29
Mayıs
2024
Çarşamba
ANASAYFA

Şehitlerimizin Gölgesinde Türban ve Para Derdi!..


Türkiye zor günler geçiriyor. Ancak toplumun ne kadarı bunun vahametini kavrayabiliyor?

Türk Silahlı Kuvvetleri çok zor doğa koşullarında K.Irak’ta PKK sürüleri ile çarpışıyor. Ancak Türk’e özgü duygularla zorun üstesinden geliyor. Savaşların kaçınılmazlığı olan şehitler veriyoruz. Birçok aileye ateş düşüyor. O duyguları yaşayanlar bilir... Sayıları nedir bilemiyoruz ama yaralılarımız da olmalı...

Bütün bu zorluklara karşılık askerlerimiz, önümüzdeki bahar aylarında yeni saldırılarını başlatmayı planlayan PKK yuvarını havadan ve karadan teker teker yok ediyor. Askerlerimiz için söylenecek tek söz gazalarının mübarek olmasıdır.

Türk Silahlı Kuvvetleri K.Irak’ta yuvalanmış terör odaklarına canı kanı pahasına mücadele verirken, sanki harekâtın başlaması beklenmişçesine türbanın üniversitelere girmesini öngören, on bir gündür köşkte bekletilen Anayasa değişikliği, savaş halinde aynı zamanda başkomutan olan Cumhurbaşkanı tarafından imzalandı.

Bazılarının deyişi ile yangından mal kaçırırcasına... Veya yalnızca rastlantı!..

Bu olay bize Rauf Tamer’in “Cambaza bak” hikâyesini bir kez daha anımsattı. Bilmeyenler için benim de yeniden ele alarak günümüze uyarladığım bu yazıyı Kenthaber Arşivinden okuyabilir ve sonra da düşünceye dalabilirsiniz.

K.Irak’ta askerlerimiz savaşırken, Türkiye’nin birlik ve beraberliğe en muhtaç olduğumuz günümüzde üniversitelerde yeniden bir türban krizi ısıtılmaya başlandı. Türbandan yana olduğu açıkça belli olan, cumhurbaşkanının ataması ile bu göreve getirilen YÖK Başkanı üniversitelere gönderdiği yazıda, türbana yeşil ışık yakılmasını istiyor. AKP, MHP ve DTP destekli türbandan yana karar TBMM’den çıkmış, Cumhurbaşkanı da imzalamıştı. Ne var ki, CHP kararın iptali için Anayasa Mahkemesine başvurmuştu. Oysa Anayasa Mahkemesinin, Danıştay’ın ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bu konuda daha önceden alınmış kararları vardır. TBMM’den çıkan ve Cumhurbaşkanı tarafından onaylanan bu karar onlarla ters düşüyordu.

AKP’nin atadığı YÖK Başkanı, Cumhurbaşkanının harekâtın başladığı ilk gün imzaladığı türban konusu ile üniversite rektörlerine yolladığı yazıda “ Anayasa değişikliği yürürlüğe girdi. Kanuni bir düzenlemeye ihtiyaç yok” diyerek türbanlı öğrencileri içeri alın çağrısı yapıyor… Bu yazıyı üniversite rektörleri talihsiz bir yazı olarak niteliyor, bazıları kapıları türbana açıyor, bazıları açmıyor… Türkiye’deki seksen iki üniversitenin on dördünde türbana izin çıkıyor, YÖK Başkanına rağmen altmış sekizi laiklik konusunda direniyor...

Cumhurbaşkanı’nın onayı ile türban yasağı kalktı mı? Türkiye’deki anayasa hukukçuları 42. maddenin değişikliğini öngören yasa çıkmadığı sürece bu yasağın ortadan kalkmayacağı görüşündeler.

Kısacası üniversitelerde tam bir kaos yaşanıyor? Bunun sorumlusu kimler?

Yanılmıyorsam Erbakan’ın bir zamanlar söylemiş olduğu “Üniversite rektörleri türbanlılara selam duracak” sözü acaba gerçekleşecek mi?

Askerimiz, sınır ötesinde çok güç koşullarda savaşıp şehitler verirken, üniversiteler tam bir kaos ortamına sürüklenmiş, birbirlerini hasım olarak görüyorlar...

K.Irak’ta canı ve kanı pahasına Türkiye Cumhuriyetini korumaya ve bölünmeyi engellemeye çalışan Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihanete karşı verdiği savaş sürerken içeride Atatürk devrimlerinin sarsılıp sarsılmadığı tartışması yapılıyor.

Türk Silahlı Kuvvetleri, vatanını saldırgan sürülerden ve onların içerideki yandaşlarından kurtarmaya çalışıyor...

Bazıları yarım metre bez derdinde, saçının görünüp görünmemesi ile uğraşıyor!..

Başbakan AKP İstanbul Gençlik Kolları Kongresinde K.Irak’a düzenlenen operasyonun hedefinin bölgenin teröristlerden temizlenmek olduğunu söyleyerek şehitler için M.Akif Ersoy’un Çanakkale Şehitleri şiirini okuyor...

Muhalefet partisi CHP türbanla ilgili anayasa değişikliğini, haklı olarak önleyebilmek için Anayasa Mahkemesine götürüyor...

Laiklik olmadan demokrasi ve özgürlüğün olamayacağı da açıktır. Ancak Türkiye’de cemaatler ve tarikatlar kol geziyor. Askerlerimiz terörle mücadele ederken, din devleti olmaya karşı çıkan sivil toplum örgütleri de cehalet ve irtica ile mücadele etmek zorundadır.

Bir diğer muhalefet partisi MHP yanardöner örneği, bir iktidara, bir CHP’ye yanaşıp yanardöner sözünü doğruluyor...

DTP, Meclise girdiğinden beri tuttuğu yoldan ayrılmıyor. PKK’nın sözcüğünü yapması bir yana, hassas yerlerde özellikle Diyarbakır’da askere karşı mitingler düzenliyor... Kürsüye elinde Kur’an ile çıkarılan sözde bir imamın ardından operasyonlara tepki mitinginde Leyla Zana “ Demokratik, özerk Kürdistan istiyoruz”, Irak Devlet Başkanı C.Talabani’ye ’ye de kürk kimliğinde gel diyebiliyor. Ardından da Abdullah Öcalan ile masaya oturulmayı utanmadan teklif ediyor. Bölücülük örneklerini milletvekilleri ile birlikte veriyor. Bu arada Türk halkının vergilerinden kesilen maaşlarını utanmadan cebine indiriyor...

Türkiye bütün gücü ile K.Irak operasyonuna odaklanmışken, milletin vekili olduğu söylenen, aslında parti liderlerinin seçtiği vekiller bu karmaşa içerisinde, çalışanların emekli maaş ve haklarını tırpanlayan Sosyal Güvenlik Tasarısı’na kendilerinin maaşlarını arttıracak düzenlemeyi ve kıyak emekliliklerini bir olupbittiye getirerek yükseltmeye kalktılar. Tepki ile karşılaşınca bu kez milletvekillerini Gazilerle bir tutmaya çalıştılar. Bu kıyak emeklilik düzenlemesi yapılsaydı, milletvekili maaşları 1.500 YTL, emekli vekillerin maaşları da %26.6 artmış oldu. Büyük olasılıkla IMF’ye şirin görünmek için çalışanların hakları ise tırpanladı. Oysa 2008 Ocak-Temmuz döneminde memur maaşlarına yalnızca %2+2 zam yapılmış, Ocak ayında taban aylığında 10 YTL artış olmuştu. Maliye Bakanı asgari geçim indirimi 2008’de devreye gireceğinden memurların 45-90 YTL arasında değişecek tutarlarda maaş artışı olacağını söylemişti. Aynı yasaya göre asgari ücretlilerde tedavi masraflarını katkı payı olarak ödeyecekler, milletvekilleri ile ailelerinin tedavi masrafları ise meclis tarafından ödenecek...

Türkiye’de ekonomik bir krizin olup olmadığını ekonomistler tartışıyor. Satılan kitlerden alınan paralar dikkate alınmayacak olursa enflasyonun ve ithalat ile ihracatın arasında büyük bir fark olacağı da açıktır. Dünyadaki küresel dalgalanmaya Türkiye’de bir önlem alınmış mıdır? Son olarak 146 yıllık Tekel’in İngiliz sigara şirketi BAT’a satışına Samsun, Adana ve tokat başta olmak üzere çeşitli yerlerde emekçiler protesto gösterileri yapıyorlar. Tuzla tersanelerinde peş peşe meydana gelen iş kazaları ve ölümler nedeniyle emekçiler grev kararı almışlar.

Kısacası emekçi direnişi sürüyor...

İzmir Hilton Otelindeki EGİAD Balosuna Yılmaz Özdil sütununda değinmiş...

Sahnede 10. Yıl Marşı ile Cumhuriyetimizi bir kez daha günümüze yansıtan şarkıcı...
Ancak bu kez karşısındaki smokinli beylere, tuvaletli hanımlara coşkulu müzikler sergiliyor...

CHP İzmir Milletvekilleri, İzmir Emniyet Müdürü de oradaymış!..

Vur patlasan çal oynasın...

Televizyonlarda eğlence programları tüm hızıyla sürüyor. Kimin eli kimin cebinde ballandırıla ballandırıla anlatılıyor...

Televizyonlardaki kadın programlarında adı sunucuya çıkmış, takıp takıştırmış hatunlar karşılarına aldıkları eğitim noksanlıklarını her haliyle belli eden kadınlara cıvık cıvık sözler söylüyor...

Alkışlar, bas bas bağıran müzik devam ediyor...

Aynı saatlerde askerlerimiz kanı ve canı bahasına terör örgütüne karşı savaşıyorlar.

Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Atatürk 10 Kasım 1938’de yaşamını yitirmiş, Gençliğe Hitabesi ile vasiyetini gelecek nesiller için yazmıştı.

Acaba Atatürk o tarihte değil de şimdi mi öldü?..

Ne garip ve acı tezat!..


erdemyucel2002@hotmail.com  

Yayın Tarihi : 28 Şubat 2008 Perşembe 11:51:36


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
erdal geyikçi(köçek)...! IP: 88.231.88.xxx Tarih : 28.02.2008 21:31:09

MERHABA ERDEM ABİ....KÖŞENİZİ OKUYUNCA,BABAMIN ASKERLİK RESİMLERİNİN ARKASINDA YAZAN NOTLARI HATIRLATI.BABAM KIBRIS GAZİSİ ERDEM ABİ...ANLAYACAĞINIZ KIBRISTA SAVAŞTI...KISA NOTLAR,"KIBRIS DIŞARDAN BAKILDIĞINDA YALANCI BİR CENET GİBİYDİ ,İÇERİSİNE GİRDİĞİMİZDE ÇEHENNEM GİBİYDİ,ÜÇGÜN ÜÇ GECE DENİZDE DURDUK.BİR GÜNDE KIBRISI ALDIK"YAZIYORDU ERDEM ABİ...1974 TE KIBRIS SAVAŞI OLMUŞTU ERDEM ABİ...34 YIL GEÇMİŞ KIBRIS SAVAŞINDAN BÜGÜNE...DÖNEMİN BAŞBAKANI RAHMETLİK SN:BÜLENT ECEVİT,Tİ EGER HAYATTA OLSAYDI.BİR GÜNDE TERÖR OLAYLARINI ÇÖZERDİ .BÜYÜKLERİMDEN DUYDUĞUMA GÖRE 1983 YILINDAN SONRA TERÖR OLAYLARI DAHA DA ÇOK BAŞLAMIŞ 25 YIL OLMUŞ HALEN SÜRÜYOR ..BU SORUNU KİM ÇÖZECEK ERDEM ABİ..TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN KURUCUSU BÜYÜK LİDER M.KEMAL ATATÜRKTE HAYATTA OLMADIĞINA GÖRE ÖLENLERİN MEZARLARININ ÜZERİ KAPATILIR ..OLAYLARIN ÜZERİ KAPATILMAZ,ÇÖZÜLÜR...ÇÖZÜM ÜRETECEK VEDE ÇARE BULACAK BİR LİDER LAZIM ÜLKEMİZE ...TIPKI BABAMIN VE DE SİLAH ARKADAŞLARININ BİRGÜNDE KIBRISI ALDIĞI GİBİ...CENNET VATANIMIZI,CEHENNEME ÇEVİRMEYELİM... ALLAH ŞEHİTLERİMİZİN MEKANLARINI CENNET ETSİN.SAYGILARIMLA.ERDAL GEYİKÇİ(KÖÇEK)....


Gökhan IP: 85.100.158.xxx Tarih : 29.02.2008 11:32:40

İsmini vermek istemeyen kişiye;Söylemleriniz,kazan kaldıran yeniçeriler ve Cumhuriyet karşıtı hilafetçi,şeriatçı güruhun söylemleri ile aynı nerede ise.Dini kurtarmak gibi komik bir iddia olamaz.Din kişisel bir olgudur.Dini inanca sahip olup olmamak kişinin tasarrufudur.Din adı altında 12 yüzyıldır milletimize uygulanan kültürel emperyalizm bizi kendimize yabancılaştırıyor.Arabın yaşam tarzını kabul etmekle Tanrıya inanmanın hiç bir alakası yoktur.Evet günümüzdeki kültürel,ahlaksal yozlaşmanın yoğunluğu çoğumuzu üzmektedir.Ama bunu durdurmanın yolu şeriata teslim olmak değildir.Aklın bilimin sosyal ahlak kurallarının tam olarak yaşama uygulanmasıdır.Bunun dışında dinin ilahiyat fakülteleri ve bilimsel araştırmalar dışında üniversitede bulunması hatadır.Üniversiteler bilim ve sanat içindir.Dini yaşamak için değildir.İran'da da böyle sinsi sinsi geldiler özgürlük diyerek,sonra diğerlerinin özgürlüğünü yok ettiler.Bir iki gündür sataşma ve kavgalar çıkmaya başladı okullarda.Biz birbirimizi yerken elalem uzayı fethediyor. Bu arada uluslar arası silah tüccarları da bir iç savaş için ellerini ovuşturuyordur eminim.Ulusal özgürlük elden gittiğinde hangi dine inanıldığının hiç önemi kalmayacak.Bunları iyi düşünelim.


İSMİNİ VERMEK İSTEMEYEN BİR KİSİ IP: 88.249.195.xxx Tarih : 28.02.2008 18:31:26

askeri harekat hakkında verdiginiz demeçlerin sonuna kadar arkasındayım gercekten yüzlerce masum insanları hatta kundaktaki bebeleri bile vuracak kadar acımasız olan pkk ya karsı yapılan bu girisim cok yerindedir terörün dili,dini.ırkı.milleti yoktur diyenler elbet birgün yanılacaklardır..çünkü üzerinde yasadıkları vatana ihanet ednler hangi amac ugruna savastıklarının farkında olmayan kandırılmıs insanlar mahserde hesaba cekilecekleri zaman gercegi hakk'ı anlayacaklar.BU VATANIN HER KARIS TOPRAGI NASIL DEGERLİ İSE VE BUNUN İCİN HİC TEREDDÜT BİLE ETMEDEN CANLAR FEDA EDİLEBİLİNİYORSA ALLAH RIZASI İCİN DİNİMİZE MİLLETİMİZE SAHİP CIKALIM.OLAYLARI SAPTIRMAYALIM DİNİN GEREKLERİNİ YERİNE GETİRELİM YOK EGER GETİRMİYORSAKTA GETİRMEYE CALISANLARA KARSIDA SAYGILI OLALIM.Türban türban dediniz laiklik elden gidiyor dediniz milleti galayana getirdiniz ama bizim milletimiz elhamdülillah müslümandır müslümanın her zaman yanındadır ve böyle provakasyonlara gelmez bosuna ugrasmayın bu cırpınıslarınız bosunadır.ÖZGÜRLÜKLERİN EN İYİ SEKİLDE YASANDIGI VE HATTA KİM KİME DUM DUMA ORTAMLARIN OLUSTURULDUGU VE TÜRK İNSANININ YAVAS YAVAS DİNSİZLESTİRİLDİĞİ ÜNİVERSİTELERDE.MASUMCA TEK AMACI İNANCININ GEREGİ Bİ KORUNMA İHTİYACI OLARAK TÜRBAN GİYEREK GİRMEK İSTEYEN İNSANLARA KARSI YAPILAN BU DAVRANIS SON DERECE YANLISTIR...TÜRKİYE LAİKTİR VE HİC MERAK ETMEYİN VATANINA MİLLETİNE DİNİNE VE KÜLTÜRÜNE SAHİP CIKACAK İNSANLAR OLDUGU SÜRECEDE HEP LAİK KALACAK VE BU AZİZ TÜRK MİLLETİ HER TÜRLÜ ZOR SARTLARA RAGMEN DİNİNİ YASAYACAK..SAYGILAR KOLAY GELSİN


Gökhan IP: 85.100.158.xxx Tarih : 28.02.2008 13:54:21

Sayın Yücel,bir kez daha elinize sağlık.Bütün bu olan bitenler ile birlikte dün kavgalar da çıkmaya başladı üniversitelerde.Saygı duyduğum bir sosyolog olan değerli Emre Kongar senelerdir kafasını çenesini yoruyor bu olacakları bas bas bağırarak haber veriyordu.Televizyon programında karşısında rahat rahat oturan Mehmet Barlas ise pişkin pişkin bişey olmaz edasında sırıtıyordu.Bu olacakları ve daha ileri boyutlara ulaşacağını hükümet elbette biliyordu zaten.....Bu açıdan bu hükümeti Damat Ferit hükümetine benzetiyorum.Geri kalanları söylemeyeyim.Saygılar selamlar


mehmet ersindigil IP: 84.62.5.xxx Tarih : 28.02.2008 13:24:15

Sag ol var ol ellerin dert görmesin Allah sana gönlüne göre yasam versin HOCAM. Türkiyede olan olaylari bir siir gibi dizmissin satirlari ve tam isabet olmus sagol. Allah Türk Askerinin yaninda olsun ve Türk Milletinin basindan eksik etmesin.Bize yansitanlar o daglarda 40 kilo agirligindaki canta ile zor hava sartlari karsinda görsel basindan izlerken icimiz kan agliyor.Ya görmediklerimiz kim bilir ne cefalar cekiyorlar.Gazalari Mübarek ve daim olsun,Ama ne yazik,ki Politikacilar sicak koltuklarinda oturarak onlari göremiyor.Ancak kendi cikarlarla ugrasyorlar Örnegim Askeri Savasa gönderdiler hemen vakit gecirmeden Sayin Cumhurbaskani zaman bu zaman Halk Asker sehidini beklerken ve onunla ugrasirken Turban yasasini onayladi.Sinsice bir plan malesef,Belki bu Turban davasi olmasaydi Askerimizi savasa göndermiyecekti. Su an muktedirler her istediklerini tane tane yavas yavas yerine getiriyorlar;Mesala yök baskanini secmeleri ve onun,da kimin yaninda olusu besbelli.Sayin erbakan zamaninda söyledigi sözü kimse belki benimsemedi ama meshur bir Ata degimi vardir su uyur düsman uyumaz diye,demek bildigi ve yapmak istedigi birseyler vardir, Bakin hepsi dogru cikiyor.Simdide anlasiliyorki Laiklik ve Cumhuriyeti yikmak onlarin Politikasinda mevcuttur,Sira ona gelmis görülüyor.Bakin 14 tane Üniversite ile basladilar bile,Anlamadigim bir konu da DTP Türkiyede ne yapmak istiyor,Tamami ile Mesut Barzani ile politika yürütmektedir. Peki Türkiyede ne diye politika yapiyorlar yoksa gercek mi Türk Kürt Bölünüp kendi devletlerini,mi kurmak istiyorlar.O Zaman sormazlarmi Türkiye Büyük millet Meclisinde ne isin var diye.Hayret dogrusu geri kalan milletvekillerinin sesi cikmiyor bu konuda.HA NASIL CIKSIN SIMDI ONLAR EMEKLI MAASI DERDINDELER,Ne yazik,ki Millet Vekilleri Halki temsili altinda ceplerini düsünüp soymaktan baska birsey yaptiklari yoktur.Vatanimiz ne kadar zenginmis,ki ye ye cal cal bitmiyor.Malesef bir türlü ben adam olamadim halen sosyal yardimla yasiyorum saygilarimla.


TeomanTörün IP: 85.108.161.xxx Tarih : 1.03.2008 14:01:36

Gerçekden bu türban takıntısı kabak tadı verdi. Üniversiteye salt laik anlayışla girilir. Bu kuruma dinî veçhe vermek, insanları dinsizleştiriyor iddiasında bulunmak Üniversitenin salt bilimsel olan varlık ve amacına ters düşer. Tanrının varlığına her hangi bir din'in dayatması ile değil insan aklı ile ulaşılır. Hiç bir kutsal kitabın yüceliğini açıklamaya yeterli olmadığı Tanrının varlığı, ucu bucağı bulunmayan evrenin bir yaratıcısı olarak bir bedahattir (apaçıklıkdır). Bunun için onlarca din, onbinlerce tarikat ortaya çıkmıştır. Bunlara inanan insanların hepsine hepsine saygı gösterme durumundayız. Ama, bunların birbirleri ile boğuşmalarına artık bir son verme çaresini de aramalıyız. İşte, Üniversite bu tarafsızlığı gösterme konumundadır. Bu da bilime ve siyasete her hangi bir dinin müdahale etmemesi ile kabildir. Bu bakımdan dinî simgelerin öğrenim kurumlarına girmemesi bir zarurettir. Türban'ın dinî bir zorunluluk olmadığı da, ciddî din bilginleri tarafından sürekli anlatılmaya çalışılmaktadır.


önder gürbüz IP: 91.32.212.xxx Tarih : 2.03.2008 14:08:49

01.03.2008 Sağduyu Dün beyin felci geçirmediğime şaşıyorum. Amerika, Hükümet, karşılıklı beyanlar ve TSK. Bu konuda yorum yapmayı doğru bulmuyorum. Ama şunları da yazmadan geçemeyeceğim: Türk Silahlı Kuvvetleri hiç bir şekilde yıpratılmamalı. Önce Irak'ın kukla yetkililerinden TSK Irak'tan çekiliyor haberleri özel medyada yankılandı, bir ara dinlediğim TRT FM den bu gibi açıklamaları ciddiye almayın dendi. Bunu ardı arkası bitmeyen çelişkili haberler izledi. Öğleden sonra Genel Kurmaydan resmi açıklama geldi. Türkiye Cumhuriyeti Devleti "hükümetinden" tık yok. Yorum yapmayı doğru bulmuyorum dedim çünkü ne siz ne ben "perde arkasında" neler dönüyor bilemeyiz. Bilmediğimiz konularda fikir yürütmek beyhude zaman israfıdır ve kafa karıştırmaktan başka bir işe yaramaz. Ancak > her zaman ki gibi < sivil yetkililer (hükümet diyemeyeceğim çünkü bu insanları ciddiyetsiz buluyorum) tatmin edici bir açıklama bile yapma zahmetinde bulunmuyorlar. Zaten sonradan gün ışığına çıktığı gibi kendileri için de beklenmedik bir gelişmeydi. Yoksa neden RTE önceden hazırlatmış olduğu halka sesleniş konuşmasını erteleyip yeniden çektirsin. Türk Silahlı Kuvvetleri, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ordusudur ve sivil idareye bağlı bir kurumdur. Sivil irade devlet politikasını belirler ve askerler için bir çerçeve çizer. Askere yürü der, asker yürür. Git der, asker gider. Gel der, asker gelir. Asker bu çerçeve içerisinde bağımsız hareket eder. Genelkurmay şüphesiz kendi operasyonlarını kendisi planlar. Bizim sivil yetkililer hangi işe başlarsalar başlasınlar bir şekilde ellerine yüzlerine bulaştıramadan edemiyorlar. Dikkat edin farkına varacaksınızdır. Yaptıkları hiç bir işi neticelendiremiyorlar. Bir kaç örnek sıralayalım: - Sağlık reformu - AB - Sözüm ona ekonomik atılımlar. Onun için TÜSİAD işsizlik artıyor önlem alınması gerek diye açıklama yapma gereği duyuyor. - Türban - K. Irak teskeresi - vs., vs... TBMM den teskere çıktı bekle, bekle. Sonra sivil iradeden bir açıklama: ".yetki TSK da dır." Demokrasilerde yetki ve sorumluluk her zaman sivil iradededir. Sivil yetkililer Devlet idaresini de bir şekilde ellerine yüzlerine bulaştırdılar. Yasamada olduğu gibi yürütmede de spastik felç yaşanıyor. Daha fazla yorum yapmadan somut verilerle devam edelim: Önce her şekilde askeri yıpratma çabaları. Ardından ağır tahrikler, çok beklediler asker darbe yapar diye. Asker tuzağa düşmedi. Elbette asker gerekirse sivil çerçeve içerisinde kendi savunmasını kendisi yapabilir. Ama buna gerek kalmadan Atatürk milliyetçileri olarak böyle bir ortam yaratılmasına müsaade etmememiz lazım. Ben ne sizlerdenim, ne onlardan, nede ötekilerinden. Ben önce Allaha, hemen ardından Atatürk ün ilke ve inkılâplarına, Atatürk milliyetçiliğine ve ulusal birliğine, bilimsel gerçeklere ve insanoğlunun mantığına inanan bir insanim. Çağdaş bir yaşam tarzı taraftarıyım. Özgürlükçüyüm, ama kesinlikle sınırsız özgürlük taraftarı değilim.


hollandadan IP: 86.82.128.xxx Tarih : 2.03.2008 13:50:08

Sayin Erdem bey; yazinizi okudum ve sizinle ayni fikirde degilim. Bunu bilmenizi istedim.Turkiye demokrasi ile yonetiliyorsa ve halkin cogonlugu bu partiye evet dediyse onlara bu yetkiyi verdiyse ki oyle o zaman saygi duymak gerekir. Kucuk ,mutlu azinligin bu zamana kadar yaptiklarina karsi millet tavrini koydu.Merak etmeyin okullarda basortusu serbest olmayla laiklik hicbir yere gitmez.Yasakcilikla hicbir yere varilmaz. Hem kizlarimiz okusun deniyor hemde basi ortulu diye kabul edilmiyor.Birakin insanlar istedigi gibi dinini yasasin.Bir parti lideri kalkip fetva makami kesiliyor.Size soruyorum bumu laiklik.Neyse soyleyecegim cok oldugu icin konudan konuya giriyorum.Son sozum kimse kimsenin fikrini kabul etmek zorunda degil.O kisi benim gibi dusunmuyor diye hakareti haketmiyor. Demokrasilerde zorbalikla degil ikna ile olur konusarak hosgoruyle .Ikna olmuyorsada saygi duymak gerek. Tesekkurler