18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Meclis’te Anayasa Paketi Görüşmeleri

Bizim de çoğu zaman yazdığımız gibi Türkiye’nin önemli sorunları galiba pek yok!... Her geçen gün biraz daha artan işsizlik, büyümeyen daralan ekonomideki çıkmaz, çiftçilerin, hayvancılıkla uğraşanların sorunları, ordu üzerinden yapılan siyaset, cinselliğin ağır bastığı sosyal patlamalar ve açılım ismi yakıştırılan girişimler (!) bir yana, gündemi artık Anayasa değişikliği işgal ediyor… Türkiye’nin bunca sorunu varken, Anayasa değişikliğinin gündeme taşınması, ardından başkanlık sisteminden söz edilmesi bana biraz manidar geliyor. Anayasa değişikliği tartışmalarına geçtiğimiz pazartesi günü başlandı ve ilk günkü toplantı usul yönündeki tartışmalarla geçti… Bu yazıyı yazarken de, mecliste çok ciddi bir konu olan anayasanın maddeleri tartışılıyor.

Bazıları haklı olarak sormuştu; Türkiye Cumhuriyetinin mi, yoksa AKP’nin mi anayasası diye!...

Büyük olasılıkla meclisteki tartışmalardan çıkacak sonuç üç aşağı beş yukarı belli gibi… AKP’liler topyekûn el kaldıracaklar, muhalefet hayır diyecek… Böylece kısır döngü sürüp gidecek… AKP milletvekillerinden Anayasa taslağına hayır diyenler çıkacak mı? Bu konuda partisiyle ters düşen Ankara milletvekili Zekai Özcan parti içi demokrasi işlemiyor diye istifa etmişti. Asıl merak edilen de yeni taslağa hayır diyecek başka AKP milletvekili çıkacak mı? Önümüzdeki yıl yapılacak seçimde liderleri tarafından listeye girme şansının verilmeyeceğini düşünenler hayır diyebilir. Kalanı da uslu çocuklar gibi önlerindeki butona evet diye basacaklar… Başbakan zaten milletvekillerini uyarmış; Anayasa paketinin 330 engeline takılmaması için adeta partisinde sıkıyönetim ilan ederek milletvekillerinin Ankara dışına çıkmamalarını istemiş.

AKP’de bir bölünme yaşanabilir mi?

Yıllardır bekleyen dokunulmazlık dosyalarının işleme konulma korkusu Anayasa paketini etkiler mi? Önümüzdeki yıl yapılacak genel seçimde kaybedenler, dokunulmazlık zırhı kalkınca yargının karşısına çıkabilir mi?

Bu arada milletvekillerin özgür iradesi yok mu diyenler aranızdan çıkabiliriz. Bilemem; onu da sizlerin takdirine bırakıyorum…

Cumhurbaşkanı meclisteki partilere uzlaşın çağrısı yapmış… CHP uzlaşma için taslaktaki üç madde hariç gelin hemen anlaşalım diyor. Oysa bütün mesele de o üç maddede, gerisi olsa da olur, olmasa da olur… O üç maddede yüksek yargı üyelerini seçimi ve parti kapatma gibi önemli konular yer alıyor.

Deniz Baykal, haklı olarak Anayasa paketindeki o üç madde dışında kalanlarla anlaşalım demişti. Yalnızca o üç maddeyi referanduma götürelim diye de eklemişti. Bu konuda liderler arasında karşılıklı sözlü atışmalar epeydir sürüyor…

Meclis Başkanı tansiyon düşmeli, aklıselim egemen olmalı diyor. İktidar ve muhalefet liderlerine sağduyu tavsiyesini Cumhurbaşkanı ve Meclis Başkanı yapmalıdır. Bunu yaparken de partiler üstü olduklarını davranışlarıyla belli etmeli, topluma güven vermelidir.

O meşhur üç maddede neler var?

Yargı ve hukukun üstünlüğünün korunmasını bu maddeler içeriyor. Kısacası yargının, hukukun her hangi bir partinin tekeline girmesinden kaçınılıyor. Anayasa Mahkemesinin etkinliğinin kırılmasına karşı çıkılıyor. Pakette önerilen üye sayısının arttırılmasına ve yeni üyelerin seçiminde bizim adamlarımız gelsin düşüncesinin tereddüdü yaşanıyor. Yeni taslakta parti kapatmada zorlaştırılıyor. Yeni taslağa göre Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK), Anayasa Mahkemesi’nin, Danıştay’ın, Yargıtay’ın yapısı değiştirilmek isteniyor. Deniz Baykal bu üç maddeyi genel seçimden sonraya bırakalım teklifini yapmış, karşılığında şark kurnazlığı yapıyorlar yanıtını almıştı. Şark kurnazlığını kim yapıyor o da ayrı bir konu…

TBMM’den istenilen çoğunluk sağlanır ve referanduma gitme kararı çıkarsa, Anayasa değişikliği halka nasıl anlatılacak?

Ekonomik sorunlar içinde bocalayan halk bu oylamaya nasıl bakacak? Başka bir deyişle ilgilenecek mi? Yoksa ilgilenmeyecek mi?

Anayasa paketinin mecliste olası kabulünden sonra konu Anayasa Mahkemesine götürülürse, oradan nasıl bir karar çıkar?

Çoğunluk bende, ben yaptım oldu kafası böylesine önemli bir konuda işler mi işlemez mi?

Uygar ülkeler demokrasilerinde sözde değil özde sahip olduklarını kanıtlamışlardır. Yakın tarihimizde düşünür Celal Yalınız (Sakallı Celal) isimli özü sözü doğru, hiciv üstadı bir kişi vardı; bir gün “Türkiye’de aydın geçinenler doğuya doğru giden geminin güvertesinde batı yönünde koşturarak batılılaştıklarını sanırlar” demişti…

Bir Anayasa değişikliğinde daha başlangıçta sorun yaşanıyorsa oturup enine boyuna düşünmemiz yazım. Referandum ise bir bakıma iktidarın oynadığı bir kumar olacaktır. Halkın nasıl oy vereceğini kestirebilmek çok zordur. Konunun üzerine nasıl eğilecek ve nasıl oy kullanacak, bilinçli mi yoksa bilinçsiz mi olacak? Asıl mesele de burada düğümleniyor.

Geçenlerde kendi çapımda tanıdıklarımın nabzını tutmak istedim. İstanbul’un iyi semtlerinden birisinde yaşayan bir hanıma referandum konusunda ne düşündüğünü sordum. Aldığım yanıt şaşırtıcıydı; “haberleri izleyemiyoruz tam yemek saatine denk geliyor. Eve gazete de alamıyoruz.” Oysa dizileri, yemek ve evlenme programlarını detayıyla biliyordu. Bir başkası referandum olursa evet mi hayır mı diyeyim diye bana sormaz mı? Bir başkası da kocam ne derse öyle yapacağım diyordu…

Dağdaki çobanla benim oyum bir mi diyenlere de sırası gelmişken sormak isterim; dağdaki çobanla değil, büyük şehirlerde yaşayan bazılarıyla da oyunuz bir mi?


erdemyucel2002@hotmail.com
 

Yayın Tarihi : 22 Nisan 2010 Perşembe 15:28:44


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Mehmet E. IP: 84.62.15.xxx Tarih : 23.04.2010 18:47:22

Allah aklina kudret,Vucuduna kuvvet versin Hocam"Ellerin dert görmesin sahane bir ders yazisi olmus.Basindan ögrendigim kadari ile Meclis,te görülen Anayasa paketi istenilen coklukla oylanarak gecmektedir.ABD ve AB Ülkeleri talepleri ve arzulari üzerine yapilmaktadir.Türk Halkina yarardan fazla zarar verecegine inanmaktayim.

Oysa Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Halki hicbir ülkeye muhtac olmiyacak bir cografyaya sahiptir.Türkiye,nin bir sorunu varsa parlemento,da cözülmesi gerekirken,Perlementoda,ki yetkililer cözüm yerine sorun yaratmaktadir. Anayasa,da yapilan degisikler! Anayasaliktan cikip Babayasaliga gecmek icin ön hazirliktir.

Yani ABD oldugu gibi baskanlik secimini hazirlamaktir.Türkiye öyle zengin bir ülke,ki ne kadar caldilar,Ne kadar kacirdilar bir türlü bitiremediler.Dünyanin en zengin ülkesini Türkiyede oldugu gibi calsalardi o ülke batardi.Dünya devletlerinde kac tane ülke Türkiye kadar zenginki.

Yüzölcümü ile,Denizi ile,Tarimi ile,Madeni ile,Nufusu ile,Askeri ile,vs.bu kadar zenginlik varken,Türkiye,nin baska sorunu yok demektir.Önemli olan bunlara sahip cikip isletmektir.Türk Halki dünyada en caliskan halktan biriydi.Ne yazik,ki en tembel sinifina girdik.Herseyin seytanligina vurup calismadan para kazanmak isteyen millet olduk.

Pasanin,Aganin,Asiret reislerin emrinde bir halk olduk.Gelinen durum Siyasi istikrar Türkiyeden kaybolmustur.Bundan sonra Parti istikrari baslar,Acisini,da iktidar olan Partiden olmayan Halk ceker.Bundan sonra Askeri darbe olmayacagina göre,Büyük bir ihtimalle ya agalara yada asiretlere boyun eymek zorunda kalinacaktir.Allah beterinden korusun,Düsünceme göre tek cikar yol bütün siyasi partiler bir araya gelip huzur ve siyasi istikrar,i gözden gecirip bir noktada anlasmalari lazim.Su durumda buda pek mümkün görülmüyor.Yazacak cok var fakat simdilik bu kadar yeter saygilarimla.