1
Mayıs
2025
Perşembe
ANASAYFA

Uçkur Kasetleri MHP’yi Zedeler mi?

Siyasetimiz enikonu çirkinleşti…

Teknolojinin gelişmesi siyasetimizde büyük yaralar açtı da denilebilir. Deniz Baykal ile başlayan kaset skandalı şimdi de MHP’nin başına çorap örmeye başladı… Tele kulak skandalları derken bir baktık ki, birileri bizleri gözetliyor.

Ne garip, artık çoğu insan yatak odalarından bile emin değiller… Bu ortamda nasıl sevişilir bilinmez… Aman sesin çıkmasın diyenler, odamızda tele kulak veya görüntü alan kameralar olabilir diye düşünen çoğu insan tedirgin olmalı… Teknoloji öylesine ilerlemiş, gelişmiş ki, üzerinize yorgan örtseniz bile istenildiğinde okyanus ötelerinden bile izlenmeniz olası… Bana sorarsanız yüzyılımızda, ben kendi hesabıma teknolojinin bir anda böylesine gelişmesinden hiç memnun değilim!..

Gizli çekimlerde ne çeşit kameralar kullanılıyor?

Kameraların boyutları nedir ve nerelere yerleştiriliyor?

Bunların süresi ne kadardır ve ses özellikleri var mıdır?

Hepsinden öte evlere veya mekânlara nasıl giriliyor ve sonra nasıl çalıştırılıyor?

Bunlar kimlerin eline geçiyor ve zamanı gelince piyasaya sürülüyor?

Kuşkusuz, böylesine teknik bir olayı kurmak ve izlemek öyle kolay olmamalı, mutlaka profesyonel bir ekip bunun üstesinden geliyor…

Eskiden gizli gizli porno kasetleri seyredilirdi; şimdi herkeste bir telaş, aman beni de izliyorlar mı diye?

BBG evinin bile pabucu dama atılmış!..

Şaka bir yana, şimdilik hedefte olan siyasi parti MHP’dir… MHP’li yöneticilerin, özellikle Devlet Bahçeli’nin yakınlarının hedef alındığı ve onların istifası ile ortaya çıkan simgesel tsunami MHP’yi oy kaybına uğratır mı? Yoksa kazançlı mı çıkarır?

Ne de olsa biz erkek milletiz!.. Üçümüz, dördümüz bir araya geldik mi, ya zamparalıklarımızdan ya da askerlikten söz ederiz…

İşte bütün mesele de burada…

MHP seçmeni çirkinleşen bu siyaset kaosu içerisinde böylesine bel altı propagandalardan, çirkin tezgâhlardan etkilenmemelidir… Nitekim Devlet Bahçeli’ni bir süre öncesi bunu yapan veya yaptıranlara adeta rest çekmiş; “Elinizden geleni ardınıza koymayın… Elinizde ne varsa sürekli oynatın. Hiç kimse MHP’den istifa etmeyecek. İstifa etseler bile ben kabul etmeyeceğim. Bütün sorumluluğu üzerime alıyorum” demişti. Buna rağmen istifalar geldi; Mehmet Ekici, Ömer Çakır, Ümit Şafak, Deniz Bölükbaşı, Cihan Paçacı ve Mehmet Taytak gibi partinin ağır topları istifa ettiler. Oysa ilk parti kasetler ortaya çıktığında baştan uyanamamış ve dört aday, liderlerinin isteğine uyarak istifalarını vermişlerdi.

MHP neden hedef alındı? Geride kimler var? Öncelikle bunun sorgulanması gerekir… Seçim sonrası yapılacak anayasa değişikliğinde Kürt açılımının üzerinde durulacak mı? Buna engel olarak MHP mi görülüyor? O yüzden mi kasetler ortaya saçıldı diye düşünmemek elden gelmiyor.

MHP yüzde onun altında kalır ve meclise giremezse, onun çıkaracağı milletvekillerinin, bugün yürürlükte olan seçim yasasına göre çoğu AKP’ye pek azı da CHP’ye gidecektir. Bu durumdan en çok yararlanacak parti de seçimde en çok oyu alan parti olacaktır. Küçük partilerin aldığı oyun ise hiçbir hükmü kalmayacak, buharlaşıp gidecektir. Bu yüzden de seçim yasasını değiştirmek oy çokluğuna sahip partilerin işine gelmiyor… Düzen, bu düzen böyle gitsin isteniyor…

Ortaya atılan kasetlerin olumsuz sonuçlar vereceğini hiç sanmıyorum. Bununla beraber MHP meclis dışında kalırsa, AKP’nin istediği yasaları çıkarması için önünde milliyetçi bir tutum sergileyen engel ortadan kalkmış olacaktır. Böyle olunca da yeni hazırlanacak anayasada önemli değişikler yapılması olasıdır. Bunun başındaki BDP’nin ve uzantısı olan illegal örgütlere ve kişilere verilecek üç aşağı beş yukarı tavizler gelebilir.

MHP’nin içerisinde bugünkü parti yönetimine karşı çıkanların olduğu da gözden uzak tutulmamalıdır. Bahçeli parti içerisinde kısmen de olsa hâkim durumdadır, eski Alpaslan Türkeş taraftarları bir yana itilmiş, ülkücüler sessiz kalmıştır. Son iki seçimdeki MHP milletvekili listelerine bakılacak olursa, eskilerin tasfiye edildiği açıkça görülür… Parti içerisinde söylenenlere göre yerel seçimlerde Yalova’dan aday olmak isteyen Yaşar Okuyan’ın görüşme isteği kabul edilmemiş, Bülent Şevket Yahnici kenara itilmiştir… MHP’nin önde gelen yazarlarına ne davet gönderilmiş, ne de isimlerinden söz edilmiştir.

Bunlar yalnızca birkaç örnek…

Beğeniriz veya beğenmeyiz ama demokrasiye inananların bu koşullarda, cumhuriyet tarihimizin en önemli bu seçiminde MHP’ye destek olmaları gerekir.

Seçime sayılı günlerin kaldığı ortamda ne olur? Sanırım gerçek MHP’liler bu komplolardan etkilenmeyecektir. Belki de oy patlaması yaşayacaktır. Ayrıca istifa edenlerin arkasında da büyük olasılıkla MHP’ye gönül vermiş insanlar vardır ve bunlar oylarını yine partilerine vereceklerdir. CHP’ye oy verecek olanlardan bazılarının MHP’ye yönelmesi de olasıdır…

Kaset olayları demokrasimizin hazin bir sayfasıdır; bükülemeyen bilek böylece saf dışı bırakılmak istenmektedir. Ancak bu kasetleri piyasaya sürenlerin bulunup ortaya çıkarılması da bugünkü teknolojiyle hiç de zor değildir… Bu kasetler daha önceden piyasaya sürülmüş olsaydı, Bahçeli işi baştan çözümleyebilir, seçmenin karşısına daha başka çıkabilirdi.

Asıl sorun bunları kimlerin tezgâhladığıdır.

Parti içerisinden mi?

Rakip siyasilerden mi?

Yoksa her zaman ileri sürülüp bir türlü kanıtlanamayan okyanus ötelerinden mi?

Hepsinden öte de MHP’siz meclis isteyenlerin amacı nedir?

Kısacası kirli bir oyun sergilendi ve bu oyun sürüp gidiyor… Oysa kasetli siyasetin bir an önce önüne geçilmek zorundadır. Reha Muhtar’ın dediği gibi “Kasetlerin gölgesinde demokrasi olmaz”. Hükümet bu işin üzerine duyarlılıkla gitmek zorundadır…

Bizim dışımızda da böylesine çirkin olaylar yaşanmıştır. İsrail eski Cumhurbaşkanı Moşe Katsav tecavüz ve cinsel tacizden yedi yıl hüküm giymişti… Ünlü aktör Hugh Grant çirkin bir fahişeyle basılmış, IMF başkanı Strauss-Kahn, Fransa Cumhurbaşkanlığına aday olacakken otel odasında kaçamak yapma sevdasından tutulanmış, Bill Clinton Monica skandalıyla itibar kaybetmiş, adeta yargılanmanın eşiğinden dönmüştür. Bizde de daha önce ünlü kişilerin yaptıkları ört bas edilmiş olmakla beraber, çoğu fısıltı gazetesine düşmüştü…

Alevi felsefesinin temel inançlarından olan “eline, diline, beline hakim olacaksın” sözü, günümüzde dillerden düşmüyor…


erdemyucel2002@hotmail.com
 

Yayın Tarihi : 27 Mayıs 2011 Cuma 00:18:45
Güncelleme :27 Mayıs 2011 Cuma 00:26:32


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Mehmet E. IP: 84.62.38.xxx Tarih : 27.05.2011 17:37:49

 Ellerine saglik Hocam"Herkesin okumasi gereken bir yazi olmus,Sen sag ol.Siyasetcilerin cinsel istismar,i tartismalarinin indigi seviyesiz düzeye yakisacak cinsten degildir.Bu durumda siyaset gittikce cirkinlesiyor,inanyorum,ki insanlarin bir cogu ailesi ile yatarken cekinerek yatmaktadir.Acaba dinleniyormuyum,veya evin herhangi bir yerine gizli kamara yerlestirilmis mi,Kusku ile yatmaktadir.

Teknolojiyi iyi niyetle kullanamiyoruz,Hep seytancil niyetine kullanmaya baslanmistir.Bu tehlikeli seytancil kullanim yüzünden,Dünyanin bir cok ülkesinde oldugu gibi,Türkiyede,de fuhusu cogaltmistir.Fakat bunun bu kadar ileri gitmesi,Sanirim issizlikten dogan gecim sikintisindan kaynaklandigini tahmin etmekteyim.

Ama bazi insanlar icin bu modern dünyada normal diyenler gittikce cogalmaktadir.O bir pencereden bakarsak Türk Milleti uckuruna cok düskündür.Bu siyasetcilerin kaset olayi ise,Apayri bir konudur.Sahsen buna deyinmek istemiyorum,MHP den istafa edenler,Ne garip,ki sanki kendileri icin yazilip cizilmemistir.Hemen akabinde baska bir partiye gecip kendi propagandalarini yapmaya basladilar.

Sasmamak mümkün degil,Sanki senin yogurdun benimkinden daha eksi der gibi halleri vardir.Bu cagda artik Eline,Diline,Beline,Hakim olma cagi degildir ve bitmistir.Bu cagda bu felsefeyi uygulayacak insan olmadigini kanaatindeyim. Varsa sayet oda milyarda ya bir veya iki kisi cikar.Bu yazdigim rakam sirf Türkiye icin degil,Tüm dünya icindir,Ve öyledir saygilarimla.