Eğe ve Akdeniz’de ne zaman sorunlarla karşılaşsak, bazı ülkelere gözdağı vermek için Koca Piri Reis Araştırma Gemimizi yola çıkarırız!.. Konuyu bilen veya bilmeyen editörler de gazetelerine koca koca manşetler atarlar; Piris Reis yola çıktı!.. Televizyonların haberleri de aynı konuyu flaş haber olarak verir…
Biz böyle yapınca, bizimle sorun yaşayan ülkelerin korkacağını, aman ayağımızı denk alalım, onları kızdırmayalım, bakın Türklerin Piri Reis gemisi denize açılmış dediklerini sanırız!..
Korkarlar mı, yoksa hiç önemsemeyip korkmazlar mı?
İşte, buna yanıt vermeye kendimi ehil hissetmiyorum. Denizi seyretmeyi, yüzmeyi seversem de denizci değilim.
Denizlerde diğer ülkelerle sorun yaşamadığımız sürelerde adı sanı duyulmayan, araştırma yapıp yapmadığını bilemediğimiz gemimiz yine Akdeniz’de Kıbrıs açıklarında araştırma yapmaya koyuldu.
Türkiye’nin bilimsel yönden deniz araştırmaları yapan tek gemisi olan Piri Reis’in sorunlu denizlere açıldığında bazı ülkelere korku salması çoğumuzun gururunu okşar!.. Bu olay bana çocukluk günlerimi anımsattı; eskiden kahvehanelerde veya ona benzer yerlerin duvarlarında I.Dünya Savaşına girip, yanlış siyaset yüzünden perişan olmamıza neden olan Yavuz zırhlısının posterleri asılıydı. Sonraki yıllarda bazı ülkeler tarihi gemilerini restore edip müze yaparken biz öğündüğümüz Yavuz’u söküp jilet yapmıştık… Her neyse Yavuz resminin üzerinde de şu sözler yazılıydı; Yavuz geliyor Yavuz, suları yara yara!..
Zaman değişti gündemimizde şimdi Koca Piri Reis Araştırma Gemimiz var!.. Suları yara yara Akdeniz’de ilerliyor!..
Gün olur belki de Koca Piri Reis geliyor diye çağımıza uygun posterler yapıp duvarlara asarız!..
Piri Reis neden bu kadar önemli diye merak edenler olur diye, kısaca bildiğim kadarıyla söz etmek istiyorum.
Piri Reis Araştırma gemisi 1978’de B.Almanya’daki bir tersanede yapılmış ve o zaman Ege’de Yunanistan ile patlak veren sorunlardan ötürü deniz dibinde sismik araştırmalar yapması için 1987’de satın alınmış. Kıyıya yanaşmadan 15–20 gün denizde kalabiliyormuş. Boyu 36 m. eni 8.10 m., graftı minimum 2.30 m. Maksimumu 2.8 m. Yüksekliği 3.8 m. tonozu 300 grosston. 8 netton, mürettebatı 10, akademik personelini de 11 kişiymiş…
Deniz tabanında sismik araştırmalar yapabilen Piri Reis Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsünün malı olup Urla’da konuşlanmıştır.
Piri Reis’e hurdaya çıkması gerekir diyenler varsa da 2001’de Devlet Planlama Teşkilatının projesiyle modernize edilmiş. Ancak yaptığı çalışmalarda şimdiye kadar bir şey bulduğuna dair basında herhangi bir haber de yer almamış… Bu konuda Türkiye Petrol Jeologlar Derneği danışmanı; “Piri Reis petrol aramaya uygun bir gemi değil. Arama yapamaz. Yıllardır hurda da bekliyor. Petrol aramak için artık yüksek teknik özelliklere sahip yeni kuşak gemiler kullanılıyor” demiş.
İsmini aldığı Piri Reis (1465–1554) ise ünlü bir Osmanlı denizcisi. Ne yazık ki, sonu iyi gelmemiş, boynu vurulmuş. Amerika’nın bilinmediği günlerde çizdiği haritalarda bu ülkeyi göstermiş. Ayrıca “Kıtab-ı Bahriye” isimli eseri ve şiirleriyle tanınmış. Aslen Karamanlı bir ailenin çocuğu olarak Gelibolu’da dünyaya gelmiş, dayısı Kemal Reis ile birlikte Akdeniz’de korsanlık yaparak ün salmış, Sultan II. Beyazıt zamanında (1481–1512) dayısının korsanlığı bırakmasından sonra Osmanlı donanmasına katılmış, İnebahtı, Modon seferlerinde yararlılıkları görülmüş. Barbaros Hayrettin Paşa ile birlikte çalışmış, 1551’de Mısır donanması komutanı olmuştur. Umman ve Basra üzerinde 1552’de sefere çıkmış Hürmüz Kalesini kuşatmış, Portekizlilerin aldığı haraç üzerine kuşatmayı kaldırmış. Dönüş yolunda tamire muhtaç gemilerini Mısır’da bırakmış, aldığı ganimetleri üç gemisiyle getirirken, yolda gemilerden biri batmış. Mısır valisinin sözüne uyan Kanuni Sultan Süleyman’ın fermanıyla boynu vurulmuş.
Piri Reis gemisinin Akdeniz’e çıkmasındaki asıl nedene gelince; Türkiye’nin İsrail ile karşı karşıya gelmesinde Kıbrıs Rum kesiminin yararlanmak istediği çok açık… Kıbrıs Rum Kesimi Doğu Akdeniz’de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Türkiye’nin karşı koymasına rağmen doğal gaz arıyor. Rumlar Doğu Akdeniz’de araştırma yapmamız uluslararası hakkımız diyor. Bunun için de ABD Noble Enengy şirketiyle sözleşme imzalamış ve çalışmalar başlamıştır.
Bizim Piri Reis yola çıkana kadar Rumlar denizde platform kurmuşlar ve deniz dibinden 2 km aşağıya kadar inmişler. Kıbrıs Rum Radyosunun açıklamalarına göre; platformun üzerinde İsrail’in insansız uçakları görüntü alırken İsrail donanmasına ait gemiler bölgedeymiş. Bu durum araştırmaların İsrail’in koruması altında yapıldığını açıkça gösteriyor. Diğer taraftan Başbakanımız Türk Silahlı Kuvvetlerinin havadan ve denizden gelişen olayları takip ettiğini söylüyor. Bu arada gerekirse savaşırız sözleri de ortaya çıkıyor.
Akdeniz’de önümüzdeki günlerde suların ısınacağı kaçınılmaz. Savaş yaşamamış insanların savaşı hafife alması çok acı… Bugün Avrupa Birliği ülkesi olan Kıbrıs Rum Kesiminin arkası oldukça güçlü görünüyor; İsrail’in yanı sıra ABD ve füze kalkanı olayından sonra Rusya’nın da onların yanında olması olasıdır. O zaman bizi de Libya, Mısır, Tunus, Somali, Suriye’deki isyancılar ve Filistin mi destekleyecek?
Neredeyse tüm yaşamı savaşlar içerisinde geçmiş Atamızın şu sözleri hiçbir zaman unutulmamalıdır; “Savaş zorunlu ve hayati olmalıdır. Öldüreceğiz diyenlere karşı ölmeyeceğiz diye savaşa girebiliriz. Ulusun hayatı tehlikeye girmedikçe savaş bir cinayettir.”
Ortadoğu ülkeleri derseniz onlardan hiç hayır yok; Başbakan Birleşmiş Milletler genel kurulunda İsrail’e çatıp, Filistin’den yana tavır koyarken; Arap ülke liderlerinin salonda olmadığı söyleniyor…
Sözün kısası gülerler adama!.. Anlaşılan dış politikada yine yanlış ata oynuyoruz!..
erdemyucel2002@hotmail.com
Sayın Hocam elinize sağlık.
Başbakan Erdoğan, asıl maksatları ne olursa olsun, bence haklı nedenlerle İsrail'le Rumlar ve dolayısıyla Yunanistan'la savaş halinde. Türk devleti savaş düzeyinde. Donanmamız alarmda ve Doğu Akdeniz'de. Havada ve denizde her an çatışmalar çıkabilir ve iş büyük bir savaşa dönüşebilir. Erdoğan BM Genel Kurul toplantısında dost düşman bütün ülkeleri uyardı: "Rumları durdurun, yoksa gereğini yapacağız!" diye yazan sayfa komşunuza gereken cevabı da vermiş oldunuz. Saygılar
malimiz budur elimizden gelen de budur. agzimizdan cikanda mangalda kül birakmiyan gibidir. buna ragmen esasta bilir kisiler bu konuda bir hak bir protesto var ise ha piri reis olmus ha amerikan filosu olmus bir sey fark etmez bir seyler yapmak gerekse yapiliyor yapilacakta elimizdede bu varsa budurla yapilacaktir bir kenara oturupta yav bos ver de olmaz herhalde önemli olanda baslamadir. sorumlu kisiler böyle baslamayi uygun gördü ise ve gelismeleri yapabilecek ise ve sonuca varabilecek ise amenne sonuc iyide olabilir kötüde olabilir ortada kalabilir hepsi olabilirde bir tek su konusmalarimiz edebiyatimiz mangalda kül birakmayisimiz ne oluyor ben buna bir kulp takamiyor bulamiyorum.anlayamiyorum ben bu piri reisi görmedim ama bu anlatilanlara göre sulari yara yara gidisine göre amerikan filosu yaninda alt etmis gibi geldi yani bu bastakiler bizi hala mamo mu saniyor bizde biliyor bir pok yapamiyacaklarda bizde diyoruz susun sizi adam sanalim yada yapin edin biz diyelim helal olsun yaptilar sadece biz ne diyoruz bu politikacilar cok mal para yaptilar diyoruz onlarda bu konuda masallah hic agizlarini acmiyor sunu bir ters cevirin sadede gelin ne olur yani
Hocam ellerine saglik"Cok güzel bir konu,Piri reis artik hizli gelisen teknolojinin karsisinda sifir kalir.Piri reisin devri kapanmistir,gelisen teknolojiyle yeni piri reisler yapmak lazim.1978 den beri piri reis Türkiye,ye ne kazandirmistir,hic bir bilgim yok.Sadece piri reisin denizlerde korsanlik yaptigini okumuslugum vardir.Piri reis bugün,kü teknolojiyle yarisacak gücte olmadigini tahmin ediyorum.
Bu devirde artik kimse,Kimseden korkusu kalmamistir.Azinlikta olan PKK bile Türkiyeden korkmuyor.Artik hergün PKK ile yatip,PKK ile kalkiyoruz.70 milyonun üstünde bir nufusa sahip olan Türkiye bile başedemiyor.Oysa atom yapan ülkelerle 40 tane piri reis gemimiz olsa neye yarar.Güc kuvvetli silah ülkelerindedir saygilarimla.