2
Mayıs
2025
Cuma
ANASAYFA

Rasmussen Skandalından Sonra Obama Ne Dedi? Biz Ne Anladık?

Türkiye’nin dış politikasında olaylar peş peşe geldi. Çoğu insan gibi ben de elimde olmadan düşünüyorum; Türkiye’nin dış politikasında bir takım değişimler mi oluyor?

NATO Genel Sekreterliği ve bu göreve gelecek kişinin nitelikleri Türkiye açısından da son derece önemlidir. Strasbourg’da yaklaşık 36 saat süren pazarlıktan sonra Danimarka Başbakanı Anders Fough Rasmussen’in seçimine, Başbakan önce hayır dedi, sonra da vetosundan vazgeçti. Cumhurbaşkanı ile Başbakanın aynı görüşte olmadıkları başlangıçta açıkça görülüyordu. Brüksel’de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Danimarka basınına Rasmussen’e karşı olmadıklarını söylemiş, aynı anlarda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’da çeşitli televizyon kanallarında Rasmussen’in adaylığına karşı olduğunu vurgulamıştı.

Türkiye’nin Rasmussen’e karşı olmasının nedeni; Hz: Muhammed’in karikatür krizi ile ROJ TV’nin Danimarka’da yayınını sürdürmesinden kaynaklanıyordu. Oysa bizim politikacılar Rasmussen’in özgür Danimarka basınına karışmasına ve bir televizyonu yayından kaldırmaya yetkisi olup olmadığının üzerinde durmuyordu. Ortada bunu bilenler varsa bile nedense hiç kimse bunu Başbakanımıza hatırlatmamış!.. Türkiye Dışişleri heyetinde bilgilerine başvurulacak, monşerler (!) diye hafife aldığımız eski büyükelçilerimiz de olmadığından böyle açmazlara düşmekten kurtulamıyoruz. Diplomaside önce efelenip sonra da boyun eğmenin yeri olmamalıdır. Karar önceden verilmeli, sonra da bundan dönülmemeli; başka bir deyişle, sözün ardında durulmalıdır. Nitekim Türkiye’nin bu yanlış tutumu dış ülkelerin yöneticileri ve basını tarafından eleştiri konusu olmuş, bazılarınca skandal, bazılarınca da ayağına kurşun sıkmak olarak değerlendirilmiştir.

NATO Genel Sekreterliği seçiminde ABD Başkanı Barack Obama başta olmak üzere İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi ve diğer Avrupa Başbakanları araya girdi ve kriz, Davos’a benzemeden aşıldı. Türkiye vetosunu geri çekti, A.F.Rasmussen 1 Ağustos’tan geçerli olmak üzere Genel Sekreterliği üstlenmiş oldu.

ABD Başkanı Obama’nın garantörlüğünde onay verdiğimizde basında yer alan haberler arasındadır!.. O zaman bu kavganın amacının ne olduğu sorgulanmalıdır. Avrupa siyaset arenası, Türkiye’nin seçim mitinglerinde söylenenlerle taban tabana zıttır. Her ne kadar bazı tavizler alındığı söyleniyorsa da diplomasi de sözlü vaatler, yazıya, protokole dökülmedikçe önem kazanmaz. Öncelikle monşerlerimiz (!) bunu iyi bilirler!..

NATO Genel Sekreterlik krizinin aşılmasının ardından ABD Başkanı Barack Obama, yeni Dışişleri Bakanı Hilaray Clinton’dan sonra Türkiye’ye geldi. Barak Obama’nın bizim sırtımızı sıvazlayıp bazı isteklerde bulunacağını sananlar ise fena halde yanıldılar. Gerçekte bizimkilere çok güzel ders verdi.

Mühim olan Barak Obama’nın ne dediği, bizim de bundan ne anladığımızdır.

Barack Obama, önce Anıtkabir’e, Atatürk’ün manevi huzuruna giderek, Atamızın ne kadar büyük bir değer olduğunu, bizde anlamayanlara anlattı. Ayrıca Türkiye’ye gelen ve Anıtkabir’e gitmemek için ayak direyen, sonra onların isteklerine uyanlara ne denir bilemem...

Bush yönetiminden farklı bir çizgide olduğu anlaşılan Başkan, ılımlı İslam modelini yerine, laik, demokratik, Atatürk devrimlerine bağlı bir Türkiye görmek istediğini açıkça belirtti. Ilımlı İslam modeline yaklaşmak isteyenlere, zaman zaman devrimlerin altını oymak isteyenlere ve buna inandırmak isteyenlere güzel bir ders verdi. Bunun yanı sıra adeta bir tarih hocası gibi bizlere laikliğin ve demokrasinin ne olduğunu açık bir dille anlattı. Atatürk’e saygısızlık edenlere de anlayacakları dille “Vizyonu kararlılığı ve cesaretiyle Türkiye Cumhuriyeti’ni demokrasiye yönelten ve mirası tüm dünyaya kuşaklar boyunca ilham vermeye devam eden Kemal Atatürk’e saygılarımı sunmak, benim için onurdur.” diyerek Türkiye’de bazılarına mesajlar verdi.

Ne yazık ki, batının aydın insanı Atatürk ve devrimlerini çok iyi biliyor,anlıyor, bizdeki bazı kör cahiller ise nedense anlamak istemiyor!..

Barack Obama, bunun dışındaki konularda açık ve net konuştu; son derece özenle seçilmiş sözcüklerle açık mesajlar verdi. Filistin’deki olayların yalnızca İsrail’den kaynaklanmadığını, Ermenistan ile iyi ilişkilerde bulunmamızı, açık bir dille belirttikten sonra “Laik demokrasi”, “ Kürt azınlıklar”, “Heybeliada Ruhban Okulu”, “İfade özgürlükler”, “Irak’ın geleceği ve K.Irak yönetimi” ve Türkiye’nin NATO içerisinde bulunmasının önemine de değindi.

“Türkiye’de halkın çoğu Müslüman’dır ama burası bir batı ülkesidir” diyerek Türkiye’nin Arap ülkelerinden çok batıya yakın olmasının menfaati olduğunu üstü kapalı da olsa söyledi. Ardından da “Amerika’nın çoğunluğu Hıristiyan’dır ama biz kendimizi Hıristiyan ülke olarak adlandırmayız. Yurttaşların birbirlerine değerlerle bağlı olduğu laik bir ülkeyiz.” demesi anlayanlara verilen bir başka dersti. Kuşkusuz, O’nun bu sözü İslam ülkeleri liderliğine soyunanlara da bir bakıma ikaz niteliğindeydi. Kaldı ki, İslam ülkeleri arasında İran dışında kalanların çoğunun, adeta ABD kuklası konumunda olduğu da gözlerden uzak tutulmamalıdır.

Barack Obama’nın birçok lidere örnek olacak bir davranışta bulunarak Türkiye’deki dini liderlerle, muhalefet parti liderleriyle görüştükten sonra Tophane-i Amire’de çağdaş Türk gençliği ile bir araya geldi ve bilinçli bir şekilde “Türkiye’nin çağdaş batı ülkesi olduğu mesajını verdi. Onun bu davranışı, üniversite öğrencilerini hiçe sayan, onların gösterilerini polis gücüyle önlemek isteyen ve dövenlere de iyi bir dersti. Çağdaş kültürdeki öğrencilerin sorularını da yine özenle seçtiği cümlelerle yanıtlarken, belki de geleceğin yöneticileri ile son derece güzel iletişim kurmayı başardı.

Şimdi sormak isterim. Barack Obama’nın sözleri, uyarıları ve istekleri bizim yöneticilerimizin hoşuna gitti mi? Göstermelik samimi pozlar, el sıkışmalar, karşılıklı söylenen övgü sözcükleri yeterli mi? Asıl önemlisi sağlıklı ve kalıcı bir ilişki kurmak ve bunu sürdürebilmektir. Barack Obama, kim ne derse desin yalnızca ABD’nin değil dünyanın lideri konumundadır.

Kısacası, Barack Obama anlayabildiğimiz kadarıyla engin kültürü, olaylara vakıf oluşu ve Türkiye için iyi niyetleri olduğunu gösteren bir lider…

Her şeyden önce de makul bir insan... Birçok liderin de örnek alması gereken bir kişi... Barack Obama, dünya imparatoru (!) gibi konuşan Bush yönetiminden çok farklı bir ABD politikasının ne olacağını da Türkiye üzerinden dünyaya duyurdu... Bunun yanı sıra Türkiye’nin, bazı Avrupa liderlerinin itirazına rağmen Avrupa Birliği’ne alınmasından yana bir tutum sergilemekten de geri kalmadı.

Bir kez daha yinelemek istiyorum; Obama ne dedi, bizler asıl anladık? Bu konuda kapalı kapılar ardından bazı tavizler verildi mi?

İşte asıl mesele de burada... Türkiye bu şansı iyi kullanabilirse, en az tavizle işin içinden sıyrılabilirse ne âlâ...

Yazıma çoğu kez yaptığım gibi Confucius’un bir değerlendirmesiyle son veriyorum;

Büyük insanların taşıdıkları özellikler şunlardır: Doğruyu teşhis etmek, iyi bir dinleyici olmak, yumuşak konuşmak, doğruluk, işini severek yapmak, bilmediğini sormak, kızgınlıktan uzak durmak, başarılı olduğunda adil davranmak.”

 

 


erdemyucel2002@hotmail.com
 

Yayın Tarihi : 10 Nisan 2009 Cuma 14:30:03


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
mehmet ersindigil IP: 88.76.87.xxx Tarih : 10.04.2009 20:58:14

Temennim bu güzel yazini degerli Siyaset yapan Siyasetcilerimiz,de okur Hocam.Allah sana sihhat ve afiyet versin,Ve biz okurlar bu güzel yazilarindan mahrum kalmayiz.Gelelim Rasmussen ve Türkiyenin dis Politikasina.Aglayan cocugu susturmak icin eline seker verip teselli edip sustururlar. Türkiyenin dis siyasi Politikasi aynidir,Bir insan söylemis oldugu sözü düsünerek söylemeli,Bu Türkiye,nin Basbakani veya Reiscumhuru iki üc sefer düsünüp söylemelidir.Ve söylenen sözün arkasinda dim dik durmalidir.

Reiscumhurumuz ayri söyliyor Basbakanimiz baska söyliyor.Kurşunu kendi kendimize sıkmıs oluyoruz,Bizim Reiscumhur,ile Basbakanimizin arasi acik gibi hissettim.Dis siyaset Politikasinda Birbirleri ile bilgi alisverisi yapmiyorlarmi.

Barack Obama Türkiye Büyük Millet Meclisinde,ki konusmasini görsel basindan izledim.Ögretmenlerin ilkokul,da Cocuklara ders anlattigi gibi Barack Obama,da Türkiyenin Sayin Bakan ve Milletvekillerimize  ders verdi sik sik alkisladilar.Ilimli islam ne demek,islam birdir Kurani Kerim rehberidir.Bunun ilimlisi milimlisi olmaz,Türkiye,nin tek cikis yolu vardir,Atatürk devrimlerine bagli siyaset ve Politika yapmalidir.Hangi Siyasetci olursa olsun,Laik Türkiye Cumhuriyeti,nin ilkelerine bagli Siyaset yapilmalidir. Bunun ortasiymis sagiymis soluymis ilimliymis diye haraket edilmemelidir.Ne dogu ne bati ne kuzey nede güney,Anternetifsiz Türkiye Cumhuriyeti icin olmalidir.Türkiye Kimlikleri ile yasayan tüm insanlarin ülkesidir, Buna hepimiz ayirim yapmamaksizim sahip cikmaliyiz.Mustafa Kemal Atatürk.ün dedigi gibi Yurtta sulh Cihanda sulh,Umarim Barack Obama,da bu kelime dogrultusunda haraket eder ve tüm Dünyayi sulh icinde yasamayi saglar,Henüz karar vermek erken Bekleyip göreceyiz saygilarimla.


hüseyin aydın IP: 85.97.7.xxx Tarih : 12.04.2009 07:05:39

bununda diğerlerinden bir farkı yok geldi bir sürü laf salatası yaptı gitti onu yapmayın bunu yapmayınla bir rahat bırakın bizi az huzur verin kafamıza göre iş yapalım


erdal geyikçi/sanatcı IP: 88.247.28.xxx Tarih : 10.04.2009 16:02:28

MERHABA ERDEM ABİ,KÖŞENİZİ OKUDUM.BEN SİYASETTEN ANLAMADIGIM İÇİN.BİRAZDA SANATCI OLMAMDAN DOLAYI,RESİMLERDEN VE GÖRÜNTÜLERDEN GÖRDÜGÜMÜ ANLATAYIM.BAŞTA SUNU SÖYLEYİM GERÇEKTEN ABD BAŞKANI SN.BARAK HÜSEYİN OBAMA GÜLER YÜZLÜ TEMİZ BİRİSİNE BENZİYORDU.BİLİYORSUNUZ TEMİZLİKTE İMANIN YARISIDIR:))GELELİM GÖRDÜGÜM GÖRÜNTÜLERE VE RESİMLERE.OBAMA TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN BAŞKENTİ ANKARA GELDİ.BAŞBAKANIMIZLA KARŞILAŞMASINDA,BAŞBAKANIMIZIN SIRTINI SIVAZLAYARAK SAMİMİYETİNİ,ÇEKETİNİN ÖNÜNÜ İLİKLEYEREKTE SAYGISINI GÖSTERDİ.DAHA SONRA CUMHUR BAŞKANIMIZI ZİYARETİNDE,ATILAN BİR BOMBANIN SESİYLE İLKİLDİ VE İÇİNDEKİ KORKUSUNU ATTI:)) DİGERGÜN SULTAN AHMETE GEÇTİ VE CAMİDE BİR KEDİNİNDE SIRTINI SIVAZLAMASIYLA,ÜNİVERSİTELİ ÖGRENCİLERLE KONUŞMASINA GEÇTİ.KONUŞMASINI EZAN OKUNANA KADAR KONUŞACAM DİYEREKTE EZANADA SAYGISINI GÖSTERMİŞ OLDU.İNİŞİNDEN GİDİŞİNECE SN: BARAK HÜSEYİN OBAMANIN YÜZÜNDEKİ SAMİMİYETİ,GÜZEL VE GÜLER YÜZÜ EKSİK OLMADI.ABD ESKİ BAŞBAKANIDA GÜLERDİ DEVAMLI AMA SAMİMİYETİNİ VE GERÇEK YÜZÜNÜ BİRTÜRLÜ GÖREMEDİK.ESKİ ABD BAŞKANINI SON KONUŞMASINDA GAZETECİNİN ATTIĞI AYAKKABIYA GÜLEREK BAKMIŞTI..İNŞALLAH SN:BARAK HÜSEYİN OBAMA OLDUGU GİBİ KALIR. HZ:MEVLANANINDA DEDİ GİBİ"YA OLDUGUN GİBİ GÖRÜN YADA GÖRÜNDÜGÜN GİBİ OL"DEMİŞ.BENCE SN:BARAK HÜSEYİN OBAMA DÜNYAYA BARIŞ GETİRİR.ATALARIDA YÜZ YILLARCA KÖLE GİBİ YAŞADI.ŞİMDİ BARIŞI GETİRMESİ ATALARININ YATTILARI YERDE RAHAT UYUMASINI SAĞLAMIŞ OLUR DİYE DÜŞÜNÜYORUM ERDEM ABİ.GÜLER YÜZLÜ VE GÜZEL İNSANLAR DÜNYAYA LAZIM BEN İNSANLARIN RENGİNE, IRKINA , MEZHEPİNE, MEMLEKETİNE,DİNİNE VS VS GÖRE BAKMAM;İNSAN OLMASINA BAKARIM ERDEM ABİ...saygılarımla.erdal geyikçi/sanatcı..