19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Taksim, Topçu Kışlası ve AKM’ye nazar değdi!

Günlerdir aynı konuları ele alıp yazmaktan sıkıldım, gündem bir türlü değişmiyor, aynı sorunlara çözüm üretilemiyor, dönüp dolaşıp aynı noktadan bir adım öteye gidemiyoruz. Büyük olasılıkla ben yazmaktan, sizler de okumaktan bıkmış olmalısınız.

Türkiye’nin ana sorunu “Taksim olayları”… Trafiği düzenleyeceğiz diye altı üstüne getirilen meydan mı, yeniden ihya edilme inadının odaklaştığı Topçu Kışlası mı, yoksa Atatürk Kültür Merkezi mi?

Türkiye’nin içeride ve dışarıda bir yığın sorunu var, ekonomi, borsa, faiz, ne olduğu tam anlaşılamayan çıkar lobileri (!) başlı başına konular… Yaklaşan yerel, genel ve cumhurbaşkanı seçimleri, ne olacağı belirsiz anayasa çalışmaları ise işin çabası…

Taksim Meydanı trafiği rahatlatmak amacıyla kazıldı, tam yerinde bir deyimle altı üstüne getirildi. Oradaki insanlar, araç sahipleri, oteller ve esnaf huzursuz, işleri bozuldu. Taksim çevresinden diğer semtlere gidecek insanlar Tarlabaşı’nın düzensiz durağında üst üste binecekleri otobüsleri bekliyor. Sözcüğün tam anlamıyla bir keşmekeş. Otobüslerin dışında diğer araçlarsa nereye nasıl gideceklerini bilmiyorlar.

Bir zamanlar var olan; Taksim Meydanı’nın şehir dışında olduğu yıllardan arta kalan Topçu Kışlası’nın yeniden yapılması tartışması sürüp gidiyor. Kimileri “sözümden dönmem kışla yapılacak”, kimileri de “şehrin soluk alma alanlarından Gezi Parkındaki ağaçları kestirmem” diye eylem yapıyor. İstanbul’u yönetenlerin söyledikleri birbirini tutmuyor. Her şey tek adamın iki dudağı arasında!.. İşin garip yanı da yasanın kararına rağmen referandum yapılacağının söylenmesi. O zaman insan şaşıp kalıyor; yasa kararı mı yoksa referandum mu daha geçerli?

Sanat Tarihi ve Mimari yönden Osmanlı Sanatını yansıtmayan, karmakarışık bir üslubun örneği Topçu Kışlası’nı yeniden ihya etme çabalarının altında yatan amaç nedir?

Sanat Tarihi ve mimariyi bilmiyoruz desek tarihten de mi haberimiz yok. Günümüzden 104 yıl önce, Osmanlı Tarihinin kara bir lekesi olan 31 Mart yobaz ayaklanmasının merkezi olan, Selanik’ten gelen Hareket ordusunun bastırdığı isyanda topçu ateşiyle harap olan yapının harabesi 1940’lı yıllarda ortadan kaldırılmış, yeri Avrupa’da benzerleri olan bir parka dönüştürülmüştü.

Kışla, avlusunun şehrin stadı olduğu, ilk milli maçımızı Romanya ile oynadığımız futbol sahası olmasının yüzü suyu hürmetine mi yenilenecek?

Kışlayı ihya edelim ve burasını alışveriş merkezine, otele, rezidansa dönüştürelim düşüncesiyle ortaya çıkıldı, gençliği ve onlara katılan büyük çoğunluğun tepkisiyle bu düşünce askıya alındı. Başbakan yurt dışındayken İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı “bunlardan vazgeçtik, kültür merkezine, müzeye dönüştüreceğiz” gibisinden sözler söyledi.

Müze denilince akan sular durulur diye düşünmüş olmalı… Ancak adama sorarlar, müze yapacaksın da orada neyi teşhir edeceksin, müzenin adı ne olacak?

İstanbul özel ve resmi müzeler şehridir. Özel müzeler dışında devletin müzeleri onları sahiplenmiş müzecilerin sayesinde ayakta durmaya çalışıyor. Devletten belirli bir yardım alamayınca da gelişim, çağdaş müzecilik, batı müzeleriyle rekabet hak getire…

Müze olacaksa acaba neden hiç kimsenin aklına Cumhuriyet Müzesi yapalım demek gelmiyor?

İşlerine mi yoksa akıllarına mı gelmiyor?

Yeniden müze kurmak öyle kolay değildir, her ilde her ilçede altyapısız, öğretim üyeleri olmayan üniversite açmaya benzemez.

Topçu Kışlası’nı bir yana bırakalım, Atatürk Kültür Merkezi’ni ele alalım; onu yıkıp yeni bir opera binası yapacağız sözü de yanlış… Atatürk Kültür Merkezi yıllardır kapalı ve kendi haline terk edilmiş durumda. Bir bina terk edilirse zamanla yıpranır ve çöker… Acaba AKM terk edilerek bu mu bekleniyor diye düşünülebilir.

Bir zamanlar kültürün beşiği olan Atatürk Kültür Merkezi neden bu hale düşürüldü?

Mimar Hayati Tabanlıoğlu’nun güzel bir mimari eseri olan bu yapı, bir zamanlar güzel sanatların gösterilerine ev sahipliği yapmıştı. Opera, bale, klasik batı, Klasik Türk Müziği, Türk Halk Müziği konserleri icra edilmiş, sempozyumlar düzenlenmiş, sergiler açılmıştı. Birkaç yıl öncesi İstanbul’un kültür merkezi olarak ilan edilen bu mekândan kişisel kaprislerden ötürü sanatseverler mahrum bırakılmıştır. Kısacası İstanbul halkı kültürden, güzel sanatlardan ve etkinliklerden bilerek veya bilmeyerek öksüz bırakılmıştı.

AKM’nin yıkılıp yeniden yapılması gerçekleşirse, orada güzel sanatların hangi gösterileri yapılacak? Ortada ne opera, ne bale, ne çağdaş konserler ve ne de devlet tiyatroları kaldı.

Kuşkusuz, bunun ardından Taksim’e cami projesi gelecektir. Yeri ne olacak?

Gerçekte Gezi Parkı ile AKM ve çevresinin bulunduğu alan son derece ranta yöneliktir. Hükümet halkın direnmesine karşı bunu gerçekleştirirse bakalım kimlere rant sağlanacak. Bereket yeni akil adamlar (!) ortaya çıktı, bu konuda Ankara’ya çağırıldılar, görüşleri alındı.

Her zaman işimiz Allaha kaldı deriz ya bu kez iş, süper eğitimli, bahçesindeki ağaçları kestirerek mahkemelik olan Hülya Avşar’a, Necati Şaşmaz’a (Polat Alemdar), Hasan Kaçan’a kaldı… Akıl mı verdiler, nasihat mi aldılar, yoksa nasihatlerini direnen çocuklara mı iletecekler? Bilemeyiz!..

Acaba Polat Alemdar’ın dediği gibi bize nazar mı değdi!..
 

erdemyucel2002@hotmail.com

Yayın Tarihi : 14 Haziran 2013 Cuma 10:46:49


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?