15
Mayıs
2024
Çarşamba
ANASAYFA

TOKİ Töreninde Subaya Atılan Yumruk !..


Bugünkü yazımda Türkiye’de milletvekili nasıl seçilir, bunun zorluk ve kolaylıklarının neler olduğuna değinecektim. Ancak Türkiye’de gündem beklenmedik biçimde öylesine değişiyor ki, biz de yazılarımızı ona uymak zorunda kalıyoruz. Bildiğiniz gibi basında haber ve köşe yazılarındaki yorumlar güncel olmalıdır. Bu nedenle Niğde’deki TÖKİ töreninde subaylarımızdan ikisine yapılan çirkin bir davranışı sütunuma taşımak istiyorum.

Ordu ve onu oluşturan askerlerimiz hepimizin göz bebeğidir. Onların kılına zarar gelsin istemeyiz. Her ne kadar bazıları ordudan yana, orduya karşı yazarlar gibisinden akıl almaz ayırımlar yapıyorlarsa da bu onların şaşkınlığından başka bir şey değildir. Yakın tarihlerde bazı siyasilerin ordu ile çekişmeye girdikleri görülmüş, ancak bu üzücü durum toplumun tepkisi ile karşılaşmıştır. Korku dağları bekleyince ordudan yana ol, korku geçince de onu dışlamaya çalış.

Olacak iş değil ama ne yazık ki bizde oluyor...

Niğde’de geçtiğimiz günlerde görev yapan bir üsteğmenin kendini bilmez ve terbiyesiz, TOKİ’ de görev yapan iki kişi tarafından yumruklanması bin anda beni geçmiş yıllara götürdü. II.Dünya Savaşı’nın en karanlık günlerinde Türkiye bir yandan batılı baskılara rağmen tarafsızlığını korumaya çalışırken yine de asker savaşa hazır durumdaydı. O günlerde babam Yd.Ütgm olarak askere alınmıştı. Subaylara emir eri ismi altında birer asker veriliyordu. Babamın da Ömer isminde bir emireri vardı. Gün geçtikçe Ömer bizim aile ile kaynaşmıştı. Küçük olduğumdan en çok benimle ilgilenir, benimle büyük adam gibi konuşurdu. Bir gün bana, bak demişti şu beş düğmemi görüyor musun, bir sivil benimle dalaşsa bu düğmelerden birini koparsa onun hayatı sona erer. Ben düğmeli bir asker olmakla övünürüm ve o beş düğmenin şerefini korurum. Gerçekten erlerin ceketlerinde beş madeni düğme vardı. O günlerde askerin haklı bir dokunulmazlığı bulunuyordu. Asker sivile, sivil de askere saygı duyardı. Beş düğmeden birini koparmak kimsenin aklının ucundan geçmezdi.

Savaş bitti, babam da Ömer de terhis oldular. Ömer hayatta mı değil mi bilemem. Hayatta ise Allah uzun ömür versin, yok değilse Allah gani gani rahmet eylesin

Aradan yıllar geçti; demokrasi dedik, onu da yüzümüze gözümüze bulaştırdık. Çıkarcılar, hortumcular, din sömürücüler ortaya çıktı, gelişmemiş beyinleri kendi çıkarları doğrultusunda işlemeye başladılar. Kısacası bir çok değeri yozlaştırdık...

Ancak ordumuz her zaman kutsallığını korudu, en büyük güvencemiz oldu ve daha da olacak... Her zaman övünerek söylerim; askerliğimi güneydoğu’da Sv.Tğm olarak yaptım. İki oğlumdan biri Bilecik’te diğeri de Hozat’ta askerliklerini yaptılar. Ailemden hiç kimse askerlik görevini yaparken kaytarmayı, rapor olmayı, çürüğe çıkmayı, kısa dönem veya paralı askerlik yapmayı aklının ucundan bile geçirmedi.

Ancak Niğde’de yaşanan olay beni üzmek ne kelime hırsımdan hop oturtup hop kaldırdı. Nedense , yukarıda da değindiğim gibi bazı siyasiler, onların yardakçısı olan bazı basın yalakaları orduyu karalamak için ellerinden geleni ardına koymuyorlar .

Niğde’de Toplu Konut İdaresi’nin (TOKİ) yaptırmış olduğu konutların anahtar teslim töreni öncesinde jandarma bomba araması yapmak için alanı boşaltmak istemiş. Başbakan’da törene katılacağından jandarma haklı olarak her olasılığı göz önünde bulundurarak dikkatli davranmak zorunda olacağı da açıktır. Bu nedenle jandarma üsteğmeni herkesle birlikte protokol tribününde bomba araması için boşaltılmasını istedi. Ne var ki, TOKİ Başkanı ve ekibi, alanı terk etmek istemeyince orada bir arbedede yaşandı. TOKİ Başkanının basın müşaviri ile danışmanı üsteğmeni yere düşürecek şekilde ona yumruk attılar. Bu arada aynı saldırıyı astsubaya da yaptılar. Bunun üzerine saldırganlar göz altına alındılar. Birbirlerinden karşılıklı şikayetçi olundu ve saldırganlar mahkeme tarafından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı..

Görevini yapan, milletimizin göz bebeği, Güneydoğu’da en güç koşullarda çalışan, şehit veren ordumuzun mensuplarına saldırmaktan çekinmeyen bu yaratıklar insan olamazlar. Geçmişte bir düğme koparmanın cezası ortada iken bu insanlar birilerinden aldıkları güç ile subaylarımıza saldırıyorlar.

TOKİ Başkanı yazılı ve görsel basına verdiği demeçte bu menfur olayı görmediğini söylüyor. Görmemesi doğaldır. Yalnızca bizim KENTHABER’e gelen şikayet içeren yorumları, çaresiz insanların feryatlarını da duymuyor. Yaklaşan seçim nedeniyle bazı bölgelerde bir kez daha yeni yapılan açılışlara yardımcı oluyor. Bu bakımdan önünde görevli subaya saldıran yandaşlarını görmemesi de normaldir.

Güneydoğu’da askerimize sıkılan kurşun ile patlatılan mayın, İç Anadolu’da subayımıza yumrukla saldırı...

Her ikisi de aynı kapıya çıkar...

Bunun altında yatan hırs ve kin nereden kaynaklanıyor?

Saldırganlara böyle yapmaları için teşvik edenler mi var? Kuşkusuz bazı siyasilerin ve basının da bunda büyük vardır. Ayrıca AB’ye girebilmek için ödün üzerine ödün verenler, saldırganları daha güçlendiren yasaları çıkarmadılar mı? Resmi üniformalı, görevini yapan subaya saldırmanın cezası tutuksuz yargılanmak mı olmalıydı ? Ayrıca bu kişiler askerlik yapmışlarsa ordunun kutsiyetini bir türlü anlayamamışlardır. Yasal olmadığını biliyorum ama bence bu saldırganlara verilecek en güzel ceza öğrenemedikleri askerliği öğrenmeleri için bir kez daha askere alınmalarıdır. Sırası gelmişken yinelemek isterim; kısa dönem, paralı askerlik ile askerliğin öğrenilmesi çok güçtür. Bu arada çürük raporu ile askerlik görevinden kaçanlar da başka bir sorundur.

Eski yıllarda dergahlarda asılı olan bir levhayı ara sıra yaptığım gibi yine hatırlatmakta yarar vardır; “Bu da geçer yahu!...”

Bilmem anlatabildim mi?


erdem@kenthaber.com
Yayın Tarihi : 1 Temmuz 2007 Pazar 12:08:48


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
s.öztürk IP: 88.247.199.xxx Tarih : 2.07.2007 17:20:46
Ordumuza uzanan ellerin bir gün kırılacağını herkes bilmeli.Bu ordu bizim namusumuz,Bu askerler bizim şerefimiz,Şerefimize elatan şereften bahsetmesin. Siyaset her gün değişir x parti bu gün var yarın yok olur veya olacaktir ama askerimiz ilelebet kalacaktır. Sizi ayrıca tebrik ederim Sayın Erdem Yücel bey. Bu duyarlılığınızı herzman bekler,diğerlereinede örnek teşkil etmesini arzularım. SAĞLAM KALEM,EĞİLMEMİŞ OMURGAYA BENZER.

uzun beyaz bulut IP: 85.97.130.xxx Tarih : 5.07.2007 22:43:33
İnsanlar şaşar beşerdir.Günahsızlık Peygamberlere mahsustur, onların vasıflarıdır.Türk ordusu MEHMETÇİK vasfını almıştır ve Peygamber ocağı ahdedilir.Ne olursa olsun O BİR TÜRK SUBAYIdır.Elbet günahsız ve hatasızlık gibi bir vasfı yoktur fakat ne olursa olsun HİÇ AMA HİÇ ETİK VE HAKLI TARAFI YOKTUR yapılan fiilin nedicede O BİR TÜRK SUBAYIDIR, yapılan şey hiç yakışmadı.