14
Mayıs
2024
Salı
ANASAYFA

Tarih Öğretmenlerinin Feryadı…

Türkiye’nin iç ve dış sorunlarına, köşe yazılarımda elimden geldiğince özen göstererek yer vermeye çalışıyorum. Son günlerde Somali Çıkarması (!), Suriye ve Libya’daki gelişmeler ile şehitlerimizi yazmayı düşünüyordum. Ne var ki, pek az kişinin ilgilendiği tarih bölümlerini bitiren öğretmen adaylarının feryadı hepsini bir anda geriye itti. Bu nedenle “Tarih Eğitimi Almak Suç mu?” başlıklı yazımın devamı niteliğindeki bu yazımı da sizlerle paylaşmak istiyorum. Kanayan yaraya bir nebze merhem olursa ne mutlu bana.

Üniversitelerimizin tarih bölümlerinde okuyan öğrencilerin ne umutlarla o bölümlere girdiklerini, sorunlarını, keplerini havaya atarak görkemli törenlerle diplomalarını aldıktan sonra düştükleri hazin durumlara çoğu kez tanık olmuştum.

Üniversitelerimizden birisinde arkeoloji ve sanat tarihi bölümünde öğretim görevlisi olmama rağmen, tarih bölümünde de “Mezopotamya Tarihi”, “Bizans Tarihi”, “Roma Tarihi”,”Orta Asya Tarihi” derslerine girmiş, birçok değerli öğrencime diploma verme onuruna erişmiştim. Çoğu öğrencim ile aradan uzun bir süre geçmiş olmasına rağmen hala, telefon veya mail yoluyla iletişim içerisinde olmaktan da mutluluk duyarım.

Tarih bölümünü bitiren öğretmen adaylarının sıkıntılarını dile getirmeden önce, memleketimizin kültürel yönden ne durumda olduğunu gösteren, hazin bir duruma işaret etmekte yarar var sanıyorum.

Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Bilgi ve Belge Yönetimi bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Bülent Yılmaz, Ankara’daki sekiz merkez ilçede okuyan ilköğretim 5.sınıf öğrencilerinin okuma ve kütüphane kullanma alışkanlıklarında ebeveynlerinin duyarlılıklarını araştırmış. Araştırmasının sonucu son derece üzücü ve o derece de vahim… Öğrencilerinin % 71,7’si ya hiç kitap okumuyor ya da iki ayda bir veya daha az kitap okuyor. Okuma alışkanlıklarına sahip öğrencilerinin sayısı %6,8… Öğrencilerin %70,3’ünün evinde ders dışında başka kitaplar bulunmuyor. Annelerinin %49,7’si, babaların %39,5’i kitap okumuyor… Annelerin %78.8’i, babaların ise %70.9’u şimdiye kadar çocuklarını kitapçıya götürmemiş!..

Bu da gösteriyor ki; aydınlanma yönünden bazılarının işine gelmese de öğretmelerimize büyük işler düşüyor. Ne var ki, çoğu öğretmenler müfredat programlarının içerisine sıkışıp kalmış, kendiliğinden öğrencilerini aydınlatabilme olanağına sahip değiller. Geçtiğimiz günlerde Antalya’da bir anaokulu öğretmeni, öğrencilerini bilinçlendirmek amacıyla CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun açılışını yaptığı Atıksu Arıtma Tesislerine götürmüş, bu nedenle de kendisine soruşturma açılarak kınama cezası verilmiş!..

Kısacası öğretmenler müfredat programları dışına çıkarlarsa suç!..

Tarih bölümü öğretmen adayları yıllardır, haklılığına inandıkları mücadelenin örneklerini sergiliyorlar. Onların bu çabaları saygıyla karşılanmalı ve desteklenmeli…

Yalnız tarih değil atanamayan diğer branş öğretmenleri de İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere protesto yürüyüşleri düzenlediler. İstanbul’daki yürüyüşte atılan slogan ve taşınan dövizler kanayan yarayı gösteriyordu: “300 bin öğretmen işsiz”, “Öğretmenler atansın Türkiye kalkınsın”, “Tayyip bizi okula gönder”, “Adaletli atama istiyoruz”, “Ücretli köleniz olmayacağız”, “Sadaka değil atama istiyoruz”.

Hepimizin bildiği meşhur bir söz vardır; hak verilmez alınır…

İstatistik verilerine göre tarih bölümü mezunlarından kadroya alınanların sayısı ortalama 100–200 arasında değişiyormuş... Kısacası okullarda tarih öğretmeni açığı çok ama boşluğu dolduracak çalışma yok gibi… Çeşitli üniversitelerden her yıl ortalama 3000–4000 öğrencinin mezun olduğu düşünülecek olursa, ortada büyük bir sorun olduğu açıkça kendini gösteriyor.

Ne garip ki, Açık Öğretim Fakültelerine de tarih bölümü konulmuş… Bir başka garabet de burada ortaya çıkıyor… Açık Öğretim Fakültelerinin hiçbir zaman öğretmen yetiştirecek nitelikte bir kurum olmadığı da açık. Öncelikle öğretmen olabilmek için örgün eğitim şarttır.

Üniversitelerimizin diğer dallarda olduğu gibi, tarih bölümü mezunlarının bir başka sorunu da sözleşmeli öğretmen veya dershane öğretmenliğidir. Sözleşmeli ve kadrolu öğretmenler aynı eğitimi almışlar ve öğrencilerine aynı dersi veriyorlar. Aldıkları ücretler arasında uçurum olması bir yana, okulların kapanmasından sonra ücretli olanlar maaş alamıyorlar. İçlerinde işportacılık, garsonluk yapanları bile tanıyorum… Geçen yıllarda okullar kapandığından maaş alma olanağı olmayan bir öğretmen hamallık yaparken yaşamını yitirmemiş miydi? Balık hafızamız ne de çabuk unuttu…

Milli Eğitim Bakanlığında 77.000 ücretli öğretmen olduğu söyleniyor. Dershane öğretmenleri ise dershane sahibinin emrinde, çok az ücret karşılığında adeta kölelik yaşıyorlar… Göreve devam edip edemeyecekleri patronun iki dudağının arasında…

Öğretmen atamaları ile ilgili 2000 yıllarından sonra Türkiye’de öğretmen atamalarında büyük sıkıntılar yaşanıyor ve çözüm bir türlü üretilemiyor. Bu sıkıntının ortaya çıkışının ana nedeni de “her ilde üniversite açalım” düşüncesinin plansız temeli yatıyor. Öğretmen formasyonunu tamamlayanların çoğu aldıkları eğitimden ötürü özel sektörde iş bulamıyor. Milli Eğitim Bakanlığı öğretmen açığına çare bulamayınca topu Maliye Bakanlığına atarak kadro alamıyoruz diyor. Oysa Maliye Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğüne ve Diyanet İşlerine pekâlâ kadro bulabiliyor… Kaldı ki, bazı okullarda ihtiyaç dışı Ahlak ve Din Eğitimi öğretmenlerinin olduğu söyleniyor.

Resmi rakamlara göre bugün; 300.000 civarında atama bekleyen öğretmen adayımız bulunuyor. Bunun 25.000 de tarih bölümü mezunları…

Merek ediyorum; Büyük Atatürk’ün şu sözlerinden ders çıkaracağımız günler gelecek mi?

"Eğitim işlerinde ne olursa olsun başarı kazanılmalıdır. Bir ulusun gerçek kurtuluşu ancak bu yolla olur".

"Öğretmenden, eğitimciden yoksun bir ulus, henüz ulus adını alma yeteneğini kazanmamıştır".

"Ulusları kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir".

Günümüzden binlerce yıl önce tarihin babası sayılan Homeros da “Eğitim öğrencilere saygı ile başlar” demişti…

 

erdemyucel2002@hotmail.com

Yayın Tarihi : 25 Ağustos 2011 Perşembe 17:53:28


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Erkan ONARICI IP: 149.0.185.xxx Tarih : 25.08.2011 18:48:46

Tarih Öğretmenleri'nin sorunları ancak bu kadar güzel bir yazıyla dile getirilebilir. Değerli yazarımız bizim yıllardır çektiğimiz sıkıntıları, her yerde anlatmaya çalıştığımız dertlerimizi çok güzel bir yazıyla anlatmışsınız. Yüreğinize sağlık diyorum.


dilbest IP: 88.246.142.xxx Tarih : 25.08.2011 19:59:34

 Değerli Erdem Yücel;  sıraladığınız yoğun gündem maddelerini bir tarafa bırakıp tarih öğretmenlerinin  sorunlarını dile getirdiğiniz için size ne kadar teşekkür etsek azdır.Eğitim sistemiz maalesef çökmek üzere.Bundan en fazla nasibini alan bölümlerden biri de tarih öğretmenliği.İstihdam edilmeyi bekleyen binlerce mezunu olan bir bölüme yeni üniversitelerde , açıköğretimde bölüm açmak tarih öğretmenliğini bitirmek için geliştirilmiş  ''çılgın projelerden''  bir tanesi sanırım.


F. Uyar IP: 81.214.212.xxx Tarih : 1.09.2011 20:57:11

sıkıntılarımızı dile getirdiğiniz için teşekkür ederim.


Fatoş IP: 188.56.60.xxx Tarih : 25.08.2011 18:42:36

Sevgili Erdem Abi,ne kadar güzel ne kadar acı ama gerçek durumları kaleme almışsınız.Sonsuz Teşekürler.Her ilde bir üniversitenin amacı eğitim,yetişmiş insan vs değildir.Amaç esnafa pazar yaratmak ve genç nüfusu okullarda göstererek işsizliği az göstermektir,fakat bu sadece cahil insanları inandırabileceğiniz bir durum olur.Umarım ülke bulunduğu durumddan bir an önce düze çıkar ve her meslek hakettiği değer verilir,inşallah sayenizde Tarih öğretmenleride hak ettiği yerlerde olacak.Teşekkürler.


özlem kara IP: 78.171.172.xxx Tarih : 1.09.2011 12:43:58

Çok teşekkür ederiz bizim sorunlarımızı ele aldığınız için....


tarih öğretmeni IP: 88.226.148.xxx Tarih : 25.08.2011 20:28:57

 tarih öğretmnlerinin mağduriyetini dile getirip destek verdiğiniz için çok teşekkür ederiz.


Asistan. IP: 78.170.84.xxx Tarih : 25.08.2011 19:38:53

Ülkemizde, ne yazık ki, devletin eğitim kurumlarında görevli olarak gerçek tarihi Türk geçlerine öğretmeye çaba gösteren eğitmenler değil de, malumların özel dershanelerinde yanlış tarihi öğretenler itibarda oluyorlar !


bahar yıldız IP: 88.226.54.xxx Tarih : 26.08.2011 15:52:20

Sayın Erdem Yücel,yazınızda Tarih Öğretmenlerinin haklı isyanına yer verdiğiniz ve yanımızda olduğunuzu gösterdiğiniz için çok teşekkür ederiz.


Mehmet Ersindigil IP: 84.62.38.xxx Tarih : 26.08.2011 20:49:44

Hocam ellerine saglik"Senin adina sevindim,Tarih Ögretmenlerimizin hakli olarak bu feryatlarina üzüldüm.Temennim ilim alacagimiz ögretmelerimizin hic biri issiz kalmasin.Ne yazik,ki bu Türkiyemiz,de oluyor.Ve üzülmemek elde degil.Anlamak mümkün degil,Ne demek ögretmenler issiz kaliyor.Bu konuda yazilacak cok sey var,Ama herseyi erbabina birakmak lazim saygilarimla...


Sultan özge IP: 78.160.183.xxx Tarih : 26.08.2011 13:03:03

Sayın Erdem Yücel, sorunlarımıza yer verdiğiniz için ne kadar teşekkür etsek azdır .. mağduriyetimiz ancak bu kadar güzel cümlelere dökülebilirdi .. diyecek söz bulamıyorum ... Kadir geceniz mübarek olsun ..Allah sizden razı olsun .. hayırlı huzurlu sıhhatli bir ömür geçirin inşallah .. çok teşekkürler tekrardan .. yazınızın devamını bekliyoruz :)


Nurcan IP: 31.44.200.xxx Tarih : 26.08.2011 00:09:42

Erdem Bey size ne kadar teşekkür etsek azdır. Türkiye'de eğitim yanlış siyasi politikaların ve rantın kurbanıdır. Üretilen çözümler uzun vadeli, değil günü kurtarmaya yöneliktir. Yapılan veya devşirilen yöntemlerle eğitim sistemi yapboz tahtasına dönmüştür. Türk insanının ihtiyacına yönelik değildir. Her ile bir üniversite gibi içiboş yatırımların sonuçlarıyla ortaya yüzbinlece diplomalı işsiz çıkmıştır, işsizlerin sayısı artmaya devam edecektir.  Sesleri duyar gibiyim devlet herkese iş vermek zorunda değil diye. evet değil ama çocuklar 12 yıl oyaladıktan sonra bunun istihdamını da planmış olman gerekirdi. Mesleğe yönlendirme artmalıdır. Üniversite mezunu garsonluk yapacaktı da neden yıllarını verdi okumaya?   atanmamış bir tarih öğretmeni olarak bizlere yapılan bu üvey evlat muamelesine dur demek istiyoruz artık. Yarın ssat 09:00 da Ankara'da meb önünde biz öğretmenlerin bu haksız uygulamalara karşı eylemi var. Sosyal bir patlama olması artık işten bile değil. Sabrımız tükendi. Gençlerin ümitleri sömürüldü , geleceği çalındı yalanla olanla, vaatle. Egemen Bağış bu sözü geçenlerde Belçika elçisine söyledi. 'vaatler ülkesinde halk aç kalır' Tam da bizi söylüyorlar sanırım. Ülkemin eğitime parası yok, bütçe yok vs.... bahaneler üretiliyor. Açık veren bütçemiz sağa sola peşkşi çekiliyor. Daha dün Libya'daki muhaliflere 100milyonu hibe olmak üzere 300 milyon$ verildi. Ama doğru bizler üvey evladız, ne yaparsak yapalım hakkımızı alamıyoruz. Ama hak verilmez alınır. Alacağız. Ülkemizin imama,polise ihtiyacı var öğretmene yok. Bizler üver evladız.  Vatandaşın devletin yalanlarına güveni kalmamıştır. Devletimiz alenen bizi kandırmakta, yalanlarıyla  siyasete alet etmektedir. 55bin öğretmen atayacağız sözü koca bir yalan olmuştur.  Şuanda devlet tarafından korumaya alınmış kopyacılar atanmış bizler açıkta kalmışızdır. Şifresi olan atanmıştır. Bizim şifremiz Allah'a olan inancımızdır. Devlet halkına yalan söyler mi? Kimsenin devlet halk güvenini böylesine zedelemeye hakkı yoktur. İktidar devleti temsil eder. Geçicidir ama devlet bakidir. Ben yine Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmaktan gurur duyuyorum. Öğretmensiz okul kalmasın. Tek çözüm budur. Bu millet çok acılar çekmiştir. Bunun da üstesinden geleceğiz inşallah....


Yılmaz Ergüvenç IP: 85.108.135.xxx Tarih : 26.08.2011 15:09:22

Sevgili Erdem. Güzel  yazındaki ''Öğretmenler müfredat dışına çıkarlarsa suç'' cümlesi bende bir çağrışım yaptı. Aftonkarahisar orta okulundaki tarih öğretmenimizden bir yazımda bahsetmiştim. Hocanın tarih ders kitabını adeta ezberletmesi, en önemsiz olay ve kralların bile yaşadıkları yılları sorması, yanıtlayamanlara ''Otur, bir'' diye bağırması ile tarihten nefret eder duruma gelmiştik. İstanbul Vefa Lisesinde tarih hocamız Reşat Ekrem Koçu, derse girdiği ilk gün, ''Kapatın o safsata tarih kitaplarını, sadece beni dinleyin, yeter'' demiş, hepimize tarih dersini sevdirmiş, olayları aralarına ilginç anekdotlar sokarak anlatmış, onları mukayeseli olarak incelememiz gerektiğini öğretmişti. Ama o Reşat Ekrem Koçu idi; Milli Eğitim kılına dokunamazdı.


ayla peköz IP: 78.171.106.xxx Tarih : 26.08.2011 01:58:22

Erdem bey elinize, yüreğinize sağlık.Duyarlılığınıza çok teşekkür ederiz tarih öğretmenleri adına.


HEVAL UÇAR IP: 88.226.134.xxx Tarih : 26.08.2011 00:45:12

Hocam ellerinize sağlık ancak bu kadar güzel anlatılabilinirdi.EĞİTİM maalesef çelik çubuk oyununa çevrildi.Ama hak verilmez alınır diyoruz yine.Güzel günler görmemiz dileğiyle.tüm tarihçi arkadaşlara Ankara eyleminde başarılar diliyorum Bizler atanamayan öğretmenler değiliz, bizler ataması yapılmayan öğretmenleriz.


mustafa erkılıç IP: 46.155.22.xxx Tarih : 25.08.2011 22:06:55

erdem hocam ataması yapılmayan bir tarih öğretmeni olarak sizle gurur duyuyorum. bizim sorunlarımız ile ilgilendiğiniz için çok teşekkür ederim.


Gökhan IP: 78.178.72.xxx Tarih : 27.08.2011 01:12:54

Sayın Yücel, üniversiteler ülkemizde sadece harç almakla görevli gelir kapısı haline gelmiştir.Bunu görmek bilmek malesef korkunç bir üzüntüdür. Fakültelerde hem Tarih hem de Tarih öğretmenliği bulunuyor.Bu sahtekarlıktır.O kadar tarih öğretmenliği mezunu kadro beklerken tarih öğretmeni açığı bulunması ilginç ve manidardır.Bu sadece tarih bölümü için değil tüm brançlar için geçerlidir.Coğrafya,Fizik,Kimya,matematik bölümlerinde de aynı sorun mevcuttur.Çözümü basittir.Bölümlerden sadece birini bırakıp diğerin,i kapatmak en mantıklısıdır.Örnek olarak tarih bölümü okuyan öğrenci 2. sene sonunda pedagoji dersleri alarak öğretmenliği seçebilmelidir. Ama mezunların nerede iş bulacağı ile ilgilenmeyen yöneticilere göre önemli olan paranın gelmesidir. Tüm eğitim sisteminde asıl sorun eğitimin ticaretten arındırılması ile hal olacaktır.Saygılarımla...


alper yerli IP: 78.161.136.xxx Tarih : 1.09.2011 18:35:27

Erdem Bey, tarih öğretmenleri olarak o kadar büyük sıkıntılar yaşıyoruz ki biri bizden bahsetse heyecanlanıyor,umutlanıyoruz. Sizlere çok teşekkür ederiz sesimize ses katıyor almak için mücadele ettiğimiz hakkımız aramamıza yardımcı oluyorsunuz. Allah size uzun ömürler, kalemize,yüreğinize kuvvet versin.