Mutluluk Üzerine

Seçim yasaklarının başladığı bugünden itibaren köşe yazarlarının suya sabuna dokunmayacak şekilde, çok dikkatli olmaları gerekir. Bu nedenle siyaset dışında hepimizi ilgilendiren, bizlere aşina bir konuyu; mutluluğu ele almak istiyorum.

Mutluluk, çoğumuzun eriştiği, aynı şekilde çoğu insanın erişemediği bir kavramdır. Yaşamından hoşnut olanlar mutlu insanlardır. Başka bir deyişle sevinçli, neşelidirler. Oysa mutluluğun tam tersi olan mutsuzluk ise acı çekmek, bedbaht veya bahtsızlıktır. Bazen de insan mutlu olması gereken durumlarda ise bulduklarıyla yetinmeyerek de mutsuz olabilirler… Ayrıca toplumda yaşam düzeyi yüksek olan kesime de mutlu azınlık, aksine de mutsuz azınlık denilir.

Gerçekte felsefi bir kavram olduğu da düşünülen mutluluğun reçetesi var mı diyenler olabilir. Yaşam felsefesi belki de çoğu insanın bilmediği mutluluğun reçetesidir.

Mutluluk reçetesini şöyle de açıklayabiliriz.

Günlerini say, servetini say, büyüklerini say ama yerinde sayma…

Eşini beğen, işini beğen, aşını beğen ama kendini beğenme…

Emek ver, kulak ver, bilgi ver ama hiçbir zaman boş verme…

Satıcı ol, alıcı ol, kalıcı ol, bulucu ol ama bölücü olma…

Paranı ver, selam ver, canını ver ama sırrını verme…

Elini aç, gözünü aç, kapını aç ama ağzını açma…

Rakibini geç, sınıfını geç ama gülüp geçme…

Ev al, araba al, abdest alma ama beddua alma…

Zulmü devir, nefsi devir ama çam devirme…

Yaklaş, konuş, tanış ama uşaklaşma…

Seslen, uslan ama eğrilme…

İtil, atıl ama satılma…

Çözülebilecek bir şeyi asla kesip atma…

İyi ekinim var diye güvenme, ambarına girmeyinceye kadar…

İyi arkadaşım var diye güvenme, kötü günün olmayıncaya kadar…

İyi karım var diye güvenme, yoksulluk çekmeyinceye kadar…

İyi oğlum var diye güvenme, el koynuna girmeyinceye kadar…

İyi annem var diye güvenme, dul kalmayıncaya kadar…

İyi ortağım var diye güvenme zarar etmeyinceye kadar…

Zaman yaraları sarmaz, sadece onlara alışmamızı sağlar…

Son olarak; düşünürün biri şöyle demiş;

Ne insanlar gördüm üstünde elbisesi yok; ne elbiseler gördüm içinde insan yok…

Okurlarımdan Sema Gözcü; dünyanın en mutlu çifti kimlerdir diye bir soru yöneltmiş,,, Ardından da yanıtını eklemi; Adem ile Havva…

Nedenine gelince;

Adem ile Havva’nın hiçbir zaman kaynanaları olmamış!..

Adem ile Havva aldatılmaktan korkmamış!..

Havva hiçbir zaman giysileriyle Adem’i çileden çıkarmamış!...

Adem, arkadaşlarımla maç yapmaya gidiyorum diye Havva’ya yalan söylememiş!...

Havva, kız arkadaşlarını eve toplayıp akşama kadar dedikodu yapmamış!..

Adem arkadaşlarımla beraberim diyip gecenin köründe eve sarhoş gelmemiş!..

Âdem hiçbir zaman iş görüşmesi için yurt dışına gidememiş… Gittiğini farz etsek bile otel odasında biriyle birlikte kalamamış!..

Âdem ile Havva’nın sevgililer gününü, evlenme gününü veya doğum günlerini unutmak gibi bir sorunları olamamış!..

Adem geç geldiğinde trafiği bahane edememiş!..

Hiçbir zaman yüksek gele kredi kartlarından ve faturalardan ötürü aralarında kavga çıkmamış!...

Özel günlerinde birbirlerinin sevmedikleri arkadaşlarını davet etme gibi bir sorunları da olmamış!...

Adem, hiçbir zaman Havva’ya “Sen bu dünyada gördüğüm en güzel kadınsın derken yalan söylememiş!..

Birlikte olduklarında; acaba bizi röntgenleyen var mı diye tedirginlik yaşamamışlar!..

Adem ile Havva hiçbir zaman enflasyon canavarı ile tanışmamışlar… Birikimlerini batırmayıp alacaklı bankacılarla uğraşmamışlar!..

Hiçbir zaman birbirlerinin yüzün telefon kapatamadılar…Telefonda kavga edemediler…İnternette kiminle yazışıyorsun diye birbirlerine hesap soramadılar!...

Hiçbir zaman siyaset-politika konularında, dil, din, ırk tartışmalarına girişemediler…

Hiçbir zaman Havva, Adem’e “Beni en son ne zaman sinemaya, tiyatroya, konsere götürdün, en son ne zaman dışarıda yemek yedik” diyemedi!..

Hepsinden öte Adem’in, senden başka gül koklarsam namerdim sözü gerçekti… Havva da bunun doğruluğuna emindi!..

Sizce de dünyamızın en mutlu çifti Adam ile Havva değil mi?

erdemyucel2002@hotmail.com