3
Haziran
2024
Pazertesi
ANASAYFA

Milletvekili Aday Belirlemesinde Gariplikler!..

Türkiye’nin kaderini belirleyecek 12 Haziran seçiminde partilerin milletvekili adayları belli olur olmaz, öylesine garipliklerle karşılaşıldı ki, şaşmamak elde değil. Aziz Nesin, Niyazi Berkes, Orhon Seyfi Orhon, Yusuf Ziya Ortaç gibi eski mizah ustaları hayatta olsalardı kim bilir neler yazarlardı? Ya Ramiz, Cemal Nadir, Turhan, Altan Erbulak yaşasaydı, çizgileri kim bilir nasıl olurdu?

Yüksek Seçim Kuruluna verilen listelerde 167 AKP, 64 CHP, 27 MHP ve BDP’den de bazı milletvekillerinin isimleri liderlerince çizilmiş… Bazılarına göre nadasa(!) bırakılmışlar, bazılarına göre de başarısızlar… Bu arada başarılı olmalarına rağmen lideriyle ters düşerek liste dışı kalanların da hakkını yemeyelim!.. Mecliste en önemli yasa teklifleri tartışılırken sıraların bomboş olduğunu gördükten sonra liderlere de hak vermemek elden gelmiyor. Bakanlardan ise Aliye Kavaf liste dışı kalmış; başarısız mı? Başarısızsa neden şimdiye kadar değiştirilmedi? Anlayabilmek biraz zor…

Meclisteki 550 milletvekilliği için 8.400 civarında aday adayı partilerine başvurmuşlar... Bu arada aday adayları partilerine para da yatırmışlar. Şimdi listelere giremeyenler veya girip de seçilemeyecek yerlere konuların milletvekilliği hayalleri yıkılırken, bazılarının zar zor toparladığı; belki de kredi alarak borçlandıkları paralar ne olacak? Daha da önemlisi dokunulmazlık zırhı üzerlerinden kalkanlardan bazılarının yargıya gidecekleri de açık…

Anlaşılan bin bir hayalle partilere yatırılan paralar yanacak… Eskiden bayram yerlerindeki salıncakçılar süre dolarken bağırırlardı; yandıııı!... Aynen öyle olacak…

12 Haziran’da milletvekilliği sona erenler acaba yeni kartvizit bastırırken, “Eski Milletvekili mi, yoksa “23 Dönem Milletvekili” diye mi yazacaklar? Ne yazarlarsa yazsınlar yine de bir dönem dahi olsa milletvekili olmanın avantajlarından kendileri ve aileleri yararlanacak. Acaba böyle olduğu için mi bu kadar çok aday adayımız ortaya çıktı? Bilemeyiz!..

Aday listeleri açıklanmadan önce kimlerin, kimlerin isimleri geçmemişti ki!..

Milletvekili aday listelerini incelerken isimlerini göremeyince benim de üzüldüklerim olmadı dersem yalan söylemiş olurum. Milletvekili eşinin yerine milletvekili olmak isteyen, Prof. Dr. Mümtazer Türköne’nin ismini listede göremeyince acaba atladım mı diye tekrar, tekrar inceledim… İsmi yoktu!.. Yılların birikimi akademik kariyerini bir yana bırakmış, AKP’nin sözcülüğünü üstlenmişti. Televizyon programlarından birisinde karşısındaki hukukçulara, “Nah şu kalınlıkta ‘Siyaset Tarihi’ kitabım var, okuyun” diye böbürlenmişti… Kısacası akademisyenin içine düştüğü zor bir durum… Bir eve girecek iki kıyak emeklilik hayali de şimdilik suya düşmüş oluyor… İnşallah öbür seçime!..

Prof. Zafer Üskül’ün listede yer almayışı da başka bir sürprizdi…

Habertürk TV Genel Yayın Yönetmeni (Vatan Gazetesi eski köşe yazarı) Yiğit Bulut’un da aday olacağı basında çıkan haberler arasındaydı. Kendisi bundan öylesine emin olmalıydı ki, olacağım veya olmayacağım dememişti. Listeler açıklanmadan kısa bir süre önce aday olmasıyla ilgili haberlerin gerçeği yansıtmadığını söylemek zorunda kalmıştı. Belki de son ana kadar umutla beklemişti!...

İbrahim Tatlıses olayı ise başlı başına bir konu; Başbakan, hastane ziyareti sonrasında, kendisinden adaylık başvurusunu aldım demişti. Listeler açıklanınca bir baktık ki, Tatlıses’in de listede ismi yok. İbrahim Tatlıses bu, hiç yenik düşer mi? Avukatı aracılığıyla Şanlıurfa’dan bağımsız adaylığını açıklayıverdi… Şanlıurfalılar, Onun için, “medarı iftiharımız, 12 Haziran’da vereceğimiz oylarla meclise taşıyacağız” diyorlardı… Görünen köy kılavuz istemez; Tatlıses Şanlıurfa’da AKP’yi epey zorlayacaktı ancak, ne olduysa oldu adaylığını geri çekti…

Şarkıcı, türkücü ve futbolculardan da bazıları umutlandı, bazıları hüsrana uğradı. Metin Şentürk, Balık Ayhan, Cengiz Kurtoğlu, Kaan Girgin, Yasemin Kumral da aday adaylarıydılar. İçlerinden en şanslıları listede iyi bir yer edinen Hakan Şükür ile bir sezon Beşiktaş’ta oynayan Saffet Sancaklı oldular. Olası bir AKP veya MHP iktidarının Spor Bakanları… Onlardan daha iyisi mi bulunur…

Kültür ve Turizm Bakanı’nın seçim bölgesi değişmiş ve AKP listesinin ilk sırasında İzmir’e konulmuş… Kendisine İzmir sizi bekliyor denildiğinde “İzmir’in beni beklediğini duydum” demiş!.. Şimdi herkesi almış bir merak; Ucube heykelin yıkılmasına karşı çıkamayan, Devlet Tiyatrolarını özelleştirmek isteyen Ertuğrul Günay, bazılarının dediği gibi Gavur İzmir’den (!) ne kadar oy alacak?

Ergenekon davası sanığı, Eski Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner’in CHP listelerinde kendisine yer bulamayışı da bir başka sürpriz olmuştu. CHP yönetimi böyle bir tercih yaparken acaba cemaatleri ürkütmek mi istememişti… Yanıldıklarını kısa sürede anladılar. Cihaner, Denizli’den ikinci sıraya konuldu.

CHP’de de aday olamayanlar kazan kaynatıyorlar; bazısı “Liste toparlayıcı değil” derken bir başkası “bugün benim ve arkadaşlarımın üstünü çizenlerin, tarih üstünü çizecek” diyor.

Aday listeleri hazırlanırken liderlerin kurmaylarına danıştığı da söyleniyor.

Önceki yazılarımdan birinde değindiğim siyasette çok sık, ancak yanlış kullanılan bir sözcük vardır; kurmaylar… Yazılı, görsel internet basınına bakın hep aynı sözcükle karşılaşırsınız; falanca partinin kurmayları toplandı… Lider kurmaylarına danıştı!…

Kurmaylık askeri bir terimdir ve de öyle kolayca erişilen bir mertebe değildir… Belirli bir aşama geçirildikten, iyi sicil alındıktan sonra sınavla Harp Akademilerine giren ve orada başarılı olan subaylar bu hakkı elde ederler. Görevlerinde ayrıcalıkları vardır; ayrı bir sınıftır ve yakaları kırmızı renklidir. Kurmaylar komuta ve karargâh hizmetlerini yürütebilecek, ihtisas sahibi nitelikli subaylardır. General olup yükselebilme şansları aynı rütbedeki subaylara göre çok daha fazladır. O yüzden bu sözcüğün lidere yakın parti yönetimindeki kişilere yakıştırılması bana biraz ters geliyor.

Hürriyet Gazetesi köşe yazarlarından, AKP’nin hoşuna gitmeyen yazılar yazan Oktay Ekşi CHP’den seçilecek yere konuldu. Büyük olasılıkla da seçilecek ve yaşından ötürü meclisin ilk oturumunu en yaşlı üye sıfatıyla yönetecek… Yazılarına karşı olan AKP milletvekilleri de onun başkanlığı altında yemin edecekler…

Ne garip bir dünyada yaşıyoruz…

Edirnelilerin yakından tanıdığı bir aday AKP listesinin ikinci sırasında yer almış… Bir kaç yıl öncesi “Güçlü Türkiye Partisi’ni” kurarak 2007 yılında Mecidiyeköy’de eşekli bir eylem yapmıştı. Bu eylemde üç eşeğin boynuna “Mevcutlardan daha becerikliyim, ben bu ülkeyi daha iyi yönetirim” pankartını astığını basından öğreniyoruz. Hakkında hakaret davası açılıp açılmadığını ise bilmiyoruz…

Gençlik işte, insana neler yaptırıyor…

Sanırım bu karmaşa içerisinde en doğru sözü de Başbakan söyledi; “Onlar da bizim yol arkadaşlarımızdır. 6000’e yakın adayımız vardı. Her müracaat eden aday olur diye bir şey yok!..”

Doğru söze ne denir…


erdemyucel2002@hotmail.com
 

Yayın Tarihi : 29 Nisan 2011 Cuma 00:36:31


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Mehmet E. IP: 84.62.37.xxx Tarih : 29.04.2011 20:47:07

Ellerine saglik Hocam"Aslinda politikayi sevmem.Benim anlayisima göre siyaset aldatmacali bir oyundur.Bizim siyasetcilerimiz birbirlerini kinamaktan baska bir sorunlari yok herhalde.Kim kimin yandasi oldugu,da belli degil.Futbol terimlerinde kullanilan bir söz var bu futbolcuyu tranfer ediyoruz veya filan futbolcu filan takimda gibi haberler duydugumuz gibi,Zaman zaman politikada,da duymaktayiz.

Efendim filan partiden filan partiye filan milletvekili gecmis.Yani siyasetcilik cikarcilik anlamini tasiyor.Ayriyeten verilen sözler dile getirilen vaatler,Bol keseden herkes birseyler dagitiyor.Ne yazik,ki hersey eskisi gibi yerinde sayiyor,O verilen vaatler.Oysa önde gelen siyasetcilerimiz Türkiye Cumhuriyetini günlük gülüstanlik gösteryorlar.

Burda Sayin Reiscumhurumuz, Sayin Basbakanimiz, ve Sayin Bakanlarimiz, Yanlarina koruma almadan veya koruma gerekiyorsa onlarda Köylü kiyafeti giyip Halkin tanimiyacagi bir sekilde bürünüp Halkin arasina karisip hal hatir sorsunlar gözleriyle görsünler kulaklari ile isitsinler o zaman Halkin mutlu,mu mutsuz,mu oldugunu kararini versinler.Aksi takdirde davulun sesi uzaktan kulaga hos gelir derler.

Inanyorum,ki bu yukarda beyan ettigimi yapsinlar onlarda Türkiye neden bu hale geldigini kendileride kesfedemezler.Sadece bir iki örnek vereceğim,Sade bir vatandas gibi hasta olarak bir hastahaneye gitsinler ve orada neler olup bittgini görsünler.Sahtekerlik yalancilik ückagitcilik ve hatta fuhusun ne kadar coğaldigini bir görsünler.

Insanlik %80 yok olmus belkide daha fazla.Kücük büyügünü tanimiyor,Büyük kücügü ezmeye ugrasiyor,VS.Halkin bir cogu camiye namaza gidiyor onuda istismar ediyorlar.Camiye birbirlerine inadina gidenler bile var.Bu tür insanlar beni kandirir ama asıl Allahi nasil kandiracaklar.Bu yukarda yazdiklarim sizlere saka gibi gelir ama gezin gözlerinizle görün kulaklarinizla isitin ondan sonra cevap yazin saygilarimla. 


Erdal Geyiki-Sanatcı IP: 88.230.104.xxx Tarih : 3.05.2011 13:45:53

Merhaba erdem abi.Bugünkü köşenizde siyaseti konu almışsınız.Bende siyasetten anlamadığım için,Kırıkkalemizde yasaklanan bir yasaktan bahsedecegim.!Öncelikle bir araştırma yaptım.Ülkemizdeki yasakları kim koyuyor .!Avrupa uyum yasası diye birşeye rastladım.Kısacası bizim herşeyimizi avrupa yasaklıyor.Gelelim Kırıkkalemizdeki yasağa:Sokak dügünleri yasaklanıyor erdem abi.Bir milleti ayakta tutan önce inancıdır.daha sonra örfleri,adetleri, gelenekleri ve kültürüdür.Ülke olarak müslümanız.!,Kitabımızda kuran-ı kerim.iNANCIMIZI DESTEKLEYEN ÖRF,ADET,GELENEK VE KÜLTÜRLERİMİZİ YAŞATARAK BİRLİK VE BERABERLİK İÇİNDE YAŞAMAKTIR.Örnek:Bir evin diregi erkektir;evin temeli sağlam ve çatısı olursa depreme,yağmura karşı dayanıklı olur.Kitabımız kura-ı kerimi örflerimiz,adetlerimiz,geleneklerimiz ve kültürümüz destekledigini düşünüyorum.örflerimiz,adetlerimiz,geleneklerimiz ve kültürümüzü yaşatacağımız ve uyguluyacağımız günler var,(DÜGÜNLERDE,BAYRAMLARDA VE BENZERİ GÜNLERİMİZDE...saydıgım günlerimizinde yasaklanmaya başlaması üzücü.Avrupa önce saydılarımız yasaklar,daha sonra kendi kültürünü aşılar.Dilini ve dininide yaymaya başlar.BEN:Kırıkkale ve çeşitli illerde 5 bin’e yakın düğünde, sünnetlerde, festivallerde, asker gecelerinde, eğlencelerde, konserlerde, açılışlarda ve çeşitli davetlerde sahne aldım. Orta oyunlarımızdan olan köçeklik ve çeşitli tiplemelerle davetlilere eğlenceli vakit yaşattım. örf, adet, geleneklerimizin yaşatıldığı düğün kültürümüz yasaklanmasın erdem abi.Yetkililer sokak dügünlerine uygulama getire bilirler.Mesela:başlama ve bitiş saat,lerine ,ateşli silahlara karşı yasaklama.Yasakla birlikte aşçısı, sazcısı, davulcusu, kuaförü, gelinlikçisi, masa sıra kiralayan esnafı,sarrafı, kasabı vb gibi birçok kişinin geçim kaynağı kuruyacak.ortalama bir hesap yaptım:yılda 3 bin dügün oluyor kırıkkalede. 15 tane dügün salonu var.dügün salonları bu kapasiteyi kaldıramaz.Ev dügünlerimizde ortalama 500 ekmek,100 kilo tavuk eti,50 kilo domates, biber, patlıcan,patates,çay,şeker gibi benzeri maddeler.Ortalama yıllık 40 ton tavuk eti,150 bin ekmek,15 ton domates ve benzeri gıdalar.Dügünlerden ekmek yiyen 1000 müzisyenin aileleri ile birlikte 4000 bin kişide zarar görecek...Diyeceksin şimdi erdal işin gücün yokta bunlarımı hesaplıyorsun.Toplumun aynası sanatcılar derlerdi,bende biraz sanatla ilgileniyorum.KENDİSİNİ AYNADA SANATCI GÖRENLERİN SESİ ÇIMIYOR.UNU KURU TUZU KURU MİSALİ.BENİM UNUMDA YOK TUZUMDA.Sayacak o kadar çok sorun varki yazmakla bitmez erdem abi.kısacası:Biz kendi yasalarımızı neden çıkartamıyoruzda,Avrupnın dediklerini yapıyoruz,Avrupa uyum yasasına"İMZA"atıldığı söyleniyor.İNŞALLAH YETKİLİLER AVRUPA UYUM YASASI ALTIND, YASAKLANAN YASAKLARI TEKRAR GÖZDEN GEÇİRİRLER.Yoksa bu gidişle göz göre göre herşeyimizi kaybedecegiz .. Saygılarımla.erdal geyikçi-sanatcı..