Oyun bittiğinde Şah da, Piyon da çöpe atılır!..
Suriye savaş uçağımızı düşürdü, iki pilotumuz şehit oldu.
Suriye biz düşürdük dedi; bizlerse uzun süre acaba kim düşürdü dedik!..
Anında, Suriye hükümetine nota verdiğimizi Dışişleri Bakanımız açıkladı!..
Beşar Esad iç savaşını sürdürürken bizim ona nota vızıltı geldi…
Düşürülen uçağımıza karşılık olarak Moskova’dan kalkan Suriye yolcu uçağını içerisinde silah var ihbarı üzerine yere indirdik. Bazılarına göre bir şey yok, bazılarına göre savunma sistemlerinde kullanılan radar malzemesi varmış!..
Ardından uçakta çakı bile olsa indiririz dedik!..
Uçakta Rus yolcuları olduğundan başta Rusya olmak üzere diğer ülkelerin tepkisini çektik…
Gel de çık işin içinden…
Rusya uçağın indirilme sebebini açıklayın derken kabak bizim hacıların başına patladı. Bundan böyle hacı taşıyan uçaklarımız Suriye üzerinden değil de Kuzey Kıbrıs’tan Mekke’ye gitmeye çalışacaklar.
Suriye’den sınırlarımızı aşan havan ve top mermileri düştü, sivil halkımızdan ölenler, yaralananlar oldu.
Anında, top ateşiyle karşılık verdik.
Tank ve uçaksavarını vurduk denildi.
Suriye ile bizim hükümet arasında ipler koptuğundan sınırlarımız içerisine düşen top mermilerinin kimin attığı da ortada kaldı. Beşar Esad’ın askerleri mi, yoksa orada konuşlanan Kürtler mi attı?
Sınırımıza savunma amaçlı siperler kazıyoruz. Askeri birlikler ağır silahlarıyla orada konuşlanıyor.
Genelkurmay Başkanı Suriye sınırında mevzilenmiş birlikleri denetledi…
Oysa bir zamanlar örgütünü Suriye’den yöneten Apo’yu barındıran Suriye’ye bir generalimiz sınırdan seslenmişti. Suriye de anında Apo’yu postalamıştı… O zamanın cumhurbaşkanı Süleyman Demirel meclis kürsüsünden şöyle seslenmişti: “Bizim tüm uyarılarımıza rağmen düşmanca tutumundan vazgeçmeyen Suriye’ye karşı mukabelede bulunma hakkımızı saklı tutuyoruz. Sabrımızın taşmakta olduğunu bu kürsüden bir kez daha dünyaya ilan ediyorum.”
Süleyman Demirel ve Kara Kuvvetleri Komutanı boşuna konuşmamıştı. Suriye Türkiye’nin kararlılığını görünce anında çark etmişti. Devlet de devlet olmanın gereğini yerine getirmişti…
Bugüne bakıyoruz ve görüyoruz ki, köprülerin altından çok sular akmış. Suriye’ye saldıracak mıyız yoksa onlar saldıracak bizler savunmada mıyız? Suriye ile savaş halinde miyiz yoksa her iki devlet birbirlerine karşılıklı hava mı atıyor?
Birileri bizi gaza getirmeye mi çalışıyor? Yoksa önceden yazılmış bir senaryo yürürlüğe mi girdi? O da tam net değil…
Durup dururken Suriye ile neden karşı karşıya geldik?
Yıllar yılı başımızda PKK belası varken, Suriye ile dalaşmak kimin menfaatine?
Suriye ile 877 kilometrelik sınırımız varken ve sınırdaki her iki toplum birbirleriyle ticari bağlantılıyken, bunu bıçak gibi kesmek akıl kârı mı?
Sınır şehirlerimizdeki insanların ekonomik çöküntüye düşmeleri neden umursanmıyor?
Kendi insanımız sanki refah içerisinde de bir de Suriyeli mültecilerin ayağına her türlü yardım götürülüyor, bir elleri yağda bir elleri balda. Kendilerine maaş bile verildiği ile ilgili haberler basında yer aldı…
Ama yine de yaranamıyoruz.
Neredeyse her mülteci gencini belge aramadan üniversitelerimize kaydedeceğiz. Suriyeli mültecilere harcanan para bizim halkın sırtından mı çıkıyor, yoksa birileri bağış mı yapıyor?
Bütçe dengelenemedi haydi zam yapalım işin içinden sıyrılalım mı deniyor?
Kısacası iki ucu pis bir değnek, sahi Suriye belasını başımıza kim sardı?
Türk halkı savaş istiyor mu?
Hayır…
Her şeyi referandum ile çözmek istemiyor muyuz? O halde neden referanduma gitmiyoruz?
Meşhur bir İtalyan sözü vardı; “Oyun bittiğinde şah da piyon da çöpe atılır.”
erdemyucel2002@hotmail.com
Mehmet Ersindigil IP: 84.62.48.xxx Tarih : 21.10.2012 16:49:39
Hocam ellerine saglik"mükemmel bir yazi olmus.Birileri bizleri gaza getirdigi gibi,Bizde cok cabuk adepte olup gaza geliyoruz.Yani eskiden birinin sirtini sivazlamak derlerdi.Bizi baba bildigimiz ve cikarlarini korumak icin Amerika gaza getiriyor.Avrupada sirtimizi sivazliyor. bizde saha kalkip nereye kosacagimizi bilmeden saga sola kosarak saldiryoruz.
Suriyeden binlerce mülteci geldi,eminim bunlardab %20 si Teröristtir Türkiye,yi karistirmak icin ve eylem yapmak icin gelmislerdir.Bu gelenler teröristler hic biri Suriye Hükümeti tarafindan kacarak gelmemislerdir.Türkiye,nin Suriye,ye karsi daha fazla düsmanca davranmasi icin propaganda icin gelmislerdir.Bu arada her iki ülkenin hudut kesiminde ticareti baltalamak ve iki komsu ülke halkini düsman kilmak icin yapilan ABD,ni oyunudur.
Türkiye,nin su ana kadar,basindan ögrendigimiz kadari ile 380 milyon lira mültecilere harcamistir.Bu yapilan harcama insancil olarak yapildigina dair Türk Hükümetimiz kanaat etmektedir.O zaman sormazlarmi resmi olarak kac mülteci Türkiye,ye girmistir.Simdi bir sayim yapilsin isterim,kac kisi kanplarda kalmistir,Kanptan kacanlar hepsi Türkiye,nin huzurunu kacirmak icin Türkiye,nin dört bir bucagina dagilmislardir.
O mülteci kanplar dört dörtlük bir sekilde denetlenmeli,Akrabam var oraya gidecem dendiginde rast gele salinmamali.Takip edilmeli dogru bir sekilde denetlendigi zaman neler oynandigini Hükümetimiz farkina varip niye bu kadar gaza geldiginin farkina varacaktir.Ne ABD,ye nede AB ülkelerinin gazina gelmesinler,Meshur bir söz vardir,Su uyur düsman uyumaz saygilarimla.
sosyal demokrat IP: 95.15.165.xxx Tarih : 22.10.2012 19:01:34
Meşhur bir İtalyan sözü daha vardır; "Bütün yollar Roma'ya çıkar !" Ben de dört yıldır sizler muhterem köşe yazarlarınızın sunumları ile birçok haber başlıklarına karşı yaptığım yorumlarda -yeri geldikçe- şunu vurgulamışımdır; "Amerikan emperyalizmi, 'paralel-meridyenlerin bileşkesiyle' dünyayı satranç tahtasına dönüştürüp oyununu başarıyla uygulamaktadır ! Bu oyunu kuralsız oynayan melunlar, geçmiş tarihlerden bu günlere uyguladıkları gibi, bu günlerden sonra da oynamaya devam etmeye yelteneceklerdir. Tasavvurumda zorlanacağım fakat umutlar besleyeceğim temennim şudur ki; bütün yollar Amerikan emperyalizmine çıkmasın ve bu melunlar tüm dünya ülkelerinde barut kokuları yaratmasın !
