Milletin vekilleri geçim sıkıntısı çekiyormuş!

Belki hatırlayanlarınız vardır, yerinde yeller esen Osmanlı Bankası’nın, bir zamanlar reklam tekerlemesi televizyonlarda yankılanırdı; “Yok bizim aslında birbirimizden farkımız ama biz Osmanlı Bankasıyız.” Bu tekerleme ile birbirimizden farkımız olmadığı, ancak içimizden farklıların da çıkabileceği ima edilirdi…

Meclisten jet hızıyla geçen yasa ile milletvekillerinin de birbirlerinden farkı olmadığını bir kez daha anladık…

Hiçbir konuda anlaşamayan, birbirlerine her türlü sözü söyleyen, hatta zorbalıkla kürsüden ite kaka indirilen iktidar ve muhalefet milletvekilleri, çıkarları söz konusu olunca hemen birlik olup, bir yasayı anında kabul ettiler. Kabul edilen yasa; ne memleketin âli menfaatlerini, ne de vatandaşların çıkarına yönelikti…

Emekli Sandığı Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapan Yasa Tasarısı ile milletvekillerinin emekli aylıklarına yüzde yüz oranında zam yapılıyordu. Ne gariptir ki, üzerinde görüşme yapılmaksızın kabul edilen düzenleme ile tüm milletvekillerinin emekli aylıkları Cumhurbaşkanı’nın aylığına endekslendi! Milletvekillerinin zaten kıyak emeklilikten hem kendileri hem de aileleri yararlanıyordu. Bu yasa tasarısı ile katmerli kıyak (!) oldu.

Gece yarısı, meclis televizyonunun kapanmasından sonra verilen önerge ile gündeme getirilen yasanın oylamasına 246 milletvekili katılmış, 29 ret oyuna karşılık 217 kabul oyu çıkmış. Siyasi parti liderleri oylanmaya katılmamış… Aslında gözden kaçan bir gerçeği de söylemekte yarar var; katılmamak ret anlamına değil evet anlamına gelir.

Yeni yasaya göre süre ve yaş şartını dolduran tüm milletvekilleri iki yıl mecliste görev yapmaları halinde, bir daha seçilemeseler bile, milletvekili emeklisi olacaklar. 2008 sonrasında yürürlüğe giren Sosyal Güvenlik Kanunu hükümlerine göre düşük emekli aylığı alan Sosyal Sigorta Kurumu ve Bağ-kur kökenli emekli milletvekilleri bundan böyle mecliste iki yılı tamamlarlarsa cumhurbaşkanının aylığının %42’si tutarında emekli aylığına hak kazanmış oldular. Mecliste yasanın oylanmasından önce verilen bir son dakika önerisiyle de cumhurbaşkanının ödenek oranı da %42 yerine %60’ı dikkate alınarak hesaplanacakmış… Kısacası tüm vekillerin emekli aylığı, yasanın yürürlüğe girmesiyle aybaşından itibaren 7.750 TL olacakmış!..

Doğrusu yasada hakkaniyet(!) ön plana alınmış. Meclisten emekliliği hak kazanamadan ayrılma durumunda kalacak yaşları daha genç milletvekilleri de bu arada unutulmamış. Aman onlar da zarara uğramasın, sonra haksızlık olur!.. Onlar da Emekli Sandığı’na prim ödeyerek emekliliğe hak kazandıkları tarihte milletvekili emeklisi aylığı alacaklar. İşsiz kalan eski vekillerin sigorta primi de meclis tarafından ödenecekmiş!..

Meğer eski milletvekilleri çok mağdurmuş, yeni ve eski milletvekili emeklileri arasında uçurumlar varmış!.. Sonradan öğrenildiğine göre meclisteki partiler arasında diplomasi trafiği yaşanmış, hepsi de yasaya olumlu bakmışlar… Oysa bundan önce de meclisten ve cumhurbaşkanın onayından geçen Teşkilat Kanuna göre meclis personeline rekor zam verilmiş. Nedense yazılı basında pek yer bulamayan bu yasaya göre milletvekili danışmanları da unutulmamış. Danışmanların alacağı ücret, 11.000 TL alan milletvekillerinin maaşının yarısı kadar olacakmış… Meclisteki sekreterlerin maaşı ile gruplara danışmanlık yapanlar da unutulmamış, meclis başkanının danışmanı da 6.446 TL maaş alacakmış!..

Oldum olası bu danışmanların ne iş yaptıklarını merak eder dururum. Becerileri, bilgileri nedir diye? En basit bir memur bile alınırken türlü belgeler, diploma istenir, acaba danışmanlardan ne isteniyor?

Geçenlerden canı burnuna gelmiş bir danışmanın basında yer alan feryadı vardı; “vekilin özel işlerini yapıyorum, seçmenini ağırlıyor, yemeklerini yediriyor, Ankara’ya geliş gidiş biletlerini sağlıyorum” diyordu.

Benim merak ettiğim işsiz kalan bir milletvekili veya danışmanı Avrupa’ya iş aramak için gitmiş olsa, ben eski milletvekiliyim veya danışmanım dese kendisine iş verirler mi?

Her şey bir yana meclisten geçen son yasanın toplumda büyük infial uyandırdığı da gerçek… Bizde, diğer haber sitelerinde ve paylaşım sitelerinde yazılan yorumlardan bunu anlamak çok kolay. Halihazırda çalışan, memur ve işçi emeklilerine her yıl sadaka kabilinden verilen zammı bile çok gören zihniyet iş kendine gelince nedense bol kepçe oluyor. Meşhur sözdür ağanın eli tutulmaz…

Bazı paylaşımcılar ve yorum yazanlar soruyor; seçim zamanı bizim yüzümüze nasıl bakacaklar?.. Oysa bizim dar gelirliler yine yanılıyorlar, her yıl işçi konfederasyon veya emekli yöneticileriyle yapılan al gülüm-ver gülüm pazarlıklarında yine hükümetin dediği olmuyor mu?

İşçiye, memur emeklisine “Ne yapalım bütçede para yok” diyenler kendilerine gelince bunu unutuyor veya böyle bir sorunun olmadığı da ortaya çıkıyor. Kendisine büyük umut bağlanan Kılıçdaroğulu’nun bile sessiz kalması biraz garip değil mi?

Milletvekillerinin, seçmeninin yüzüne nasıl bakacağına gelince; onları siz mi seçiyorsunuz ki? Onları liderleri seçiyor…

Bu kez bakıyorum da aklı erenler epey çoğunlukta ve bu yasaya içerlemiş, içlerinden terbiye sınırlarını zorlayanlar; hakkım haram, zehir-zıkkım olsun diyenler bile var. Bence her şey unutulur, seçime daha zaman var. Yarın yine kuzu kuzu gider oyumuzu kullanırız!..

Nedense kimse Avrupa’daki vekil ve emekli vekillerin aldıkları maaşları düşünmüyor. O ülkelerin çoğunda emekli vekil maaşı verilmiyor. Aldıkları maaşlar ise kişi başına milli gelire endeksli. Öyle yan ödeme, harcırah falan gibi ekstralar da yok… Hele yabancı dil öğrensinler diye kurs parası hiç yok!..

Üzülmemiz çok yersiz; milletvekilleri, emekli milletvekilleri rahat yaşasınlar, iyi yaşam koşullarına erişsinler. Biz de onlarla gurur duyalım… Mehmet Hayri isimli bir okuyucu da ilgili habere yorumunda; “Bütün bu kurnazların katakulli işlerinden rahmetli Aziz Nesin sorumludur. Bunlara yüzde altmışımızın ne olduğu tüyosunu O verdi. Şimdi vekil diye seçtiğimiz bu uyanık insanlar, bize o muameleyi yapıyor” demiş.

Benim de aklıma Ankaralı Turgut’un şarkısı takıldı; “Yoğurt, süt ayran bize, ballı kaymak vekilim size”…

erdemyucel2002@hotmail.com