27
Mayıs
2024
Pazertesi
ANASAYFA

Suriyeli Mülteciler!..

Antakyalı dostlarım var. Bir süre öncesine kadar onları ziyaret eder, bu aydın şehrimizin insanlarıyla sohbet eder, çevresindeki arkeolojik yerleşimleri dolaşırdım. Suriye sınırındaki bu ilimizin güzelliklerini, insanlarını, ekonomik durumunu gün olmuş yayınlarımda dile getirmiştim. Ne var ki, günümüzde orada yaşayan mutlu insanlar yanlış politikamız yüzünden perişan durumdalar, adeta canlarından bıkmışlar, ekonomileri sıfıra inmiş durumda. Telefonla konuştuğum bir dostum ise “ne sıfırı, sıfırdan da aşağıda” demişti…

Bu durumu kimler yarattı?

İşte, bütün mesele de burada…

Antakya bir bakıma dinlerin buluştuğu yer olmasıyla önem kazanmış, ekonomisinin büyük bir bölümünü Suriye’ye bağlamıştı. Öyle ki Antakya’nın otogarından Halep’e, Şam’a giden otobüsler, minibüsler kalkardı. Ayrıca Suriye’ye giden karayolunda da tır filoları oraya mal götürür, getirirdi…

Türkiye, büyük olasılıkla ABD’nin kışkırtmasıyla yanlış bir politika izledi, bir zamanlar dostu olduğu Esad’ın karşısında yer aldı ve isyancıları destekledi. Hatay başta olmak üzere uzun bir sınırımız olan Suriye ile yöre halkının yapmakta olduğu ticareti hiç düşünmedi. Şimdi yöre halkı, ticaret yapan firmalar ve esnaf kan ağlıyor. Bir zamanlar Antakya’dan Suriye’ye giden tırlar parklarda çürümeye terk edilmiş. Suriye’deki iç savaşın başlangıcında sınıra kadar giderek Suriye’den gelen tırlarla mallar naklediliyordu. Şimdi o da yapılamıyor. Ne gariptir ki, Hatay ile sınır kapısı arasındaki yol güzergâhında, Suriyeli mülteciler tırları durdurarak yağmalamaya başlamış!..

Bütün bunlar bir yana Suriye’den kaçan daha doğrusu Türkiye’nin nimetlerinden yararlanmak isteyenlere barınaklar kuruldu. Devlet kendi halkından esirgediği nimetleri şimdi onların önüne seriyor.

Vaktiyle Turgut Özal’da böyle bir yanlış yapmış, Saddam’dan kaçanlara kucak açmıştı…

Sonra ne oldu?

Gelenler arasında PKK’lıların olduğu ve memleketimize yerleştikleri, başımıza bela oldukları söylendi.

Aynı olay Antakya’da yaşanıyor…

Ne kadarı doğru tam bilinmiyor ama yetmiş sekiz binin üzerinde Suriyeli topraklarımızda…

Türk halkının büyük çoğunluğu geçim derdinde ve sağlık sorunları yaşarken Suriyeli Araplar her türlü yardımdan nasipleniyor… Ancak yine de yaranılamıyor. İçlerinden bazıları, kendilerine bakan Türk doktorlarından güneş gözlüğü (!), güneşe karşı krem (!) bile istiyorlarmış!..

Ne idüğü belirsiz Araplar Antakya’da terör estiriyor. Kamplarda yemeği, sağlık hizmetini beğenmemeleri bir yana, kimlik soran polise saldırıyorlar. İstekleri bir türlü bitmiyor. İçlerinden bazı şımarıklar ise “Bana telefonla Tayyibi bağlayın” diyebiliyormuş!..

Barınaklarında olmaları gerekirken şehrin içerisinde evler kiralayarak oralara yerleşiyor ve eski sakinlere burası bizim kalkıp gidin diyorlarmış. Başlangıçta kira vermişler şimdi onu da vermiyorlarmış…

Antakya’daki restoranlara şımartılan bu mülteciler gruplar halinde gidiyor, yiyip içiyor sonra da sıra hesap ödemeye gelince “Biz Türk hükümetinden izinliyiz” diyerek para vermedikleri gibi, yöre halkına da korku salıyor, olay çıkarıyorlarmış. Antakyalılar, bunlar bizlerden çok farklı kaba saba insanlar diyor… Resimlerini çekmek isteyenlere, çekmeyin döveriz diye tehditler savuruyorlar…

Şehir içerisin bindikleri araçlara para ödemiyorlar. Bizim güvenlik de misafir deyip şikâyetleri dikkate almıyor. Suriyeli Araplar da etrafı haraca kesiyorlar. Bazıları sınırı geçip Esad’a karşı savaşıyor, sonra dönüp Türkiye’ye geliyor. Yolgeçen hanı gibi…

Meşhur sözdür; dağdan gelen bağdakini kovar…

Sığınmacı diye sınırlarımızdan içeriye aldığımız bu Araplar kimler? İçlerinde PKK’lı, El Kaide örgütünden olanlar var mı? Sonra bunlar başımıza dert olacaklar mı? Bunları düşünen var mı?

Bu mülteciler sınırda tampon bölge kurulup orada barındırılıp, şehre bırakılmamalıydı. Ama olmadı, halkımızı düşünmedik bu insanları şehrin içerisine salıverdik. Diğer yandan hükümetin Suriye politikası baştan yanlıştı. Nitekim Esad, “Siz bana isyan edenlere yardım ederseniz ben de PKK’ya ederim” diyerek karşılık verdi.

Hakkâri, Şemdinli bölgesinde saldıran PKK nereden besleniyor?

Suriye sınırında tampon bölge dayatmaları geliyor. Oysa Türkiye buna karşı çıkamazsa bu kez bölgede Kürtlerin yerleşeceğinin, ardından Alevi sorununun çıkmayacağını kim garanti edebilir?

Kısacası bölge büyük risk altında ve sığınmacılar başımıza bela oldular… İlle de Esad devrilecek demeseydik belki de bunların hiç birisi başımıza gelmeyecekti…


erdemyucel2002@hotmal.com

Yayın Tarihi : 28 Ağustos 2012 Salı 12:13:02


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Erdel Geyikçi-Sanatcı.. IP: 88.226.98.xxx Tarih : 28.08.2012 12:45:23

Merhaba Erdem Abi.Bundan önceki vE Birçok köşe yazına Geçmiş Dönemde Kapılarımızı Açtığımız ve Yıllar sonra kapımızı açtıklarımızın neler yaptığını gördük.

BESLE KARGAYI OYSUN GÖZÜNÜ DİYE BİR SÖZ DUYMUŞTUM.

Bir Gözümüzi 30 Yıldır Kurtulamadığımız Töröre verdik.Eger Gözümüzü Açmazsak geri kalan gözümüzide oyarlar.

BİZİM KAPIMIZ DOST KAPISI,GELENE CANIMIZ KURBAN DİYORUZ;CAN VERE VERE CANLARIMIZ ACIMAYA BAŞLAMADIMI HALEN.

MÜSLÜMANIN MALI ORTAKTIR DİYORUZ;BİZDEN BAŞKA DÜNYADA MÜSLÜMANMI KALMADI ERDEM ABİ.

eeee Atalarımız boşuna dememiş ne ekersen onu biçersin diye...

MÜSLÜMANLIKTAN BAHSEDENLERE VE MÜSLÜMAN GİBİ GÖRÜNÜNENLERE SESLENİYORUM;Müslüman olunmaz,Dogulur...

Saygılarımla.Erdal Geyikçi-Sanatcı..