1
Mayıs
2025
Perşembe
ANASAYFA

Televizyonda Bir Aile Dramı Daha Yaşanıyor!..


Televizyonlardaki abuk sabuk kadın programlarının pek çok ailenin yaşamını sarstığı çoğumuzun bildiği, bazen üzülerek, bazen de hiç seyretmediği bir gerçek... Kimileri bunların hastası olmuş, sabah olduğunda ilk işi bunları seyretmek, kimileri ise kanalların sağladığı olanaklarla stüdyolara koşuyor. Oysa o kanallarda konu edinilen olaylarda belki kişilerin içlerini kanatan, eğitim eksikliği ve kültürsüzlükten kaynaklanan sorunları dile getiriliyor. Kendi aileleri içerisinde veya çevresindeki birileri ile çözebilecekleri bu olaylar, toplumun önüne getiriliyor ve daha da içinden çıkılmaz konuma dönüştürülüyor. Bu konuda çok yakınlarda kavgalar dövüşler oldu ve hatta cinayetler bile işlendi.

Kısacası bireylerin aile içi sorunları, tartışmaları ekranlara yansıtıldı. Köy ile şehir kültürü arsanda bocalayan kadınlar, aralarında tek tük de olsa aynı düzeyde erkekler futbol takımı fanatikleri gibi taraflardan birisinden yana oluyor, eline mikrofon tutuşturulunca da çoğunlukla laf olsun torba dolsun sözünü doğrularcasına konuşuyor. Bunların karşısında sunucu da sözüm ona sorunları çözmeye uğraşıyor, bu arada telefon trafiği çalışıyor... Kısacası tam anlamıyla bir televizyon curcunası sürüp gidiyor.

Bundan kim kazanıyor?

Kuşkusuz ne işini gücünü, evini barkını bir kenara iten, stüdyo stüdyo dolaşan belirli kültür düzeyine erişmemiş kadınlar… Ne de sorunu olanlar.

Öncelikle batının yarışma programlarından uyarlanarak işe başlandı ve işin cılkı da hemen çıkıverdi.

Kazanan bu konuda reklâm pastasından pay alan televizyon kanalları oldu ve ortaya atılan bazı kişiler de temelsiz birer ünlü! oldular.

Bunları söyledikten sonra televizyon kanallarından birisinin bilerek veya bilmeyerek yeni bir aile faciasını yarattığı söylemek istiyorum.

Kaynana Semra Hanım yeniden gündeme taşındı. Ne zaman gündemden düştü diyebilirsiniz. Bunda da haklısınız ama bu kez işin rengi biraz farklı. Ne yazık ki, kadın programları arasında diğerlerinden biraz farklı olduğunu sandığım Esra Ceyhan da belki de reyting uğruna onlara uydu.

Yeni bir aile faciası sergilenmeye başlandı.

Semra Hanım, Bayrampaşa’da iki oğlu, bir kızı ile yaşayan, eşinden ayrılmış, yaşam mücadelesi veren bir kadın...

Televizyon kanallarının düzenlediği bir evlenme programına oğlu ile birlikte katılıyor. Kapatıldığı televizyon evinde oradaki diğer kişilerle, oğlunun evlenmeyi düşündüğü kızla yaptığı tartışmalarla gündeme oturuyor. Köy ve şehir kültürü arasında bocalayanların bir anda gözdesi haline geliyor. Yarışma bitiğinde ödül olan altınları kazanamıyorsa da bazı televizyonların aranılan kişisi oluyor. O kanal senin bu kanal benim dolaşıyor. Kendisini seveni de sevmeyeni de var. Bu arada bir gazetenin kısa süreli de olsa köşe yazarlığını yapıyor. Türkiye’de tepeden inme nasıl köşe yazarı olunduğunun da bu arada farkında olmadan kara mizahını sergiledi. Ardından hüsranla sonuçlanan tiyatro oyununda sahne aldı. Bir gün de bir magazin programında sunuculuk yaptı ve dizilere konu bile oldu.

Kısacası altı yapısı olmadan, eskilerin deyişi ile kâzip şöhret olmanın acısını çekiyor ve aile içi çöküş başlıyor. Bu ünü! kaldıramayan oğlunu yitiriyor. Allah bu acıyı hiç kimseye vermesin. Oğlunun uyuşturucudan ölmesine rağmen şehit olduğunu söylüyor. Cenazesinde yine olay çıkıyor. Semra Hanım bu olaydan yargıya düşüyor ve sanırım aklanıyor.

Basın Semra Hanım’ın peşini bir türlü bırakmıyor. Aileyi ıcığına cıcığına kadar araştırıyor. Sonunda aradığını da buluyor. Yazılı ve görsel basında yine çirkin spotlarla yer alıyor; Semra Hanım’ın kızı kocaya kaçtı!...Az sonra, az sonra...

Oysa ortada kocaya kaçmak gibi bir olay da yokmuş. Televizyon ekranlarından elinden geldiğince kaçmaya çalışan bu genç kız annesinin bir türlü karar verememesinden ötürü babasının yardımıyla annesinden gizli evlenmiş...

Şimdi Esra Ceyhan sunuculuğunu yaptığı kanalda bunu işliyor. Stüdyoyu dolduran, kendi aile sorunlarını çözememiş insanlar yine taraf olmuşlar, telefon bağlantılarının biri bitiyor, diğeri başlıyor. Birbirlerine tarafların hakaretleri diz boyu... Öyle anlar oluyor ki, sunucu bile bu karmaşaya hâkim olamıyor.

Ekranda Semra Hanım’a baktım ve üzüldüm. Semra Hanım çökmüş ve bitmiş. Önceki programlarda kuaförden çıkmış, şık giysiler içerideki halinden eser kalmamış.

Kolay değil...

Bir anda Türkiye’nin önde gelen kişilerinden biri olacaksın, ardından yerini hazmedemeyeceksin, oğlunu yitireceksin, istediğin yerlere gelemeyeceksin. Ardından kızın da senden gizli evlenecek...

Semra Hanım ekran başında, eski eşi ve damadı ile tartışırken fenalık geçiriyor. Yüksek tansiyonu olduğunu söylüyor. Psikolojik ve tıbbı bir tedaviye muhtaç olduğu apaçık görünüyor. Ancak kimsenin uğrunda değil. Kimileri reyting peşinde, kimileri de stüdyoda boy gösterip birbirleri ile kavga ederek kendi sorunlarından kurtulmanın yollarını arıyor.

Olan Semra Hanım’a oluyor.

Eğer biraz insafınız, acıma duygunuz varsa bu kadını ekranlardan uzak tutun. Basında onun tansiyonunu fırlatacak yalan yanlış haberlere yer vermeyin

Semra Hanım hala birileri ile mücadele ettiğini, bir şeyler ispatladığını sanıyor, oysa kendi kendini yiyor, çökmüş ve perişan...

Gerçekten çok üzüldüm, bir insan göz göre gidiyor.

Ne için derseniz; Reyting uğruna... Basın bu kadar acımasız olmamalıdır. Ayıptır, günahtır, bunun bir de vebali var!...


erdem@kenthaber.com

Yayın Tarihi : 4 Kasım 2006 Cumartesi 11:22:39


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
SERAP IP: 88.226.181.xxx Tarih : 7.11.2006 20:07:19
DEĞERLİ HOCAMI OKURKEN GERÇEKTEN HALEN BÖYLE KÖŞE YAZARLARIN DOBRA DOBRA BİRŞEYLERİ GÜNDEME GETİRMELERİNE ŞAŞIRDIM.ÇOK DA SEVİNDİM BİR YANDAN.AMA BİR YANDAN DA HALKIMIZIN SADECE 2-3 KİŞİNİN OKUMASIDA BENİ FAZLASIYLA ÜZDÜ.EVET HOCAM ÇOK HAKLISINIZ.YAZINIZI OKUDUM VE BU SAÇMA SAPAN İNSANLARI MECBURİ DE OLSA BAZEN İZLEYEN BİR İNSAN OLARAKTAN DA GERÇEKTEN SİZE HAK VERİYORUM.BAZEN YAPTIKLARI BİR DÜZMECEDEN İBARET OLDUĞUNU DA BİLİYORUM.NE YAPALIM.HALKIMIZ BİLİNÇSİZ VE BİZDE BUNLARA UYUYORUZ.ASLIN DA TV EĞİTİCİ SEMİNERLER, PROGRAMLAR,BİLİNÇLENDİRİCİ KONULAR ELE ALINIRSA ÇOK İYİ OLUR.BÖYLECE KENDİNİ BİLMEZ İNSANLARIN EKMEĞİNE YAĞ SÖRMEYİZ.ÖYLE DEĞİL Mİ?

Teoman Törün IP: 85.103.60.xxx Tarih : 5.11.2006 11:24:46
Bu çok derin kültür yaramız programcıları değiştirmekle halledilmiyor. Aslında programcılar sermayenin elinde ve cin gibi; para kaynağını keşfeden insanlar; bu bakımdan değiştirilmeleri de söz konusu değil. Yapılacak mücadele çok uzun soluklu olup genel kültürel yapının değişmesi için, bu magazin kanallarının inadına benzer bir güç ve sabır kullanarak, Sayın Yücel gibi durmaksızın bu konuları toplumun, özellikle yeni kuşakların önüne getirmek.

ece telli IP: 85.107.136.xxx Tarih : 8.11.2006 23:22:02
bu programları izlemiyoruz desekte her kanalda oldukları içingörmemezlikten gelemiyoruz.sizden bir ricam var.semra kaynananın son çocuğu anılı bu aileden kurtarın.sosyal hizmetler bu çocuğu koruma altına almalı bu ana babadan kurtarmalı.herkeze yazıyorum hiç ses çıkaran yok.bir kişi bir kişidir.ne olur anılı kurtarın hiç olmazsa o okusun kurtulsun psikolojik tedavi görsün.yavrunun ekrandaki bakışlarına imdatlarına dayanamıyorum.

erdal geyikçi-köçek IP: 85.104.20.xxx Tarih : 4.11.2006 12:13:10
Sayın Erdem yücel bey,öncelikle proğram yapanların değişmesi gerektiğini düşünüyorum...!Yıllardır aynı yüzler aynı beyinler proğram sunuyorlar.ağızlarını açtıklarında mangalda kül bırakmıyorlar.millet vekilerine ve hükemete konuşurlar.TÜRKİYE BÜYÜK MİLET MEÇLİSİNİN ALDIĞI KARARA BAKALIM.seçilme yaşını 25 yaptılar,türkiyemizin genclere ve genc beyinlere ihtiyacı olduğunu düşünmüş başbakanımız.televizyon proğramlarını sunanlarında artık gençleştirilme zamanı gelmedimi erdem abi.baksanıza yaşı kemale ermiş insanları tekrar,tekrar gündeme taşıyorlar.isim vermiyorum,sabah ve kadın proğramı sunanlar öncelikle kendi yaşantılarına baksınlarda örnek versinler.örnek yaşantısı olmayan proğram yapanın,televizyonlarda görünmesi başlı başına yanlış.çocuklarımız ve gençlerimize iyi örnek teşkil etmediğini düşünüyorum.Türkiyemizin,gelecek nesillerimizin,gençlerimizin,çocuklarımızın ve bizlerin artık örnek yaşantısı olan,örnek proğram yapan insanlara ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum erdem yücel abi.saygılarımla.erdal geyikçi-köçek........!