sınop karadenızın ıncısı.sınop dogal guzellıklerı ıle ınsanı buyuleyen bır sehır.Sınop tarıhı bır kent.Demekkı sınopun guzellıklerının farkında olmayan kendı menfaatını dusunen ınsanlar buraya termık santral kuracaklar ha.Buna kım ızın verıyor.hukumet.yazıklar olsun.yuh olsun.Sınopu savunacak ınsanlar ortalarda dolasıp tepkı bıle vermıyorlar.yazıklar olsun onların erkeklıklerıneDemekkı onlarda cıkarcı.Ama sınopu gercek sınoplular savunur
KAZIM AYDIN DÜŞÜNCELERİ Dünyada Küresel ısınma ile ülkemizin turizm açısından en uygun bölge Karadeniz..Karadeniz de tatil yapılacak yaz aylarında yegane il Sinop'tur. Bozulmamış doğal yapısı ile ve M.Ö. 7.yy.dan bu yana olan tarihi ile ama bu birilerinin hoşuna gitmedi.Bu doğal yapııyı bozmak istediler.Tarih bunu yargılayacaktır. Saygılarımla, msn : kazim_aydin_57@hotmail.com Bolalı köylü Sinop Fanatiği NÜKLEERDE NEDEN SİNOP SEÇİLDİ Atom enerjisi kurumu başkanı Okay çakıroğlu yer seçiminde 43 kritere bakılarak Sinop'a karar verildiğini belirtmektedir. Bu kriterlere ilave edilecek 44. Kriter de Sinop'un sessizliği ve sahipsizliğidir. hatta bu birinci kriter olarak düşünülebilir. Sinop bugüne kadar hiçbir iktidar döneminde gereken desteği ve hizmeti alamamıştır. Hizmet noktasında Cumhuriyet dönemi hükümetlerinin tamamından alacaklıdır. Maalesef yılların ihmalkârlığı ve unutulmuşluğunun üzerine, ilave olarak nükleer belası da Sinop'un sırtına yüklenmek istenmektedir. Hal bu ki yıllardır tamamlanmayı bekleyen, her seçim döneminde tamamlanacağı sözü verilen, seçim bittikten sonra unutulan, Boyabat Barajı tamamlandığında, hem bölge hem de ülke büyük bir enerji kaynağına sahip olacaktır. Küresel ısınma ile birlikte turizm faaliyetlerinin Karadeniz'e yöneleceği, ancak nükleer endişesi ile Sinop'un bu yatırımlardan alabileceği payın da en asgariye düşeceği bilinen bir gerçektir. Öyle ki, nükleer konusundaki gerçekler ortadayken, taraf olmak ve karşı durmak arasındaki fark siyasi tercihlere göre şekillenir olmuştur. İNSANA VE ÇEVREYE ETKİLERİ Nükleer santrallerin çevresinde yaşayanlarda kanser vakalarında yüzde 400 artış, genetik mutasyonlar sonucu normal olmayan doğumlar, yaygın lösemi hastalıkları görülmüştür. İngiliz hükümeti, Sella Field nükleer santralinde çalışanlara, çocuk yapmamalarını önermiştir. Fransızlar ise reaktörlere 30 km. yakınlıkta oturanların kanser riskinin arttığını tespit etmişlerdir. İspanya'da uranyum içeren reaktörlerin çevresinde oturanlarda lösemi riskinin artmış olduğu saptanmıştır. Kemik iliği insan vücudunda radyasyona en duyarlı organdır. Kemik iliğinin radyasyondan zarar görmesiyle, kanama, deri döküntüleri, saç dökülmesi görülmekte, halsizlik, anemi olmak üzere birçok organ etkilenmektedir. Çernobil faciasından sonra Karadeniz yöresinde kadınlarda meme erkeklerde akciğer kanseri ile kan kanserinde artış saptanmıştır Bazı hemşerilerimiz iş için nükleeri istiyor.olabilir. ama biliyoruz ki bu tessisin insan sağlığına yukardaki sayfamızda belirttildiği gibi anladıkları zaman kendileri de oradaa çalışmayacakalr. çünkü sinoplu sağlıklı yaşamı sever. onun için o nükllerin içinde başka yerden göç getirerek yabancılaştırackalr. bu güzel sakin sinopun güzelliğini bozacaklar. bu da olayın öbür boyutu.bizim atalarımız buraları doğayı bozmadan korumuşlar bugunlere geldi. TRT 1 de bir belgesel yayınlandı.diyordu ki "araştırmacı: ülkemiz üniversiteleri başka yerde gidip araştırma yapmayın Sinop ta herşey mevcut.burası keşfedilmemiş cennet ve bende işte vatanım! demiştim " yalnız bu birilerin hoşuna gitmedi. bir bozulursa sinop bölgesi hiç bir yer olamaz gölgesi çıksın sinoplunun sesi saygılar. kazım aydın- gerze- bolalı köyü
Sinop lu nükleere "hayır" diyecektir. Çünkü kanserin acısını çernobil faciası ile en fazla Karadenizli yaşamıştır.Biz SİNOP un büyüklerimizin şimdi ki söylediği gibi Nükleer ile değil M.Ö 7.yüzyıldan bu yana tarihi ile limanları ile ve Nuh tufanı ile bağlantılı tüm dinlerde aynı sular önce Marmara gölü çevresinde halkları yutmus kaçabilenler yükseklere kaçmış.Karadeniz çevresindekiler Romanya üzerinden Orta avrupaya kaçmış.Kafkaslardan Rusya İran Ve Anadolu üzerinden Ortadoğuya kaçtılar.Gittikleri her yerde tufanı anlattlar.Onlarda anlatmasa da gözlerine bakanlar tufan değşetini görüyorlardı.Bu anlatımlar işte o çok iyi bildiğiniz Nuh tufanı efsanesini yarattı. Bu efsane tüm dünya kültürlerinde aynı olaylar dizisi ile anlatılır.Tüm dünya kültürlerinin ortak tek efsanesidir.Neden ? Çünkü gerçek..Tevrat'ta ,İncil'de ve Kur'an-ı Kerim 'de var.Hemde harfi harfine birbirin aynı. DİN KİTAPLARI BUNU SÖYLÜYOR Tek Tanrılı dinlerden önce de var Gılgamış destanın da var.Asyalı bilinen en eski kavimi Andamaların dininde var.Sunnilerde var.Hatta uzak asyadaki Laus ta var.Çin mitolojisinde var. BU BİR RASTLANTIMI ? Amerikalı saygın yer bilimciler Walter Priman ve William Ryan kendilerinden önceki binlerce bilim adamı gibi bu efsanenin peşine düştü.Kolimbaya üniv.jeofizik uzamanı 2 bilim adamı binlerce belge inceledi.Tufan olsa olsa olacagı yer ön asya yani Anadolu ve çevrsi Orta doğu ve Kafsaklar etekleri idi.Bölgeyi taradılar HAzar ı çizdilr.Lut gölünü çizdiler,Rus arastırma gemileri ile inceleme yaptılar.8000 yıl önce Karadenizin düzeyinin 150-200 metre aşagıda oldugunu anladılar.Karadenizde tabandan yüzeye 150-200 m mesafede su oksijensiz ağır burada yasam yok.Denizden dibinden alınan 8000 yıl önce kıyığının 200 m kadar asagıda oldugunu kanıtladı.Pitman ve Ryan Amerikaya döndüler. "Noah's Flood"(Nuh un Tufanı) adlı kitabı yazdılar.Doktor robert Ballar da aldı,bu kitabı ve okudr.Ballart kim derseniz Amerikalı,İnstitue for Exploraration keişf enstitiüsü kurucusu derin deniz ankolojisi konusunda uzman.Tinatik in enkazını bulan bilim adamı.Alman savas gemisi,Amerikan ucak gemisi Yorktowun enkazını da o buldu. Ballard Pirman ve Ryan ın kitabını okuduktan sora araştırma gemisini NORTHERN HORIZON un rotasını Karadeniz ' e cevirdi. Boğaz girişinden itibaren araştırmalarına basladı SİNOP'a KADAR GİTTİ.. Orda Pirman ve Ryan teorisini doğrulayacak kanıtları SİNOP ta buldu. DENİZDE KÜTÜK EVLER O kanıtla 25 km acıkta Karadenizin 170 m dibinde yatıyordu.Bu kitabın basında ki saz camur ve odunlarla yapılmış bir klübe. İnsan elinden cıkma blok kerpişler vardı.Karadeniz altında ki oksijensiz su bu yapıyı ve malzemeleri hç bozulmadan konserve gibi korumus.Ballard milyonlarca kare görüntü aldı.Adına çalıştıgı National Geoographic 'e ulaştırdı.bu heyecan verici buldu tüm dünya basınına yansıdı,Türk basınını da ..ama herkes tufanı değil Nuh un gemisi ile vurgu yaptı.Bazı gazateler tv.ler Nuh un gemisi Karademizde mi diye sordu... Ama atladıkları birşey vardı.Ballard Nuh un gemisini bulmamıştı,Ballard insanlık tarihinde bir dönemi kapatıp yeni bir dönem acan ölümcül tufanının burada oldugunu kanıtlamıştı. VE BURASI SİNOP.. TUFAN DA EGE DENİZİ 50 M FAZLA YUKSELİYOR.ÇANAKKALEYİ YARIP MARAMARA DOLUYOR . BOĞAZİÇİNİ YARIP DEV BİR ŞEKLDE KARADENİZİN KIYILARINI YUTARAK KARADENİZİMİZ İSE DENİZ İSMİNİ ONDAN SONRA ALIYOR. Hal böyleyken bu kadar tarih olan bir yer ünlü filizof Diojen, Yunan tanrıçası Sinope, tanrıların tanısı Zeus hepsi Sinop ekseninde bir tarihi vardır. Sinop bu şekilde anılması gerekirken büyüklerimiz neden anlamazlar.Böyle bir yeri Helak etmeyi.. Güzelim denizi Nükleer santral var desen kim girer onun suyuna, uzanır kırmızı kumuna.. Kazım aydın tarafından bu bilgiler hemşrilerimize bilgi amaçlı duyurulur. Gerze- Bolalı köylü- Kahyanın Hasanın oğlu Kazım AYDIN