Atatürk ilkelerine, cumhuriyete inanmış, bilimsel kişilere yobaz saldırıları devam ediyor. Prof. Dr. Türkan Saylan’ın ardından şimdi yeni bir hedef seçilmiş; Sümeroloji Uzmanı Muazzez İlmiye Çığ...
Varakpare’nin biri Muazzez İlmiye Çığ’ın profesörüm diye yalan söylediğini ve bunun masonik bir olay olduğunu 24 Mayıs’ta yazmış... Bazı cahil kesimlerini zihinlerini bulandıran ve sözcüğün tam anlamıyla kışkırtıcı bir haber... O varakparenin her zaman başvurduğu oyunlardan bir yenisi... Aynı yazı bir cemaat gazetesinin internet sitesinde de son dakika olarak “Sahte Profesör” başlığıyla yinelenmiş. Ardından da eklenmiş; “Mason Locası” tarafından “meşhur edildiği” iddia edilen Muazzez İlmiye Çığ’ın “Kartel medyası ve lâikçi kesim” tarafından “Profesör” olarak tanıtıldığı; fakat kendisinin “profesör” olmadığını Vakit gazetesine “itiraf ettiği” öne sürülüyor.
Neyin itirafı?
Yalan yanlış bu satırları yazanlara sorulmalıdır?
Türkiye’nin ve dünya arkeoloji aleminin Sümeroloji konusunda önde gelen isimlerinden Muazzez İlmiye Çığ, hangi kitabında ve hangi bilimsel makalesinde Prof. Unvanını kullanmıştır?
Konferanslarında, sohbetlerinin hangisinde “Ben prof.um” sözü geçmiştir? Kaldı ki, kendisiyle röportaj yapan varakpare muhabirine şöyle demiştir;
“Ben profesör olduğumu iddia etmiyorum. Ben müzede uzman olarak çalıştım. Sümeroloji alanında araştırma ve incelemelerim oldu.”
Bilimsel bir konu üzerinde uzmanlaşmış olmak için mutlaka akademik unvana gerek yoktur. Akademik unvanı olmayan bir kişi kendisini kabul ettirmişse onun unvanına bakılmaz. Kaldı ki, şu veya bu şekilde akademik unvanı elde edip de, bilimsel eserleri, makaleleri olmayanlar ortalarda boy göstermiyor mu? Belirli bir kariyere yükselebilmek için başkalarının yazılarından kitaplarından aşırmalar yapan profesörler yok mudur? Bilimde bunun adına “İntihal” denir...
Nedense bir takım insanlar masonluğun ne olduğunu bilmezler, piyasa da bu konuda satılan ucuz kitaplardan elde ettikleri yarım yamalak bilgilerle bir şeyler yazarlar. Geçtiğimiz günlerde televizyonlardan birisinde masonik bir programda kendisini tarihçi sanan birisi uluorta ahkam kesmiş, elindeki yıllar öncesinin masonik ritüeli göstermişti. Oysa masonların her yıl ritüel değiştirerek zamana uyum sağladıklarından haberi bile yoktu. Anlayamadım her şeyin altında mason tezgâhı(!) aranmasının nedeni nedir. Nitekim Muazzez İlmiye Çığ’ın bilimsel yükselişinde mason tezgâhı aranmasıdır. İnsanın cehaletine gülerler, hem de kahkaha ile gülerler...
Muazzez İlmiye Çığ’ın akademik unvanı yoktur ama Sümeroloji konusunda yerli ve yabancı akademisyenler ona hocam diye hitap ederler. Trakya Üniversitesi K.Arkeoloji Ana bilim Dalında Cem Güleroğlu tarafından “Muazzez İlmiye Çığ Hayatı&Eserleri” başlığı altında son sınıf bitirme tezi 1999 yılında yapılmıştır. Bilmeyenler öğrensin diye bunu ekliyorum.
O aydınların gönlünde büyük bir yer edinmiştir. Profesör olsa da olmasa da gönüllerdeki yerini korumaktadır. Yazılırında binlerce yılın ötesine inerek yıllarca İstanbul Arkeoloji Müzeleri tablet arşivinde okuduğu birikimlerini yansıtmaktadır. Onun tepki çekmesinin asıl nedeni de; dört kutsal kitabın anlamını Sümer tabletlerine dayanarak ortaya koymasıdır. Sümer tabletleri ile “kutsal kitapların” kaynağı ortaya çıkmıştır. Bunun bilimsel olarak ortaya çıkmasında çabası büyüktür. Ayrıca Bilim ve Ütopya Dergisinde de bu konuya açıklık getiren bilimsel makaleleri bulunmaktadır.
Bugün 95 yaşına gelmiş ve hala bilim için uğraşan bu aydın bilim kadınına uluorta saldırılacağına O’nu araştırın, öğrenin, düşünün ve O’na bilimsel yönden yanıt vermeye çalışın... Kuşkusuz bunu yapabilecek bilginiz ve kapasiteniz varsa?
Bilmeyenlere bir kez hatırlatmak isterim. Muazzez İlmiye Çığ, Ankara Dil Tarih Coğrafya Fakültesi’nin ilk mezunlarındandır. Hititoloji ve Sümeroloji bölümünden mezun olmuştur. Atatürk’ün Nazi baskısından kurtardığı Alman profesörler ile birilikte çalışmış, İstanbul Arkeoloji bölümü Çiviyazılı Belgeler Bölümüne atanmış ve orada dünya çapındaki uzman Dr. F.R. Kraus ile birlikte 1948 yılına kadar çalışmıştır.
İstanbul Arkeoloji Müzelerinde Sümer, Akad ve Hitit dillerinde yazılmış, Boğazköy, Kültepe, Mezopotamya’da Adab, Asur, Kiş, Lagaş, Nippur, Puzrisdağan, Sippar, Şuruppak ve Umma gibi yerlerden çıkarılmış 75 bine yakın çiviyazılı tableti bulunmaktaydı ki bunlar İ.Ö 2500 yılından İsa’nın doğumuna kadar olan zaman içinde yazılmıştır. Bu tabletler kazıdan çıktıkları gibi duruyorlardı. Muazzez İlmiye Çığ bunların konservasyonlarını yaptı. Sonra devirlerine, tarihlerine, konularına göre tasnifleri, kataloglarını yaptı; özel kutular dolaplar ve odalar içinde korumaya aldı. Böylece 33 yıllık çalışmalar sonucu, bu alanda araştırma yapanların kolaylıkla yararlanabileceği çağdaş bir “Çiviyazılı Tabletler Arşivi” meydana getirdi. Bu çalışmalar yanında bilimsel araştırmalara da zaman ayırdı. Bulunan yeni belgeler, yapılan çalışmalar, Sümeroloji sahasında çalışanlara kitap ve makaleler olarak sundu. Bunlar arasında Sümer hukukuna, devlet yönetimine, okullarına, edebiyatına ve Hitit kültürüne ait 3000 tabletin kopya ve kataloglarını kapsamaktadır.
Muazzez Çığ’ın bilimsel makalelerini yayınlayan, “Bilim Ütopya Dergisi”, çirkin saldırılar karşısında bir açıklama yapma zorunluluğunu duymuştur:
“Muazzez İlmiye Çığ, halkı yüzyıllarca yıl Ortaçağ karanlığına mahkûm edenlere karşı, tarihe dayanarak halkı eğitmek, aydınlatmak isteyen Cumhuriyet devriminin yarattığı bir projedir. Ve Muazzez İlmiye Çığ Cumhuriyet’e olan bağlılığını çalışmalarına devem ederek ödemektedir. Vakit bu tür oyunlarla onu durdurabileceğini sanmaktadır. Mahkemeye çıkardılar durduramadılar. Peş peşe kitaplar çıkardı. Şimdi de bu yolu deniyorlar. Halka, Cumhuriyet’e ve Muazzez İlmiye Çığ’a karşı bu saldırıları ile hiçbir şey elde edemeyecekler”.
erdemyucel2002@hotmail.com
Sayın Yücel, bu yazınızdan dolayı size çok teşekkür ediyorum. Çünkü, Sayın Sümerolog M. İlmiye Çığ, Sümeroloji alanında önemli çalışmaları ve yayınları olan bir övünç kaynağımız. Önce hakkında davalar açıldı, sonra olmadık tehdit ve hakaretler... Tabletlerdeki çivi yazılarındaki bilgilerden yola çıkarak yaptığı tespit ve yorumlar tu kaka ilan edildi. Atatürk'ün kültür devriminin önemli bir alanı olan Sümeroloji çalışmaları ile onun önemli bir bilim insanı olan M. İlmiye Çığ, 90 yaşını aşmasına karşın hala çalışmaktadır. Kendisine uzun ve sağlıklı bir yaşam diliyor ve saygılarımızı sunuyoruz.