölenler kurban sayılır mı?

Kurban etinin boğazına takılmasıyla boğulan çiftçi de kurban mı?

Tüm yurtta kaybolan ve bulunamayan onlarca çocuk kurban değil mi?

Yabancılardan ve yakınlarından cinsel tacize uğrayan çocuklar da cinsel eğitimsizliğin kurbanı değil mi?

Ailelerin cehaletinden veya maddi olanaksızlıklardan eğitim imkânı bulamayan çocuklar da kurban sayılmaz mı?

Bu arada Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı gücü yeten kadın kurban kesebilir fetvasını vermiş!..

Kısacası bu bayramı da beceremeyip yüzümüze gözümüze bulaştırdık. Helal olsun onlara!..

Sanırım asıl kurban canını kurtarmak için kaçmaya çalışan hayvanlar değil de bizleriz!..

Eski bayramların daha güzel olduğu söylenir. Bayramlarda küskünler barışır, insanlar sevgiyle birbirlerine bakar, kavgalar sona erer, maddiyatçı düşünceler kafalardan silinip atılırmış… Oysa bizlere örnek olması gereken Başbakanımız, bayram namazı sonrası YÖK kararını iptal eden Danıştay’dan, muhalefetten, grev yapan memurlardan, yandaş olmayan basına kadar ver yansın edip her muhalif kesimi bir güzel fırçalamış!..

Ne denir? Bizde bayram dediğin böyle olur…


erdemyucel2002@hotmail.com
 

Yayın Tarihi : 30 Kasım 2009 Pazartesi 11:54:32


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Metehan Metehanoğlu IP: 78.161.62.xxx Tarih : 30.11.2009 15:22:39

Sayın yazar çok güzel noktalara değinmişsiniz. Bu görüntülerin, ne din ile ne de bayramla bir ilişkisi olamaz! Kurban ya da adak kesiminin de bir usulü ve yöntemi var. Görüntülerin, bırakın çocukların psikolojisini bozmasını, büyüklerinkini bile bozacak nitelikte olduğunu söylemeye gerek var mı? Başbakanın, kravatsız pozla, Danıştay kararlarına veryansın etmesine gelince... Anayasada yer alan kuvvetlerin ayrılığı prensibine rağmen, YASAMA ve YÜRÜTME'den sonra YARGI'yı da tamamen ele geçirme emelleri olanların, bu karardan hoşlanmayacağı açıktır. Sivil dikta ülkeyi tamamen ele geçirmek üzeredir. Milli takımdaki TEK SEÇİCİ gibi RTE de, AKP içinde ve ülkede tek seçici durumuna gelmiştir. Bu gidiş iyi bir gidiş değildir, herkesin aklını başına alması lazımdır, zira yarın geç olabilir!


Gökhan IP: 88.236.154.xxx Tarih : 2.12.2009 18:10:22

Sayın hocam,değerli yazılarınızı birer öğüt gibi okumaya devam ediyoruz.Uzun zamandır sorguladığım bir düşünce var.Nasıl olurda bir inanç ticari eylem ya da faaliyetleri barındırır?Sonuç,sosyalleşen her düşünce siyasallaşır.Hatta daha da ileri gidersek din gibi düşünceler de bu kapsamda kolayca ticarete dönüşebilir. İnsanları saf temiz bir Allah inancından uzaklaştıran şey, dogmatik düşünceler ile örülmüş ve alakası olmadığı halde din adı altında dayatılmış hastalıklı uygulamalardır.


Mehmet Ersindigil IP: 84.62.13.xxx Tarih : 30.11.2009 18:03:23

Önce Kurban Bayramini candan kutlar sana ve Ailene ve Türkiye Halkina nice mutlu bayramlar dilerim Hocam.Yazili görsel ve internet basinindan ögrendigim kadari ile yapilan kurban kesimlerinde hic helal olmayan kesimler görülmüstür.O kurban secilen hayvanlarin ne derecede iskence yapilip kesildigini gördügümde severek yedigim etten tiksindirdi beni.

Kurban niyetinde kesilmesi gereken hayvanlar tamamiyla katliam denecek sekilde telef edilerek öldürülmüslerdir.Demek oluyor,ki kurban bayrami sadece Türkiyede böyle olur dercesine kanitlamistir.Türkiyede,ki Ceza kanunu kimlere isledigini anlamakta güclük cekmekteyim.

Terör yapanlar,Asker Polis,Halktan kücük büyük demeden katledenler merasimle karsilanmaktadir.Jet hiziyla mahkemelere cikartilip serbest birakiliyorlar.Bunun anlami nedir,Sayin Hükümet büyüklerimiz  Halki terörist olmaya davet ediyor hissine kapilmaga basladim.

Vatanini savunana korumaya calisana sevene ceza var.karsi gelene hasar yapana öldürene jet hiziyla mahkeme ve serbest.Allah bilir Devlet tarafindan  belki,de koruma,da para,da verilmektedir.Bir Vatandas olarak Vatanimda nasil yasayacagimin endisesindeyim.

Bir terör örgütünün yildönü kutlamalari yapip,ta Karakollara molotof kokteyli atiyorsa Halka gözdagi vermek istiyorsa Halki kim koruyacak.Asker Polis yakaliyor Mahkemeler serbest birakiyor.Peki Sehitler, Gaziler,Halk kimden hesap soracak.Türk Ceza Kanunu kimler icin isleyip islemedigini Devlet aciklasin.

Biz Halk olarak yol yakinken neler yapmamiz gerekir ona göre haraket edelim.Atese karsi benzinle,mi  gidecegiz yoksa,kursuna karsi silahlanipta,mi gidelim.Her ikisine,de karsi bir vatandasim,Ama baska care kalmadiysa yapacak baska birsey yok demektir saygilarimla.