18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Memurlar ve Emekliler!..

Nedense bizde her yıl aynı senaryo sahneye konulur. Yasalara göre memur ve işçilere zam yapılacağı dönemlerde Hükümet ile Kamu Görevlileri Sendikaları karşılıklı pazarlığa otururlar ve çekişmeye başlarlar. Taraflar arasında yapılan pazarlık bana, pazarlığa meraklı olan alıcılarla pazarcılar arasındaki karşılıklı diyalogu hatırlatır. Onlara bir de kurban bayramlarındaki satıcı ile alıcı arasında el ele tutuşanların kollarını bir aşağı bir yukarı sallamasını da ekleyebiliriz. Aslında satıcı pazarlık payını hesap ederek alıcıya öyle bir fiyat söylemiştir. Sonunda satıcı da alıcı da bu işten memnun ayrılırlar. Biri istediği fiyata malını satmış, diğeri de pazarlık yaptım şu kadar kârdayım diye sevinir. Oysa ortada değişen bir şey yoktur. O zaman böylesine gürültüye patırtıya neden gerek var diye hep düşünmüşümdür.

Gelişmiş ülkelerin memur ve emeklilerine baktığımızda onlardaki refah seviyesinin bize oranla çok yüksek olduğunu görürüz. Örneğin turistik bölgelere bakın; gelen turistlerin çoğunun emekli olduklarına şahit olursunuz. Geçim sıkıntısı ne kelime, hemen hepsi emekliliğinin tadını çıkararak ülkeleri dolaşmaktadır. Bizim ülkemizin memur ve işçi emeklileri ise yaşama mücadelesi içerisinde çarşı pazarlarda neyi nasıl ucuz alacağını düşünürler. Bazıları da bankaların kredi verme tuzağına düşer ve bir türlü yakalarını düştükleri bu bataktan kurtaramazlar. Battıkça daha da çok batarlar.

Sözün kısası bizde bu senaryo hep aynıdır ve değişen bir şeyde olmaz. Bir yanda ekonomimiz düzeldi, enflasyon oranı düşük propagandası yapılır. Seçim zamanları ise bilbordlarda emeklilerin, memurların geçim standardının yükseleceği müjdesi verilir. Seçim gelip geçince de verilen sözler, devletin yüce menfaatleri uğruna unutulup gider…

Ne denir; böyle gelmiş böyle gider!..

Kısa bir süre öncesi hükümetin %3,5’luk zam teklifini protesto eden memurlar anlaşma sağlanmayınca yine sokaklara döküldüler. Türkiye’de grev hakkının yasada olmamasına rağmen bazı memurlar işlerine gitmediler. Sokaklara dökülenler de polisin gazlı, sopalı saldırısına uğradılar. Bu arada her iki taraftan yaralananlar, dövülenler oldu!

Bu arada da fırsat buldukça ilginç pankartlar açtılar;

“Güvenceli iş, insanca yaşam istiyoruz”

“Doğalgaza, elektriğe zam değil, maaşlara zam”

Her yıl oynanan bu senaryoda benim hayretle izlediğim bir çarpıklık var. Eylemi yapan da onu döven de memur… Dövülen hakkını alabilirse, döven de alacak!..

Anayasada yeri olan memur sendikaları yıllardır var, yalnızca isteklerini dile getirirler. Anayasada toplu sözleşme hakkı var ama grev hakkı yok. İdealist kişilerin kurduğu sendikaların yanında hükümetten yana olanlar da var. Bazıları onlara sarı sendika ismini yakıştırmış!..

Sizce bunda bir gariplik yok mu?

Sonunda hükümet % 3+3 olan zam önerisini %3,5+ 4’e çıkarırken konuyla ilgi Bakan Faruk Çelik; “Kamu Görevlileri Sendikaları Heyetine nihai teklifimizi ilettik.Yüzde 3,5+4 olan en düşük memur maaşı 1 Temmuz’dan itibaren 1.757 Tl’ye yükselmiş olacak” müjdesini verdi.

Kamu görevlileri Sendikaları da şimdi uyuşmazlık halinde yasanın ön gördüğü Hakem Heyetine gidecekmiş!.. Hakem Heyeti kimlerden oluşuyor? Onlar hükümetten mi yoksa memur emeklilerden yana mı tavır koyacaklar? Gazetenin birinin yazdığına göre on bir kişilik heyetin yedisinin altında hükümetin atama imzası varmış!.. Anayasa değişikliğinde ise hükümetin en önde gelen sloganlarının başında memura toplu sözleşme hakkı olmuştu.

Yıllar yılı hep aynı sözleri duyarız. Devletin bütçe imkânları bu kadar, daha fazlasını veremeyiz. Oysa kısa bir süre önce Libya’ya, Somali’ye, Kuzey Irak’a yapılan parasal yardımlar, Suriye’den kaçanların barındırılmaları, iaşeleri başka bir bütçeden mi yapıldı?

Dışarıdakine var kendi yurttaşına yok!.. Düşünüp kararı sizler verin…

Köşe komşum Yılmaz Ergüvenç, birçok konuya “cuk” oturan fıkra göndermiş, onu sizlerle paylaşmak isterim;

Bir köyde aynı gün, rastlantı bu ya, bir Kayserili, bir Laz ve bir Kürt hakkın rahmetine kavuşmuşlar. Köy halkı ölenlerin cenazelerini yıkamış, cenaze namazını kılmış ve köyden uzakta olan mezarlığa üçünü de götürüp gömmüşler. Sonra da yorgun argın dönüp köy kahvesinde çaylarını içerlerken rahmetlilerin faziletlerini anlatmaya başlamışlar.

Bir süre sonra bir bakmışlar ki, Laz üstü başı toz toprak içerisinde mezardan çıkıp gelmiş.. Kahvedekiler şaşırmış:

-Ne oldu? Hayırdır nasıl geldin? Gibisinden sorular peş peşe gelmeye başlamış. Bir taraftan üstünü başını silkeleyen Laz;

-Öbür tarafta aynen purası kibi daa!.. Zebaninin eluna bi beşlik sıkıştırdım, penu geri könderdi.

Köylüler merakla sormuşlar:

-Peki, Kayserili ile Kürt ne yaptı?

-Haçan pen gelirken Kayserili “iki buçuğa olmaz mı” diye pazarluk edeydu. Kürt ise “ben vermem devlet versun” diyeydu!..

erdemyucel2002@hotmail.com

Yayın Tarihi : 26 Mayıs 2012 Cumartesi 10:13:26


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Mehmet Ersindigil IP: 84.62.27.xxx Tarih : 26.05.2012 19:50:03

Hocam ellerine saglik"cok güzel izah etmissin,memurla emekliyi.Fakat en önemlisi fikra,da anlatildigi gibi pazarligi yapip karsisindakini kandirdigini sanmak.Asil konu,ve bunu neye dayanarak veya emri kim veriyor,da hakkini arayan memur,ve onu döven memur.Dövülen memur,dövülürken,de döven memurun hakkini ariyor.Bu nasil yorumlanir,anlamak mümkün degil.

Bu dünyanin her tarafinda,ayni oyunlar vardir.Bir ezen sinif var,bir ezilen sinif var.Bunu bilmeyen yoktur herhalde,Burda zam verilirken neye göre hesaplanip yüzdelik verdiklerini anlamakta zor.Örnegim %5 zam verildi,alinan %5 zam karmi zarar,mi.Bence zarardir,cünkü tüketilen her neyse zam görecek.%5 zam alip ceypten %10 varan gider oluyor.Sahsi adima söyliyorum,bana ne zam versinler,nede tüketecegim mamullere zam yapilmasin.

Asil demek istedigim birsey daha var,benim karnim ac,hayata tutunmak icin sagdan soldan zor olsa,da yemek icin bir seyler buldum diyelim.Fakat bu yiyecegimi kullanmadigim gibi,yakin olan komsum oda benim gibi ac iken onada vermeyip,uzaktaki ülkelere gönderip ordaki insanlari yasatip kendimizi feda ediyoruz.Bu dogru birsey,mi,Ben sahsen inanyorum,ki,Türkiyede Halkin %60 sindan fazla zor sartlar altinda geciniyor saygilarimla.