2
Mayıs
2025
Cuma
ANASAYFA

Suriye Politikası Tehlikeli Bir Oyun mu?

Seçim sonrasında iç ve dış politika konularına bir süre girmeyeceğimi yazmış ve sözümü tutmaya çalışmıştım. Yorumlarına çok değer verdiğim bazı okuyucularım ve dostlarım beni caydırmaya uğraşıyor, güncel bunca konu varken neden tarihteki olaylarla uğraşıyorsun diyorlar… Hepsinin haklı olduğunu da kabul ediyorum.

Gün oluyor, kendi kendimi eleştiriyorum; benden ne politikacı ne de diplomat olur diye düşünüyorum. Lise’yi bitirdiğim yıllarda Siyasal Bilgiler Fakültesine girip diplomat olmak istemiş ama olamamıştım; iki kez milletvekili adaylığım askıda kalmıştı. Kısa bir tatil yaptığım Antalya’da oturup kendi iç dünyam ile hesaplaşmış; ikisi de iyi ki olmamış diye düşünmüştüm. Gerçekten benden ne milletvekili ne de diplomat olur... Nedeni de özgür irademden ödün vermek tabiatıma aykırı. Bugün ak dediğime yarın kara demeyi kendime yediremem… Kimseye de kul köle olup biat edemem. Böyle olunca da benden bir şey olmaz!..

Son yıllarda yaşananlara bakıyorum; dış politikamızı bir türlü anlayamıyorum. Kısa bir süre önce dostumuz, karşılıklı çıkar ilişkilerimiz olan ülkelerle sanki ötelerden birileri dürtmüş gibi kanlı bıçaklı olmuşuz!.. Peki; o esen dostluk rüzgarları, karşılıklı ziyaretler, birbirini yücelten sözler, alıp verilen hediyeler, anlaşmalar ne oldu diye düşünmeden edemiyorum. Bu durum yalnız bizde mi? Şöyle uygar dediğimiz ülkelere bakın onların da bizden pek farkı yok. Örneğin II. Dünya Savaşında birbirlerini boğazlayan ülkeler, bugün çıkar ilişkilerinden ötürü can ciğer kuzu sarması…

Demek ki, dış politika denen böyle bir şey…

Onun için benim aklım böyle şeylere pek ermiyor…

Yakın tarihimize bakın; 1974 Kıbrıs harekâtında ABD başta olmak üzere batı ülkeleri bize ambargo koyduğunda savaş uçaklarımızın yakıt ve lastik gibi malzemelerini Libya lideri Kaddafi vermemiş miydi? ABD ve Avrupa’nın Libya’ya saldırılarına, önce bir devletin iç işlerine karışmayın diye karşı çıktık, NATO’nun orada ne işi var dedik, sonra bu sözümüzü unutup batı güçlerinin yanında, Libya’yı bombalamasak da savaş gemilerimiz onların deniz gücüne katıldı!..

Şimdilerde dış politikamız Suriye’ye odaklandı… Güney illerimizde hemen her gün öldürülen askerlerimiz, polislerimiz varken, birçok eve ateş düşmüşken, PKK’nın ve içerideki taşeronlarının tehditleri bir yana itilip, Suriye’nin düzene girmesini, vatandaşlarını öldürmemesini istememiz bana biraz garip geliyor.

Dedim ya; benden diplomat olamaz…

Suriye Lideri Beşar Esad ile kısa bir süre önce al gülüm ver gülüm dost değil miydik? Karşılıklı dostluk mesajları verilip, kardeşçe resimler basınımızda yer almamış mıydı?

Türkiye’nin Suriye ile dost olmasında, siyasetin yanı sıra her iki tarafın da ekonomik yönden çıkarları vardır. Öncelikle Antakya’nın birçok tüccarlarının Suriye ile yakın ticari ilişkileri vardır. Türkiye Suriye’de büyük yatırımlar yapmış, her iki ülke arasında dostluk kapsamında vizeler kaldırılmıştı. Suriye ile 850 km’lik bir sınırımız var. Antakya’ya birkaç defa gitme olanağını buldum; otogarda otobüsten iner inmez, sanki Türkiye’nin diğer il ve ilçelerine gider gibi Şam’a, Musul’a, Hama’ya diye bağıran çığırtkanların seslerini duyarsınız. Ayrıca terminaldeki bürolarda koca koca yazılarla Suriye şehirlerine kalkacak otobüslerin hareket saatleri yazılıdır. Kuşkusuz, bu insanlar oraya turistik olarak gitmiyor, ticaret ön planda… Ayrıca her iki ülke arasında tarihi, kültürel geçmişinin yanı sıra akraba ilişkileri de var.

Suriye’nin kendi yurttaşlarını askeri gücüyle ezdiği de bir vakıadır. Beşar Esad yönetiminin etnik temele dayanan dikta rejimi olduğunu bütün dünya biliyor. II. Dünya Savaşı sonrasında Sovyetler Birliği ile yakınlığı, hatta müttefiki olduğu, soğuk savaş yıllarında Türkiye kadar batıyı da rahatsız etmişti. Bugün koşullar değişmiş, Arap milliyetçiliği ön plana çıkmış ülkede acımasız infazlar yapılıyor.

Suriye’de patlak veren kanlı olaylar Türkiye’nin iç meselesi sayılır mı?

Bu konuda karşılıklı restleşmeler gerçekten Türkiye’nin menfaati mi?

Suriye’de ayaklananlar veya bastırılmaya çalışılanlar hangi etnik gruplardan?

Bir süre öncesi Times Gazetesi’nin bir haberine göre, Türkiye’nin Beşar Esad yönetimine mühlet verdiği, gereken adımlar atılmazsa Türk ordusunun kendi çıkarlarını korumak için askeri harekât yapabileceği yazılmıştı.

Gerçekten karışık işler; Türkiye’nin, Suriye’nin iç işlerine karışmasında ne gibi menfaati olabilir?

Bülent Arınç, bir süre önce “iyi ki bu generallerle savaşa girmemişiz” dememiş miydi? Şimdi değişen ne oldu? Görev değişiklikleri, emeklilik işlemleri veya tutuklamalar mı?

Bu ayaklanmalarda Baas Partisinin ne kadar payı var?

Suriye ile İran’ın yakınlaşması hangi ülkeleri rahatsız ediyor?

Batılı güçler Suriye’ye, Libya örneğinde olduğu gibi bir harekât mı planlıyor? Türkiye böyle bir olasılıkta kullanılacak mı? Başka bir deyişle ateşin içerisine itilecek mi?

Suriye ile Türkiye yönetiminin birbirlerine karşı, önceki dostluğunu unutup sert çıkışlarda bulunmasının, Başbakanın “Sabrın sonuna geldik” sözünün ardından Dışişleri Bakanımız, Suriye Devlet Başkanı ile perde arkasında neler konuştu?

Her şeyden önce Suriye üzerinde çirkin bir oyun mu oynanıyor? Bütün bunları açıkça yorumlayabilmek biraz zor; belki zordan da öte…

Suriye Devlet Başkanı ile Davutoğlu 6,5 saatlik görüşmesinin ardından Hama’dan halkı ezen tanklar çekilmiş, bu kez bombardıman denizden yapılmış, sonra da gazetecilerin oraya girmesine izin verilmiş… Suriye yönetimi sivillere karşı çok sert girişimlerde bulunmuş ama onlar da devlet binalarına devlet görevlilerine karşı saldırılarda bulunmuşlar. Askerler ve polisler öldürülmüş… Saldırganlar birilerinin kullandığı piyonlar mı?

Bilinen bir gerçek Suriye’nin diğer Arap ülkelerinden çok farklı, Ortadoğu’nun kilit noktalarından bir ülke oluşu ve hiçbir zaman Suudi Arabistan, Ürdün ve Irak’a benzemediği, aynı zamanda sınır komşumuz oluşudur.

Hatırlatmakta yarar var sanırım; eskilerin meşhur sözüne göre teenni ile hareket etmek en doğru yoldur…


erdemyucel2002@hotmail.com
 

Yayın Tarihi : 16 Ağustos 2011 Salı 11:55:27


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Yılmaz Ergüvenç IP: 85.108.135.xxx Tarih : 16.08.2011 16:11:51

Taşeronluk zor iştir vesselam. Patronun (ABD) sözünden çıkamazsın. Başka sözüm yok...


Mehmet Ersindigil IP: 84.62.38.xxx Tarih : 16.08.2011 18:17:56

Ellerine saglik Hocam"Cok güzel bir yazi olmus.Her is bir sanattir,Siyaset ise apayri bir sanattir.Burada biat olayi enterasandir ve dogrudur.Bu dünyada insanoglu kadar gaddar ve nankör bir mahluk gelmemistir.Cünkü cikar ve yasam icin anasini boyayip babasina insanoglu satmaktadir.Cikar icin Baba ogula,Ogul babaya,Vs.Vs.Aile diger bireyleri herkes hakimiyeti eline gecirmek istemektedir.

Tipki büyük balik kücük baligi yuttugu gibidir.Bu arada güclü dis ülkeler ayni sekilde Türkiye Hükümetleri ile oynuyorlar ve halen devam etmektedir.ABD ve diger güclü ülkeler,Kendi yasamlarini daha iyi garantiye almak icin,Orta halli devletleri ilk önce borclandirip ondan sonra her istediklerini o devletlere yaptirmaktadirlar.Uzun yillar Türkiye Suriye birbirlerine düsmandi,Bu son bir kac yildir iyi oldular baristilar,

Cok ta iyi ettiler,Hatta aralarindaki mayinli hudutlarini temizlemeye kadar varan bir baristi.Bu baristan hosnut olmayan egemen dis devletler,Simdi Türkiye Hükümeti ABD istiyor diye ve bu barisi bozmak icin Hükümet yetkilileri basta Basbakanimiz Suriye hakkinda ileri geri konusmaya basladilar.Bu dogru degil,Ve olmamasi gereken rendice edici konusmalardir.Bu ayriyeten büyük Türkiye,ye ve Hükümetimize yakismiyor.

Ama kendisini uyanik gören egoist dis gücler,ilk önce Türkiye Hükümetlerini borclandirdi,Simdide meyvesini yemek icin,Hükümetimizi kullanmak istiyorlar.Ayriyeten basarili,da oluyorlar.Hükümetimiz bizim sorumuz degil demesi gerekiyor.Ne derler ev alma,Komsu al derler,Bizim komsularimizla iyi gecinip onlarla bag olan ticaretimizi daim kilmaliyiz.

Suriyede,Libyada,vs.vs.Hepsi kendi ic icleri icin mucadele etmektedirler.Bizde kendi ic islerimizle ugrasmiyormuyuz.Türkiye dis ülkelerden aldigi destekle komsumuz olan Suriye,ye ben güclüyüm der gibi ic islerine karisma hakkina sahip degildir,Türkiye ve Hükümetimiz tasaron olmamasi gerekir,Bizim derdimiz bize yetiyor,Her gün Sehit ve Gazi haberleriyle uyaniyoruz.Bunlari bertaraf etmek icin ugrasmak lazim saygilarimla.