Şehitler ve bir intihar
BDP Milletvekili Sırrı Sakık’ın oğlunun intihar ettiğini belirten haber anında internete düşmüş ve tüm haber sitelerinde yayına girmişti. İntihar etmek, daha doğrusu bir insanın kendi canına kıyması kolay değildir. Büyük olasılıkla intihar eden kişiler ruhsal bunalımlar veya toplumsal etkilerden, çaresizlikten ötürü canlarına kıyarlar.
Sırrı Sakık’ın oğlu “Baba seni son kez üzeceğim. Sana çok üzüntü verdim” diyerek babasıyla birlikte yaşadığı Ankara’daki evinin beşinci katından kendisini boşluğa bırakmış…
İstanbul Kültür Üniversitesini bitiren bu genci intihara sürükleyen neydi?
Sıkıntılarını, sorunlarını kendisiyle birlikte götürdü. Yakınları veya içini döktüğü arkadaşları belki bilirler ama konuşurlar mı bilemeyiz… Kim bilir, belki de o soyadını taşımanın yükünü kaldıramadı.
Babasının da bulunduğu Meclisteki siyası partinin uzantılarından, PKK’dan aldıkları emirler, hapisteki amcanın geçmişinden rahatsız olabilir miydi?
Belki de PKK’ya sempati göstermeyen pek çok Kürt genci gibi bu memleketin nimetlerinden faydalanıp insan gibi yaşamak istiyordu. Oysa sırtında taşımak zorunda olduğu bir soyadı vardı.
Yirmi beş yaşındaki bu gencin yanı sıra her gün aynı yaşlardaki birçok gencin PKK tarafından şehit edildiklerini görüyoruz. Durum öyle bir hal aldı ki; toplum neredeyse şehitleri kanıksadı diyeceğiz. Anlaşılan terörü yaratanlara ölüm cezası gelmedikçe ve bazı yerlerde olağanüstü hal ilan edilmedikçe bu durum böyle gidecek, şehit haberleri gelmeye devam edeceğe benziyor.
Bu intihar olayının ardından sitemizdeki habere gelen okuyucu yorumları beni enikonu düşündürdü ve daha doğrusu endişelendirdi. Bazı okuyucularımız, belki de içlerinde şehit acısı yaşayanlar, adeta bu intihardan ötürü, “onlar da aynı acıyı tatsın, aynı acıyı yaşasınlar da evlat acısı nasıl oluyormuş” diyorlar.
Türkiye’nin yaşadığı bu acıyı hainler de yaşasın demekte birleşiyorlar!..
Toplum bu ölümden adeta hoşnut olmuş gibi!..
Garip, gerçekten çok garip ama onları böyle düşünmeye kimler yönlendirdi?
İşte bütün mesele de burada…
Gerçekten yaşayan, bilen bilir; evlat acısını tatmak acıların en büyüğüdür. Yüzlerce asker, polis ve bigünah aileler bu acıyla yaşıyor ve daha ne kadar yaşayacakları da belli değil.
Şimdi bu acıyı Sırrı Sakık ve ailesi yaşıyor.
PKK’ya karşı olduklarını bir kez bile dile getiremeyen, Kandil’in, İmralı’nın sözünden çıkamayanlar gencecik insanların şehit edilmesinde sesleri çıkmayanlar ne zaman yaptıklarından nadim olacaklar? Düştükleri çukurdan ne zaman çıkacaklar?
Tanrıya inanırsınız veya inanmazsınız ama tanrının bir adaleti vardır. O adalet er veya geç tecelli eder. Farsçadan dilimize geçmiş bir sözcük vardır; “Men dakka dukka”… “Ne ekersen onu biçersin”, “çalma kapımı çalarlar kapını” anlamında bir sözcük…
Şimdi evlat acısını onlar da yaşıyor. Belki bundan böyle mecliste daha başka bir görünüm sergilerler. Evlat acısının ne olduğunu öğrendiler.
Kuran’ın Tegabün suresi “Her şey ortada, Allah'a dön kulum. Yanlış yoldasın” diyor.
erdemyucel2002@hotmail.com
yasar ertas IP: 94.135.148.xxx Tarih : 17.09.2012 19:40:48
sayin yorumcu Fuat Salih Özmen e bu yorumundan dolayi tesekkür ediyorum ayrica sayin Erdem Yücele" de tesekkür ediyorum Millet vekilinin ogluna allah rahmet eylesin ve geri kalan aile ferlerine sabir versin evlat acisi allah kimseye tattirmasin desekte demesekte bu fani dünyada her sey olacak olabilir ölüm yasayana öyle veya böyle gelecek geride sag kalan insanlar ölüm sebeblerinde teselli arayacaklar ama teselliyi aramak bulmak en zor bizim memlekette ve islam aleminde zor kanisindayim ölüm sebeblerimize bir bakalim lütfen ben bunlari yazmakta zorlaniyorum utaniyorum benzetmek gibi olmasin bu zittirik ölüm sebeblerine davetiye cikariyoruz davetiyeleri dagitmak icin yaris ediyoruz basina gelenler üzülüyor + kimileri seviniyor = ne oluyor bize normal ölümleri özler olduk en güzel yasam hakki olan hakkimiz eridi ve bu erimede biz millet olarak desem az insan olarak eridik hani bir lafimiz vardir cocugumun dügünüde cifte davul caldiracagim simdiki zamanda birilerimiz öldürülüyor veya hic sebepten ölüyor nerdeyse cifte davul tutup caldiracagiz yorumlarimiza bir bakalim vay vaaay halimize sehitler ölmez vatan bölünmez vs. bende sehit yakiniyim özür sehitlerimizden ama gercek bu dünyadan gitti gittti yandik oglu atladi oda görsün evlat acisini v.s bilmemki ne desem ölüm güzel olmasada en güzel normal ölüm buna bile müsade etmiyen bir toplum olduk
Su Cemre Sim IP: 85.102.113.xxx Tarih : 17.09.2012 18:27:38
Küçük yaşta annesini yitirmiş,suçsuz bir gencin depresyona girip canına kıymasından güç umanları kınıyorum.Kolay mı Kürt olup da PKK'yı ,Türk olup da Devleti kınamak.O annesiz ,nice genç ölüm öyküleri duymuş bir çocuk.Onbinlerce genç öldü,adalet yerini bulamadı da,karıncayı incitmeyen,kendini yok eden bir çocuk mu ölünce adalet yerini bulacak?Sayın Sırrı Sakık sabıkalı değil,olsaydı milletvekili olmazdı.Cezaların şahsiliği prensibi evrensel bir ilkedir.
Koskoca Devlet PKK ile başa çıkamıyor da,Sırrı Sakık mı çıkacak?Bizim geleneklerimizde cenazelerde ,felaketlerde düşmanlık güdülmez.Bu ilkel ,acımasız nefret bizim kültürümüze aykırı.Böyle bir acıdan medet umanların insanların asıl bölücüler olduğunu düşünüyorum.
Fuat Salih Özmen IP: 88.244.188.xxx Tarih : 17.09.2012 10:40:06
Her ne olursa olsun,eğer toplumun ve medyanın büyük bir bölümü,evladını kaybetmiş birisine 'oh olsun' deme seviyesine gelmişse veya getirilmişse, bu durum milletçe ne büyük bir çöküntü içinde olduğumuzun en somut göstergesidir. Artık ne yurtta ne de cihanda sulhumuz kaldı.Nostradamus göremedi ama Atatürk bu günleri de görmüştü.Atatürkün Nutkunu tekrar tekrar okuyalım.Belki biraz kıpırdarız..Erdem hocama saygılar sunarım.
