1
Mayıs
2025
Perşembe
ANASAYFA

Türkiye’nin Sorunu Frak ve Smokin!..


İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth’in Türkiye ziyareti AKP iktidarının yönetimi almasıyla birlikte başlayan, frak ve smokin sorununu yeniden gündeme taşıdı.

İngilizlerin protokol kurallarına sıkı sıkıya bağlı oldukları bilinmektedir. Bu bakımdan Kraliçe onuruna Cumhurbaşkanının vereceği akşam yemeğinde davetlilerin smokin giymelerini şart olduğu özellikle belirtilmişti. Bunun ardından da basınımızda yeni bir tartışma başlatıldı. Cumhurbaşkanı ve Başbakan ne giyeceklerdi?

Protokolün öngördüğü frak veya smokini mi? Yoksa günlük koyu renk elbiseleri ile mi davette bulunacaklar? Davetliler arasında türbanlı hanımlar olacak mıydı? Protokol kuralları uyarınca davetiyeler eşli yazıldığına göre, eşleri türbanlı olan yöneticiler ne yapacaklardı?

Benim rahmetli babaannemin sık sık kullandığı bir söz vardı; önemsiz işlerle uğraşan, pek fazla derdi olmayanlar için onların tuzu kuru derdi.

Gerçekte de ekonomisinde alarm zilleri çalarken, çiftçilerin feryatları birbirini izlerken, eğitim çıkmaza girmişken, güneydoğu sorunları tam çözümlenemezken, günlerdir üzerinde durduğumuz konuya bakın;

Cumhurbaşkanı ve Başbakan akşam verilecek davette ne giyecekler? Türbanlı eşleri bu davete katılacak mı?

Kraliçe II. Elizabeth onuruna verilen davette Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, ilk kez smokin giydiğini basından öğreniyoruz. Resimlere baktığımızda da smokin kendisine bayağı yakışmış ve Çağdaş Türkiye Cumhurbaşkanı görüntüsünü veriyor.

Başbakan resepsiyona her zamanki gibi smokin yerine normal kıyafeti ile eşiz olarak katıldı. Oysa diplomaside protokolün kuralları vardır ve belirli görevlerdeki kişiler bu kurallara eksiksiz uymak zorundadır. Kuralların belirlediği kıyafetleri sevseniz de sevmeseniz de giymek zorundasınız.

Devletlerarası protokol kaidelerini iyi bilinler bu kaidelere aykırı davrananların karşı tarafı küçümseme anlamına geldiğini söylüyorlar. Geçmişe döndüğümüzde Atatürk ve İsmet İnönü’nün resmî gün ve davetlerde frak veya smokin giydiklerini, en azından o günlere ait fotoğraflarda görüyoruz. Demek ki, yerleri dolmayan o büyük adamların bildikleri bir şeyler var...

Frak ve smokin resmiyetin, çağdaş olmanın ve protokolün bir simgesidir. Buna tepki göstermenin, illaki protokol kurallarını çiğnemenin nedenini anlayabilmek, gerçekten çok zor...

Çağdaşız, batıya yakınız diyorsunuz, sonrada bazıları onun kurallarına uymak istemiyor...

Cumhuriyetin kuruluş yıllarına baktığınızda; Büyük Atatürk ve arkadaşları resmi günlerde, törenlerde biz batılıyız dercesine, yerine göre frak ve smokini giymişlerdir. Atatürk, TBMM açılış törenlerinde frak giymiş ve gelenek günümüzde de sürmüştür. Bu geleneği yalnızca Ahmet Necdet Sezer bozmuştu.

Gerçekten başta Atatürk olmak üzere, İsmet İnönü, Celal Bayar ve diğerlerine frak ve smokin çok yakışmıştı. Çağdaşız, batılıyız diyorsanız ve de devleti yönetiyorsanız, bir takım protokol kurallarına uymak zorundasınız.

Türkiye’de iç ve dış protokole dahil olanlar bilirler; kendilerine gönderilen davetiyelerin altında koyu renk elbise veya smokin mecburiyeti yazılıdır. Buna bizim bazı yöneticiler uyar veya uymaz. Kuşkusuz, konumlarından ötürü kapıdan çevrilmezler ama yabancı misyon onlara şöyle bir bakar...

Kuşkusuz, anlayana!..

Yıllar öncesi Almanya Dışişleri Bakanlığının daveti üzerine birkaç yönetici arkadaşla birlikte Almanya’ya gitmiştik. Gitmeden önce Alman Büyükelçiliği orada kalacağımız süre içerisinde ne yapacağımızı belirten bir programı bize göndermişti. Bu programda Berlin Filarmoni Orkestrasının konseri ile bir de opera vardı. Bunun altına da bir not düşmüşlerdi. Smokininizi de beraberinizde getirmeniz rica olunur. Bizler de aman ne yapacağız, smokin giyemeyiz demedik. Hepimiz yabancı Büyükelçiliklerin ve Başkonsoloslukların protokol listesinde olduğumuzdan smokinimiz vardı. Almanya’da giysilerimiz ve davranışlarımız ile övünerek söylüyorum; Türkiye’yi en iyi şekilde temsil ettiğimize inanıyorum. Kaldı ki, ben de protokol kurulları olsun olmasın smokin giymeyi severim.

Sırası gelmişken batı dünyasında lüks restoranlara akşam yemeklerine, özel davetlere de smokinle gitmek adettendir. Siz hiç seyrettiğiniz filmlerde batılıların bu yönüne dikkat etmediniz mi?

Çağdaş toplumlarda bazı kuralların değişmesi olanaksızdır.

Resmiyetin simgesi olan frak ve smokinden sırası gelmişken söz etmek isterim. Meydan Larousso dışında ansiklopedilerimizde bu giysilerle ilgili bir madde bulunmadığını veya yazılmaya değer bulunmadığını (!) da bu arada belirtirim.

Frak’ın ortaya çıkışı XVIII. yüzyıla kadar inmektedir. Başlangıçta ata binerken giyilmiş, ancak bu durum binicilerin hareketlerini engelleyince frakın önü hiçbir zaman iliklenmemiştir. Frak 1920’lerde devlet başkanları, üst düzey yöneticiler tarafından resmiyeti göstermesi yönünden tercih edilmiştir. Başlangıçta kravatla kullanılan frak daha sonra üst düzey davetlerde, balolarda, törenlerde papyonla kullanılmaya başlamıştır.

Yaklaşık iki yüz yıldır frakın modeli hiç değişmemiştir. Ceket yırtmaç kuyruklu olup, iki yanda saten şeritleri olan pantolonla birlikte giyilir. Saten yaka, beyaz yelek, beyaz gömlek de onu tamamlar. Ancak yeleğin alt uçlarının frakın bitim noktasından uzun olmamasına dikkat edilir. Ayakkabıların da rugan olmasına dikkat edilmelidir.

Smokini ise ilk kez, İngiltere Kraliçesi Victoria’nın oğlu, İngiliz Kralı VII. Edward giymiştir. Veliahtlığı sırasında resmi davetlerde giydiği fraktan bıkan Edward’a terzisi Henry Poole kuyruksuz, kısa bir ceket dikmiş ve smokin de böyle ortaya çıkmıştır.

Smokinin, frak kadar katı kuralları yoktur. Smokini fraktan ayıran özellik ceketin daha kısa ve yırtmaçsız oluşudur. Pantolonun yanında tek parlak saten şerit kullanılmıştır. Bunda da bel hizasında saten bir kuşak vardır, papyon, rugan veya siyah ayakkabı kullanılması şarttır.

Günümüzde bazı bağnaz düşünenlerin resmiyetin simgesi olan bu giysilere karşı olmalarını anlayabilmek çok zor... Batı dünyasının her türlü giysisini kabul ediyoruz, iş frak ve smokine gelince hayır diyoruz. Bazıları bu resmi ve çağdaş giysileri giyince acaba Müslümanlıktan uzaklaşacaklarını mı sanıyorlar?

Bilemeyiz... 


erdem@kenthaber.com

Yayın Tarihi : 19 Mayıs 2008 Pazartesi 10:59:43


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?