Hepimiz biliriz, Rabbimizin işine karışılmaz. O ne isterse o olur, doğruyu o yapar, her şeyi adil biçimde kararlar, mazlumun âhını da kimseye bırakmaz!.. Bu dünyada çözülemeyen işler hep O’na havale edilir!..
Böyle olunca da boynumuz kıldan ince, Rabbin bir bildiği var der, kaderimize razı oluruz!..
Merak edip semavi dinlerle ilgili kutsal kitapları okuyup, bu konuda yazılmış sayısız yorumları, görüşleri görünce de kafam enine boyuna karışıyor…
Gerçekten Rabbimiz adil mi?
Bu dünyada adil olamadıklarının hakkını öte dünyada mı bahşedecek? Onu da bilemiyoruz…
Yoksa bazıları yapıp ediyor, Rabbena, hep bana diyor da, Rabbimizin arkasına sığınıp bizlerle dalga mı geçiyor?
Bildiğim, okuduğum ve gördüğüm bir şey var ki, öte dünyayı ben değil kimse bilemez ama bu dünyada Rabbimiz hep iktidar sahiplerinden, parası olanlardan yana olduğu da apaçık ortada…
Bakarsınız, bir ülkedeki iktidar sahiplerinden birinin kalbinde ciddi bir rahatsızlık olur. Ülkenin doktorları ameliyat şart diye teşhis koyarlar. Aile içerisinde bir telaş, bir telaş nerede, nasıl ve kim tarafından ameliyat edilecek…
Bir türlü karar veremezler. Son çareyi Rabbine danışmakta bulurlar, istiareye yatarlar!.. Rableri de onlara Amerika’yı, Cleveland’ı gösterir!.. Hastamız çok şükür, Rablerinin istekleri doğrultusunda başarılı bir ameliyat geçirerek sağlığına kavuşur…
Rabbin işine karışmak mümkün değil ama benim kafamı karıştıran da yine bir şeyler var. . Aynı hastalıktan muzdarip yığınla insanlarımız var. Neden Rabbimiz onlara yol göstermiyor? Oysa yaşamının son günlerinde kendisine yapılan tekliflere karşılık, Büyük Atatürk’ümüz “Beni Türk doktorlarına emanet edin” dememiş miydi?
Basından öğrendiğimiz kadarıyla bazıları iki tavuk kümesi ile işe başlıyor, ardından bir kuş gribi çıkıyor, kanatlı hayvanlar telef ediliyor, pastörize yumurtalar şişeler içerisinde yumurta sarıları ve akları satılıyor… Bu arada hasat zamanı düşük gümrük tarifesiyle 4.400 ton mısır ithal edilerek piyasa olumsuz etkileniyor.
Rabbimiz yürü ya kulum demiş olmalı ki, iki kümesle yola çıkılan kuruluş, Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşu arasına girmiş, 80.sırayı almış!
Türkiye’de kapanan iş yerleri, açıkta kalan işçiler yığınla… Ne yazık ki, Rableri onlara bir şey dememiş, bazılarına büyük şirketler açtırmış, gıda sanayi zincirleri kurdurmuş, gemiler, uçaklar aldırmış…
Önceki yazımda da belirttiğim gibi hesapsız kitapsız açılan üniversitelerden çıkanlar, kömür ocaklarında işçi olabilmek için ağaç kütükleri taşıyanlar, kazma sallayanlar; itfaiyeci olabilmek için merdivenlere tırmanıp, sınav çekme… Sınavları verenler arasında mimarlar, mühendisler var… Gardiyan olabilmek bile geçer akçe… Binlerce genç yüksek eğitimlerini aldıktan sonra gardiyan olabilmek için kuyruklar oluşturuyor... Böylesine bir eğitim kaosu içerisinde her ile her ilçeye alt yapısız, öğretim üyesiz, binasız üniversiteler, yüksek okullar açın… Kuşkusuz, Rabbimizin vardır bir bildiği!..
Basından öğrendiğimiz kadarıyla da Cumhurbaşkanı’nın önüne çıkıp O’nu alkışlayanları eleştiren iki üniversite bitirmiş, mastır yapmış kızımıza da şimdiye kadar gelmeyen iş teklifleri geliyormuş…
Gerçekten garip bir toplumda yaşıyoruz.
Parası olanlar adı 21 gün, gerçekte 10-15 günlük askerlik yaparak, yalnızca yanaşık düzen hareketleri, selam vermeyi öğrenerek yeni teskerelerini alan usta askerlerimizin (!) yanı sıra parasız veya Rabbimizin yürü ya kulum demedikleri bin bir zorluk içerisinde, canı pahasına dağlarda eşkıya kovalayarak vatanı görevlerini yapıyorlar…
Gerçekte bu listeyi çok daha uzatmak mümkün ama biz yine burada yazımıza noktayı koyalım. İşine gelenler ne güzel buyurmuş; Rabbimizin işine karışılmaz…Vardır bir bildiği!..
Siz garibanlar, boş verin bu dünyayı ne varsa öte dünyada!.. Rabbena hep bazılarına endeksli… Nedense Rableri voliyi(!) hep onlara vurduruyor…
erdemyucel2002@hotmail.com
Rabbimiz ile ilgili yazınız anlıyanlar için harika.Zamanımızda işsizler ordusuna katılan üniversite gençliği ,Baba 'dan kalma servet sahibi olsalardı,RABBİMİZ onlarıda görür yardım ederdi.Bugünde iş aramazlardı. Yeni devlet politikası bizde Rabbimin torpiliyle uyanışa geçti ve devam ediyor.
Sayın Yazar, yüreğinize ve ellerinize sağlık. Rabbimiz, beyler ve ailelerine Clevalend'ı gösterirken, bizlere de 4 nolu sağlık ocağını gösteriyor! Utanmak lazım. Nasıl servet yaptıkları ortada! Pırlanta yenmezken kdv'si "0" ama ekmek ve diğer gıdalarınki %8. Neden peki? Pırlanta, tavuk yemi mısır, likit yumurta ve holding müdürleri, muhallebiciler vs. vs. Dini siyasete alet edip iktidara gel, dini ticarete alet edip cebini doldur! Ohhhh, ne ala Muallaaaaaa:-) Yimpaş, Kombassan ve Deniz Feneri ne alemde bu aralar?
Sen sag ol var ol Hocam"Evet gercekten bu dünyada para herseydir.Sairin dedigi gibi,Ey para Allah degilsin,ki sana tapayim.(Tövbe) ama Allahin yapmadigini sen bu dünyada rahatca yapiyorsun.Evet Allah gimisine yürü ya kulum demis kimisine,de sürün ya kulum demis.Benim kendi görüsüm"Paranin girdigi her yerde adeletsizlik vardir. Örnek olarak ve inanmaktayim,ki bir cok is veren iyi para kazandirmayan maliyecisini isten kovar.Ne demek istedigimi anlayan anlamistir. Yaliniz bu sirf Türkiyede degil.Bütün dünyada aynidir.Görüsüm para bu dünyada Allah,i ikinci planda birakmistir.Bu konuda hep bana hep bana var oldugu müddetce böyle devam edecektir saygilarimla.