2
Mayıs
2025
Cuma
ANASAYFA

Mersin'deki Bayrak Olayı, Nevruz ve Bağnazlık

 

Türkiye’nin gündemi beklenmedik anlarda birden değişiyor. Kuşkusuz, bunun en başta gelen nedeni de içerideki ve dışarıdaki kışkırtıcılardır. Bunlara kanan eğitimsiz, tarih ve siyaset biliminden yoksun zavallılar da onlara alet oluyor. Oysa, Türk insanı gerçekten sağduyu sahibi ve olanlara bazen geç, bazen de erken tepkisini koyuyor; kısacası pabuç bırakmıyor. Bazen öyle olaylar oluyor ki toplumun sabrı taşıyor, sağduyuyu bir kenara iterek tavrını ortaya koyuyor.

Geçtiğimiz hafta Mersin’deki Nevruz kutlamalarında, iki veledin Türk Bayrağını yerlerde sürükleyerek yakmaya, parçalamaya kalkmaları bunun tipik örneklerinden birisi oldu. Yasa dışı gösteride bu çirkinliği, adiliği sergileyen iki velet yakalandı ama, onlar yalnızca birer piyon. Yaşlarının küçüklüğünden yararlanarak, onları öne sürenler kimler? Öncelikle onlar bulunup yargı önüne çıkarılmalıdır. Bu kafasızlar, bayrak yakmakla, yerde çiğnemekle bir sonuca ulaşamayacaklarını öğrenmelidirler. TC. Vatandaşı kimliğini taşıyacaksın, bu memleketin havasını teneffüs edeceksin, nimetlerinden yararlanacaksın sonra da yediğin kaba edeceksin. Olmaz öyle şey, buna izin vermezler. Önceki yıllarda da bir siyasi partinin kurultayında Türk Bayrağını indiren zavallı şimdi cezaevinde yatıyor da, bunu ona yaptıranlar acaba nerede? Akıllanıp akıllanmadığını bilemeyiz ama, kendi iç dünyası ile hesaplaşması için önce akla, sonra da eğitime ihtiyacı vardır. Mersin’deki son çirkin olay için de aynı sözlerim geçerlidir.

Başta Cumhurbaşkanı, TC.Hükümeti, Genel Kurmay Başkanlığı olmak üzere tüm Türk milleti tavrını ortaya koyarak, anlamayana davul zurna az, anlayana sivrisinek saz örneği söyleyeceklerini söylediler. Zora geldiğinde “Ulusal bütünlük içerisinde demokratik Türkiye’den başka bir şey istemiyoruz” diyenler, gün geliyor bir elebaşının eğitimsiz kardeşinin ellerini öpüyor... İki yüzlü davranışlarla bu iş yürümüyor. Göle çalınan mayalarla yoğurt da olmuyor; Oktay Ekşi’nin deyişi ile ”Bu vatanın ayrımsız ve ayrımcısız evladı olmayı kabul etmek lazımdır”.

Bayrak, bir ulusun, bir topluluğun simgesidir. Saygındır, dokunulmazdır. Tarihte bayrağa gösterilen saygının tipik örnekleri de vardır. Örneğin; 30 Ağustos Zaferi’nin ardından Atatürk Zafer Tepe’de savaş alanını dolaşırken yerde gördüğü Yunan bayrağını işaret ederek, yanındakilere “Bayrak bir milletin istiklâl alametidir. Düşmanın da olsa ona hürmet etmek lazımdır. Bayrağı yerden kaldırınız” demişti. Ardından İzmir’de önüne Yunan bayrağını sermek isteyenleri de azarlamıştı. Afyon’da Bayraktar Anıtının da gerçek bir öyküsü vardır. Türk birliğinin bayraktarı şehit düşmüş ancak, taşıdığı bayrağı bırakmamış, Onu yere düşürmemiş ve öylece kalmıştır. Bu durumu gören Atatürk bu yere Şehit Mehmet Anıtının dikilmesini istemiştir. Günümüzde Kurtuluş savaşı şehitlikleri arasında Şehir Mehmet Anıtının ayrı bir yeri vardır.

Nevruzun etnik bir grupla bağlantısı olmadığını önceki yazımda dile getirmiş, sütunumun elverdiği ölçüde Nevruzun ne olduğunu ansiklopedik bilgilerle anlatmaya çalışmıştım. Ne demek istediğimi anlayamayan bazı bağnazlar “on yıl önce neden Nevruzu kutlamıyordunuz? Şimdi mi aklınıza geldi” gibisinden saf saf yazıma yanıt vermişler. Bizim bayramlarımız bize yeter de artar bile. Bir eksik bir fazla hiç fark etmez. Nevruzun ne olduğunu bilmekten aciz olanlara bir kez daha yinelemek isterim. Nevruz Orta Asya kökenlidir ve baharın gelişini kutlayan bir gelenektir.

Millet düzeyine ulaşamamış topluluklar, bazı şeyleri kendilerine yakıştırmaya çalışıyorlar. Düşündüklerini bilimsel tarihi bir kökene oturtamayınca da boşlukta kalıyorlar. Kökenlerinin İran’ın kuzeybatısında, Medya denilen ülkenin dağlık bölgesinde yaşamış etnik bir gruptan olduklarını bilmeden Mezopotamya uygarlıklarından Elamlar, Asurlular, Hurriler, Babiller ve Urartular ile bağlantı kurmaya çalışarak kısır bir döngü içerisinde bocalayıp duruyorlar. Kısacası buna adı ile sanı ile bağnazlık denir. Bağnazlık; inancı, ülküyü, geleneği, göreneği, bilgiyi, düşünceyi, yorumu ya da bunların birine veya bir kaçına körü körüne bağlanmak, inatla savunarak, ondan başkasını benimseyebilme eğilimini gösterememe olgusudur. Bağnazlar bilgisizliğin, durağanlılığın ve değişmezliğin destekleyicisidir. Bilgi gelişimine, değişimine ve evrimine karşı oldukları gibi bilimsel eserleri de dışlarlar. Özgür tartışmaya, toleransa, hoşgörüye ve eleştiriye de kapalıdırlar. Eğitimleri, görgüleri, akılları da buna yatkın değildir. En büyük eksiklikleri de akılcı düşünememek, olayları ve gerçekleri bilgi ile değerlendirememeleridir. Bunu yapamayışlarının nedeni de doğru-yanlış, iyi-kötü yargılarını yeterince özümleyemediklerinden kaynaklanmaktadır. Özgür düşünceye karşı olduklarından da kendi tutumlarının yanlış olduğunu anlasalar bile bundan kurtulmayı acz sanarlar. Olumlu ve yanlış düşüncelerini koruyabilmek için kendileri gibi düşünmeyenlere düşman kesilir; korku ile davranışları birleşince de saldırganlaşırlar.

Bağnazlığı antik çağlardan İslâm alemine ve batıya kadar tüm düşünürler yorumlamıştır;
Küçük beyinler kişileri, orta beyinler olayları, büyük beyinler fikirleri ve sistemleri tartışır diyerek ortak bir noktada birleşmişlerdir. Örneğin:

Hz.Muhammed “Beşikten mezara kadar ilim isteyiniz” .
Hz.İsa “Hakikat seni özgür kılacaktır” .
Hz. Musa “Arkadaşını kendini sevdiğin gibi sev”. Diyerek toplumlara birer ışık tutmuşlardır.






erdemyucel2002@hotmail.com

Yayın Tarihi : 29 Mart 2005 Salı 18:25:45
Güncelleme :8 Haziran 2005 Çarşamba 14:54:09


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
eyup demir IP: 81.215.172.xxx Tarih : 2.04.2005 12:39:58
kürtlere sesleniyorum sizin atalarınızda sizin gibi düşünseydi şimdi sizlerden eser kalmazdı bu dünyada.siz sadece emperyonist ve siyonist güçlerin rintintini olmuş zavallılarsınız.kültürünüzü yaşatmaya kimsenin sesi yok siz sadece geçmişte yunanlıların yaptığı hatayı yapıyorsunuz...aklınızdan şunu hiç çıkarmayın 'BU MİLLETİ,DEVLETİ ALDATANLAR ÖMÜRLERİ BOYUNCA İFLAH OLMAZLAR'

cudi zagroz IP: 81.215.5.xxx Tarih : 7.04.2005 16:15:55
eyüp,atalarımız dört cephede silahsız,ingilize,fransıza,yunanlıya karşı savaşırken,düşmanları yurtlarına sokmazken,yunanlılar ellerini kollarını sallaya sallaya izmire istanbula ve diger illerinize girmiştir benim atalarım senin atalarının namusunu korumuştur,bu vatanın namusunu sizin gibi asker kaçagı vatanseverlere bırakırsak iki günde satarsınız,ben KÜRDÜM ve hiç bir zaman aslımı inkar etmem,bizi tehdid ediyorsun ule oğlum ŞAHİN MESKENİNDE kurt ULUMAZ...............

Tahsin Gürdoğan IP: 62.248.72.xxx Tarih : 4.04.2005 19:19:37
Aziz Kardeşler bu kavga niye? O bayrak Türk'ün olduğu kadar Kürt'ün de değil mi? Çocuk daha okula gitmeden bayrağa, anaya, babaya, Allah'a saygıyı öğrenir. Çocuk deyip geçtiğiniz o yaşlar da Çanakkale'de şehit düşen bugünün ilk ve orta okul çağındaki yavrularını, İstiklal Savaşı'nda haber getirip götüren minikleri, Filistin'de intifada hareketinde ön sıraya çıkan çocukları, ikisi bir araya gelince gasp, soygun yapan, adam öldüren tinercileri, okul önlerinde çeteler kuran ilköğretim öğrencilerini ne çabuk unutuyorsunuz. Kendi 13-14 yaşındaki halini ya hatırlayan kalmadı ya da "Birkaç küçük veledin işi büyütülmesin" demek bazılarının işine geliyor. Ortada bir provokasyon var ama bu, olayı yapanların ve onları yetiştirenlerin provokasyonları. Tabii ki olay tüm Kürt Vatandaşları'na mal edilemez. Bayrağa saygı protestosuna birçok Kürt Kardeşimiz de katıldı. Cudi Zagroz'un başlangıç cümlelerindeki gibi. Eğer darılmazsa ona birkaç hatırlatma yapmak istiyorum. Güneydoğu'da bugün kendi kimlikleriyle yaşamını sürdürenler dışında toplum içinde kendi kendini asimile etmiş çok büyük Türk, Azeri, Arap, Türkmen vs unsurlar da var. Onlar'ın torunları da kendini Kürt zannediyor. Aynı şekilde Türk veya Araplar'a karışmış Kürtler'de var. Onlar da kendilerini Türk veya Arap sanıyorlar. Bunlar hiç önemli değil. Çünkü önemli olan birbirimize 50-60 yıllık bir kısa hayat içinde eziyet çektirmeden hayatımızı cehenneme çevirmeden elele yaşamak. Bu söylediklerim birlik edebiyatı falan değil. Allah'ın kulu olarak hepimiz Allah'ın bizleri Türk, Kürt vs vs yaratması karşısında saygıyla eğilmek zorundayız. Herkes birbirinin ırk, din, dil, millet ve kökenine saygı duymak zorunda. Çünkü Yüce Yaratan'ın takdiri bu yönde. Hiçbir grubun diğerine üstünlüğü olamaz. Yalnız canileri bu saygı sözlerinin dışında tutmak gerek. Medler'e gelince. Bugün için en az bilinen millettir. Mutlaka onların torunlarından bugüne gelenler de vardır. Yalnız lütfen Kürtler kendine durup dururken köken yakıştırmaya kalkmasın. Çünkü böyle bir şeye ihtiyaçları yok. Üstelik yarın öbür gün Medler'le ilgili bilgiler çoğalırsa buna üzülenler olabilir. Dikkat ederseniz milletlerin kökeni öyle kolay kolay kaybolmuyor. Medler'in Kürtler'le gerçek bağı olsaydı bugüne kadar nesilden nesile aktarılarak gelirdi. Anadolu'nun giriş kapısı olan doğu ve güneydoğu göç ve istila yolları üzerinde. Orada saf bir ırkın kalma ihtimali mucizelere bağlı. Yeni keşfedilen bazı klanlar hariç bugün dünyada saf ırk kalmasına da olanak yok. Buna itiraz eden çok kişi çıkacak ama hiçbirisi de aksini ispatlayanayacak. Yazısına çok kızdığınızı anladığım yazar beyi hiç görmedim. Aman kendisininiyi bir tarihçi olduğunu biliyorum. O yüzden dediklerini hemen reddetmeden önce bir düşünelim. Herkese bir şeyi yeniden hatırlatmak istiyorum. Her gün binlerce insan bu dünyayı bırakıp bir başka aleme doğru yolculuk yapıyor. O alemde bu dünyada yaptığımız kötülüklerin hesabını vereceğimiz çok çok çok açık. Bu nedenle kendimizi olağandan üstün görüp bir diğerimize eziyet etmeyelim. Elele, haddimizi bilerek, başkalarına saygı duyarak yaşamak zorundayız. Aksini yapanları Allah korusun. Herkes emanetçi bile olmadığını bilmek zorunda. Bilemeyen de birgün mutlaka öğrenecek. İnş'Allah iş işten geçmeden olur bu.

hüseyin IP: 85.97.161.xxx Tarih : 4.04.2005 20:14:24
TÜRKİYE CUMHURİYETİNDE yaşayan herkes ben TÜRKÜM demek zorunda bu ülkede şimdiye kadar hiç bir yerde hiç bir zaman din dil ve ırk ayrımı yapılmadı yapılmayacakda ve yapılmıyorda.ama bazı inatcılar varki ille bizi sizden ayırın demekle ısrarlı bizde onların bu isteğini geri çevirmeyiz bu ülkeyi istemeyen çeker gider istediği ülkede yaşar ve oranın vatandaşı olurbu ülkeyi istemeyeni biz hiç istemeyiz

cudi zagroz IP: 85.96.70.xxx Tarih : 29.03.2005 22:48:48
öncelikle türkiye bayragına yapılan büyük saygısızlıgı nefretle kınıyorum. olayın büyütülmesi oy peşinde koşarak rant elde etmek isteyen bazı ırkçı partiler,bazı televizyonlar,ve kendini aşırı bilgin hisseden bazı KÖŞE YAZARLARI tarafından uç noktaya taşındı ve halklar arası çatışma yaratarak türkiye düşmanı bazı ülkelerin ekmegine yag sürmeye çalıştılar ama başaramadılar.olay uzatılıyor diyorsunuz ama siz uzatıyorsunuz.kürtler hiç bir zaman babil sümer torunları olduklarını söylememişlerdir,bizim atalarımız medlerdir ama siz bunu bile bile yalan söylüyorsunuz.ayrıca hurri halk degil dildir hatırlatırım.bir halkı inkar etmekle hiçbir yere hiçbir yere varamazsınız.abdulhamit bile KÜRTLERDEN hamidiye alaylarını kurarken, KÜRTLER tarihi bilinmeyecek kadar eski,kavgacı,casur,yigit bir halk demiştir......

Ahmet Cebeci IP: 193.232.254.xxx Tarih : 30.03.2005 10:57:36
Asil bagnazlar sizlersiniz. Turkiye'nin yuzde kaci Turk ki? Umarim bu ulkede bircok degisik halkin yasadiginin farkina varmissinizdir. Turk vatandasi olabilirsin ama irkini inkar edemezsin. Sovyetler Birliginde herkes Sovyet Rusya vatandasiydi ama kimse kendi irkini inkar etmiyordu. Burda ise neden herkes ben Turkum demek zorunda?