2
Mayıs
2025
Cuma
ANASAYFA

Mesut Yılmaz Siyasete Dönmeli mi?


Eski Başbakanlarımızdan Mesut Yılmaz ile eski Devlet Bakanlarından Güneş Taner’in Türkbank ihalesine fesat karıştırdığı iddiası ile Yüce Divan’da yargılandıkları davada kesin hükme bağlanmasının ertelenme kararı çıktı. Bundan sonra Yüce Divan suç vasfını görevi kötüye kullanma olarak değiştirdi ve 4616 Sayılı Yasa kapsamında da kesin hükme bağlanması erteledi. Böylece Mesut Yılmaz ile Güneş Taner beş yıl içerisinde aynı suçu işlemezlerse dava kendiliğinden ortadan kalkacak. Yüce Divan’da süren davada alınan bu karar 16 ayda sonuçlanmış oldu.

Türkiye’de zaman zaman çelişkilerin yaşandığını sütunumuzda hep dile getirmişimdir. Nitekim bu dava da onlardan biridir. Türkiye’de Cumhuriyetin ilanından bu yana yolsuzluklara, devrimlere karşı gelenlere dokunulmazken, Mesut Yılmaz ve Güneş Taner’in Yüce Divan’a verilmesi biraz da siyasetin bir cilvesi olarak nitelenmelidir.

Şimdi ne olacak?
Mesut Yılmaz ve Güneş Taner siyasete dönecekler mi?
Bu günkü siyasetin onlara ihtiyacı var mı?

Kuşkusuz, bu soruların yanıtları önümüzdeki günlerde, sıcaklar biraz hafifleyip, yaz tatili sonuna doğru (!) basın ve siyasilerimiz tarafından tartışılacaktır. Bu arada yakın tarihimizin bu iki siyasetçisi kararlarını kesin olarak açıklayacaklardır.

Mesut Yılmaz tarihi duruşmanın yapıldığı salondan eşi Berna Yılmaz ve kardeşi Turgut Yılmaz ile çıkarken basının sorularına “Bu dava süresince siyasetle ilgili gelen talepleri askıya almıştım. Bugünden itibaren bu yönde temaslar yapacağım “ diyerek siyasete döneceğini açıkça belirtti.

Mesut Yılmaz’ın siyasete dönmesinin olumlu veya olumsuz karşılayacak, yorumlayacak taraftarlar, siyasiler ve kişiler olacaktır.

Siyaseti bırakan bir siyasetçinin yeniden siyasete dönmesi için şartlar olumlu yönde gelişiyor ve ülke çıkarları açısından ona gereksinim varsa dönmesi kadar da doğal bir şey olamaz.

Mesut Yılmaz siyasete girme kararını verirse hangi oluşum içerisinde yer alacağını bugün için kestirmek çok zordur. Ancak bugünün siyasi durumu Mesut Yılmaz’ın siyasete başlamasını gerektirmektedir. Günümüzün siyasi tablosuna baktığımızda AKP’nin karşısında istense de istenmese de bir alternatif bulunmamaktadır. Deniz Baykal başkanlığındaki CHP, Erkan Mumcu yönetimindeki ANAP ve barajı geçip geçemeyecekleri şüpheli olan diğer partiler tek başlarına alternatif olabilecek konumda değillerdir. Yaklaşan seçimlerde iyi bir siyasetçinin liderliğinde yeni bir arayışa büyük gereksinim vardır. Geçen seçimde ise büyük çoğunluk, istedikleri lideri partilerin başında göremediklerinden oy kullanmamışlardır. Bu arayış içerisinde son yıllarda eksikliği duyulan lider kanımca Mesut Yılmaz’dır.

Mesut Yılmaz’ın Türk siyasetine girmesi biraz rastlantı sonucu olmuştur. 1980 darbesi sonunda yeniden demokrasi yolu açılıp siyasi partiler kurulurken ortak bir dostlarının aracılığı ile Turgut Özal ile tanıştırılmış, bundan sonra da kurulan ANAP’ın kurucuları arasında yer almıştır. ANAP’ın ilk seçimde iktidarı alması açıklanan ilk hükümette Gümrük ve Tekel Bakanı olarak ilan edilmiş, Bakanlığın bölünmesi üzerine Devlet Bakanlığı ve Hükümet Sözcülüğüne getirilmiştir. Bunun ardından Kültür Bakanı, Dışişleri Bakanı olmuştur. Turgut Özal’ın Cumhurbaşkanı olmasından sonra ANAP Genel Başkanlığına, Başbakanlığa ve Başbakan Yardımcılığı görevlerini üstlenmiştir. Bu siyasi görevlerinde iyi bir siyasetçi ve politikacı olduğunu göstermiştir.

Basından öğrendiğimiz kadarıyla da birçok siyasetçi Mesut Yılmaz’ın siyasete yeniden başlamasını olumlu karşılamaktadır. Bugün siyasette yokluğu hissedilen Mesut Yılmaz son seçimdeki ANAP’ın yenilgisinin Ona yüklenilmesinin nedeni, parti içindeki siyasetçiler ile son anda partiyi bırakan arkadaşlarından gelmiştir. Bir bakıma Roma Tarihindeki C.Iulius Caesar-M.Brutus ve yandaşları örneği başka bir şekilde tecelli etmiştir. Eskilerin sık sık kullandığı “ahde vefa” Ona yapılmamıştır.

Sanırım Mesut Yılmaz, siyasete yeniden başlama kararını her şeyden önce ülkesi açısından vermelidir.

Mesut Yılmaz Kültür Bakanı iken, Ayasofya Müzesi müdürlüğü görevini yürütüyordum ve Onunla birlikte çalışma olanağını bulmuştum. Büyük Saray Mozaikleri Müzesi açılışını (1988) yaptığı sırada, Yunanistan Dışişleri Bakanı Karolos Papulyas’ı (1987) ve diğer bazı yabancı devlet misafirlerini müzeye getirdiği sırada, bazı resepsiyonlarda, açılışlarda kendisini tanımıştım. Karşımdaki bakan olgun kültürlü ve bir devlet yönetimini iyi bilen bir kişi idi. Ayrıca bugün birçok kişide olmayan özellikleri vardı; nerede ve nasıl konuşulacağını biliyor, Almanca ve İngilizce dillerine de çok iyi derecede vakıftı.

Bir devlet adamının yanında yer alacak eş de diplomaside, devlet yönetiminde çok önemlidir. Eşi Berna Yılmaz ile Hindistan Başbakanı R.Gandi’yi Ayasofya’da (1988) karşılamıştık. Boğaziçi Üniversitesi Yönetim ve İşletme Bölümü mezunu olan Berna Hanım Hindistan Başbakanı’nı diplomatik kurallar çerçevesinde, mükemmel İngilizcesi ile ağırlamıştı. O günlerde yakın dostlarıma Berna Hanım için mükemmel bir diplomat ve devleti yönetenlerin yanında bulunması gereken bir eş olarak uzun uzun söz etmiştim. Sırası geldi, bugünde aynı sözlerimin arkasında duruyorum.

Bu yönleri ile Mesut Yılmaz büyük eksikliğini duyduğumuz devlet adamı özelliklerine fazlasıyla sahip bir siyasetçidir. Siyasette yeni bir adam bulmanın zorluğu içerisindeki bugünün Türkiye’sinde Onun gibi siyasetçiye büyük gereksinimiz vardır. Bu bakımdan Mesut Yılmaz’ın yeniden siyasete dönmesini canı gönülden isterim.



erdemyucel2002@hotmail.com
Yayın Tarihi : 25 Haziran 2006 Pazar 15:38:28


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
tekin bozdemir IP: 81.215.38.xxx Tarih : 30.10.2006 13:19:08
tebrikler bi siz anladınız mesut yılmazın büyük siyasetci olduğunu millet bi yeni diye erdoğana yüklendi ama fos çıktı erkan mumucu kuzu gibi partici yalnız sürüden ayrılmış.inşallah akıbeti iy olur. ama mesut yılmaz parti kurup gelirse siyaset bambaşka olur saygılarımla.

yüksel gider IP: 85.99.130.xxx Tarih : 28.06.2006 22:18:55
Bu siyasi areneda Mesut Yılmaz veya diğer kişiler Siyatete dönseler ne olur, dönmeseler ne olur.Bu Ülkeyi düzlüğe çıkarabilecek yeni genç beyinler lazım.Birde Ülkenin köknemiş şu sisteminden kurtaracak birileri lazım.Yıllardır bu ülkeyi kötüye götüren siyasetçiler tekrar siyasete dönseler ne olur, dönmeseler ne olur.Her zaman siyasiler söz verdiler. Meclise girdiler. Üç beş kişinin vekilliklerini yapmadılarmı?Halka ne verdiler?Kendi bildiklerini okudular. Mallarına mal katmadılarmı? Şimdi tekrara bu milleti sömürmeye gelmek isteyenler avucunu yalarlar bence.Hocam sizin düşüncelerinize saygım var .Ancak bunlarda benim düşüncem.saygılar yüksel gider

Davut Polat IP: 81.214.61.xxx Tarih : 28.06.2006 14:28:14
yazınızı okudum.Sanki memlekette başka birileri KALMAMIŞ GİBİ SN.MESUT YILMAZ' IN DEVLET ADAM İMAJINI ÖVÜYORSUNSUZ.O DEĞİL MİYDİ HER GÜN TANSU HANIMLA LAF YARIŞTIRMAKTAN BAŞKA İŞ YAPMAYAN?DEĞİLMİYDİ? HER GÜN ZAM YAPAN? HERGÜN YOLSUZLUK HABERLERİ DUYDUĞUZ YOKSA O DEĞİL MİYDİ? NE OLUMLU İŞ YAPTI BU ÜLKEYE ? LÜTFEN 1-2 CENTİLMEN DURUŞ YAPMIŞ DİYE BU KADAR ÖVÜP DURMAYIN.SAYGILAR.

Banu Çelik IP: 88.250.216.xxx Tarih : 18.06.2008 19:35:09

Geçen seçimde AKP ye oy vermiş bir seçmen olarak,Sayın Hocamın yazısına katılıyorum.Akp ye oy verdim çünkü alternatif yoktu,ama elim kırılsaydıda vermeseydim.Mesut Yılmaz siyasetçiler içerisinde en fazla iftiraya uğramış kişidir bence.Bilgili,tecrübeli,devlet ilkelerinden taviz vermeyen kişi olan Mesut Yılmaz siyasette yerini almalıdır.Ülkemizin kötü gidişatına dur diyecek kişi olarak Yılmazı görüyorum.Ülkemizi kutuplaşmaya götüren bu iktidarın karşısına güçlü bir kadro oluşturup yeni bir partiyle çıkartsa büyük başarı elde edeceğini düşünüyorum.Gün Türkiyeye sahip çıkma günüdür.Gün Mesut Yılmaza destek olma günüdür.Banu Çelik Doktor