20
Mayıs
2024
Pazertesi
ANASAYFA

Perdeler kapanıyor mu?

Bazıları farkında mı bilemem ama 27 Mayıs Dünya Tiyatrolar günü… Dünyanın gelişmiş tüm ülkelerinde güzel sanatların önde gelen kollarından biri olan tiyatrolardan söz edilecek ve gerçek sanatçılar, tiyatroyu sevenler bu günü kutlayacaklar.

Tiyatro, bireylerin toplumsal yaşamlarından alınmış kesitlerin gerçeklere uygun veya kurmaca bir yapı içerisinde, sahneye yansıtan güzel sanatların bir dalıdır.

Tiyatronun kökenine baktığımızda; milattan çok önceki yüzyıllara indiğini görürüz. Eski Yunan Tiyatrosu, bu sanatın özünü ortaya koymuş, o dönemden günümüze ulaşan zaman süreci içerisinde kültürün, sanatın ana kaynağı olmuştur. Anadolu’dan, Yunanistan’dan ve Roma’dan arta kalan arkeolojik eserlere bakın, binlerce insanın tiyatro izleyebilmek için çoğu ayakta kalabilmiş antik tiyatroları doldurduklarını görürüz.

Tiyatro tek kelime ile kültür işidir; bu kültür insanda kolay oluşamaz. Bunun için okumak, izlemek ve düşünmek gerekir. Bazılarına göre tiyatro ilham kaynağı, bazıları göre eğlencedir. Ne var ki, tiyatronun dünyanın dört bir bucağında değişik kültürleri, insanları birleştirdiğini, eğittiğini ve bilgilendirdiğini görürüz.

Ne gariptir ki; Dünya Tiyatrolar Gününün kutlanacağı Mayıs ayı içerisinde Başbakan ile tiyatro sanatçıları bir kavganın eşiğindeler. İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları’ndaki yönetmelik değişikliğini eleştiren, tepkilerini ortaya koyan sanatçılara Başbakan’dan çok sert, öfkeli yanıt gelmesi bir yana, “Devlet eliyle tiyatroculuk olmaz” diyerek tiyatroların özelleştirme teklifini bakanlar kuruluna götüreceğini söyledi.

Bakanlar Kurulunda tiyatroların özelleştirilmesi tartışılır mı? Tartışılmaz. Başbakan ne derse olur. Başbakan bu konuda kızgın olduğu kadar öfkeli. Kendisine karşı çıkılmasından ise hiç hoşlanmıyor.

Hiç gereği yokken, tiyatro sanatına darbe vuran, sanatçı ve yöneticiler arasındaki bu kavga neden çıktı?

İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları, şimdiye kadar özerk konumuyla repertuarını düzenler, oyunlarını seçerdi. Bu durum bazı siyasilerin işine gelmemiş olmalı ki; hiç yoktan, kimseye duyurmadan yönetmelik değişikliğine gittiler ve bundan böyle repertuarı kendileri düzenlemek istediler. Şehir Tiyatrosu sanatçılarına da oyun bu, siz yalnız oynayın gerisine karışmayın demek istemiş olmalılar!

Tiyatro her şeyden önce bir kültür işidir, birkaç oyun izlemekle bu yönde kolayca gelişemez. Onun için çok okumak, izlemek ve düşünmek gerekir. Bazılarının dediği gibi bir yazarın yazılarında kendisinden sürekli söz etmesi etik değilse de yeri gelmişken ben bir tiyatro izleyicisi olarak tiyatroyla nasıl ilişki kurduğumu sizlerle paylaşmak isterim.

Ortaokul yıllarımda dönemin ünlü tiyatro sanatçısı Raşid Rıza, İstanbul Şehir Tiyatrolarında her oyun için bize davetiye verir ve ben de ailemle birlikte oyunları izlerdim. O zamanlar İstanbul Şehir Tiyatrolarının Tepebaşı’nda garabet örneği TRT binasının olduğu yerde, zarif ahşap iki tiyatrosu vardı. Birinde dram, diğerinde komedi oynanırdı. Türk mimarisinin, sanatının ortaya koyduğu bu iki yapıyı yıkmak kültürsüzlüğün, vandalizmin tipik örneği olmuştur.

Tiyatro izleme merakım, rahmetli Raşid Rıza’nın verdiği davetiyelerle o yıllarda gelişti. Raşid Rıza, Vasfi Rıza, Reşid Gürzap, Cahide Sonku, Bedia Muvahhid, Agâh Hün, Sami Ayanoğlu, Nedred Güvenç gibi gerçek sanatçıları orada izlediğim için çok mutluyum. Üniversite yıllarında ise İstanbul Şehir Tiyatroları, Dormen Tiyatrosu, Küçük Sahne artık vazgeçilmezlerim olmuştu. Sonraki yıllarda ise Atatürk Kültür Merkezi’nde Devlet Tiyatrolarını, Opera ve Bale gösterilerin hiç kaçırmadım. Aradan yine yıllar geçti, o zamanki görevim nedeniyle Atatürk Kültür Merkezi’nde Klasik Batı Müziği Konserleri için bana davetiye verilirdi. Protokole ayrılan yerde benden başka bir iki kişinin olmasını başlangıçta hayretle ve biraz da üzüntü ile karşılamıştım. Klasik Batı Müziğini bilmiyor ve anlamıyordum. Dünyada milyonlarca insan bu müzikten anlıyorsa, benim onlardan ne eksiğim var diye düşündüm. Sıkıldım ama konserlerin hepsini izledim. İzlemekle kalmadın çalınan eserlerin ne olduğunu, yorumcuları, onları notaya dökenleri okudum. Bugün bir enstrüman çalamam ama çok sesli müziğin dinleyicisi olmakla övünürüm.

Bunları yazmamın nedenine gelince; insan merak eder, üzerine düşerse tiyatroyu da, operayı da, baleyi de, çok sesli müziği de hem anlar hem sever… Başlı başına bir kültür olayının içerisine düşer…

Bugünlerde ne yazık ki, pek çok sanatsever gibi ben de İstanbul’da bu tür sanat olaylarından yoksunum.

Avrupa’nın kültür başkenti olarak ilan edilen, havai fişekli gösterilerle kutlamaların yapıldığı bir şehrin tiyatro, opera, bale ve çok sesli konserlerden yoksun oluşu ne anlama gelir?

Ne yazık ki, birkaç özel tiyatro dışında, ne olacağı hala belirsiz Atatürk Kültür Merkezi’nin kapılarına kilit vurulmasından sonra İstanbul gibi büyük bir şehrin Devlet Tiyatrolarından, Devlet Opera ve Balesi’ni izlemekten yoksun bırakılışı neyle açıklanır?

İnsanlar gelişmesin, düşünmesin, tek düze olsun diye mi?

Elimizde bir tek İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları kalmıştı, şimdi de onun kaderiyle oynanıyor.

Bu olay bana çok eskiden izlediğim Cevad Fehmi Başkut’un bir oyununu anımsattı. Anadolu’nun geri kalmış bir yerine atanan idealist öğretmen sonunda bağnazlık ve kültürsüzlükle yaptığı mücadelede yenik düşmüş, okulundan atılmıştı. Bitkin bir şekilde masasında otururken sahne karartılmış, perde inerken; “Okul paydos” demişti…

Acaba şimdi de tiyatrolara paydos mu denilecek?


erdemyucel2002@hotmail.com

Yayın Tarihi : 1 Mayıs 2012 Salı 11:19:23


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Yılmaz Ergüvenç IP: 88.251.69.xxx Tarih : 2.05.2012 13:42:07

Türk tiyatrosunda yaşanan olumsuz davranışları çok güzel ifade etmişsiniz. İddia edildiğinin aksine Avrupa'nın bütün ülkelerinde resmî tiyatrolar vardır. Sadece geri kalmış ülkelerde, bir de Amerika'da yoktur. Geri ülkelerde olmaması normaldir. Amerikan kültürünün ise kökleri Avrupa ile kıyas edilemeyecek kadar zayıf ve yenidir. Avrupa resmi tiyatrolarının geçmişi, burjuvaziye dayanan kent devletlerine, sonra da üniter devletlere dayanır. Tiyatro ve Opera binaları Avrupa şehirlerinin en görkemli binalarıdır. Avamın izlemeyeceği klasik eserleri ancak kâr amacı gütmeyen resmi ve ödenekli tiyatrolar oynayabilir. Kültürlü gruplara tiyatro yolu ile ışık saçmak da devletin görevidir. Komedi Fransez Paris'in olduğu kadar tüm Fransa'nın iftihar kaynağıdır. İstanbul Şehir Tiyatrosu da İstanbul'un olduğu kadar tüm Türkiye'nin iftihar kaynağı, tarihî bir kültür kurumudur. Onu yıkmak kimsenin haddine değildir.


corrector IP: 58.172.237.xxx Tarih : 2.05.2012 17:14:55

"Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesinin yıldan yıla büyümesine bakalım:
1997'de 66 trilyon.
1998'de 119...
1999'da 180...
2000'de 270...
2001'de 302...
2002'de 553...
2003'te 771...
2004'te 1 katrilyon...
2005'te 1 katrilyon...
2006'da 1,3 katrilyon...
2007'de 1.7 katrilyon..."
(kaynak:http://www.milliyet.com.tr/2007/06/21/yazar/dundar.html)


Erdal Geyikçi-Sanatcı IP: 88.230.134.xxx Tarih : 1.05.2012 20:41:44

Merhaba erdem abi.Köşenizi okudum,Güzel bir konuya deginmişsiniz.Bende amatör olarak tyatro yapıyorum.Tiyatronun zorluklarını çok iyi biliyorum.Belki amator ruhlu birisiyim, gerçekleri görecek kadarda bilgiliyim

Genelde festivallerde ve konserlerde sahne alıyorum.Şehir şehir geziyorum. Bazen devlet ve Belediye tyatrocularına gittigimiz yerlerde rastlıyorum.En iyi otellerde kalıyorlar.İnanın bazen amatör olmama rağmen benim 100/50 etmeyen tyatrocuları görüyorum.Belkide benim kadar karşılıksız sosyal sorumluluk projelerinde bulunmamışlardır.

20 ye Yakın plaket ve başarı belgesi aldım.Aldığım palaket ve belgeleri karşılık beklemeden aldım.İnanın gönül verdigim işede elimde avucumda ne varsada harcarım.

Tamam Sanata siyasetin girmesine karşıyım.İlk defa başbakanımızın böyle bir karar aldıgı için destekliyorum.Biliyorsun erdem abi sanatcının siyasetle işi olmaz.

Başbakanımızın bir sözü aklıma geldi'YAN GELİP YATMA YERİ DEGİL'

şimdi sanatcılar özgür:istediklerini yapa bilirler.Zorluklarıda yaşamak ve başarmak lazım. Öyle ayın başı gelince aylığını almakla dizilerde ve filimlerde oynamakla olmaz bu işler.

AYRICA ÖYLE TİYATROCULAR VARKİ,YERLERİNİ GENÇLERE BIRAKMIYORLAR. TABİRİ CAİZSE ÖLENE KADAR DURUYORLAR. Bence:DEVLET OPERA VE BALE KISMINIDA ÖZELLEŞTİRMELİ..

YAZACAK O KADAR SÖZ VARKİ .ARTIK OKUYANLARDA ANLAMAZ OLDU.HER KES BİLDİGİNİ YAZIYOR VE OKUYOR.BENDE BİLDİGİMİ VE GÖRDÜKLERİMİ YAZDIM İŞTE:)) ÜLKEMİZ ÖZELLEŞTİKCE GÜZELLEŞTİGİNE İNANANLARDANIM. saygılarımla.Erdal Geyikçi-Sanatcı..


Teoman Törün IP: 88.240.11.xxx Tarih : 2.05.2012 14:03:25

1950'lerde sanat üzerinde başlayan demagoji, bir DP milletvekilinin, Radyo da yayınlanan bir opera eserine dayanamayıp: "Bu eşşeği kim anırtıyor?" diye telefonla Radyo idaresine fırça çekmesi kertesine varmışken; o tarihlerde bizimkine kıyas edilemeyecek kadar sesleri çok gümrah çıkan Arap radyolarından klasik batı müziği dinlerdim. Dünya klasikleri haline gelmiş evrensel sanatı yurttaşa tanıtmak, özellikle bizim gibi asırlarca bu sanatın dışında kalmış ülkeler için Devletin görevidir. Bir hükûmet başkanının sanata varıncaya kadar her şeyden anlayacağı düşünülemez: "Sizler de kim oluyorsunuz!" şeklindeki çok çirkin hitabı, sanat konusunda, aynen kendisine iade edilir. Tiyatroları özelleştirip de canının istediğine ödenek vereceğini korkusuzca beyan ve "ikrar" etmesi bu yönetimin nerelere kadar gideceğini bütün kapsamı ile göstermekde ve bizlere dehşet vermektedir. 


Deniz Erenulug IP: 2.193.59.xxx Tarih : 18.05.2012 23:45:43

Universitelinin en rahat girdigi yerdir Devlet ve Sehir Tiyatrolari giseleri. Hem harcligina uygundur hem diger ozel tiyatro girislerinde yasadigi cekingenligi cekmez o elini kolunu nereye koyacagini bilemedigi donemde. Haftasonu organizasyonudur yurtta kalanlarin, sehri tanimalaridir disaridan gelenlerin. Guzel giyinme firsati, kendini onemli hissetme anidir tiyatro. bazi oyun icini bayar, beklemeyi ogrenirsin kimisi hic bitmesin istersin. Turkiye'de devlet tiyatrosu olmalidir, eger koskoca Turkiye Cumhuriyeti o parayi bulamiyorsa hic kredi degerlendirme kuruluslarina falan kizmamalidir!! bakanliklarda calisiyor gozuken personeli bir kontrol etse o 2.000 kisiye odeyecek maasi gayet rahat cikarir. gereken ekonomik kisintiya gider, harcamalari sinirlar bunlar tamam. Ama biz biz yapan, diger ulkelerden ileri neyimiz varsa elimizden alan bu duzen kendine gelmeli. Avrupa'da o kadar cok insan var ki hayatinda tiyatro ile tanismamis bu mudur gelinmesi beklenen nokta. Ozel tiyatrolara odenegi arttirmadan evvel vergilerini indir de inandirici ol.


Mehmet Ersindigil IP: 84.62.27.xxx Tarih : 1.05.2012 17:58:50

Hocam ellerine saglik"Yaliniz az önce internetten üzücü bir haber ögrenmis oldum.Türk tiyatrosunun önemli isimlerinden biri olan Cüneyt Türel.Hakkin rahmetine varmis Allah rahmet eglesin.Bu aci haber üzerine,Perdeler kapaniyor yazin,da ayri bir üzüntüdür.Ögle anlasiliyor,ki Kültür dagitan tiyatrolar Türkiye icin ihtiyac yok demektir.

Cünkü kültür kelimesi Türk toplumuna büyük geliyor,Kültüre ihtiyac yok anlamina geliyor.Basbakanimizin dünkü konusmasinda Tiyatrolari özellestirmek istiyor.Yani kültür abidesi olan tiyatrolari satip hazineye daha fazla kazanc saglamaktir.Bunun icin,Bakanlar kuruluna gitmeye gerek yok.Basbakan isteyecek emrini yerine getirmeyecek kimse yok.Tekrar Cüneyt Türel,e Allahtan rahmet tüm sevenlerin basi sagolsun saygilarimla


özdemirin demokrasi anlayışı [2] IP: 95.15.216.xxx Tarih : 2.05.2012 21:06:34

Halk ile sanat arasına perde çekenlerin hüküm sürdürdükleri bir ülkede, demokrasinin yeri yoktur !


yasar ertas IP: 94.135.148.xxx Tarih : 1.05.2012 13:52:11

Ya ben ya baskalari sapla samani ayirt edemiyor gibi bir duygu icindeyim sanirim tiyatrolarin ve ya perdelerin kapanmasina karsi bir yenilik bir degisim istenmemekte devletenten cikarilip özel olmasi arzu edilmekte ki bu sözlerimizide de hatirlamakta fayda var kanisindayim "Kapagi saglam yere atmis" "bir dönüm bostan yan gel osman "hani yani ilerimiz iyi olsada desekki tamam maalesef islerimiz ayna cal cal oyna besbellidir özel olsun mücadele olsun knd ayaklarinin üstüne duran dursun duramayan bizim verdigimiz vergilerle ayakta durmasin ben derimki bu devlet islerinde ki kisilerin bir aylik islerini biri aciklasada nasil para aldiklarini bir bilebilsek ben sahsi görüsüm istinalar kaideyi bozmaz  cogunlukta avanta lafini üzülerek söylüyorum simdi bu kisiler osman aga misali birileri osman aganinayagina basiyor ve bu osman aganin hosuna gitmiyor ayagiy aciyor ya isine gelmiyor velveleyi veriyor bu velvelede meydanlarda dolasiyorlar hani yani birileri o meydanlarda bir akillica su sudur diye aciklaslarda hadi tamam biz millet olarakta bunlar hakli diyebilsek buna parelel  baska  islerimizde bu cok cok  gözlenmektedir   haydaaaa meydanlara birileri meydan hastasi bu milleti yapmaya  basladi bu hastalik insallah memleketimiz hayir getirir (birde baska görüs ve parti ise düzeltme vermez comak sokmak icin elinden geleni yapar milletin anasi aglar)


yasar ertas IP: 94.135.148.xxx Tarih : 2.05.2012 16:05:55

Sayin Ergüvenc yorumunuz icin tesekkürler Avrupanin tüm ülkelernde resmi tiyatrolar vardir dogrudur biz onlara bakarak onlar ucurumdan atliyorlar bizde onlara bakarak atliyoruz biz geberib gidiyoruz onlarda ucurumdan atliyorlar  ama asagida pamuktan dösege düsüyorlar ve yasiyorlar iste bu fark her isimizde belli örnek cok vardir artik bizde körü körüne atlamayi birakalim pamuktan dösek onlar düsünmüsse biz de ya böyle olmali olacak ya baska yol bulunacak bu böyle gitmiyor olmuyor herkez bunu biliyor hele isin icindekiler senden benden cok daha iyi biliyor ama cöreklenme var kimse birsey demiyor  ama denmeli artik olumsuz yönden yorum var  olumlu yönleri yok anlamida olmamali ki buna ragmen terzide olumsuzluk biraz fazla gibi

avrupdaTiyatro ve opera binalari en görkemli binalardir  bu da cok güzel bir örnektir dogrudur isleri kontol altindadir bir dönüm bostan yav bu gün cok sicak benim isin cok rahat bir agac altinda yan gel osman düsüncesi onlarda yoktur bizde bu böyle olsa keske lafada geldikmi agac altinda sanat sanattir ne gerek bu binalara der = parayi lüp götürmektir dersek sonrada avrupa binasina binalarina bakar gibta ederiz artik gibta etmiyelim baskalarini ettirelim budada simdiye kdarolmadigina göre nerde bu yanlislik diyelim bir yeni careler ariyalim güzel binalarda rahat koltuklarda insan gibi insan tiyatro seyredelim iste o zaman ister devlet ister özel olsun beni hicmi hic enterese etmez