22
Mayıs
2024
Çarşamba
ANASAYFA

Türkiye'de Darbe Olur mu?


Başbakan R.Tayyib Erdoğan ABD’deki son gezisinde, New York’ta yaşayan Türk toplumu ile bir arada bulunduğu basına yansımış haberler arasındaydı.Bu toplantı da kendisine Türkiye’de darbe iddiaları ile ilgili bir sorunun yöneltilmesi üzerine Başbkan, kızgın bir ifade ile bir açıklama yapma gereğini duymuş...

Başbakan, emekli bir zatın darbe isteğini belirterek;

” Emekli bir zat darbe arzu ediyormuş. Bizim böyle bir derdimiz yok. Darbeler geride kaldı. Türkiye tercihini yaptı. Bu tercih de demokrasidir. Bu tür çılgınlık yapanlar çıkarları zedelenenlerdir. Türkiye laik ve sosyal hukuk devletidir. 1982 Anayasasında devlet tüm dinlere eşit mesafededir ve onlar devletin güvencesi altındadır. Biz de aynı şeyi söylüyoruz. Ancak birileri bunu farklı yorumluyor.”

Başbakan’ın bu sözleri bir anda kafaları karıştırdı.

Gerçekten Türkiye’de darbe olasılığı var mı?

Başbakan’ın açıklamasından ardından Zülfü Livaneli’de köşesinde buna ilişkin olarak,” Peki bundan sonra ne olur?” diyerek bazı noktalara değinmekten kendisini alamamış;

“Ne olacağını söyleyeyim: eğer din istismarı bu pervasızlığı sürdürür ve Türkiye’deki laik rejimi değiştirme planına doğru gaza basarsa, lafı evirip çevirmeden söyleyeyim, müdahale olasılık haline gelebilir.

Modern mi, antik mi, post modern mi olur bilmem ama bir şeyler olur. Bundan hiç kuşkusuz olmasın.”

Livaneli ardından da sözlerine son noktayı koymuş; “darbelerden çok çekmiş bir insan olarak bu ülkede bir darbe daha yaşamaya tahammülüm yok...”

Herkesin bildiği gibi darbe hükümeti devirmek, yönetimi ele geçirmek amacıyla bir grup yönetici tarafından gerçekleştirilen eyleme verilen isimdir. Darbeler bazen askerler, bazen siviller ve bazen de hükümetin kendisi tarafından kendisine yapılan eylemdir. Bunların yanı sıra bir başka ülke tarafından tezgahlanan darbelerin yapıldığı da görülmüştür.

Evrensel tarihe baktığımızda, Fransız devriminden sonra XX. yüzyılda pek çok darbenin yapıldığı bilinmektedir.Bunların başında Rus İhtilali (1917), Macar İhtilali (1919), Meksika İhtilali (1910), Çin İhtilali (1911), (1948), Küba İhtilali (1959) gelmektedir... Ayrıca Latin Amerika ülkelerinde Venezuela’da, Şili’de, Guatemala’da , Arjantin’de, Nikaragua’da , Cezayir’de , İran’da, İtalya’da, İspanya’da, Libya’da, Mısır’da ve Afrika ülkelerinde bağımsızlık mücadelesi yapan devletlerde bu tür ayaklanmalar yakın tarihlerde yapılmıştır.

Devrimler veya ihtilaller rasgele düzenlenmez, düzenlenecek olursa da sonları gelmez. İhtilallerin, devrimlerin mutlak bir dünya görüşü ve ideolojisi olmalıdır. Kuşkusuz her devrimin ideolojisinde geçmişten kopma ve her şeyi sil baştan yenileme duygusu vardır. Örneğin Fransız ihtilalinin bir ideolojisi vardır. Bunun için de yönetimler devrimci seçkinler topluluğu tarafından yürütülür. Her ne kadar toplumun özgürlüğü düşüncesinden yola çıkılırsa da sonunda şiddet ve terör ihtilallerin vazgeçilmez öğeleri olur.Toplum bilincine başlanğıçta önem verilirse de sonradan ihtilalcilerin birbirlerine düşmeleri de olağan hallerdendir. Çoğu kez de yapılma nedenlerinden uzaklaşılır, onların yerini iktidar hırsı alır. Tarihte başarılı olan devrimler güzel sanatlara ideolojilerini yansıttıklarında başarılı oldukları da görülmüştür. Bunların başında edebiyat, müzik, tiyatro, sinema, opera, grafik sanatları, heykel başta olmak üzere plastik sanatlar gelmektedir. Kuşkusuz, II.Dünya Savaşı yıllarında, özellikle Alman ve İtalyan propagandasındaki söylevlerinin büyük etkisi olduğu görülmüştür. Bunların başına da Hitler, Mussolini ve Dr.Goebbels çekmiştir.

Türkiye, cumhuriyet döneminde iki ihtilal ve iki de darbe girişimini yaşamıştır. Hepimizin bildiği gibi bunlar 27 Mayıs 1960 ve 1980 askeri darbeleridir. O günlerin şartları, memleketin düştüğü durumlar her iki darbeyi de haklı kılmış, toplumun büyük çoğunluğunca desteklenmiştir. 1960 darbesinden sonra Harp Okulu Komutanı Albay Talat Aydemir 22 Şubat 1962 ve 21 Mayıs 1963 de iki darbe girişiminde bulunmuş, ancak bunlar sonuçsuz kalmıştır. Kuşkusuz bu darbelerin önlenmesinde İsmet İnönü’nün başbakan olmasının da büyük payı vardır. Bu ihtilal ve darbe girişimlerini yanlış tutumlarından ötürü hükümetleri düşüren muhtıralar izlemiştir. Kuşkusuz, bu muhtıraların verilmesinde yine o günkü hükümetlerin basiretsiz tutumları kadar oy potansiyellerine güvenmelerinin büyük payı olmuştur. Örneğin Necmeddin Erbakan’ın Kaddafi’nin çadırında düştüğü komik durumun, Başbakanlık konutunda sarıklı cüppeli İslam alimleri (!) diye yutturmaya çalıştığı kişileri toplamasının, daha doğrusu ortaya konan rezaletin büyük payı olmuştur. Hepsinden öte devleti iyi yönetilememesinin, kadrolaşmanın ve beceriksizliğin de etkisi vardır.

Türkiye’yi yönetenler, Kurtuluş Savaşı’nı, savaşın çıkma nedenlerini, Osmanlı’nın çöküşünün nasıl hazırlandığını, Lozan’ı, Atatürk devrimlerini, cehaletten çıkarılarak aydınlatılmaya çalışılan toplumu ve her şeyden önce de Atatürk’ün” Gençliğe Hitabını”, Cumhuriyet Tarihini, Demokrat Parti’nin yükselişini ve yok oluşunu, 1980 darbesinde solun ezilmesinin doğurduğu olumsuz sonuçları çok iyi bilmelidirler.

Türkiye’de yeni bir ihtilal olur mu sorusuna gelince bu her şeyden önce hükümetlerin tutumuna bağlıdır. Türkiye’de askeri veya sivil kuruluşlar ihtilal yapma hevesinde olmadıkları açıkça görülmektedir. Ne var ki, hükümetler de bazı konulara çok dikkat etmek zorundadır. Aydın Türk insanının hassas olduğu noktalar vardır. Bunların başında Atatürk devrimleri,dış ülkelerde Türkiye’nin itibarı gelmektedir. Ayrıca Türk insanının büyük kısmı dini inancına bağlıdır. Bu insanların cahil ve çıkarcı din adamı kisvesi taşıyanların eline bırakmakta doğru değildir.

Günümüz Türkiye’sinin güç günler geçirdiği de açıktır. Dış politikada Güneydoğu Anadolu da basiretli bir politika izlenememesi, sınır ötesi operasyonlara ABD izin vermemesi, Barzani’yi dikkate almak, DTP’nin ve yandaşlarının olur olmaz sözleri toplumu germektedir. Ayrıca Türkiye de dini yönden ağırlığını koymaya çalışan, içeriden ve dışarıdan sahte hocaların şıhların etkisi de olmamalıdır. Her şeyden önce cumhuriyetin kuruluşunda son derece yerinde bir kararla çıkarılan “Tekke ve zaviyelerle türbelerin seddine ve türbedarlıklarla bir takım unvanların men ve ilgasına dair” 677 sayılı kanun yürürlükte iken bunları sivil toplum örgütü gibi yutturmaya çalışmanın da anlamı yoktur.

Kuşkusuz %47 oy desteği ile ben isteğimi yaparım, yeni bir Anayasa ortaya koyarak türban veya sıkma baş konusunu gündeme getirmenin de alemi yoktur. Bu arada Tevhid-i Tedrisat kanunu ile de oynanmamalıdır.Yolsuzlukların üzerine özenle gidilmeli, halk arasında yaygın olan “benim hırsızım iyidir” düşüncesinden vazgeçilmelidir.

Türkiye’de bu gibi olaylar yaşanmadığına, yaşatılmasına da hiç kimsenin gücü yetmeyeceğine göre sivil veya askeri darbeden korkmanın da anlamı yoktur.Bu arada gerici basın, yalaka kalemler de kendilerine biraz çeki düzen vermek zorundadır. Onların ağa babalarının nasıl kaçacak delik aradıklarını, doksan derece döndüklerini çok önceki yıllarda görmüştük...

Tarihe baktığımızda siyaset ne zaman yozlaşırsa darbe girişimleri de o zaman ortaya çıkar.

Ne demişler, korkunun ecele faydası yok...

 

erdemyucel2002@hotmail.com  

Yayın Tarihi : 15 Ekim 2007 Pazartesi 15:12:59
Güncelleme :15 Ekim 2007 Pazartesi 15:28:22


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Şükrü BAŞ IP: 78.160.144.xxx Tarih : 16.10.2007 10:55:36

Yasama çalışmaları sonrası, bazan çıkan bir kanunun bazı insanları hukuki olarak memnun etmediği gibi aleyhine sonuçların ortaya çıkmasına bile tanık olunmaktadır. Örnek vermeye gerek yok herkes kendince bir şekilde madur olur. Darbeler ise ulusun tamamını etkileyeceğinden milletin tamamı muzdarip kalır. Darbeler kısa ömürlüdür. Amma görüyoruzki çözüm bu değil, yine en kötü idare biçimi uzun süre bazı memnuniyetsizlikler olsa da iradenin hür olarak işletilmesidir. Çünkü dünya böyle dönüyor. Öyle dönmüyor.


erdal geyikçi(köçek)...! IP: 88.232.79.xxx Tarih : 15.10.2007 16:21:03

MERHABA ERDEM YÜCEL ABİ,ÖNCELİKLE KENT HABER ÇALIŞANLARININ VEDE SİZİN GEÇMİŞ RAMAZAN BAYRAMINI KUTLARIM.KÖŞENİZİ OKUDUM.BEN SİYASETTEN ANLAMADIĞIM GİBİ,DARBEDENDE ANLAMAM"AMA"DARBE TAHMİN ETTİĞİM GİBİYSE,ÜLKEMİZİ 20 YIL GERİYE GÖTÜRÜR DİYE DÜŞÜNÜYORUM..BİR AYDIR ANTALYADA RAMAZAN PROĞRAMI YAPILIYOR ERDEM ABİ,BENDE 3 AY ÖNCE TANIŞTIĞIM TEKSTİL FİRMASI OLAN BİR ABİNİN HEM SATIŞ ELAMANI VEDE ANİMASYONUYLA İLGİLENİYORUM...DAHA ÖNCEDE ANTALYADA YILLARCA KALMIŞTIM.ANTALYAYI BİRAZ DEGİŞMİŞ GÖRDÜM.ÖNDERİMİZ M.KEMAL ATATÜRKÜN YILLAR ÖNCE SÖYLEDİĞİ,"ORDULAR İLK HEDEFİMİZ AKDENİZ"NEDEN DEDİĞİNİ ŞİMDİ ANLIYORUM.ÖNDERİMİZ M.KEMAL ATATÜRK 100 YIL İLERİSİNİ GÖREBİLİYORMUŞ ERDEM ABİ...BENİM HERZAMAN SÖYLEDİĞİM BİR SÖZ VAR ERDEM ABİ,"DOGANIN DENGESİNİ DEŞTİREMEYİZ"AMA"İYİLEŞTİRE BİLİRİZ",DOGANIN DENGESİNİ YEŞİLLİKLER KORUR"AMA"DÜNYANIN DENGESİNİDE İNSANLAR KORUR..GEÇMİŞTE BAŞKANLIGIMIZI VEDE ÇUMHURLUĞUMUZU YAPMIŞ OLAN,SN:SÜLEYMAN DEMİRELİN BİR SÖZÜ AKLIMA GELDİ ERDEM ABİ,"DEREYE EV YAPARSANIZ,DEREDE BİRGÜN GELİR KİRASINI ALIR"DEMİŞTİ.SON 10 YILDADA DEREYE YAPILAN EVLERİ SEL FELAKATLERİNDE KAYBETTİK.DOGANIN DENGESİYLE VEDE İNSANLARIN DENGESİ BOZULDUĞU ZAMANDA ŞAVAŞLAR OLACAGINI DÜŞÜNÜYORUM ERDEM ABİ.BEN BUGÜN BİR FİDAN DİKECEGİM,MEYVE VEREN BİR FİDAN OLACAK ERDEM ABİ,20 YIL SONRA DİKTİĞİM AGACIN MEYVESİNİ YERLERKEN İNŞALLAH BANA DUA EDERLER,TABİKİ OZAMANACA MEYVE VEREN AĞACI TAŞLAYIP KIRMAZLARSA ERDEM ABİ...SAYGILARIMLA.ERDAL GEYİKÇİ(KÖÇEK)....!


Hüseyin Aksoy IP: 88.230.125.xxx Tarih : 21.10.2007 12:41:57

Biz Türk'üz.ABD ve AB'nin asla çok sevdiği oyuncağı olamayız. Tarihten bu yana 16 büyük Türk Devleti kuran Türk Milletinin sonunu yada kaderini kimse çizemez, cüret bile edemez. Dahili ve harici yöneticiler bunu böyle bilmelidir.Aziz Cumhuriyet ve Atatürk evladı olarak Vatanın bütünlüğünü, bağımsızlığını, başı dik Türkiyenin geleceğini engelleyen kim olursa olsun mutlak ve mutlak surette karşılığını almalıdır. Bu Milli Ülkü, Milli Benlik ve gerçek itici güç olmuştur. Ne Mutlu Türk'üm diyene...


Türk oglu IP: 84.72.179.xxx Tarih : 18.10.2007 16:30:54

Sayin Erdem Yücel, güzel bir köse yazisi ve baya icerikli anlatmissiniz bazi konulari. Tesekkür ederim bu yaziniz icin. Saygilarimla Not: Bana sorarsaniz askeri bir darbe gelsin ve olsun... Benim ve benim gibi düsünenlerin hic korkusu yok ve olmaz... Ne malimiz nede bu Vatana bir düsmanligimiz var! Yüce Oender Atatürk'ün sadik evlatlariyiz ve elimizden geldigi kadar bu Vatana yardim etmeye ve yol göstermeye calisiriz -, eger tabiki bizede hak ve izin verirlerse! Vermezlerse bile darilmayiz ve kafaya takmayiz cünkü Yüce Oender Atatürk gibi herkez olamaz. Not2: Herkeze ve tarikat dostlarina 46% hayirli olsun ve benim oyum ve tercihim zaten hayatta degil...