18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Kürt Sorunu mu? PKK Sorunu mu?

Önünüze çıkan rastgele birine, Türkiye’nin en önde gelen sorunu nedir diye soracak olsanız; alacağınız yanıt üç aşağı beş yukarı aynıdır; Kürt Sorunu!.. Oysa burada yanlış bir görüş, topluma pompalanmaya çalışılıyor veya bilinçsizlik insanları bu yöne itiyor. Yüzyıllar boyunca birlikte yaşayan, aile bağları kuran ne Türklerin ve ne de Kürtlerin aralarında sorunlar bulunmuyor. Türkiye’nin asıl sorunu PKK ve ona bilinçsizlikten veya korkudan arka çıkan Kürtlerdir. İmralı’daki adamın (!) 31 Mayıs’tan sonra ben yokum demesiyle birlikte PKK saldırıları Güneydoğu dışına taşarak büyük şehirlere kadar ulaştı.

Siyasilerin yanlış tutumları bu çatışmayı da bir bakıma körükledi. Açılım, açılım diye günlerce insanlar oyalandı ve sonunda dağ doğura doğura fare doğurdu. Açılan bir televizyon kanalı dışında da gözle görünür bir şey olmadı. Olamazdı da zaten… Türkiye’de yaşayan insanlar arasında ne din ne mezhep ve ne de etnik köken olarak bir ayrıcalık yok... Türk kökenli hangi haklara sahipse diğerleri de aynı hakka sahipler…

Açılım diye taviz verilmeye kalkılınca Türkiye’nin bütünlüğüne gölge düşürecek talepler, istekler meclisteki uzantılarından gelmeye başladı. Bazı milletvekilleri miting adı altında birlik ve bütünlüğü bozacak toplantıların hep ön saflarında yer aldılar. İçlerinden en saldırganlarından birisi, genç çocuklardan oluşan topluluğa anlayacaklar, anlayacaklar diye nasıl kin kustuğunu televizyonlarda izlemiştik… Ne yazık ki, bu insanlar memleketin her türlü hakkından yararlanıp yüklü maaş ve ödeneği de bu milletin sırtından alıyorlar… Ya kendiliğinden ya da aldıkları emirler doğrultusunda bölücülüğün kışkırtıcılığın dik alasını yapıyorlar.

İçeriden ve dışarıdan yapılan tahrikler, kışkırtmalar memleketi etkiliyor, insanlar ölüyor veya yaralanıyor. Onların ise tuzları kuru, her mitingin başını çekip uluorta konuşuyorlar… Oysa onlara en gerçekçi yanıtı, kısa bir süre önce Halkalı’da askeri servis aracına yapılan hain saldırıda eşini yitiren Kardelen Elif öğretmen vermişti; “Ağlamayacağım… Bu bayrak gönderde kalacak. Kızım da asker olacak, kadın pilot olacak, babasının izinden gidecek.” Ardından da hemen eklemişti; “Ben kürdüm, benim adıma, Kürtler adına eylemlerden uzak durun.”

Gerçekte anlayana en güzel yanıtı Elif öğretmen vermişti… Türkler, Kürtler, Aleviler, Sünniler, Ermeniler, Rumlar, Yahudiler, Lazlar, Çerkezler, Araplar, Abazalar, Zazalar, Süryaniler bu memleketin kültürüdür ve bu topraklarda birlikte kardeşçe yaşamalıdırlar. Kışkırtıcılar bunu istemiyor, insanların çatışmaları kendi çıkarlarından yanadır…

PKK yandaşları neler istiyor?

İçerisi doldurulamayan açılım sözleri terörist saldırılarını daha da arttırıp onları cesaretlendirdi mi? Tartışılacak üzerinde durulacak bir konu…

Yakalanan teröristlere baktığınızda içlerinde Iraklı, İranlı ve Suriye uyrukluları da görüyorsunuz. O zaman PKK kimin taşeronu? Onlara askeri ve parasal desteği kimler sağlıyor?

İmralı’daki adamdan direktif aldıklarını söylemekten kaçınmayan siyasiler var. Onunla görüşmeye, anlaşmaya oturulmasını öneriyorlar!.. Yaptıkları eylemlerle Türkiye’ye tüm isteklerini kabul ettirmek istiyorlar. Utanmasalar İmralı’dakini meclise sokalım, başımıza getirelim bile diyecekler… Belki de ortamı kolluyorlar.

Anayasa’nın vatandaşlık kavramını engel olarak görüyorlar. Şimdilik bölgesel özerklik ve daha da güçlendirilmiş yerel yönetimlerden yanalar ve bunu her fırsatta söylemekten kaçınmıyorlar. İmralı’dakinin daha önce söylediği gibi kendilerine özel sağlık, eğitim ve Kürtçe eğitim verilmesini istiyorlar. Oysa öğretmenleri, doktorları ve iş yapmak isteyenleri bölgeden kaçırıyorlar… Bu arada kendi ordularını kurmayı bile ortayı koyuyorlar. Ardından da Türkiye’den ayrılmayı düşünmüyoruz diyorlar.

Ne ala memleket…

Türkiye mali desteğini sağlayacak ve adı özel yerel yönetim diye ayrı bir devlet!.. Türkiye’nin her imkânından yararlanacak, her yerinde çalışılacak, iş aş bulunacak sonra da özel yerel yönetim anlayışı diyecek…

Ne denir; kargalar bile güler…

Sıkıya gelince kanlı eylemlerini sürdürecek, kendi vatandaşlarını bile katletmekten geri durmayacaksın, ardından da ezilmiş edebiyatı yapacaksın…

İnsanları birbirine düşürmek için elden gelen ardına konulmuyor. Daha geçenlerde Şeyh Sait’i anma gününü bili kutlamadılar mı?

TUSİAD “Silahlar sussun, herkes konuşsun” derken, Diyarbakır barosunun öncülüğünde bir araya gelen sivil toplum örgütleri “PKK ateşkes ilan etsin” çağrısında bulundu. PKK zaman zaman ateşkes ilan ediyor ama ne zaman? Ya kışın zorlaştırdığı koşullarda, ya ağır darbe yediklerinde… Toparlanır toparlanmaz da hemen harekete geçiyorlar.

Gerçekten bir Kürt açılımı yapılacaksa öncelikle terör örgütü silahlarını bırakmalı, yapmış olduğu baskınlardan, katliamlardan, meclisteki uzantıları da tehditlerden vazgeçmek zorundadır. Kürt sorunu yıllar yılı oyalamalardan ve kan dökülmesinden öteye gidemez, bazı dış desteklerin de ekmeğine yağ sürer. Aksi halde daha çok bedel ödenir.

Güvenlik zirvelerinde bu konuda çözümler aranıyor. Bu arada bazı yerli yersiz çözümler bile üretiliyor. Bahçeli köşke çıkarak “İdam cezası yeniden gelsin” diyor. Devlet Bakanı sınır yeniden düzenlensin derken ortaya bir de Rize Belediye Başkanı çıkıyor ve kendince, ibreti alem biçimde yol gösteriyor: Kürt sorununun çözümü için hasımlık yerine hısımlık önermiş… Hısımlığın gelişmesi için ülke gerçeği (!) olan ikinci eşlerin Doğu’dan alınmasını önermiş. Kanunlarımız buna müsait değildir ama maalesef Türkiye’de oluyor. Ardından kendince bir takım inciler (!) sıralamış; Güneydoğu’da ikinci eşin yaygın olduğunu belirterek bu doğunun kültüründe vardır, bunu teşvik edelim sorunları daha sorunsuz çözeriz diye buyurmuş!.. Ola ki ileri görüşlü çözüm üreten Belediye Başkanı’na da doğudan talep gelir, biz de ikinci eşi sizin oralardan almak istiyoruz, hısımlığı arttıralım derse ne diyecek?

Gerçekten çok merak ediyorum…

erdemyucel2002@hotmail.com
 

Yayın Tarihi : 1 Temmuz 2010 Perşembe 22:44:32
Güncelleme :1 Temmuz 2010 Perşembe 22:50:06


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
melike IP: 85.110.81.xxx Tarih : 1.07.2010 23:02:24

kandili almaya hükümet bir niyetlense sorun falan kalmayacak...


Gökhan IP: 88.241.43.xxx Tarih : 5.07.2010 12:36:14

Değerli hocam, ülkede bir Kürt sorunu vardır doğrudur. Bu topraklarda kürtler,ermeniler özellikle,Ruslar (çarlık Rusyası) ve İngilizler tarafından önce Osmanlı ya sonra Türkiye Cumhuriyeti ne karşı hep kışkırtılmıştır.Bu dış güçlerin amacı ülkeyi bölmek ve  ortaya çıkacak küçük ülkeleri denetimlerinde tutarak o toprakları her şekilde sömürmektir.Çok daha iyi bilirsiniz,  Kurtuluş Savaşını Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde kazanıp kararlı genç bir Cumhuriyet olarak ortaya çıktığımızda sınırlarımız dışında kalmış bir Musul-Kerkük Türk bölgesi vardı.Atatürk bu iki bölgenin de Türk yurdu olduğunu savunup Misak ı Milli sınırları dahilinde olduğunu belirtse de malesef uluslararası platformda konu kabul görmedi.Tam bu sırada bölgede çıkan ayaklanmalar da bu Türk yurdunun misak ı milli sınırları dahilinde olmasını engelledi.Zaten 1.Dünya savaşında amaç bu bölgelerde birer kukla devletçiği olmaktan öte gidemeyecek Ermeni ve Kürt devletçikleri  projelerini hayata geçirmekti. (özellikle Batı nın) Bu plan hiç bir zaman terk edilmedi. Bugün uğraştığımız pkk olayı da o planların günümüze yansımasıdır. O bölgedeki enerji doğal enerji kaynaklarını tam anlamı ile kullanamıyoruz terör belasından dolayı. Bu bakımdan sorun pkk sorunu değil kürt sorunudur.Kürtler cumhuriyetin ilk yıllarından bugüne kadar, istedikleri her iş kolunda faaliyet göstermişler,istedikleri memuriyetlere girmişler ve siyasal,sosyal,ekonomik hayatın her yerinde aktif olarak bulunmuşlardır.Öyle ise sorun bir geçim ve sosyal hak sorunu değildir. Kimse kendini kandırmasın.Bir kısım kürt grubu açıkça Batı nın oyunlarına alet olmaya devam ederek devlete baş kaldırarak ülke topraklarından bir parça koparma sevdasındadır.


yasar ertas IP: 94.101.46.xxx Tarih : 8.07.2010 12:26:34

Sorun ne kürt sorunudur ne Pkk. sorunudur Sorun türk sorunudur osmanli linin yikilisindan sonra türk milletini bir araya getiren degisik toplumlarin  osmanli zenginliginin simarik  pasa cocuklariyiz  Babalarimizin osmanlinin zenginligi ile yanlis idare yaptik yapmaya devam ediyoruz Babamizin zenginligi para etmedi cocuklar ve torunlar simdi birbirini yiyor kimsedebir sey yapamiyor. Avrupaya gelen iscilerde Bu türklükten hayir yok % de bilmem kac oranin vadandasi oldu Simdi sorayim size Ne kürt ne türk Yeni baba (avrupa) bulduk bu baba da bize bakiyor  cocuklari ve torunlari öldükten sonra allaha emanet  ediyoruz. bittttttti

Bu dis memlekette yasayan türk olanlarda  hükümet sayesinde pisman türklüklerinden Yetkililer artik  is yapmali  sözün bitigi yer bu

1-Askerlik Problem Tc- Para istiyor. 2- Emekli olmak problem  70,00 tl ye yakin para istiyor oda avrupada calisma yardim alma 3- Her sene konsolosluga bir islem icin git yüksek para öde (islem sira resaleti caba) 4- secmenlik hakkin yok