20
Mayıs
2024
Pazertesi
ANASAYFA

Müjdeler Olsun; Yemin Ettiler!..

Seçim sonrasında; günlerdir, aylardır merak içerisindeydik…

Geçen seçimden sonra daha fazla bağımsız milletvekili çıkaran, sonra da hülle ile BDP’li (!) olan milletvekilleri, seçilir seçilmez posta koymaya başlamışlardı. Meclise gelmeyeceğiz, yemin etmeyeceğiz diye…

Kısacası daha işin başında siyaseti germişlerdi.

Meclise gelecekler mi, gelmeyecekler mi, yemin edecekler mi, etmeyecekler mi diye…

Toplum merak içerisindeydi; ne olacaktı?

Sonunda; çok şükür (!) geldiler, yeminlerini ettiler.

Benim aklım onların bu işlerine pek aklım ermiyor; yemin etseler ne olur, etmeseler ne olur?..

Meclis kürsüsünde ettikleri yemine sadık kalmadıklarına göre…

“Ülkenin bölünmez bütünlüğüne bağlı kalacağız” diye yemin ediyorlar, sonra da kendilerine değişik isimlerde toplantılar yapıyorlar, özerklik istiyorlar, il ve ilçelerin isimlerini değiştiriyorlar, ülkeyi bölmeye yönelik her harekette miletvekilleri ön plana çıkıyor atıp tutuyorlar. Türk askerine, polisine kurşun sıkanların cenazelerinde ön planda oluyorlar. Polise, askere taş Molotof kokteyli atanlara sıkılan tazyikli su ve göz yaşartıcı bombalardan etkilendiklerinde ise feryat figan ediyorlar.

Anlaşılan, bizim orada ne işimiz vardı demiyorlar…

PKK’nın terör örgütü olduğunu söylemeye bir türlü dilleri varmıyor.
Sonra da “Türkiye’nin bölünmez bütünlüğü” üzerinde bin bir naz ve niyazla yemin ediyorlar!..

Biz şu kadar oy aldık diyorlar… Oysa o oyların seçmenin hür iradesiyle alınıp alınmadığı da başka bir tartışma konusu… Güneydoğu’da öğretmenini, doktorunu, teknik elemanlarını koruyamayan devlet, yöre halkı seçmenini mi koruyacak? Zaten koruyamıyor, çaresiz seçmen de oylarını PKK’ya karşı duramayan bağımsızlara veriyor. Onlar da böbürlene böbürlere şu kadar oy aldık diyorlar…

BDP’liler kendi öz iradelerini mecliste yansıtacaklar mı? Yoksa birilerinden emir alarak mı davranacaklar?

Hep birlikte göreceğiz…

Terörün yönetim merkezleri K.Irak ve Kandil’e yönelik, Hükümetin sınır ötesi operasyon yetkisinin bir yıl daha uzatılma teklifi meclise gelir gelmez kürsüye koşup sert muhalefet ettiler. İçlerinden malum bir milletvekilinin “gelecek cenazelerin vebalinin altından kalkamazsınız” diye tehditkâr konuşması, yine gerginlik yarattı.

Her gün gelen şehit haberleri, dağa kaçırılan devlet memurları onları hiç etkilemiyor… Bu ülke için şehit olanların acılı ailelerine taziyede bulunuyorlar mı?

Askere, polise mayınlı tuzaklar kuran, ateş edenlerden biri ölürse hemen taziye çadırları kuruluyor, yürüyüşler yapılıyor…

İnsanın aklı gerçekten karışıyor; seçime giriyor, yöre halkından şu veya bu nedenlerle oy alıyorlar sonra da meclisi boykot edeceğiz diye show yapıyorlar… Ancak milletvekilliğinin getirisinden nemalanıyor, yüklü maaşları da cebe indiriyorlar…

Boykot etmelerinin nedeni ise; seçim öncesi tutuklanan milletvekillerinin mecliste olmayışı, APO’nun tutukluluk koşulları (böyle tutukluluk herkese nasip olmaz), KCK kapsamında partililerin gözaltında oluşlarıydı. Ancak onlar da artık rüzgârın kendilerinden yana esmediğini anlamış olmalılar ki sonunda çark ettiler. Uyup uymayacakları belli olmayan metine bağlı olarak yemin ettiler!..

Açılım dendi, iyi şeyler olacak dendi, değişen bir şey olmadı… Daha da kötüsü terör yandaşları dağlardan şehirlere indi, canlar almaya başladı. Genç kızlar, hamile kadınlar öldürüldü. Ne garip ki onlar da Kürt kökenli vatandaşlarımızdı.

Türkiye bu karmaşayı çözer mi? Çözmesine çözer de eli kolu bağlı olmazsa…

Meclisin son toplantısında yeni seçilen bir BDP’li milletvekili, Einstein göndermeli bir ahmaklık eleştirisi yapmış; “Ahmaklığın en büyük kanıtı aynı şeyi yapıp farklı sonuçlar beklemektir.”

Acaba bu sözüyle ne demek istemiş, öz eleştiri mi, yoksa birilerine gönderme mi?

Ben anlayamadım; sizler anladınız mı?


erdemyucel2002@hotmail.com
 

Yayın Tarihi : 9 Ekim 2011 Pazar 10:51:04


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Mehmet Ersindigil IP: 84.62.0.xxx Tarih : 9.10.2011 11:41:07

Hocam ellerine saglik"Herseyi güzel bir sekilde dizilemissin.Burda BDP tarafindan hülle ile secilen o bagimsiz milletvekilleri acaba gelecek secimde halkin önüne cikip nasil oy istiyecekler.Düsünceme göre ettikleri yemin,sadece protokol geregidir.Allah bilir ya,belki yemin ederlerken ayaklarini,da kaldirmis olabilirler.

Meshur bir atalafimiz var,Disi seni yakar,ici,de beni.Yeminlerine tabi kalacaklarina kanaat getirmiyorum.Yemin etmeseydiler daha iyi olurdu,Cünkü o zaman gelecek secimde;Kürt kökenli kardeslerimiz onlarin nasil insan olduklarini daha iyi ögreneceklerdi.Ve gelecek secimde ona göre deyerlendirip oyunu kullanacakti.

Benim deme kistedigim  ,Devletimiz, Hükümetiyle, Muhalefetiyle, Polisiyle, Askeriyle,Hicbir cikar beklemeden,Kürt kardeslerimizin bulundugu bölgelerde en iyi bir sekilde koruma altina almalari gerekiyor.Yoksa BDP baskisiyla,PKK tehdidiyle bu Vatandaslarimizi kaybetmeye mahkumuz.Ona göre tetbir alinip,vakit kaybetmeden haraket edilmelidir saygilarimla.