31
Mayıs
2024
Cuma
ANASAYFA

Televizyondaki Düellonun (!) Ardından


Önce Şaban Dişli...

Sonra Dengir Mir Mehmet Fırat...

Birkaç gün öncesi de Melih Gökçek...

CHP’nin parlayan yıldızı Kemal Kılıçdaroğlu karşısında peş peşe yenildiler...

Kemal Kılıçdaroğlu’nu şampiyonaya katılmış bir boksöre benzetiyorum. Tekniği, ayaklarını dengeli kullanması, aklı, elindeki belgeleri ve hepsinden öte disiplinli çalışması ile rakiplerine peş peşe fark atıyor ve siyaset ringini rakiplerine dar ediyor...

Sırada kim var?

Yakında onu da göreceğiz...

Kemal Kılıçdaroğlu ile Melih Gökçek’in günlerdir beklenen televizyon düellosunun (!) galibi kim oldu?

Bu tür tartışmalarda spor müsabakalarında olduğu gibi illaki bir galibiyetin olması aranmıyor... Sonucu Genel Başkanların kararı ile halkın vereceği oylar belirliyor...

Kılıçdaroğlu’nun sakin, belgeye dayalı, can alıcı noktalara değinen konuşması karşısında rakibinin bocaladığı ve bunu örtebilmek için saldırıya geçtiği izleyenlerin gözünden kaçmadı. Kısacası, Melih Gökçek burada en iyi savunma hücumdur taktiğini uygulamaya kalktıysa da bunu başardığı söylenemez... Gökçek, Kılıçdaroğlu’nun konuşmasını sürekli engellemeye çalıştı ve sık sık müdahale etti. Program bir ara öylesine düzeysiz bir konuma geldi ki, Kılıçdaroğlu konuşurken, Gökçek, söylenenleri seyirci anlamasın diyerek kendi başına konuştu ve bir bakıma rakibini susturmaya çalıştı. Görünen tablo, ilköğretim münazaralarını bile aştı. Uğur Dündar, Gökçek’e sık sık müdahale etmek zorunda kaldı. Bir ara öylesine bunaldı ki, programı keserim demek zorunluluğunu bile duydu.

Tartışmanın konusu Ankaralılara zorla aldırılan doğalgaz sayaçlarıydı. Oysa daha açık oturumun başında Gökçek, bu konu dışındaki olası sorulara yanıt vermeyeceğini söylemişti. Ancak Kılıçdaroğlu’nun 224.5 $ dolara alınan sayaçların fiyat yönünden bir dünya rekoru olduğunu, aynı sayaçları İstanbul Büyükşehir Belediyesinin 25 Euroya aldığını ileri sürdü. Aradaki fark 130.000.000 $ olup bakım, onarım için aynı firmaya yedi yılda 55.000.000 YTL ödeme yapıldığını söyledi. Bu arada askeri tesisler, hastaneler ve kamu kurumları başta olmak üzere 14.000.000 YTL fazla para toplandığını da sözlerine ekledi. Bunlar tüm engellemelere karşı televizyondan duyuldu.

Türkiye’de ve uluslararası piyasada başka bir ülke bu sayaçları almış mıydı?

Kılıçdaroğlu’nun bu sorusu yanıtsız kaldı...

Ardından fırsat buldukça sorularını karşı tarafa yöneltmeyi sürdürdü; EPDK’nin 150 $’dan fazla ücrete satamazsınız dediği bu sayaçları 300 $’a vatandaşlara sattınız, sayaçlar hep aynı firmadan alınıyor, aynı firma tarafından denetleniyor aynı firma bakımını yapıyor...Bu sözler üzerine açık oturumda tansiyon yükseldi.

Kılıçdaroğlu’nun, “Belediye Kanunun 18. maddesinde Belediye Başkanının görevi halkın hak ve menfaatlerini korumakla yükümlüdür” demesi üzerine Gökçek sinirlenerek konuyu saptırmaya çalıştığı ve sonra da 150 $ fazla alındığını ve bu paranın belediye hizmetlerinde kullanıldığını söylemek zorunda kaldı.

Açık oturumda olup bitenler izleyicilerin malumudur. Onunu içinde daha fazla ayrıntıya girmek istemiyorum. Ancak görünen odur ki; Kılıçdaroğlu’nun belgeleri ortaya koyması, sakin bir tavırla konuşması, saptırılmaya çalışıldı. Başlangıçta doğalgaz sayaçları dışında başka şeyler söylenecekse konuşmamı kesirim diyen Gökçek, bu kez orada bulunmayan Ankaralı rakibi Karayalçın ve CHP’ye ithamlarla, düştüğü açmazdan kendisini kurtarmaya çalıştı.

Ne yazık ki, bunda da başarılı olamadı. Tartışmayla ilgili istatistik bilgilerine göre Gökçek. Kılıçdaroğlu’ndan iki kat fazla konuşmuş, sürekli karşısındakinin konuşmasını kesmişti.

Yazıma tartışmanın spor müsabakalarına benzeterek başlamıştım. Çoğu kez yenilen takım yenilgiyi kabul etmez, maçın bitiminde basına verdiği demeçlerle hakemin taraf tutuğunu dile getirerek haksızlığa uğradığını dile getirir. Bu tartışmada da aynen böyle oldu; Gökçek ve O’nun tarafını tutanlar bu kez adil olmadığı gerekçisiyle Uğur Dündar’ı suçladılar. Oysa Uğur Dündar elinden geldiğince tarafsız davranmaya özen göstermiş ve bunu da başarmıştır. Televizyonculuk yaşamının en olgun zamanını yaşayan, kırk yıllık deneyiminde Uğur Dündar’ın böylesine zorlandığı da şimdiye kadarı görülmemiştir. Nitekim kendisi de bunları söylemekten kaçınmadı.

Kılçdaroğlu’nun daha etkin ve sinirlerine hakim olduğu görüldü. Kuşkusuz, bürokrasiden gelmenin verdiği deneyimiyle, hesaplı, kitaplı ve belgelere dayanan konuşmasını sürdürdüğü açık seçik görüldü. Başka bir deyişle vücut dilini ön plana çıkardı. Buna karşılık, belki de zor anlar yaşayan, gülerken bile sinirlendiğini belli eden, kızaran, terleyen Gökçek’in rakibinin konuşmasını engellemeye ve konuyu saptırmaya çalışması ise pek bir işe yaramadı.

Uygar çevrelerde her tartışmanın bir adabı vardır. Hele siyasi kişi olduklarını sananlar buna daha fazla önem vermek zorundadırlar. Olayı saptırmak, başka konulara atlamak, müstehzi gülücüklerle karşısındakini küçültmeye yönelik hareketler, spor müsabakalarında olduğu gibi sarı veya kırmızı kartlık olaylardır.

Belgeleri konuşturarak hesap veya yanıt vermek varken karşısındakine ve orada olmayanları töhmet altına düşürmek hiç de etik bir davranış değildir.

Melih Gökçek’in bu tartışmaya girmesi yanlıştı. Sanıldığı gibi zorlanacağı, bazı sorulara yanıt veremeyeceği açıktı. Konuşma yeteneğindeki bütün ustalığına rağmen Gökçek’in başarılı olduğunu söyleyebilmek gerçekten çok zordur...

Tartışmanın ana konularından birisi de Ankara Büyükşehir Belediyesinin doğalgazı Botaş’tan alarak Ankara halkına sattığı ve parayı peşin topladığı ve sonrada Botaş’a borcunu ödemediğiydi. Bunun yanı sıra Botaş zorlanınca doğalgaza zam yapmış halkı ve sanayiciyi zor duruma düşürmüştü. Bu arada doğalgaz saatleri de halka gerçek fiyatının iki katına satılmıştı.

İşte bunun hesabı verilecekti; verilemedi!..

Gülücükle, öpücükle, laf cambazlığı ile bu işler olmuyor...

Program sonrası yaptığı basın toplantısında arkasına sıraladığı balonları peş peşe patlatarak Kılıçdaroğlu’nu da böyle patlatacağım diyen Gökçek’in sonunda kendi balonu patladı...

Melih Gökçek tartışma sonrası çıktığı televizyon programlarında Uğur Dündar’ı da suçlayarak “ Uğur Dündar yanlı tutum izledi. Beni kumpasa getirdiler. Kılıçdaroğlu ile tekrar bir televizyon kanalında tartışmak istiyorum” demiş.

Gökçek’e göre Kılıçdaroğlu 13-0 mağlupmuş!..

Oysa programı izleyenler kimin konulara hakim olduğunu, kimin stratejisi olduğunu, boks müsabakasında olduğu gibi saldırırken yumruk yediğini gördüler. Kısacası, İftira atmakla karşısındakini gerçek dışı suçlamalarla, dolambaçlı sözlerle bu işler olmuyor...

Kim demişse doğru demiş; yenilen pehlivan güreşe doymazmış!..

Şimdi ne olacak?

Yerel seçimlere yaklaşık üç aylık bir süre kaldı?

Ankaralı oyunu kimden yana kullanacak?

Uğur Dündar’ın hakemliğindeki programda Gökçek’in düştüğü durumun AKP çevrelerinde de huzursuzluk yarattığı açık... Bu satırları yazdığımız sırada başta İstanbul olmak üzere bazı büyük şehirlerin belediye başkan adayları belirlendiği sırada Ankara adayından söz edilmiyor. Siyasi çevrelerde Murat Karayalçın’a karşı başka bir adayın çıkarılacağı söyleniyor. Ortada bazı sürpriz isimler dolaşıyorsa da içlerinde en güçlüsü olarak Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan’ın ismi geçiyor.

Melih Gökçek, on beş yıldır bu görevde bulunuyor, son olaylardan önce oğlunu da Ankaraspor’dan sonra Ankara’nın ilçe belediyelerinden birisinin başına getirmek istediği basında yer alan haberler arasındaydı.

Türkiye hanedanlıkla yönetilmiyor, her görevin bir sonu, her çıkışın da bir inişi vardır.

İnsanlar, artık bunu bilmelidir.

Bu tartışmadan sonra Başbakan, Melih Gökçeği yine aday olarak gösterecek mi? Eğer gösterirse Ankara’da partisinin yenilgisinin kaçınılmaz olacağını mı düşünecek yoksa kazanacağını mı?

Yeniden aday olursa başka bağlantılarda mı var?

Bilemeyiz.

Belki de hafıza-ı beşer nisyan sözünün doğruluğuna inanarak mı karar verilecek?

Onu da bilemeyiz; ancak bilinen Ankaralı seçmenin balık hafızalı olmadığıdır. Gerçekte yerel seçimlerin sonucu AKP’nin de geleceğinin ne olacağını gösterecektir.

Devam mı, buraya kadar mı?

Bekleyelim ve görelim... 




erdemyucel2002@hotmail.com  

Yayın Tarihi : 21 Aralık 2008 Pazar 11:48:05


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?